bugün

allah ın adalet anlayışını anlamak için önce rahman ve rahim isimlerini iyi anlamak gerekir.
zengini daha zengin, fakiri daha fakir kılandır. Akp sanki amına koyim.
saçma insanların can sıkıntısından ve nefeslerini tutup beyinlerinin oksijensiz kalmasından dolayı söyledikleri sözlerdir.
Allah'a hakiki inanışla kolayca çözülebilecek bir anlayıştır.
ateistler inanmak zorunda değiller, inandırmak için zorlama yapılmaz, helak edilen kavimler hep sapkın kavimlerdir,
mesela lut kavmi; yoldan geçene taş atar, taş kime gelirse orada ona çökerlermiş, normalmiş artık bur durum, cebrail ve mikail yakışıklı delikanlı suretinde hz.lut un evine geldiklerinde kapıda toplanmışlar, hz.lut bilmiyormuş o ana kadar melek olduklarını, onları almak için yakıp yıkmışlar ortalığı, meleklerden birisi; "kapıyı aç" demiş hz.lut "size zarar verirler bu kavim şöyle şöyle bir kavim" demiş, o zaman söylemişler kim olduklarını, vesaire, toplum aynı pompeideki gibi kümül olarak bozulduğu zaman gelmiş peygamberler, ve toplum düzelmediği, eşrefi mahluk olan insan, hayvandan daha aşağı düştüğü zaman helak olmuş o toplum,

mesela ateistlerin sözlükteki hakaret dolu başlıklarına ve entrylerine bakıyorum da, yav kardeşim sizi ilgilendirmeyen bir konuda benim kutsal değerlerime neden bu kadar saygısızlık yapıyorsunuz? ve bu yaptığınız size yapılınca neden ciyaklıyorsunuz ve saygı bekliyorsunuz?
tekkelere türbelere karşı olup atatürke türbe yapıp, orada saygı duruşunda bulunmak la ilgili birşey söylesem şimdi eksi yağmuruna maruz kalacağım değilmi, ama sizi eksileyenler için dincilerin eksilemeleri ile ilgili başlık açacaksınız hemen yalanmı?
yobazlık bu yaptığınız, ve yobazlık kişinin inandığı mensup olduğu şey ile alakalı değil direk o kişi ile alakalıdır bilesiniz.
öyle bir şey yoktur efendim.
dert verip sıkıntı verip dener kulunu ve buna katlanan da görür karşılığını, dünya malını bulup şaşırmış kişi de...
bu adaleti allah yaratmadı. insanların suçu. senin benim suçum.
benim karnım tokken oarda bir çocuk açsa bu benim suçumdur.
paylaşmamak benim ayıbımdır.
fakire bir iş hastaya bir ilaç a bir yemek vermek zor mudur? kimse cebinde milyarlarla doğmadı. kimi çalıştı çabaladı kimi çaldı çıptı.
neresi allahın adaleti? bu bizim terbiyesizliğimizdir.
yada bizim başarımız allahın yardımıyla.
herşeyini kumarda kaybeden bir adama acırmıyız? çünkü kendi suçu. parayı bulmakta insan başarısı.
allah hesabına mı yatırmış sanki?
her zengin bir baraka yaptırsa parası mı biter?
ya hastalık?
ben kanser oldum neden? niye ben hastayım?
ye cipsi iç sigarayı al alkolü vay efendim ben niye hastayım.
bende içiyorum arkadaşlar. yarın öbür gün siroz olsam bu allahın adaletsizliği değil, benim aptallığımdır.
burda isyan etmediğim her sıkıntım yarın bana cennetin kapısıdır.
merhaba gene ben;

tarih boyunca, ortada sürekli olarak var olan bir soru var hatta bir sorun. kötülük.

bunu çözmeye çalışmışlar insanlar. kötülük/kötülük sorunu/kötülük problemi başlıkları altında. efendimiz spinoza beyin hollandalı bir rahip ile yaptığı mektuplaşmada da en çok bu konu irdelenmiş, kötülük mektupları zaten olayın adı da. buna bugün avamın kafasındaki tanrı varsa neden kötülükler var sığlığı kapsamında da araştırdığını söyleyebiliriz.

efendimiz baruch spinoza beyefendinin izni ile, var olan dinlerin genelin de ve hepsini islama kadar çoğaltarak geometrik yöntemle izah edelim, tanrının burada allah üzerinden allahın adalet anlayışı ve buna göre samimiyeti ve samimiyetsizliğini.

kötülük var. tanrı da var. şimdi islamın tanrısı sayın el-ilah, bizleri yaratmış ama kötülüğü de yaratmış ve bizlerden iyi olmamızı bekliyor. bu arada kendisi omnipotent yani herşeye gücü yeten. bunların hepsi onun iddiası.

eğer tanrı sonsuz güçlü ise ama kötülük yine de var ise ve tanrı kötülüğe engel olamıyor ama yine de bizim iyi olmamızı istiyor ve iyi olmamız için desteğini sunuyor ise o zaman adaletlidir ama yalancıdır da çünkü sonsuz güçlü değildir kötülüğe engel olamadığına göre ve bu da onun samimiyetsiz olduğu anlamına gelir.

eğer tanrı sonsuz güçlü ise kötülük de var ise tanrı kötülüğe bilerek engel olmuyor ve bizden de iyi olmamızı bekliyor ise o zaman kötülüğe engel olmayarak hem adaletsiz hem de samimiyetsiz davranmaktadır.

sonuç olarak tanrı/allah adaletli de olabilir adaletsiz de ama samimiyetsiz olduğu kesindir.
amerika, israil ortadoğu'da sikmedik yer bırakmazken buna seyirci kalmasıdır.

garip bir adalet anlayışı. kendisine inananı eziyor, inanmayanı koruyor.
4 genç kahvaltı yapmak için 1 kalıp peynir ve aldıkları ekmekle çay ocağına girer. nevaleyi açıp otururlar masaya. içlerinden bi tanesi;

'' ben peyniri bölemem. hepiniz arkadaşımsınız, hak geçer '' der.
diğeri; '' ben de bölemem, birinize az düşer allahtan korkarım '' der.
bir diğeri; '' durun o zaman şu karşıda oturan hacı dayı ya söyleyim '' der ve hacı dayı ya seslenir;

- hacı dayı, biz 4 arkadaşız. bi kalıp peynirimiz var ama hak geçer diye kimse pay etmek istemiyor. bize yardımcı olur musun? peyniri bizim için pay eder misin ?

hacı dayı cvp verir; allahın adaletine göre mi dağıtayım? yoksa hacı dayının adaletine göre mi?

gençler tebessüm ederek ; '' tabi ki allahın adaletine göre '' der.

hacı dayı alır eline bıçağı ve cart diye peyniri ortadan ikiye böler. ikiye ayrılan peynirin bir diğer yarısınıda bıçağı vurur. sonra o üç parçayı şlak şlak diye 3 gencin önüne koyar. gençler bu duruma çok şaşırır çünkü birisi peynirsizdir.

peynirsiz kalan genç; '' hacı sen naptın ya, hani bana peynir'' der

hacı; '' ben size sordum, hacı dayının adaleti mi, allahın adaleti mi dedim. siz de allahın adaleti dediniz. işte gençler allahın adaleti böyledir . kimine çok verir, kimine hiç vermez. oysa hacı dayının adaletine göre deseydiniz ben onu çok güzel 4 e bölerdim '' der.

gençler bu konuşmadan bişey anlamaz. hacı, daha da aydınlatmak için tekrar söz alır;

- bakın gençler; allah herkesi zengin yapsaydı dünya da bir düzen olmazdı. veya o çok sevdiğiniz anneniz, kardeşiniz , babalarınız hiç ölmeseydi yine aynı şey olurdu. bunun örneklerini say say bitiremem, kimse başına kötü bişey gelmesini istemez ama kötü olmadan iyinin kıymetide bilinmez. şimdi o yarım kalıp peynir verdiğim arkadaşın, yani diğerlerine göre zengin olan o arkadaşın, seninle bu peyniri paylaşmazsa, seni yavan ekmeğe muhtaç bırakırsa kötülük yapmış olacaktır. oysa allah zenginleride bu şekil de sınar. yeri gelirse dıp dızlak sokağa atar. yeri gelirse kafasına tetiği tutturup sıkar.

peynirsiz kalan genç çok hislenir bu konuşmaya, hacı dayı ya teşekkür eder ve ekmeğinin arasını açarak yarım kalıp peynirli arkadaşından peynir ister.

peynirli cvp verir; '' kanka anca bana yeter ya''

****

hikayeden de anlaşılacağı üzre, mal, mülk, zenginlik, fakirlik, güzellik, ölüm cart curt falan fıstık bazen insanı çok değiştirebilir. kimisi isyan eder( peynirsiz kalan çocuk gibi ), kimiside sevinebilir.

ama hayat her daim devam eder. isyan ettiğiniz o allah'ın adaleti ile..
aslında adaletin yarısıda insanların kalbinde, kendi ellerinde...
büyük ihtimalle bir sayısal öğrencisinin hezeyanlarıdır. diferansiyel denklemle allah'ın var olmadığını ispatlayacaktır yakında. denklemin değişkenleri de ahiret, melekler vs. olur herhalde.
edit: diferansiyel denklemin anlamını googledan baktım
Adaletin yalnızca bu dünya ile sınırlı kalmayacağını anlayabilen insanlar Allah'ın adaletinden haberdardır.
nuh tufanını küresel planda oluştuğu yanılgısıdan yola çıkarak anlaşılamayacak bir olgudur.
Allah'a inanmayan bireylerin sorgulayamayacağı kadar derin bir anlayış olan adalet anlayışıdır.
allah'a inanan biri olarak bazen korkarak sorguladığım anlayış..

bunu başka bir başlık altında söylemiştim ancak bir daha söyleme gereği hissettim..

inananlar cennete, inanmayanlar cehenneme..

inananlar çektikleri acılara, kederlere karşın sabır diyerek ibadet ederek cennete giderler yani çektikleri acıyı bir yandan sonsuz güzellik için göğüs gerirler.. ancak ya bundan haberi olmayanlar? toprak olacaklar..

madem dünya bir sınav, madem herkes çektiği acıyı sonunda sonsuz güzellikle tadacak.. allah'tan haberi olmayan ve acı çekenler ne olacak.. toprak olacak kişinin acısı kime kar kalacak..
ELESTIRMEK KULA DUSMEZDE NEDEN BAZILARI 18 YASINDA FERRARIYE BINIYOR!
fırsat verilir, kullanabilen kullanır. kullanamayan kalır olduğu gibi.
en büyük delil; amerika, israil ve bilumum avrupa ülkeleri.

müslüman dünyası tevekkül diyerek allaha bırakır işi ve fırsatı kullanmaz.

sonuç ortada.
Öncelikle şunu söyleyeyim çok şükür inançlı biriyim. Ama Allah adaletlidir diyip bunu hiç sorgulamayıp hiç de endişelenme gereği duymayan mümin arkadaşlarıma bir soru soracağım daha doğrusu adaletlidir diyen herkese. Bir kere hiç bir insanın dünyaya gelirken din dil ırk cinsiyet gibi kriterleri seçme şansı yoktur. Şimdi dersiniz din seçme şansı vardır kesinlikle seçme değil şartlanmadır. Nasıl ki anne babanızdan gördüğümüz örf adet ve gelenek gibi ögeleri seçme değil de öğrenme ve şartlanma yoluyla kabul ediyorsanız din de oyledir. Tamam islam dinine mensup oldunuz şans eseri ama ahlak bakımından berbat ve hiç kimseye bir faydanız yok beş para etmez bir insansınız öldüğünüzde sırf müslümansınız diye cennete gideceksiniz ama seçme şansınız olmadan başka bir anne babadan doğup onların dinine mensup oldugunuz taktirde ne kadar iyi ahlaklı dürüst faydalı olursanız olun cehenneme gideceksiniz. Eğer bu olay karşısında Allah adaletlidir diyiyorsanız hala lütfen empati kurarak da söyleyin bu yargıyı.
serefsizler,haydutlar,hırsızlar para-şan-şöhret icinde yuzerken,durus-efendi-namuslu insanlar 3 kurus maasa calısır.
cennete girmemin ilk sarti nedir. allaha iman ve muhammed sav e itaattir. geri kalan tum gunahlar affedilebilir. cezasi cekilerek temizlenilebilir. hangi dine mensup olunursa olunsun dogrulugu sorugulanabilir. ve dogruyu bulana kadar sorgulama devam edebilir. cok acik sekilde eksiklikleri olan bir inanc icindeyse insan esas olan allaha kulluk gorevini yerine getirmiyorsa humanizm islemez. aslolan yaratandir. yaratana itaattir. gerisi bu dunya duzeni icinde meydana gelen vakit oldurme cesitliligidir. sen her turlu gunahindan bagislanma dileyip bir affet rabbim lafinla gunahlarinin dokulup gitmesini allahin sana olan adaleti olarak gormeyip itaati reddeden yanlis yolda olan icin allahi adaletsizlikle atfedersen yolun yolluktan cikmaz mi?
kötü bir espridir.
"Femen ya’mel miśkâle żerratin ḣayran yerah(u)

, Artık kim, bir zerre ağırlığı hayır yapmışsa görür onu" ötesi berisi yoktur.
yeryüzünde olan sorunların çözümünü gökten beklemek saçma. bu tıpkı bir evde olan sorunu boş olan karşı evden birinin çözmesini beklemek gibidir.
Allah adaletli davransa, yandık!
"Kim bir iyilik yaparsa, ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez." Kur'ân / En'am,160
tanrının iyi olması mümkün değil çünkü kötülük problemi gibi bir gerçeklik var. dolayısıyla iyi olmayan bir tanrının adaletli olması beklenemez. tanrıyı kabul etmek zaten bir tesellidir. tanrının böylesine adaletsiz bir sistemi neden yarattığının da dinsel bir karşılığı yok.
dindarlar diyor ki kötü olmasa iyiyi bilemezdik. ee şimdi biliyoruz da ne boka yarıyor?
ayrıca her şey tanrının isteğinden çıkıyorsa insana hiçbir şey de yüklenemez.

mesela benim bir gün canım sıkılıyor bakıyorum etrafta kimsecikler yok, diyorum ki ımm çok sıkıldım hadi biraz insan yaratayım ve kendimi de gizleyeyim. sonra iyiyi bilsinler diye bunlar kendilerine kötülük de edebilisin. beni bulanı cennete sokayım bulmayanı cehenneme.

iyi tamam da başlangıçta her şey benim isteğimden çıkıyor zaten. yani benim yüzümden var olanlar benim kişisel egolarımı tatmin etmek zorunda mı? ayrıca madem var ettim neden böylesine vahşi bir sistem kurayım? hadi bilinmek istiyorum kendimi neden saklayayım?

yani ben tanrı olsam daha iyi bir sistem kurardım bence. arkadaşlarım da bana hak veriyor zaten.