bugün

tehditler savuruyor efenim, üstelik bir politikacı gibi diğer ülkelere.

7:97 - Acaba o ülkelerin halkı, geceleyin uyurlarken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi idiler?

7:98 - Yoksa o ülkelerin halkı, kuşluk vakti eğlenirlerken onlara azabımızın gelmeyeceğinden emin mi idiler?

evrensel barış dininde saklı cevherleri bunlar,

burada iki mantıksız olgu görülüyor:

-'ülke' kavramı kainatta bir yeri olmayan yönetim projelerindendir, ve insan yapımıdırlar. tanrı neden 'ülke' kavramını dile getiriyor, yoksa o bir insan mı ?

- tanrı neden ortadoğuda yaşamayan insanlara düşman muamelesi gösteriyor.

(bkz: god pleass)
Araf süresi kendisine peygamber gönderildiği halde çok fazla haddi aşarak helak edilmiş olan ülkelerden(!) bahseder.

Ülkeler insan yapımıdır ve içinde insanlar yaşar. Her kavim ve millete yani ülke insanlarına peygamberler gönderilmis, ülke halkları tebliğ edilmiştir.
Bu benim inancıma göre, inandığım kitap kurana göre böyle.
Kimse inanmak zorunda değil. Neticede dinde zorlama yoktur.
Sozluk ehli olarak birtakım eleştirilerde bulunmak istiyor ama beceremiyorsunuz.

Gelip de tek bir ayeti "allah tehdit ediyor" fikrinin kanıtı olarak önümüze koyarsan ancak inkar ettiğin şey hakkında ne kadar da cahil olduğunu ifade etmiş olursun.

Kur'an bir kitap. Süreler belli bir konuyu anlatır. Sürelerdeki ayetleri bütün olarak, ele aldığıniz ayetin onundeki ve arkasındaki ayetlerle ele almalı, önyargılarinizi bir kenara bırakıp iyice düşünmelisiniz.

Bismillah...

Medyen halkına da kardeşleri Şuayb'ı peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin için ondan başka hiçbir ilah yoktur. Rabbinizden size açık bir delil gelmiştir. Artık ölçüyü ve tartıyı tam yapın. insanların mallarını eksiltmeyin. Düzene sokulduktan sonra yeryüzünde bozgunculuk etmeyin. inananlar iseniz bunlar sizin için hayırlıdır."

86. "Bir de, tehdit ederek Allah'ın yolundan O'na iman edenleri çevirmek, Allah'ın yolunu eğri ve çelişkili göstermek üzere her yol üstüne oturmayın. Hatırlayın ki, siz az (ve güçsüz) idiniz de o sizi çoğalttı. Bakın, bozguncuların sonu nasıl oldu!?"

87. . "Eğer içinizden bir kısmı benimle gönderilen gerçeğe inanmış, bir kısmı da inanmamışsa, artık Allah aramızda hükmünü verinceye kadar sabredin. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır."

88. Şuayb'ın kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: "Ey Şuayb! Andolsun, ya kesinlikle bizim dinimize dönersiniz ya da mutlaka seni ve seninle birlikte inananları memleketimizden çıkarırız." Şuayb, "istemesek de mi?" dedi.

89. "Allah bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra eğer ona dönersek mutlaka Allah'a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah'ın dilemesi olmadıkça sizin dininize dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimiz her şeyi ilmiyle kuşatmıştır. Biz yalnız Allah'a tevekkül ettik. Ey Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında gerçekle hükmet. Çünkü sen hükmedenlerin en hayırlısısın."

90. Şuayb'ın kavminden inkar eden ileri gelenler dediler ki: "(Ey ahali!) Andolsun ki eğer Şuayb'a uyarsanız o takdirde mutlaka siz zarar edenler olursunuz."

91. Derken, onları o korkunç sarsıntı yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar.

92. Şuayb'ı yalanlayanlar sanki orada hiç yaşamamışlardı. Şuayb'ı yalanlayanlar var ya, asıl ziyana uğrayanlar onlar oldu.

93. (Şuayb) onlardan yüzçevirdi ve dedi ki: "Ey kavmim! Andolsun, ben size Rabbimin vahyettiklerini ulaştırdım. Size nasihat de ettim. Şimdi ben, inkarcı bir topluluğa nasıl üzülürüm?"

94. Biz hiçbir memlekete bir peygamber göndermedik ki (karşı çıkmaktan vazgeçip) yalvarıp yakarsınlar diye ora halkını yoksulluk ve sıkıntıya uğratmış olmayalım.

95. Sonra kötülüğün (sıkıntı ve darlığın) yerine iyiliği (bolluk ve genişliği) getirdik. Nihayet çoğaldılar ve (nankörlük edip): "Atalarımız da darlığa uğramış ve bolluğa kavuşmuşlardı" dediler. Biz de, farkında değillerken onları ansızın yakaladık.

96. Eğer, o memleketlerin halkları iman etseler ve Allah'a karşı gelmekten sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereketler (in kapılarını) açardık. Fakat onlar yalanladılar, biz de kendilerini işledikleri günahlarından dolayı yakalayıverdik.

97. Memleketlerin halkları geceleyin uyurken kendilerine azabımızın gelmesinden emin mi oldular?

98. Ya da o memleketlerin halkları kuşluk vakti gülüp oynarken kendilerine azabımızın gelmesinden emin mi oldular?

99. Yoksa Allah'ın tuzağından emin mi oldular? Ziyana uğrayan kavimden başkası Allah'ın tuzağından emin olamaz.

100. Önceki sahiplerinden sonra yeryüzüne varis olanlara şu gerçek apaçık belli olmadı mı ki, biz dileseydik onları da (öncekiler gibi) günahları yüzünden cezalandırırdık. Biz onların kalplerini mühürleriz de onlar hakkı işitmezler.

101. işte memleketler! Onların haberlerinden bir kısmını sana anlatıyoruz. Andolsun, peygamberleri onlara apaçık deliller getirmişti. Fakat onlar daha önce yalanladıklarına inanacak değillerdi...
Allah tehdit etmiyor gaybdan haber veriyor.
Patron sizi tehdit etse, ama o patron dersiniz.

Allah tehdit etmiyor. Akıllı olmaz kafayı çalıştırmaz isen gidecegin yer belli diyor.

Madem tehdit ettiğine kanaat getirildi. Peki devamı niye yok sizde?

Kaldı ki nankör olan insanlara karşı bir atıf vardır. Sizler köpekleri hayvanları bile eğitirken türlü şeyler yaparsınız. Ama iş sizin dönüp dolaşıp nefsinize gelince zor geliyor.
"Ancak îmân edip sâlih ameller işleyenler müstesnâ; artık onlar için, tükenmez bir mükâfât vardır. (Tin, 6)"

Yarası olan gocunur anasını satayım.
''Yine götümden Element uydurdum, Çok mutluyum'' tirplerindeki Ateist durumu.

Lan oğlum gidin Az ileride Havlayın. milleti ne rahatsız ediyorsunuz.
(bkz: dont feed the son of a bitch)
tehditler savurmaya devam ediyor,

açlık yokluk ve felaketler ile tehdit eden tanrı, bu şekilde insanları kendisine inandırmaya çalışıyor,

''Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!'' (bakara /155)

''Onlar, başlarına bir musibet geldiğinde, "Doğrusu biz Allah’a aidiz ve kuşkusuz O’na döneceğiz" derler.'' (bakara/156)

''işte rablerinin lutufları ve rahmeti bunlar içindir ve işte doğru yola ulaşmış olanlar da bunlardır.''(bakara/157)

evet, muhammed mağarasında tanrıya gerçekten görüştü, zira bakın, felaket ve açlıklar tanrı nın eseri imiş, başarısız politikacı ve yöneticiler değil. bir de erdoğan a laf yapıyorsunuz, aylık 350dolar asgari ücret bir sınav efendiler. zira bakın allah öyle diyor, muhammed mağarasında sesler duydu ya hani.
https://m.uludagsozluk.com/e/38427218/

Yukardaki ayetleri yanlış anlamak isteyen sadece inaçsız bu arkadaş değildir.
Bugün hangi tarikata ya da cemaata giderseniz gidin hocaların işine de aynı tarz anlayışın geldiğini göreceksiniz.

Çünkü, Allah ın adalet taksimini dünyalık çıkar için gizleyenlerin bu din anlayışı işine geliyor.
Kuraklık, yokluk, yetimlik, yoksulluk, emek sömrüsü, işsizlik Allah ın isteğimidir acaba?

Bakara 219, Nahl 71, haşr 7 , tevbe 34, bakara 275. Ayetlerine baktığın zaman Allah ın dünya şartlarının zorluğunu yenmek, sıkıntısını en aza indirmek için bir sistem kurduğunu ve insanların asıl denendiği alanın bu sistem olduğunu görürsünüz.

Ama siz bu sistemi kaldırın, insanları aç açık ortada bırakın, sonra da yazarın verdiği ayetleri ortaya koyarak " bu Allah ın imtahanı" deyin. Bunu dinsiz birinin demesi normal karşılanır ama alim birinin söylemesi resmen kur an hükümlerini satmaktır.
Saçmalamayın. tanrı sizi yaratacak, varlığına dair herkese bir mucize göstermeyecek ve bu durumda kendisine inanmayanları cehenneme atıp yakacak.

Şaka mı bu?
sevgiyle götü kalkanlar var...
haklı olmadan kimseyi öldürürsen cezasını çekersin diyor .

iyiliğin karşılığı sefa sürmek kötülüğün karşılığı azap çekmek .

böyle tehdide can kurban can .
güncel Önemli Başlıklar