bugün

bir gülben ergen sarkısı.
anadolu'da erkek egemen bir aile yapisi hukum surdugunden ev islerine ve cocuklara bakar, genellikle legen gibi bir kalcaya ve porsumus memelere sahiptir. ekonomik ozgurlugunu elinde bulundurmaz, kendisini aldatan esine bosanma davasi acmasi gercekten nadirdir.
...anadolu kanın çok çalışkandır, tarlada, evde, şurda, burda...

mottosu aklıma takıldı, ee ulan dedim kendime; madem çalışkanlar neden götler büyük, göbek var, kilo almış başını yürümüş, hı! über çalışkan olsalardı fit olmazlar mıydı hem!

bunu da burada açıklıyorum arkadaş: anadolu, tıknaz kilolu kadınlardan kırılmaktadır.***
yaz kış tarlada çalışan ana azminde, çanakkale savaşında cepheye kurşun taşıyan ana gücündedir.
"dünyada hiçbir milletin kadını, ben anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, anadolu kadını kadar emek verdim diyemez. çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakar, o ilahi anadolu kadını olmuştur." mustafa kemal atatürk
her yükü taşıyan kadındır. diğer kadınlardan farkı, iş yerinin tarla olmasıdır. hayat çizgisini evlenene kadar babası, evlendikten sonra kocası belirler. rolünü kocasına ve çocuklarına bakmak olarak görmektedir. şehirli kadınların uyuduğu sırada o ahırda inek sağıyordur.

tüm dert, çile ve yorgunluğun bedeli olarak kırkında yaşlanır. ama bedence dinçtir. elleri nasırlıdır. her konuda görüş sahibi olacak kadar kafa yorduğu halde fikri sorulmaz. sahipsizdir bir bakıma.

tüm olumsuzluklara rağmen çocukları için yaşar fedakar ve cafakardır. tertemiz bir kalbi, yıkanmayı unutmuş hatta hiç öğrenmemiş bir dili, samimi bir yapısı vardır.

tüm zorluklara rağmen insan kendini onun yanında güvende hisseder. bu güven boşa değildir. bu kadın sevdiklerine zarar gelecek oldu mu aslan kesilir. ocakta sac kurup bazlama yapar, avluya çamaşır asar, yer yatağı yapar, kırık çay demliğinde çay demler, çaydanlıktan çıkan buhara gençlik hayalleri karışır, ahıra giderken gaz lambası şişesini boynuna asar, el örgüsü yelek giyer. başındaki baş örtüsünü soğuk havalarda atkı olarak kullanır. anaların özüdür, hasıdır. canımdır. kurban olduğumdur.
(bkz: selvi boylum al yazmalım)
Elleri kınalı,elleri nasır tutmuş kadındır. O eller soğukta çamaşır yıkar,ailesi keyif çayı içerken bulaşık yıkar.. Sabah sobayı yakmak icin karaya bulanan eller akşam ailesinin karnını doyurmak için beyaza bulanır .. Ve gözleri cok şey anlatır anadolu kadının.. Tıpkı emektar elleri gibi.. Hüzün de vardır o gözde umut da.. Gelecek ile geçmiş o bir çift gözde buluşur ve kimi zaman mutluluktan kimi zaman üzüntüden ağlar.. Dilinde hep besmele vardır mesela,hep bir hoşgörü.. Sitem ederken bile dua eder karşısındakine.. Kendi çocuğu için nasıl hüzünleniyorsa diğer çocuklar için de öyle hüzünlenir.. Ana kuzusu der o yüzden.. Namus onda şekil bulur,haya onda.. Kimi zaman ne kocası değerini bilir ne anne babası.. Ama o yine de görev affettiği işleri yapar.. Kaçamaz hiçbir yere.. Hep çalışır.. Ve hep temiz kalır..
görsel
Özü iyi olan kadındır.
nene hatun gibi vatanseverdir,
hafsa sultan gibi anadır,
Samiha ayverdi gibi latiftir,
toprağı gibi bereketli ve misafirperverdir.
çenesi düşmüş ve fedakar bir sokurdanma makinasıdır.
güncel Önemli Başlıklar