bugün
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu35
- ali erbaş12
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- karınıza range rover alır mısınız21
- anın görüntüsü15
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- icardi190516
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss24
- evlilik9
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
simgesi au
yastık altı elemanlarının önde gideni.
Atom sayısı 79,atom ağırlığı 196,9 olan,1064 °C'de eriyen, kolay işlenen,yüksek değerli,paslanmaz element,zer (simgesi Au):
Bu aralar çok değer kazanan maden.
aşmış bir iletken.ama sen al bu iletkeni koluna tak.*
son bir yılda yatırımcısına *%33 civarında kar getirmiş yatırım aracı
Sadece nitrik asit ve sülfirik asit çözeltisi karışımı "Kral Suyu" ile eritilebilen Soy Metal
bir peter greenaway kitabı..*
altın işlenirken belli bir kayıp olur bu kaybı önlemek için altın tozları toplanır ve ramakçılara verilir.onlar altın tozlarını alırlar ve çok yüksek sıcaklıkta eritirler, altın dibe çöker böylelikle altın geri döner.fakat hepsi geri dönemez.
Ayırıcı Özellikleri, Renk, düşük sertlik, asitte çözünmezlik olan element. Hidrotermal kuvars damarlarında, plaserlerde ve epitermal yataklarda oluşur.
standart bir kibrit kutusu büyüklüğündeki bir parçası bir tenis kortu büyüklüğünde alanı kaplayabilecek kadar inceltilebilen değerli element.
(bkz: altınların ayar meselesi)
ikinci tekil kişinin altı.
dugunlerde gelinle damada takilmasi adet olmus nesne.
altın çoğu diğer metal ile kolayca alaşım oluşturur. bu alaşımlar sertliği artırmak ya da değişik renkler yaratmak için üretilebilir. altına bakır ilavesi daha kırmızı bir metal oluştururken, demir mavi, aluminyum mor, platin beyaz ve gümüş alaşımları ile beraber doğal bizmut ilavesi de siyah altın oluşturur. doğal altın genellikle yüzde 8-10 arasında gümüş içerir eğer gümüş içeriği yüzde 20'nin üzerine çıkarsa o alaşım electrum olarak adlandırılır.
altının ekonomik açıdan çıkartılabilir olması için ton başına en az yarım gram altın cevheri bulunmalıdır. altının çıplak gözle görülebilmesi için toprak içinde ton başına en azından 30gr altın bulunmalıdır. çoğu maden ocağında bu oran tutturulamaz.
(bkz: zer)
yumuşak, parlak sarı renkte metalik bir element. Altının parlak sarı rengi, asitlere karşı dayanıklılığı, doğada serbest halde bulunabilmesi ve kolay işlenebilmesi gibi özellikleri, insanların ilkçağlardan beri ilgisini çekmiştir. Altın, parlak sarı rengi ve ışıltısıyla göz alan çok ağır bir metaldir. Üstelik kolay kolay tepkimeye girmeyen çok kararlı bir element olduğu için havadan ve sudan etkilenmez. Bu yüzden hiçbir zaman paslanmaz, kararmaz ve donuklaşmaz. Bir başka özelliği de saf haldeyken çok yumuşak olmasıdır; bu nedenle kolayca dövülerek biçimlendirilebilir. Altın bütün bu özellikleriyle tarih boyunca en değerli metallerden sayılmıştır.
Tarihte bilinen kayıtlara göre Mısır hükümdarları zamanında M.Ö.3200 yıllarında, altın darphanelerde eşit boyda çubuklar halinde çekilerek para olarak kullanıldı. Au Latince Aurum kelimesinden gelmektedir. Peru'da M.Ö.2000 yılına ait altın ziynet eşyaları kalıntılarına rastlanmış olup, Amerika kıtasındaki Aztekler ve inkaların da altına tutkun oldukları bilinmektedir. Altına önem veren eski medeniyetler arasında; Yunanlıları, iranlıları, Makedonyalıları, Asurileri, Sümerleri ve Lidyalıları saymak yerinde olur. M.Ö.550 yıllarında Lidya Kralı Krezos, altını para olarak (sikke) bastırmış ve altının para olarak basılması ile de ticaret artmıştır. Şehirler zenginleşmiş ve dünya yeni bir refah devresine girmiştir. Türk boylarında iskit ve Sormatların (M.Ö.1000) milli kahramanları konu alan altın toka yapımında ileri oldukları bilinmektedir. Dördüncü ve dokuzuncu yüzyıl aralarında ise altın kase, vazo işçiliğinde en güzel örnekleri vermişlerdir. Bu eserlerden bir kısmı New York, Morgan kolleksiyonunda teşhir edilmektedir. Türkler müslümanlığı kabul ettikten sonra altından eşya yapımını azaltmışlardır. Altın eşyayı sadece süs olarak kullanmışlardır.
Bugüne kadar yeryüzünden çıkarılan bütün altının yarıdan fazlası hükümetlerin ve merkez bankalarının elindedir. Gerek her ülkede kağıt para emisyonunun güvencesi olarak, gerek milletlerarası bir ödeme aracı olarak eskiden beri büyük önem taşıyan altın, metalle çalışan zanaatçıların gözünde de değerini korumaktadır. Kuyumculukta altının genellikle gümüşlü, palladyumlu, bakırlı veya platinli alaşımları çok kullanılır. Elektrik iletkenliği yüksek (bakırın yaklaşık %70'i oranında) olan ve kolayca kimyasal tepkimelere girmeyen altın en çok elektrik ve elektronik sanayilerde bağlantıların, terminallerin, baskı devrelerinin, transistörlerin ve yarı iletken sistemlerin kaplanmasında kullanılır. Üstüne düşen kızılötesi ışınların yaklaşık yüzde 98'ini yansıtarak geri çevirebilen ince altın levhalar, uzay elbiselerinin başlığındaki göz deliklerinde zararlı ışınlardan korunmayı ve suni uyduların yüzeylerinde sıcaklığın denetlenebilmesini sağlar. Büyük büro binalarının pencerelerinde de gene ince levhalar halinde altın kullanılması, yalnız estetik açısından değil, bu yansıtıcı yüzeyin çevreyle ısı alış-verişini büyük ölçüde azaltmasından kaynaklanır. Lal camlara parlak kırmızı rengini veren, camsı kütlenin içinde kolloidal halinde dağılmış olan çok az miktardaki altındır.*
Tarihte bilinen kayıtlara göre Mısır hükümdarları zamanında M.Ö.3200 yıllarında, altın darphanelerde eşit boyda çubuklar halinde çekilerek para olarak kullanıldı. Au Latince Aurum kelimesinden gelmektedir. Peru'da M.Ö.2000 yılına ait altın ziynet eşyaları kalıntılarına rastlanmış olup, Amerika kıtasındaki Aztekler ve inkaların da altına tutkun oldukları bilinmektedir. Altına önem veren eski medeniyetler arasında; Yunanlıları, iranlıları, Makedonyalıları, Asurileri, Sümerleri ve Lidyalıları saymak yerinde olur. M.Ö.550 yıllarında Lidya Kralı Krezos, altını para olarak (sikke) bastırmış ve altının para olarak basılması ile de ticaret artmıştır. Şehirler zenginleşmiş ve dünya yeni bir refah devresine girmiştir. Türk boylarında iskit ve Sormatların (M.Ö.1000) milli kahramanları konu alan altın toka yapımında ileri oldukları bilinmektedir. Dördüncü ve dokuzuncu yüzyıl aralarında ise altın kase, vazo işçiliğinde en güzel örnekleri vermişlerdir. Bu eserlerden bir kısmı New York, Morgan kolleksiyonunda teşhir edilmektedir. Türkler müslümanlığı kabul ettikten sonra altından eşya yapımını azaltmışlardır. Altın eşyayı sadece süs olarak kullanmışlardır.
Bugüne kadar yeryüzünden çıkarılan bütün altının yarıdan fazlası hükümetlerin ve merkez bankalarının elindedir. Gerek her ülkede kağıt para emisyonunun güvencesi olarak, gerek milletlerarası bir ödeme aracı olarak eskiden beri büyük önem taşıyan altın, metalle çalışan zanaatçıların gözünde de değerini korumaktadır. Kuyumculukta altının genellikle gümüşlü, palladyumlu, bakırlı veya platinli alaşımları çok kullanılır. Elektrik iletkenliği yüksek (bakırın yaklaşık %70'i oranında) olan ve kolayca kimyasal tepkimelere girmeyen altın en çok elektrik ve elektronik sanayilerde bağlantıların, terminallerin, baskı devrelerinin, transistörlerin ve yarı iletken sistemlerin kaplanmasında kullanılır. Üstüne düşen kızılötesi ışınların yaklaşık yüzde 98'ini yansıtarak geri çevirebilen ince altın levhalar, uzay elbiselerinin başlığındaki göz deliklerinde zararlı ışınlardan korunmayı ve suni uyduların yüzeylerinde sıcaklığın denetlenebilmesini sağlar. Büyük büro binalarının pencerelerinde de gene ince levhalar halinde altın kullanılması, yalnız estetik açısından değil, bu yansıtıcı yüzeyin çevreyle ısı alış-verişini büyük ölçüde azaltmasından kaynaklanır. Lal camlara parlak kırmızı rengini veren, camsı kütlenin içinde kolloidal halinde dağılmış olan çok az miktardaki altındır.*
günümüzde altın kazanımı çoğunlukla siyanür liçi yöntemi ile yapılmaktadır. siyanür liçinde değerli element olan altının kazanımında yüksek verim elde edildiğinden endüstride geniş uygulama alanı bulmuştur.
doğada genellikle kayalar içinde damar halinde bulunmaktadır. ağır ve paslanmaz olup yüksek değerlidir.
neden değerli olduğu anlaşılması zor olan metal. yenmez, içilmez, endüstride neredeyse kullanılmaz. değerli olması bir tek parlaklığı sebebiyle midir. öyle ise doğada parlak çakıl taşları falan da mevcuttur. onlar neden değerli değildir?
Kolay işlenen, değeri yüksek ve paslanmaz bir elementtir.
Türkmencede, Kazan Tatarcasında, Başkurtçada, Nogaycada, Kazakçada, Kırgızcada altın şeklinde geçer. Yakutçada altan, Tuvacada ise aldın şeklinde geçer.
Orta Türkçede altun olarak kullanılır. Eski Kıpçakçada da altun şeklinde kullanılır. Kökeni tam olarak bilinmemekle beraber, Türkçedeki al (kızıl) sözcüğünün Korece ton (değerli metal) sözü ile birleşmesinden olabileceği üzerine düşünülmüştür.
Türkmencede, Kazan Tatarcasında, Başkurtçada, Nogaycada, Kazakçada, Kırgızcada altın şeklinde geçer. Yakutçada altan, Tuvacada ise aldın şeklinde geçer.
Orta Türkçede altun olarak kullanılır. Eski Kıpçakçada da altun şeklinde kullanılır. Kökeni tam olarak bilinmemekle beraber, Türkçedeki al (kızıl) sözcüğünün Korece ton (değerli metal) sözü ile birleşmesinden olabileceği üzerine düşünülmüştür.
( bkz : altın fiyatları)
Kimyasal bir eleman. Lâtince adı Aurumdur. Sembolü Au, atom numarası, atom ağırlığı 1972' dir.
Parlak san renkte ve soy metallerdendir. Oldukça yumuşaktır. ince teller haline getirilebildiği gibi, dövülerek ince yapraklar halline de getirilebilir. Öyle ki bir gram altından 200 metre tel meydana getirmek kabildir. Bu bakımdan işlenirken, saf olarak değil, gümüş veya bakır alaşımları halinde işlenir. Bu alaşımlardaki nispeti de karat ile ifade edilir. Saf altın, 24 karattır. Altını temiz olarak elde etmek, ya pek eski bir metot olan yıkama ile veya malgama metodu ile ya da siyanür metodu ile olur.
Tabiatta element hallinde ve kuvarsla karışık halde bulunur. Yeryüzünde bilhassa Güney Afrika, Avustralya, Birleşik Amerika, Kanada, Peru, Hindistan ,Sovyet Rusya, Alaska ve Mançurya'da bulunur.
Altın çok eski zamanlardan beri bilinen bir metaldir. En iyi mübadele vasıtası özelliklerini de taşıdığı için, para yapmakta faydalanılmıştır. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren birçok büyük. memleketler tarafından para sisteminde bir ölçü olarak kabul edilmiştir. 1914 yılından beri altın para piyasada kullanılmamakla beraber, merkez bankalarınla, mahzenlerinde külçeler halinde saklanmakta ve para ölçüsü olmakta devam etmektedir.
Yeryüzünde altın :
Altın pek eski devirlerden bert aranmakta olduğu halde pek az çıkarılabildiği için kıymetini her zaman muhafaza etmiştir. Son zamanlarda altından daha değerli bazı maddeler bulunmuşsa da altın kıymetinden gene bir şey kaybetmemiştir. Amerika'nın keşfinden beri bulunan altın miktarımın 40 milyar Türk lirasını geçtiği tahmin edilmektedir. Bu miktarın yarısından az para olarak bir kısmı da mücevherat olarak kullanılmıştır. Fakat geriye kalan üçte birinin ne olduğu bilinmemektedir.
Eski zamanlarda bulunan altın ispanya Yarımadası, Yunanistan, Anadolu, Hindistan ve Rusya'nın Ural Dağlarından elde edilmiştir. Yeni düynanın keşfi üzerine pek çok maceraperest altın aramak gayesiyle Amerika'ya göç etmiştir. Fakat Amerika'nın keşfinden: Kaliforniya'daki attın madenlerinin keşfine kadar elde edilen altın toplamı bugün her yıl çıkartılan altından daha azdı. Kaliforniya altın madenlerinin keşfi altın istihsalini tahmin edilemeyecek kadar yüksek bir seviyeye çıkarmıştır.
Bugün en çok altın çıkarılan yer Güney Afrika'da Witwatersrand'dır. Ayrıca gene Güney Afrika'da Jonhannesburg civarında da çok altın çıkar. Altın zenginliği itibariyle Güney Afrika'dan sonra Kuzey Amerika gelir. Bilhassa Kaliforniya, Colorado ve Alaska bugün dünyanın sayılı altın çıkarılan yerlerindendir. Son zamanlarda Kanada'nın altın istihsali çok artmıştır. Ayrıca Rusya, Meksika, Avustralya, Hindistan ve Japonya'da da epey altın çıkar. Hindistanda'ki Mysore altın ocakları 1.200 m. Brezilya'da 1.800 metre, Güney Afrika'da 2.100 metre derinliğinde birer maden vardır.
Deniz suyunda da altın bulunduğu anlaşılmıştır. Bu altının nehir sularının sürüklediği alüvyonlarla deniz suyuna karıştığı sanılmaktadır. Bir ton ağırlığındaki deniz suyunda 50 miligram altın bulunur. Denizlerdeki suyun aşağı yukarı 14 milyar ton olduğu kabul edilirse, denizlerdeki altın dünyada yaşayan insanlara bölünseydi. herkesin milyoner olması işten bile değildi.
Parlak san renkte ve soy metallerdendir. Oldukça yumuşaktır. ince teller haline getirilebildiği gibi, dövülerek ince yapraklar halline de getirilebilir. Öyle ki bir gram altından 200 metre tel meydana getirmek kabildir. Bu bakımdan işlenirken, saf olarak değil, gümüş veya bakır alaşımları halinde işlenir. Bu alaşımlardaki nispeti de karat ile ifade edilir. Saf altın, 24 karattır. Altını temiz olarak elde etmek, ya pek eski bir metot olan yıkama ile veya malgama metodu ile ya da siyanür metodu ile olur.
Tabiatta element hallinde ve kuvarsla karışık halde bulunur. Yeryüzünde bilhassa Güney Afrika, Avustralya, Birleşik Amerika, Kanada, Peru, Hindistan ,Sovyet Rusya, Alaska ve Mançurya'da bulunur.
Altın çok eski zamanlardan beri bilinen bir metaldir. En iyi mübadele vasıtası özelliklerini de taşıdığı için, para yapmakta faydalanılmıştır. On dokuzuncu yüzyıldan itibaren birçok büyük. memleketler tarafından para sisteminde bir ölçü olarak kabul edilmiştir. 1914 yılından beri altın para piyasada kullanılmamakla beraber, merkez bankalarınla, mahzenlerinde külçeler halinde saklanmakta ve para ölçüsü olmakta devam etmektedir.
Yeryüzünde altın :
Altın pek eski devirlerden bert aranmakta olduğu halde pek az çıkarılabildiği için kıymetini her zaman muhafaza etmiştir. Son zamanlarda altından daha değerli bazı maddeler bulunmuşsa da altın kıymetinden gene bir şey kaybetmemiştir. Amerika'nın keşfinden beri bulunan altın miktarımın 40 milyar Türk lirasını geçtiği tahmin edilmektedir. Bu miktarın yarısından az para olarak bir kısmı da mücevherat olarak kullanılmıştır. Fakat geriye kalan üçte birinin ne olduğu bilinmemektedir.
Eski zamanlarda bulunan altın ispanya Yarımadası, Yunanistan, Anadolu, Hindistan ve Rusya'nın Ural Dağlarından elde edilmiştir. Yeni düynanın keşfi üzerine pek çok maceraperest altın aramak gayesiyle Amerika'ya göç etmiştir. Fakat Amerika'nın keşfinden: Kaliforniya'daki attın madenlerinin keşfine kadar elde edilen altın toplamı bugün her yıl çıkartılan altından daha azdı. Kaliforniya altın madenlerinin keşfi altın istihsalini tahmin edilemeyecek kadar yüksek bir seviyeye çıkarmıştır.
Bugün en çok altın çıkarılan yer Güney Afrika'da Witwatersrand'dır. Ayrıca gene Güney Afrika'da Jonhannesburg civarında da çok altın çıkar. Altın zenginliği itibariyle Güney Afrika'dan sonra Kuzey Amerika gelir. Bilhassa Kaliforniya, Colorado ve Alaska bugün dünyanın sayılı altın çıkarılan yerlerindendir. Son zamanlarda Kanada'nın altın istihsali çok artmıştır. Ayrıca Rusya, Meksika, Avustralya, Hindistan ve Japonya'da da epey altın çıkar. Hindistanda'ki Mysore altın ocakları 1.200 m. Brezilya'da 1.800 metre, Güney Afrika'da 2.100 metre derinliğinde birer maden vardır.
Deniz suyunda da altın bulunduğu anlaşılmıştır. Bu altının nehir sularının sürüklediği alüvyonlarla deniz suyuna karıştığı sanılmaktadır. Bir ton ağırlığındaki deniz suyunda 50 miligram altın bulunur. Denizlerdeki suyun aşağı yukarı 14 milyar ton olduğu kabul edilirse, denizlerdeki altın dünyada yaşayan insanlara bölünseydi. herkesin milyoner olması işten bile değildi.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar