bugün

acı çeken mağdur insanlara açıktan ölen isanlara yardım etmemesi... ve bunu asla anlayamayacak olmam...

yani bir anne tecavüze uğrar. suçu neydi ki?

bir çocuk kaçırılır kolu bacağı kesilir dilenci yapılır suçu neydi ki?

en pisi onyedi aylık bir bebek tecavüze uğrar suçu neydi ki?

bunlar uzar gider ve ben hala bu kadar gücü olduğu söylenen tanrı nın bunlara neden izin verdiğini anlayamadan hayatıma devam ederim.
bazı şeyler beladır.

allah'ı kabul ediyorsan, onun gücünün yetmeyeceği şey yoktur. ama bazen ders çıkarmak için gönderir, bazen de bilerek serbest bırakır. çünkü insana irade vermiştir. insan, bu iradesinin sonucunda hakettiğini alır.

tecavüz edilen anne, mesela. anne, "ben haksız yere iğfal edildim; tanrı madem vardı, niye beni korumadı ? o zaman allah o kadar adaletli birşey değilmiş." * diye düşünmemeli, yine de imana sarılmalıdır. bela, orada devreye giriyor. tecavüz eden kişi, şeytana uyarak kendi isteğiyle yaptığı bu günahın cezasını mutlaka bulacaktır. allah'ın iradesi, insanın iradesinden üstündür ama onu hoşgörür.

yoksa öğretmenler zaten cevapları biliyor, bizi niye sınav yapıyorlar, değil mi ?
dünyanın adaletsiz olduğunu hala anlayamayan insanların kurduğu bir söz öbeğidir. efendim şöyle ki, vede hatta islam dini de kabul eder ki, dünya adaletsizdir. bırakın haksızlıkları, ikiz kardeşlere bile sunulan hayat birbirinden o kadar çok farklıdır ki. olay nedir? asıl adaletin ahiretde olduğunun ve bu dünyada çok kısa süreliğine geçici bir yaşam sürdüğümüzün farkına varmaktır.
Allah bu dünyaya gönderdiği kimseye yardım edeceğine dair bir vaat vermemiştir. Kimsede bu dünyanın çok kolay bir yer olduğunu söylemez zaten. Ancak tanrının tüm kutsal kitaplarında bir noktaya dikkat çekilir; ahiret hayatı. Allah tüm kullarına bu dünyadaki hal ve tavırlarına göre öbür dünyada mükafat vereceğini buranın sadece bir tarla olduğunu ne ekersen onu biçeceğimizi söyler. Öyle bir metafor da vardır ki Allah herşeyi bilir ama insana özgür irade olarak seçim şansını her zaman vermiştir. Allah ın 99 adından(esma-ül hüsna) sonuncusu sabırıdır. Yani sabreden isyan etmeyen ve allahtan umudunu kesmeyen bu dünyada hayırlı olan kimse ahirette mükafatını mutlaka alacaktır.
(bkz: bu dünyadaki hayatın iki sonsuz karanlık arasında ki küçük bir kıvılcım dır.)
tabiki ilk bakıldığında mantıksız bir şey görünmüyor. fakat içine girip karıştırmak gerekir durumu.

yüce yaratan insanı dünyaya bir sınav için göndermiştir. bu sınav her türlü konudadır. iyliği kötülü gunahı sevabı herşey dahildir bu sınava. eğer allah insana her durumda yardım etseydi, dünyaya yollayıp sınamasının ne gereği kalacaktı? ağır oldu sanırım. şunu demek istiyorum. matematik hocası seni sınav yapıyo 10 adet soru soruyo ve soruları cevaplarken başında bekliyor. her yaptığın yanlış için seni engelliyor ve bu sayede hiç bir yanlış yapmıyorsun. bu durumda sınav yapmanın alemi kalmaz dimi? direk 100 ver lan bana hoca dersin. bunun gibi birşeydir.
(bkz: imtihan)
ateizmin birinci kuralı olarak çeşitli duygusal olumsuzlukları örnek gösterip devamlı allah ı yok göstermek şeklinde bir durum olsa gerek.sıra iyiliklere geldiğinde ise burun kıvırmak yolu şeçilen bir olgu.
allah ın yardım etmediği durum yoktur joe sadece sabretmesini bileceksin. sabretmek derken sana bir kutu boya verip al bu çitleri boya demeyeceğim tabiki. daha net olark açıklamak gerkirse soyut anlamıyla kullanılan kayış bir yerde kopabilen bir şeydir. sıkılan dişin kılırılması gibi.

yani herşey kötü gidebilir uzun süre kötü gidebilir hatta ben bir yıldan fazla kötü gittiğini bile gördüm. ama bir sabah uyandım ve o günün her günden farklı olacağını daha en başından anladım. neler olmadı ki o gün. uzayan okul bile kısaldı.

işte böyle joe evet yardım eden biri var. aslında belki de yok. ama hesap edilmeden, ansızın gelen bu yardımın nedensiz olduğunu düşünmek acı verici bir durum olur kanaatimce. işte bu yüzden gelen yardımın bir yerden geldiğine inanmak gerekir joe. kendiliğinden olmuş olsa bile.
bir sabır hikayesi için: (bkz: hz eyyub)
"müminin haline gıpta edilir. Eğer bir belaya duçar olursa sabreder sevabını alır, bir iyi hal başına gelirse de şükreder ecrini(sevap) alır." hadis-i şerif
"bazı" durumlarda allah'ı hatırlayanlara etmez tabi.
eğer o istediği şey isteyen kişi için hayırlı olmayan bir şey ise Allah onu kabul etmeyebilir. *
uzun vadede düşünülmesi gereken bir olaydır. *

sevgilim beni terk edince, boşluğa düştüğümde sarılabildiğim tek daldır, çünkü o boşlukta başka dal yoktur, çünkü o boşlukta ve boşluksuzluktakidir. dala tutunduktan sonra herşey unutup nakölük yaptığımdır. ne kadar nankörlük yapılsa da geri dönülebilecektir.

en sevdiklerimizi, annemizi, babamızı zamansızca bizim olduğumuz dünyadan alıp, bizi onlardan ayırandır. ölümle burun buruna getirip hayatımızdan vageçmemizi sağlayan ardından öldürmeyip tekrar yaşatandır.
hiç bir zaman terk etmeyendir.

sevgilimizin bizi terk etmesini sağlayan, kendisine sarıldığımız takdirde bu acıyı bizden alan ve artık insanlar tarafından terk edilmekten korkutmayandır.
yaptığım her kötülüğü karşıma çıkaran, bir başkasının bana yaptığı kötülüğü de bir gün o kişinin karşısına çıkaracağını ispatlayan, kin ve intikam duygularını bizlerden alandır, kötülük sahiplerinden korkutmayandır.
bir anda zengin edip bir anda fakirleştiren, paranın değersizliğini kalbimize işleyendir.
annemizi bizden aldıp ona sarıldıktan sonra anne acımızı bizden alan, babamızın boşluğunu tekrar dolduran ve artık sevdiklerimizin ölümünden korkutmayandır.
bizi öldürür gibi yapıp hayatımızdan vazgeçiren, tekrar yaşatıp ona sarıldıktan sonra kendi ölümümüzden bile korkutmayandır.
çaresizliğe sürükleyen, tüm umutların bittiği yerde çıkış noktası gösterip hayatımızda "çaresizlik" diye bir şeyin olmadığını yaşatarak ispatlayandır.
23 yıldır tek öğün bile aç bırakmayan, her öğün rızkı düzenli şekilde verip açlıktan korkutmayandır.
kendisine bir secde ettirip değersiz şeylere bin secdeden kurtarandır*
bana şah damarımdan daha yakın olduğunu hissettirip yanlızlık diye bir şeyden korkutmayandır.
bizleri kendine kul olarak yaratıp, şereflendirendir.

evet burdanda anlaşıldığı gibi herşey bir mükemmel bir oyunun, bir senaryonun parçasıdır. allah herkes için kendisine en uygun hayatı vermiştir. herkesi eşit yaratmıştır ama biri bağdatta bombaların içinde doğar, diğeri amerikan başkanının çocuğu olarak doğar. bu nasıl adalet dememeliyiz , demekki o insanlar için en uygun hayat bunlarmış.
illa bir cehennem arıyorsan seyreyle dünyayı diyerek yaklaşacağım durum.

dünyadaki rezillik öylesine bir rezilliktir ki ve insan ruhunun kulakları her geçen sağırlaşmaya öylesine meyillidir ki; bu kirliliğin içerisinde boyun eymek kendine geldiğin andan beri önünde duran bir şelale gibidir.

ya şelalenin içinde çamurun uzağında durursun,elini eteğini çekersin her şeyden ya da çamurun içine girer her bir kötülükle mücadele edersin ve dışın pis için temiz kalır ... hiç gücün yetmezse sadece bir çamur olur insanların üzerine sıçrarsın...
kör olan insanın dünyayı karanlık zannetmesidir.
+Hocam ya çok zor sormuşsunuz?
-eh çalışsaydın sende.
+Hocam çalıştım ama bi yardım etseniz be.
-?
+Şu soruda çok takıldım hocam, aslında biliyorum cevabı da, bi türlü çıkaramadım.
-Sınav esnasında yardım edilmez(*).Zamanında çalışcaktın, zorlanmıycaktın bu kadar.
+Hocam bazı durumlarda da yardım etseniz nolcak sanki ?(*)
-O zaman sınav yapmamın bi anlamı kalmaz.

Not : Sınavda başarılar.
rte ve sazarkadaşları nın son dönemlerine bakıldığında allah ın bazı durumlarda kimilerine yardım etmemesinin nedeni açıkça görülebilir...

her$eye de allah ı alet etmemek lazım değil mi ya?! *
kendi düşen ağlamaz durumlarında yardım beklemek pek de mantıklı degıldır.
sadece hayrın değil şerrinde allahtan olmasından dolayıdır..
yardım edilmediğini düşündüğünüz anlar sizler için imtihan ya da bela olarak yazılmış anlardır.

allah her zaman yardım eder, bu başlık asılsız bir önermedir.

''kula bela gelmez hak yazmadıkça, hak bela yazmaz kul azmadıkça''...
Eğer Allah insanlara, hayrı çarçabuk istedikleri gibi şerri de acele verseydi, elbette onların ecelleri bitirilmiş olurdu. Fakat bize kavuşmayı beklemeyenleri biz, azgınlıkları içinde bocalar bir halde (kendi başlarına) bırakırız. yunus 11

Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. Seni insanlara elçi gönderdik; şahit olarak da Allah yeter. nisa 79
herhangi bir meseleyi, allah'ın(c.c) yadım etmemesi şeklinde değil de, hayırlısı bu imiş şeklinde değerlendirmek efdaldir. zira, o meselenin sonucunun bilahareki adımlarda karşımıza nasıl bir neticeyle geleceğini biz bilemeyiz.
hayatın kapı gibi gerçeğinden bahsetmek dururken neden bu gerçeği 'matemetikten sınav yapmasın hoca o zaman, herkese 100 versin' gibi angutca örnekler veririz ki. kimse kendini tecavüze uğramış bir annenin yerine koymak istemeyebilir ama en azından durumu bu kadar angutça örneklerle açıklamayabiliriz ki bir arkadaş eden bulur demiş. tecavüze uğramış 3 çocuklu bir kadın ne yapmıştır ki başına böyle bir şey gelebilir. yazık...
kula bela gelmez hak yazmadıkca, hak bela yazmaz kul azmadıkca sözünü daha duymamış insan söylemidir.
(izlynz: beşinci boyut)