bugün

anadolu'da bekaret, her şeyin üzerindedir. peki anadolu insanları, bekaret'in ne olduğunu biliyor mu? araştırmak öğrenmek istiyorlar mı?

geçtiğimiz yıllarda, kömürün başkenti olarak bilinen zonguldağa gittim. sosyal demokrat bir anadolu şehri olarak bilinen zonguldak, geçtiğimiz seçimlerde, oyunu akp'den chp'ye çevirdi. gençlerin istanbul pastanesi'nde elele tutuşamasa bile, beraber limonata içebildiği bir şehir olan zonguldak, bence bir kez gidilmesi gereken bir şehir.

ben orada, dedemin oranın 50 yıllık esnafı olması, babamın herkesi tanımasının verdiği güvenle, insanlarla bekaret konusu konuştum. bilinçli bir şehir olan zonguldak'ta bekaret'in önemsiz olacağı gibi bir hayale sahip değildim. fakat çıkar savunabilirler diye umuyordum yanılmışım.

aramızda konuşmaların genel özeti şöyleydi;

soru; size bekaret'in temelinde, islamiyet mi? türk kültürü mü? yoksa ikisinin sentezi mi yatıyor?

10 kişilik bir kadın grubundan gelen cevap; bu namustur. namus'un kaynağı olmaz. erkek adam, yapar eder, temizini hak eder.

- maalesef bu sorudan fazla randıman alamadım.

soru; sizce bekaret nasıl bozulur? bir kız nereye kadar ilerleyebilir?

aynı gruptan gelen cevap; geçen gün şehir stadyumunda, bir kız ve sevgilisi gidiyor, kız yollu belli, sevişip, zarını korumak istemiş, nerede? yukarıda allah izin verir mi? çocuk tecavüz etmiş buna.

- hep bir ağızdan, zarı koruyacaksan, evinde oturacaksın şekerim benzeri şeyler söylediler.

islamiyet'e göre bekaret konusuna geri dönmek istedim, elmalı hamdi yazır'ın çevirisinden ezberimde olan nur suresi'ni okudum. erkek ile kadın eşit olamaz dediler. dine göre böyle dedim. sen türkçesini okuyorsun, arapçasını okuman lazım, türkçesi değersiz dediler. bende dillerin laik olduğunu, istedikleri dilde, kuran-ı kerim'i okumaları gerektiğini söyledim fakat ısrarla, benim dini çarpıttığımı idda ettiler. zina yapan maymunları anlattılar. maymunlarda kızlık zarı olmadığını, ayrıca zina için, evlilik kurumu olması gerektiğini, maymunlarda evlilik kurumu olmadığını dolayısıyla maymunlarda, zina kavramının olamayacağını söyledim. benim hadis-i şeriflere karşı çıktığımı ve onları dinlerinden soğutmaya çalışmakla uğraştığımı ettiler.

bende sordum;

soru; bana arapça, 'günaydın, bu sabahleyin nasılsın?' yazabilir misiniz? kuran-ı nasıl okuyorsunuz, nasıl anlıyorsunuz, dininizi nereden öğrendiniz? dedim.

cevap; sen nasıl türksün böyle? biz babadan böyle gördük.

dediler ki, ne benim daha fazla soru sormaya şevkim, ne de onların cevaplamaya nefesi kalmıştı, konu böyle kapanmıştı. sonra güle oynaya lahmacun yemiştik...

not; olayın geçtiği yer emral çarşısı, 10 kişilik kadın grubu ise oranın esnafı veya esnaf kadınların arkadaşlarıdır.