bugün

ne roman ne de öykü denebilecek bilge karasu kitabı. tonlama açısından bir farklılığa tekabül edecekse uzun hikaye demek daha doğru sanırım. yine kedi var tabi, bilge karasu onlarsız edemez.

--spoiler--
taşların sabrı dediğim, yaşlandıkça yaşamağı öğrendiğimiz, can sıkıcı bir boş laf olmaktan çıkan sabır değil; insanların kusursuz bulacağı o duruma gelesiye bir taşın bir başka taşın bağrında sıkışıp durarak geçirdiği -insanın hiçbir ölçüsüne sığmaz- bir vakti damıtması, sonra, kalması. taşlar doğmaz, doğurulur; sabır, taşın değil, insanın erdiği; dolayısıyla, yakıştırabildiği, tansıdığı; değerini artırmakta çılgınca, küstahca kullandığı. o sabrı yazmağa kalkışmak, emeklemekten öteye geçememek olacağı için, onurlu bir alçakgönüllülük sayılır.
--spoiler--

"istediğim, denizi yazmak. zümrütlerin, gökyakutların sabrını; ağaçların tarihsizliğini.. ..istediğim, denizi yazmaktı. her şeyin bir aradalığına yenik düşeceğimi bile bile." demiş ve uzun sürmüş bir günün akşamına da selamı çakmıştır yazar.
Bilge Karasu'nun 1996 yılında yayımlanan Altı Ay Bir Güz adlı romanında ölüme yaklaşmış yaşlı bir adamın çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerine geri dönülmektedir ve her dönem Kerim'in sevdiği, ustası sayılacak kişiler aracılığıyla anlatılmaktadır. Roman 7 bölümden oluşmaktadır. Hemen hemen her bölümde farklı bir duyguyu ve farklı bir kişiyi okuyucuya hissettirir. Birinci bölüme Kerim'in gençlik yıllarıyla başlanmıştır. Daha sonraki bölümlerde çocukluk, gençlik ve yetişkinlik yılları düzensiz bir şekilde verilmiştir. Yazarın da belittiği gibi okuru geçmişi içinde gezinip duran bir anlatıcının o geçmişin içinde duyduğu şimdiliği, şu andalığı duyurmaya çalışmıştır ve bunu yaparken de geçmişte gezindiğini hiç unutturmamıştır. Böylece anlatılan anıların okurun kendi anılarıymış gibi benimseyip yaşamasını sağlamaya çalışmıştır.
Altı Ay Bir Güz'de anlatı kişileri çok fazla değildir ve hepsi Kerim'in anılarında belli bir yere sahip kişilerdir. Kişiler arasında usta- çırak ilişkisi açıkça görülmektedir. Bu kişilerin hepsi Kerim'in yaşantısında önemli izler bırakmış kişilerdir. Altı Ay Bir Güz ana metni ve bu ana metni anlatmaya yardımcı "metinlerarası" ilişki vardır. Bu metinler destanlar, masallar, resim sanatı ve Hristiyanlık teolojisidir.

Anlatı metni çift katmanlı olarak verilmiştir.
gılgameş destanına, altayların yaratılış destanına ve deli dumrula gönderim yapan, hz. isa ve yehuda ilişkisini farklı bir bakış açısıyla irdeleyen, "son akşam yemeği"ni yorumlayan, ölümü bir masalla anlatan, 89 sayfa olmasına rağmen içine neredeyse dünyayı sığdıran bir roman. bu romanda hem doğu edebiyatını hem de batı edebiyatını özümsemiş bir anlatıcı bulabilirsiniz.