bugün

--spoiler--
'Aile albümlerindeki fotoğraflarda gri ve mavi gölgeler görü­rüz. Bunlar çoğunlukla anlaşılmaz şeylerdir. Geleneksel aile portreleri zamanı yakalamıştır ve varlığını sürdürmektedir. Mekanik bir oluşum olan bu sanat bize sonsuzluk yaratamaz kesinlikle. Onun yaptığı sadece zamanı mumyalamaktır. Çürümeye böyle karşı koyar.

Bu açıdan baktığımızda, sinema zamanın tarafsızlığıdır. O artık nesneleri korumaz. ilk kez olarak nesnelerin görüntüleri onların sürekliliğinin görüntüleridir. Onu resimden ayıran en büyük özellik, işin içine zaman boyutunun katılmış olmasıdır.'
--spoiler--

andre bazin, sinema nedir.
Düşünmek! Düşmeden önce düşünmek.
'diğer bir önlem olarak korunaklı lahitler düşünülmüştür. buralara asil vücudun çürümesi durumunda yedek olarak kullanilmak üzere mumyalar yerleştirilmiştir. bu dinsel tarz başlangıçta mevcut olan hayatın varlığının onun temsili görünümünün yaratılmasına çalışılması esasına dayanmaktadır. benzer olarak bir başka karşı koyuş tarih öncesi devirlerde mağaralarda, başarılı bir av
sonrası yakalanan hayvanların bir kisminın kil ile örtülerek korunmaya çalışılması çabalarıdır. sanat ve uygarlık zaman içinde geliştikçe onun sihirli rolü daha da artacaktır.

15. louis kendisini mumyalatmak yerine le brun'a portresini yaptırmayı tercih edecektir. uygarlık tabii ki zamanın gücünü yok etmeye yetmeyecektir. o, ancak akılcı düşünme seviyesinin yükselmesini sağlayacaktir. artık hiç kimse bir modelin veya bir görüntünün aynılığına inanmamaktadır. görüntüler sadece bizim maddeleri hatırlamamıza yaramaktadır. onlar bizi ölümden koruyamazlar. bugün görüntü oluşturulmasının bu tür amaçları yoktur. ölümden sonra yaşam konusu tartışma dışı kaldığı için şimdilerde görüntüler gerçeğin benzerliği olarak ideal bir dünya yaratma amacını gütmektedir. eğer plastik sanatlar tarihine bakarsanız çıkış noktasının estetik kaygılardan çok, psikolojik isteklerden kaynaklandığını görürsünüz. bu,'benzerliğin öyküsü'dür ve isterseniz siz buna 'gerçekliğin öyküsü' diyebilirsiniz.'

andre bazin, sinema nedir?
'istanbul, kuşların farklı göç yollarının üzerinde yer alır. Doğuyla Batı’nın kucaklaştığı, Bizans ve islam’ın kaynaştığı bir yer olmanın ötesinde insana özgü bir yansıma olan ipek Yolu gibi milyonlarca yıldır süregelen doğal bir akışın merkezi konumundaki bir geçiş noktasıdır. Kaç defa tahrip edilmiş ve her seferinde yeniden inşa edilmiş, daha kesin bir ifadeyle sayısız kereler ağır bir hüzün içeren tarihini yeniden yaratarak bir kez daha tasvir edilmiştir. Ancak bu değişiminin temelinde, bilinçaltında deneyimlenen derin ve kaçınılmaz bir süreklilik yatmaktadır. Karmaşa ve şifanın bütünlüğü arasındaki bu diyalektik, şehrin kalbindedir.'

Murat Nemet-Nejat, istanbul Noirda.
görsel
görsel
görsel

(bkz: steven spielberg)
altını çizmişim :

"bizzat beslemediğin bir şeytan, senin yolunu kesemez."
Kitap cümlesi değil ancak,

gün gelir ve anlar ki insan, yaşadığı her şey bir yalandır. geriye vazgeçemediği bir aşk ve kabullenemediği bir yalnızlık kalır. cengiz aymatov
geçmişten geleceğe hayalet bir düşman, içimize sızmış, insanı insandan soğutan, insanı insana düşmanlaştıran, egoları tavan, çağdaşlarını hiçe sayan, bu kartonpiyer nesil; hepimizin ortak yapımı bir soysuzluk abidesi değil mi?

(bkz: muammer gündüz)
'Umut inanılmaz bir şeydi tesla, öyle büyük acılara katlanabiliyorsun ki umut denen şey sayesinde.'
görsel
güncel Önemli Başlıklar