bugün

kadın-erkek konularında olsun, alacak verecek konularında olsun;
hiç bir zaman eşitliği sağlamaz, adaleti sağlar.

örnek vermek gerekirse, iki tane adam var diyelim, biri 1.60 60kg, diğeri 1.90 100kg. ikisine 40 kg'luk bir çuval versek eşitliği sağlamış oluruz ama adaletsiz olur. adalet ufak olana daha hafif bir yük vermektir. selametle.
eşitlik prensibine dayanmayan sınıflı tarım toplumunun adalet anlayışının özeti. reenkarnasyon felsefesi: bazısı sakat, bazısı fakir, bazısı kadın, bazısı üç kulaklı doğar ama sonraki hayatta ruh hidayete erişir -ya da cennete gider-, vs.

insanı, insanlığı böyle biyolojik, antropolojik, tarihsel, istatistiksel veya başka elle tutulur bir perspektiften incelemeden masal kitaplarına sinmiş antik yunan felsefesi ile ahkam kesmek bugünün karmaşasına cevap olamaz. çok sığ.
"muhakkak ki allah; adaleti, iyiliği, akrabaya ve muhtaçlara yardım etmeyi emreder. çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı yasaklar, allah düşünüp ibret alasınız diye size nasihat verir." nahl suresi 90. ayet

cuma namazlarında, hutbeden sonra hem arapçası hem de türkçesi okunan ayet-i kerime, bir çok şeyi açıklamış.
Aslına bakarsak Allah adaleti de eşitliği de sağlayacağını iddia etmemiştir.

Sadece siz doğrudan yana olun demiştir.

Yani karınca hikayesi gibi. Dünya da bir şeyi değiştirmeyecek. Ama sen yine de yap. Sen doğru ol.

Ama bunun haricinde adaletli ve eşit dünya gibi söylemler yoktur zaten.