bugün

sayın karahanlı sadakatinizi taktir ediyor.
ARTIK ÇiN VARKEN BiRAZ ZOR OLUR, ADAMLAR ÇiP DAHiL HERŞEY ÜREtEBiLiYORLAR, DAHA SINIRSIZ iNSAN KAYNAKLARINI SAYMadım bile.
Roma imparatorluğu çökmüş, Osmanlı çökmüş iken amerikada illaki çökecek.
görsel
görsel
dost düşman herkesi yakından tanımak gerekir.
Abd en güçlüdür ama herkesin itaat ettiği dereceler vardır.

insani gelişmişlik seviyeni, üretimini, ekonomini ne kadar yüksek tutarsan o kadar az itaat edersin.

Sen fen liseleri açacakken imam hatip açtığın için onun ağzına bakıyorsun.
Adam direk çanak yalayıcı. Abd terörün başıdır.
ya yanında olursunuz ya da yok Olursunuz...

Bu kutlu ülke iyki var da dünya kaosa sürüklenmiyor.

amerikan bağımsızlık savaşı'nda george washington birbirine benzemeyen ve birbirinden şüphelenen on üç ayrı koloninin çarıksız kuvvetlerini bir araya getirip, yaklaşık sekiz yıllık bir savaşın akabinde söz konusu ordunun dönemin en kuvvetli askeri gücüne (bkz: britanya imparatorluğu) karşı zafer kazanmasına önderlik eder. savaş sonrası kurulan yeni cumhuriyetin yönetimini gasp etme imkanı karşısında ise baştan çıkmaktan çekindiği için aralık 1783'te ordudaki görevinden istifa eder ve virginia'daki plantasyonuna (18. ve 19. yüzyıllarda amerika'daki kolonilerde şeker, pamuk, tütün ve çivit otu gibi ihracat ürünlerinin yetiştirildiği çiftliklere verilen isim) dönerek toplumsal hayattan çekilir. üç yıl sonra birleşik devletler anayasası'nı hazırlayacak konvansiyona başkanlık yapması istendiğinde ise gözle görülür bir isteksizlik ile siyasete tekrar sürüklenir. 1789'da oy birliği ile ilk abd başkanı seçilen washington'a, siyasete dönüşündeki isteksizliğine rağmen bu makamın yetkileriyle sorumluluklarını kendi şahsı etrafında şekillendirmesine izin verilir. lakin gücü kendi ellerinde toplamak yerine görevlendirdiği yetenekli bakanlara yetki verip, üstlendiği makamın yükünü özverili bir ağırbaşlılık ile sırtlanır. 1792'de görevi bırakmayı canı gönülden istemesine ve çevresine bu düşüncesini defaatle dile getirmesine rağmen ikinci başkanlık dönemi için tekrar oy birliğiyle seçilir.

washington'ı kamuoyu nezdinde bu denli popüler yapan ve halkın sonsuz teveccühünü kazanmasında başlıca rolü oynayan unsur, tabii olarak bağımsızlık savaşında kazandığı başarıdır. savaştan sonraki tevazusu ise ona seküler bir azizin ışıltısını verir. siyasi kariyeri; dürüstlüğü, bilgeliği ve vazifeşinas kuvvetiyle kazandığı saygınlığını azaltmak şöyle dursun artırmış gibi görünmektedir. zekice organize edilmiş imaj yönetimi ve ölçülü atılganlığı, kariyeri boyunca mükemmel saygınlığının kibir veya "caka satma" olarak algılanabilecek şekilde altüst olmasını önler ve washington'ı "yüce amerikan atası" ile "cumhuriyetçi ahlakın vücut bulmuş haline" dönüştürür. binaenaleyh hiçbir zaman muhteris bir görünüm sergilemeden washington, popülerliği modern zamanlara kadar sürecek olan hüviyetini yaratmış olur.

ilk başkanlık döneminin başlarında doğum günü ülke genelinde milli bayram haline getirilen washington'ın; tuvalde, mermerde ve matbaada yüceltilen efsanesi, dünyanın muhtelif yerlerinden gelen insanların oluşturduğu amerikan toplumunun bir ulus kimliği kazanmasındaki temel direklerden biri haline gelir.
washington, kamuoyu nezdinde o kadar büyük ve saygın bir güven hissi vermektedir ki, 1790'da yeni ulusun başlarda federal kent adıyla anılan yönetim merkezinin planlamasında ve inşasında sınırsız yetkiyle donatılır. projeye nezaret eden yetkililer 1791 yılına gelindiğinde amerika başkentinin washington adını almasına karar verir. başkentin planları, washington'ı at üstündeyken betimleyen azametli bir heykeli ve gelecek nesillerin ziyaretlerinde bu yüce şahsiyetin hatırasını hayranlık ile yad edeceği abidevi bir kabri de içermektedir.

washington'ın neden yeni bir ulusun sahip olmak istediği niteliklerin bu kadar iyi bir tezahürü olduğunu anlamak kolaydır: çağdaşlarının gözünde, adeta bir heykele benzeyen duruşu bile onu seçkin bir statüye koymaktadır.
ihtilal savaşından galip çıkan amerika, siyasi bir iletişim laboratuvarıdır ve monarşi hükümetini üzerinden silkeleyip atan cumhuriyet, aynı zamanda avrupa tahtlarının etrafındaki aurayı yaratan tüm tören ve sembollere de sırt çevirmiştir. bundan sonra ne asalar ile taçlar ne de katedrallerde icra edilen taç giyme törenleri ile te deumlar olacaktır. birleşik devletler, ortaya çıkan boşluğu doldurmak için george washinton kültü'nü oluşturur. washington'ın ve diğer kurucu babalar'ın bağlı olduğu cumhuriyetçilik ilkesi, haşin dersler ile dolu bir geçmişe sahiptir. antik atina ve roma'dan tutun da rönesans italyası ve oliver cromwell'in britanya cumhuriyeti'ne kadar her yerde, monarşiyle yönetilmeyen bir hükümet sistemi kurma girişimleri yıkıma uğramıştır. birleşik devletler gibi modern bir cumhuriyetin tek umudu; halkın ve özellikle de yönetici sınıfın, erdemleri "tiranlığa" doğru bir kayışa direnebilecek kadar içselleştirmesidir.

nitekim washington kültünün sağlam temellere oturtulduğu ve cumhuriyet değerlerinin halk tarafından benimsendiği, washington 1799'un aralık'ında boğaz iltihaplanmasından vefat etmesinin akabinde yaşanan süreçte ortaya çıkar. 250 yıla yakın tarihinde atlattığı pek çok toplumsal badire ve yaşadığı sancılı süreçlere rağmen insan hakları ve özgürlükleri, eşitlik ve bağımsızlık gibi modern toplumların vazgeçilmezleri arasında olan değerlerin, farklı görüşler söz konusu olsa da (emperyalist zihniyet ve kapitalizm bayraktarlığı), günümüzde tabiri caizse referans noktası haline gelen birleşik devletler, bu başarısının mimarlarından george washington'ın hatırasını daima saygı ve minnet ile yad etmiştir.

george washington'a ve icraatlarına dair daha fazla bilgi edinmek isteyenlere david stewart'dan george washington / amerika'nın kurucu babasının politik yükselişi adlı eseri tavsiye ediyorum.
bu sözün doğruluğunu, ptt messenger'ın tanıtımı yapıldığı sırada binali yıldırım afrin'deki komutanla görüşürken elinde tuttuğu iphone x'den ve 15 temmuz gecesi tayyip reis halkı sokaklara iphone'dan canlı yayın yaparken hepimizin anlamış olması lazımdı.
kontrolsüz güç güç değildir.*
güncel Önemli Başlıklar