bugün

kötü filmlerdir. içeriksizdir. ya *m peşinde koşan erkekler ya da zengin ve yakışıklı erkek peşinde koşan kızlar vardır. tabii ki de bunlar hep arka plandadır. ön planda ise %90 zengin erkek fakir kız aşk ilişkisi vardır. külkedisi masalıdır. peri kızı masalıdır. beyaz atlı prens masalıdır.
sağ gösterip sol vurandır. çok tutulandır.
ama dediğimiz gibi kötüdür. hem de çok.
içerisinde espri ile bütünleştirilmiş cinsellik unsurları barındıran, daha çok amerika'nın orta seviye ve üzerindeki ailelerin çocuklarının yaşantılarının konu alındığı, genellikle bütün filmlerin birbirine benzer olduğu ve niyeyse film boyunca hiçbir çirkin kızın görünmediği, film başında bir tane görünse bile filmin sonunda en taş hatuna dönüştüğü, erkeklerinde kızlardan aşağı kalır yanı olmayan, filmin başında çelimsiz olan insan evladının bir film sonunda nasıl süper kahramana dönüştüğünü anlatan filmlerdir.

(bkz: teen flick)
gözlüklü çelimsiz, okulun futbol takımı kaptanı beyinsiz kas yığınına karşı

hey dostum beyaz popona siyah bir tekme ister misin?

öndeki arabayi takip et, dostum!

vs. konulu filmlerdir. öyle hatalar vardır ki, yer çekimi kanununun bile o filmlerde işlevini kaybettiğini görmek mümkün olacaktır yakında.
trt'de yayınlanan bir amerikan gençliği filminde, bir konserde klasik gitardan elektro sesi çıkıyordu mesela. hem de amfi vs olmadan. "noluyor lan" olmuştuk arkadaşlarla televizyonda zaplarken. kız gitarın tellerine dokunmadan elini sallıyor, bir anda cimi hendirkis kesiliyordu çünkü.
genelde şu tarz diyaloglar geçmektedir;

-heeey dostum senin tek sorunun ney biliyormusun?
+?
-o kahrolası koca kıçının kafandan büyük olması
+söylesene neden gidip kendi sorunlarınla ilgilenmeyi denemiyorsun dostum?
-heeey heey heyy! kapa çeneni aşağılık yaratık
+canın cehenneme lanet olası.
(bkz: grease)
film boyunca ölen veya seks yapan genç sayısının parmakla sayılamayacak kadar çok olduğu filmlerdir.
genelde sittin senedir başarısız olan bir futbol veya basketbol takımı oyuncuları etrafında dönen hikaye içerikli film.başroldeki tıfıl delikanlı aslında çok iyi basketbol oynar ama yeteneği keşfedilmediği için hep yedek kadrosunda kalır ve takım kaptanının manitası sürekli mini etek giyen sarışın çıtıra yazmaktadır.sonra eskiden çok büyük takımları yöneten ama bunalımda olan sarhoş koç * bu takımın başına geçer ve bizim oğlanı keşfeder nasılsa takım üst üste galibiyetler almaya başlar çıtır kızda tıfıl oğlana pas verir artık. her şey iyi derken esas oğlan ailesi boşandığı için bunalıma girer ve son maça gelmez(nasıl olduysa bu boktan takım sezon ortasında aldığı beş galibiyetle şampiyonluğa oynuyor). mini etekli kız oğlanı bulup ikna eder ve maça yetişir ve 72-70 olan durumu son saniyede attığı 3'lük sayı ile kazanırlar. çıtır kız esas oğlana verir , koç oğlanın anasıyla işi pişirir ve biz mutluluktan ağzımız kulaklarımıza varmış bir şekilde rahatça uyuyabiliriz.

(bkz: onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine)
(bkz: kerevet ne lan)
(bkz: kerevetini de al git)
bir grup genç ...

budur.
öyle bir anlatırlar ki amerika'yı ve ortamı, küçükken bu filmleri her izlediğimde, bittikten sonra amerikan olmak istemişimdir. hayaller falan kurardım, lan ne güzel şimdi amerika'da olsam diye falan.
iğrenç pop rock müziklerin olduğu filmlerdir.
hoşlandığı kızın kendisine cesaret verici sözler sarfetmesi ile birlikte esas oğlanın gaza gelerek üstesinden gelemeyeceği bir işi başarması, bu kombinasyondan sonra kızı öpmesi bu tür filmlerin olmazsa olmazlarındandır.
yurdum gençlerini yemyeşil kampüsleriyle cezbeden, plaj partileriyle heyecanlandıran, kızlarıyla yoldan çıkaran filmlerdir. müzikleri gerçekten haşlama olsa da o sahnelerde nedense hiç sırıtmaz. güzel hayaller kurduran filmlerdir ama üstü açık araba kullandığınızı, arkada oturan 3-4 bikinili kızı hayal ederken gözünüz öss karma testine takılır ve türkiye'ye zorunlu geri dönüşünüzü yaparsınız.*
türk televizyonlarının haftasonu öğledensonra saatlerinde yayınlayıp durmaktan hiç vazgeçmediği genellikle eski ve saçma filmlerdir.
genelde ciğeri beş para etmeyen, önüne geleni dövmek gibi hobisi olan kötü gencin, kızarkadaşının, her nasıl oluyorsa hep kendi karakterine 180 derece zıt olduğu filmlerdir(mesela never back down.) böyle kızların böyle hödüklerin yanında niye yer aldıklarının gizemi hala çözülememiştir bu filmlerde. gerçi filmin sonunda hep doğru yolu bulurlar.
Film bittikten sonra daha gevrek bir Türkçe konuşmaya yol açan, oradaki evlere, bahçelere, liselere özendiren filmlerdir.
(bkz: american pie)
içki uyuşturucu sex.
amerikanın atıl öğrencilerinin yaşam tarzlarının anlatıldığı filmlerdir. filmlerde anlatılan hayatlar özenilecek bir yaşam tarzı şeklinde önünüze sunulur, abd'nin ülke geleceğinde hiç bir beklentisi olmadığı bu gençliği göstererek doğu ülkelerinde (örnek:ülkemiz) henüz istenen seviyede bozulmamış olan gençliği kendi atıl gençliğine benzetmektedir.
tabi akıllara gelen bir soruda var mutlaka abd madem bu gençlik bir şey beklememekte ama nasıl süper güç olmayı sürdürmekte olduğu sorusu. bu sorunun cevabı da oldukça basit, bize amerikan sinemasının gösterdiği gençlik devlet okullarındaki gençlik değil özel paralı kolejlerdeki gençliktir. devlet okullarındaki sistem hiçte bizim özendiğimiz sistem gibi değildir. abd nin devlet okullarında erkek ve kız öğrenciler ayrı eğitim görmekte, din dersleri en önemli ders olarak işlenmekte hatta din dersine giren öğretmenler papaz olması mecburi tutulmaktadır. bu ve daha bir çok katı kural amerikan devlet okullarında uygulanmaktadır.
abd nin devlet okullarından çıkan bu gençler abd nin devlet çıkarlarının korunması için gerekli olan çarkların dönmesi sağlamaktadır. buradan mezun olanlar en iyi üniversitelerde öğrenci olur, devletin en önemli noktalarına gelir.
evet abd arka planda kendisi için gerekli olanı yetiştirirken ön planda dünyaya sunduklarıyla dünya devletlerinin geleceklerini de dizginleyerek uzun yıllar daha süper güç olmayı hedeflemektedir.
(bkz: american pie series)
Ülkemizdeki gençlere tuttuğunu becereceğini sanma hissi veren, fakat işin sonunda göt elden gidince hassi uyandıran filmlerdir.