bugün

Bir ambargoyla yıldırabileceklerini mi sanıyorlar bu milleti.
O zaman tarihin tozlu raflarına kalkmış kitapları açıp okusunlar Bi.
Çanakkale'de askerin yediğine içtiklerine baksınlar..

Şimdi yılma zamanı, korkma zamanı değil, gerekirse aç kalırız ama bu devleti ite çakala yem etmeyiz.
adamlara bak terör orgutu vruyoruz biz. size ne oluyor?

neyse gönder gelsin. rızkımızı veren allah'tırc.c.
Komple abd den el çekmek var aslında ama bu tabiki imkansızdır. Geçmişe dayalı anlaşmalar atılan adımlar gereği mecburen ülke bağlanmış bu anlaşmalar atılan adımlar neredeyse 1 asırdır devam eden anlaşmalar. Abd sadece türkiye yi değil çoğu ülkeyi bu şekilde tehdit ediyor. Şu gerçeği de görmek gerekir tabiki bir ülke ambargo uyguluyorsa kendi de bundan zarar görür.
(bkz: 100 milyar dolarlık ambargo/#42287334)
Devir eski devir değil. Türkiye kamu harcamalarını kısıp, cari açığını dengelesin hiçbir ambargo türkiye'ye zarar veremez. Türkiye'nin mali kırılganlığı kötü yönetilmesinden.
siyonist abileri aşağıdan baskı yaptı belliki. siyon devleti kurulmasını engelleyen türkiye'ye karşı sürpriz olmayan ambargolardır. bağımsızlığımızı kaybedeceğimize birkaç sene yokluk çekeceğiz anlaşılan. fakat siyasiler israfa göz yumarsa bu süreçte, kimsenin beceremediği toplumsal kaos çıkar ona göre. acı çekeceksek hep birlikte çekeceğiz o kadar!
kıbrıs barış harekatı esnasında bazı hükümet üyelerinin amerika bize yakıt vermezse uçaklarımızı nasıl kaldıracağız düşüncesi harekattan sonra gerçekleşmiştir. ama koskoca bir cumhuriyet'in sınır ötesi operasyonlarda bunları düşünmesi bağımsızlığına indirilmiş çok büyük bir darbe olacağı gibi düşünülemez bile.
A.B.D.'nin Kıbrıs Barış Harekatı sonrası Şubat 1975'ten itibaren Türkiye'ye uyguladığı silah ambargosu. Amerikan yöntemi, 1971'de Nihat Erim tarafından konulan haşhaş ekim yasağını kaldıran Ecevit hükümetine karşı bir soğukluk duyuyordu ve A.B.D.'nin bütün engelleme çabalarına rağmen gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı da Türkiye'nin bu ülke ile ilişkilerini iyice gerginleştirdi. Harekat sonrası Kongre'de bir grup üye Türkiye'ye karşı silah ambargosu uygulanması yönünde girişime başladılar. Bunun için de A.B.D.'nin Türkiye'ye savunma amacıyla verdiği silahları Kıbrıs'ta kullanmış olmasına sebep olarak gösterdiler. Bu arada Kongre'de çıkacak herhangi bir ambargo kararını veto edeceğini ifade etmiş olan Başkan Nixon ise Watergate Skandalı yüzünden istifa etmişti. Sonuçta Amerikan Kongresi 5 Şubat 1975'te Türkiye'ye yönelik silah ambargosu kararını aldı. Türkiye'nin buna ilk yanıtı bir hafta sonra Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin kurulduğunu ilan etmek oldu. Daha sonra 25 Temmuz 1975'te Türkiye A.B.D.'ye verdiği bir nota ile 1969 tarihli Türkiye-A.B.D. Savunma işbirliği Anlaşması'nı (Defence Cooperation Agreement) askıya aldığını ve ülkedeki bütün Amerikan üs ve tesislerinin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin "kontrol ve gözetimi" altına girdiğini açıkladı. Bu gelişme sonucu başlayan görüşmelerde iki ülke arasında yeni bir uzlaşmaya varıldı ve 26 Mart 1976'da yeni bir Savunma işbirliği Anlaşması imzalandı, ama bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi silah ambargosunun kalkması şartına ve Kongre'nin onayına bağlanmıştı. Temmuz 1978'de KTFD Başkanı Rauf Denktaş'ın Maraş bölgesine 35.000 Rum göçmenin kabul edileceğini açıklamasıyla yumuşayan hava ve Başkan Jimmy Carter'in girişimleri sonucu ambargo 26 Eylül 1978'de kaldırıldı.