bugün

evet efendim...

türk tarihine benim gibi altın harflerle değil de tezek ile yani bildiğimiz bohunan yazılan bir gencin, ibretlik olmasının yanında bir o kadar da kan donduran hikayesi. birebir şahit olduğum bu olayda, capsleri kurbağaya çeviren yüce allah'ın emirlerinin dinlenmemesi söz konusu elbette.

yahu zerre abartıyorsam eşcinseller tarafından takip edilip tecavüze uğrayayım da, ümraniye çöplüğüne çıplak şekilde sırf külodumla atsınlar şok gazetesine malzeme olayım. bu kadar da büyük konuşuyorum yeter be! inanmazsanız inanmayın be, zaten çok da pipi afedersiniz.

arkadaşlar geçenlerde bir misafirliğe gittim. istemeye istemeye gitmiştim. zaten sandaletlerimin içinde terlemeye başlayan parmak aralarım da bu gidişin bir tehlike arzedebileceğinin sinyallarini vermişti. ah nasıl düşünemedim zaten, kokmayan ayaklarımın peynirli doritos gibi kokmayacağını?

ev sahibi olan esnaf abinin oğlunda bir tedirginlik sezdim daha girer girmez. küpeli, uzun saçlı, top sakallı, eşcinsel giyimli bir gençti. kulağında kulaklık vardı ve sanırım onuncu yıl marşıydı çalan. babasının yanında böyle sürekli cinsel uzvunu avuçluyordu. sanırım birtakım cinsel açlıklar çekmekteydi. neyse benim umrumda değil zaten. koymuşum top sakalına der geçerim.
bu arada biz esnaf abiyle sohbetimizi ediyor, ak partimizin referandumda nasıl çocuğu koyduğunu kutluyorduk. vallahi ak partinin de yüce tayyip erdoğan'ın da koymadığı kalmadı arkadaşlar. başarıdan başarıya koşuyoruz hakikaten. tüm ülkede başarıdan başarıya koşan komşu çocukları gibi anlatılıyoruz. bi daha ki seçimde zaten gümbür gümbürüz. oohh şıkıdım şıkıdım lay lay lom geçiricez hamdolsun.

hülasa, genç babasına dönerek; 'yaaa baba sıçarım böyle hayata, para ver lan iki bira içelim götlek' dedi.
gariban babacığı korkusundan elini cebine attı ve son parasını oğluna doğru korkar vaziyette uzattı. titreyen ellerindeki nasır it gibi çalışmasına kanıttı.

o esnada da esnaf abinin güzel karısı 1.75 boylarında 65 li kilolardaki gayet diri vücutlu 35 yaşındaki mature yengeciğim çaylarımızı tazeledi, fakat şekeri unutmuştu.

ayyhh unuttum hbbiacığım hemen getireyim diye adımını attığında alkol almak için zorbalıkla babasından para alan genç bir anda küp şekerlere döndü ve ikişer taneden dört tane olarak esnaf abiyle bizim elimizdeki çayların yanına düştü.

esnaf abiyle gözgöze geldik ve ağlamaklı bir şekilde birbirimize tebessüm ettik. yaa işte böyle olur orospunun oğlu diye geçti içimden ama dışarı yansıtmadım pek. ben öyle ketum insanım yani.

esnaf abi inanır mısınız oğlu için göz yaşı dökmedi. şekeri elime aldım ve ona iki çift laf ettim. dedim ki; şüphesiz ki yüce yaradana bunların hesabını vereceksin, şimdi bu kaynar çayda yan ve cehennem azabınıın en ufağını gör...

küp şekeri, yani laik genci çayımın içine pıt diye yaşlıların sakkarin atışı gibi attım. genç kaynar çayımızda erirken esnaf abinin o nasırlı, damarlı ve üstü kıllı parmaklarını sıkıca kavradım hiç ayrılmamacasına yemin eden sevgili masumiyetinde...

genç ajda bardağımın dibine doğru ilerlerken içimizi tarifi imkansız bir huzu kaplamıştı...
ibret-i alemliktir.
güncel Önemli Başlıklar