konu şu. allah bir yaratıcıya inanmak için sonsuz sebep vermiştir. inanmak isteyen küçücük bir hayvanda bile bu kanıtı görebilir.
ama bazı insanların özünde inanmak yoktur. bazıları görmek ister , ispat ister. beynin maddesel bölümü daha fazla gelişmiş insanlardır bunlar. fıtratları iman etmeye müsait değildir. bu insanlar kalple değil gözle görürler. halbuki gözün yetmediği bir yer vardır ki bazı şeyleri kalple görürsün, hissedersin. mesela önsezi buna örnek olabilir.
inanç bir duygudur, kalbi ilgilendirir, maddesel şekilde ispat edilemez. mesela ölmüş annemi çok seviyordum dersin hadi ispat et dediğinde bunu ancak subjektif olarak ispat edebilirsin, objektif şekilde ispatı olmaz bu duyguların.
işin doğrusu allah çok yücedir. hatta öylesine yücedir ki ona yaklaşmak onun sevdiği bir kul olmak kolay değildir. ben allah'ın varlığını hissedemiyorum diyor biri. evet hissedemezsin. eğer allah'ın sana emrettiklerini yapmazsan o yokmuş gibi yaşar öyle de ölürsün. allah'ı hissetmenin ve ona yaklaşmanın üslubu vardır, kuralları vardır. bugün belediye'de çalışan alt düzey bir müdürün odasına bile bir uslüpla gider, randevu alarak girersin. ahıra girer gibi giremezsin.
düşün ki konu allah !!! tüm alemlerin yaratıcısı. bunun kolay olduğunu düşünmek zaten cahilliktir.
ama bazı insanlar vardır ki allah onları çeker. yani kendine yakınlaştırır, bu yolda o kişinin işlerini kolaylaştırır. işte bunu neye göre seçiyor onu bilmiyorum.