bugün

tütün ve alkol piyasası düzenleme kurumu'nun (tapdk) yayınladığı yönetmelikten anlaşıldığı üzere yavaş yavaş bize dayatılan uygulamadır. ama meşhur kurbağa hikayesindeki gibi bizi de soğuk suya attılar, altımızda ocakta gürül gürül yanmakta. ne yazık ki piştiğimizi anladığımızda çok geç olacak. alkolü hayatımızdan çıkarmak için bir nevi önlemler alan hükümet artık bunu dayatmaya, sınırları zorlamaya başladı. "ne var ki alkol çok mu iyi bir şey sanki, iyi yapıyorlar" diyebilirsiniz. ama bu dayatmaların da bununla sınırlı kalmayacağının göstergesidir bu uygulama." alkolden ve üreticilerinden gelecek hayır allah'tan gelsin" diyerek efes pilsen'i sahnenin dışına çıkardılar. ben efes'in yerinde olsam hiç endişe etmem... efes pilsen'in kendilerine sponsor olmasına balıklama atlayacak öyle çok takım var ki yurt dışında... bizi bu duruma alıştırmak için belki de Ülker'i itelediler sahneye ki efes ileride o sahneden atılacağı zaman yokluğu çok hissedilip, tepki olmasın...

alkol ve içki üreten şirketlerin hukukçuları tapdk'nın yeni yayınladığı yönetmeliği yorumlamışlar. alkolü seversiniz ya da sevmezsiniz... ama ben dayatmalardan, zorla yaptırılmaya çalışılan uygulamalardan, yasaklardan nefret etmişimdir. Şimdiyse onlarla yaşamaya iyice alıştık. ileride daha özgür bir hükümetimiz olursa neye uğradığımızı şaşırabiliriz. alıştık ve alışmaya da devam ediyoruz. tavuk çiftliklerindeki tavuklar gibiyiz. suyumuz önümüzde, yemimiz önümüzde, iyi de bakılıyoruz. ama biliyoruz ki sizi yiyecekler sonunda... o tavukları bulundukları bölmeden alıp yere bırakırsanız kaçamaz. ayakları tutmaz çünkü. daracık alanda yürüyemediği için kaslar işlevini yitirmiştir. o yüzden yumuşak olur etleri işte. alkolün getirdiği kötülüklere karşıyım. sarhoş ve aşırı alkollü araba kullanılmasına karşıyım. ama en çok bu tip uygulamaların zorla, kafanıza vura vura içimize sokulmasına karşıyım. hem vatandaşını bunca düşünen bir hükümet ne de aynı yasakları ateşli silahlar konusunda uygulamaz. aksine her geçen gün ateşli silah almak daha da kolaylaşıyor. yakında bir çok yerde bunların mağazaları olacak belki de.

hayatımızın bundan sonrasında alışmamız gereken kurallar, yasaklar ise şunlar.

- 6. maddenin (b) bendinde "yetkili satıcılar tarafından, satış belgesinde belirtilen iş yeri adresi dışında satış veya sunum yapılamaz" deniyor. buna göre hiçbir catering şirketi veya alkollü içki satış ruhsatı olan ve çeşitli davet, organizasyon sergi ve konsere giderek hizmet veren firma artık bunların hiçbirisini yapamayacak.

- aya irini'de bir konserde veya iksv'nin müzik festivallerinde ya da istanbul modern'deki bir davette bir catering firmasının bir kadeh şarap servis etmesi bile mümkün olmayacak.

- yazın deniz kenarında, ormanda, seyir yerlerinde içki servisi yapıp kır düğünü veya kutlama yapmak yasak.

- 10. maddenin 2. bendine göre belediye mücavir alanları ve konaklama yerleri hariç olmak üzere, otoyollarda ve devlet karayollarında bulunan yapı ve tesislerde alkollü içki satışı yapılamaz.

- bu maddeye göre örneğin, istanbul'dan edirne'ye giden ve çevresi tamamen yapılaşan d-100 karayolunun kenarında bulunan içkili restoranlar ya kapanacak ya da artık içki ruhsatlarını iptal edecek.

- belediyelerin çoğu kırmızı nokta uygulaması ile zaten pek çok içkili yeri şehir dışına gitmeye zorlamışken, şimdi şehir dışındaki, yol kenarındaki turistik tesisler dahil tamamının ruhsatı iptal edilecek ve içkisiz restorana dönecek

- ege ve akdeniz'de otoyolun denize paralel yapıldığı kıyı şeritlerinde deniz manzarası eşliğinde bir kadeh rakı içmek mümkün olmayacak.

- tapdk yönetmeliğinin 24. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde "alkollü içkiler bedelsiz, hediye, yardım, ödül, eşantiyon veya promosyon olarak dağıtılamaz" deniyor. bu maddeye göre, yılbaşında bir şişe içki bile hediye olarak gönderilemeyecek, sponsor olunan uluslararası bir organizasyonda bile konuklara bedelsiz içki sunumu yapılamayacak.

- bu durumda alkollü içki üreticilerinin artık hiçbir organizasyon, festival, etkinlik v.b. sponsor olma veya yardım amaçlı dernek organizasyonlarına içki temin etme imkanı kalmayacak.

- aynı maddeye göre, indirimli fiyattan içki satışı, bir şişe içkinin yanında bir bardak v.s. promosyon malzemesi vermek satış arttırıcı faaliyet olarak kabul edilip yasaklanıyor.

- tapdk yönetmeliğin 23. maddesinin 1. bendi, "alkollü içkiler sadece bu ürünlerin satışına tahsis edilmiş alanda bulunan satış ünitelerinde sergilenir" diyor. bakkal ve bayiler içkileri sergilemek için ayrı yer bulmak zorunda kalacak.

- yönetmeliğin 22. maddesi'nin 4. bendi bakkal, market, süpermarket, hipermarket, kuruyemişçi, büfe olan işyerlerinde 20 cl ve altı hacimde içki şişelerinin bulundurulamayacağını ve bu yerlerde satışa sunulamayacağını belirtiyor. belki de bu yüzden bizim otel minibarlarında gördüğümüz, yurtdışında ise her yerde satışı yapılan 5 cl'lik mini içkiler var. bunların bizde de yaygınlaşması kaçınılmaz görünüyor.

- vitrinde içki görmek mümkün değil. tabelalarda hiçbir içki markası yer almayacak. bakkalın camında, kapısında içki reklamı olmayacak. bu da bizde yine yurt dışında hayli yaygın olan özel içki ve tütün dükkanlarının artmasına neden olacak sanırım.

- maddenin devamındaki "alkollü içkiler çocuklara yönelik olan her türlü materyallere bitişik alanda yer alamaz" hükmüne göre de 10 metrekarelik bakkalda, örneğin gofretle rakının yan yana konulmaması gerek.

- tapdk'nın yeni yönetmeliğinde sırf reklam yasakları için toplam 25 ayrı madde, satış iiçin ise onlarca yasak maddesi sayılıyor. içki satan dükkanın tabelasına dahi içki satıldığını belli edecek marka yazması, iş yerinin kapısına bir reklam asması, içkileri vitrine dizmesinin artık mümkün olmaması sektörde kaygıları arttırıyor.

- tapdk yönetmeliğinin 24. maddesinin (2.u) bendine göre alkollü içki reklamlarında, alkollü içkinin, diğer gıda maddelerinin tüketiminin vazgeçilmez bir tamamlayıcısı olduğunu ima eden içerik kullanılamayacak.

- rakı-balık, rakı-meze, şarap-yemek uyumu vb. her türlü içki ve yemek görselinin bir arada kullanılması yasak. bu yasak nedeniyle, restoranların ekonomiyi canlandırmak için yaptıkları restoran haftaları, tadım günleri gibi etkinlik duyurularında içinde içki ve yemek olan menüler kullanılamayacak, özel şarap- yemek geceleri yapılamayacak.

- boğaz'da, deniz kenarındaki bir restoran kendi tanıtımını yapmak için, üzerinde içki servislerinin olduğu bir yemek masasını veya hangi içkileri sunduğunu ne müşterilerine ne de yerli-yabancı turiste tanıtamayacak.

bunların tümü alkol üreten firmaların hukukçularının yorumları. umarım bazı kararlarda yumuşama olur da kendimizi iyice kısıtlanmış bulmayız. restoran menüsünde alkol olsa ne olur olmasa ne olur. Ülkemizde onca trafik kazası oluyor. arabaları da mı yasaklayalım?
(bkz: hayallerde yaşıyor bazı ibneler)
(bkz: yetmez ama evet)
"napıcaz evimizde mi damıtıp üreteceğiz alkolü" sorusunu solduran saça yönetmelik.

rakı balık kültürü olan bir millete böyle bir terbiyesizlik hoş değil. menülerde bile olmayacakmış alkol. böyle saçma birşey olabilir mi? kim uygular bunu. turizm diyoruz yabancı turistlere böyle birşeyi kim nasıl açıklar. hükümet bir kafayı bulmuş da idare edin mi dicez?

sigara yasağında haklıydı hükümet. dumandan rahatsız olanlar vardır. ancak alkol kişiye kendi zarar verebilir sadece. polis sayını arttırırsın alkol yüzünden olay çıkaranı bulursan atarsın karakola. yapmadığınız şey değil insanları bir anda tutuklamak.

tabelalardan da kalkacakmış. iyi o zaman koskoca nevizade çıplak kalsın.
--spoiler--
yönetmeliğin 22. maddesi'nin 4. bendi bakkal, market, süpermarket, hipermarket, kuruyemişçi, büfe olan işyerlerinde 20 cl ve altı hacimde içki şişelerinin bulundurulamayacağını ve bu yerlerde satışa sunulamayacağını belirtiyor.
--spoiler--
bu tamamen insan haklarına aykırıdır. ben çakırkeyf olmak istiyorsam az içerim. az içicem işte. az. çok alıp çok mu içiyim? neden senin saçma ideolojin yüzünden cebimden para çıksın.
%47 istiyor diye %53 ün hakkını gasp etmek matematikte bile yok. ama bunlar insanlıktan nasibini almamış ki.

çok düşünüyorsan memleketini spor toto sponsorluğunu iptal et süperlig den. gdolu besinler yiyoruz. engelle.
rte-üzün yiyin. aynı şey.