aliya izzet begoviç in islamcı olmaması

teoride olmasa da pratikte doğru olan tespittir.

zaten halkını zafere ulaştırması bu akıllı tutumu sayesinde mümkün olmuştur. yobaz kafayla yapılan hiç bir mücadelenin başarıya ulaşma ihtimali yoktur.

filistin'i, suriye'yi, ırağı, çeçenistan'ı, elini değdirdiği her yeri batıran dinci manyaklardan olmaması iyidir.

Teoride aksi görünse de pratikte doğru olandır. 20. Yüzyıl gibi bir çağda laikliğin gerekliliğine inanmış ve laik bir devlet inşa etmiştir.

1998'de Aliya izetbegoviç'e bir işadamı gelir. Türk işadamı diye tanıttıklarında adam düzeltir "hayır" der. Kürt işadamı"

Aliya: Tamam. Bu vurgulama ihtiyacı neden?

-Türk dedi de Sn. Başkan

Aliya: Düşmanlarımız savaşta bize de Türk derdi. Kimse Türk olmazdı ama onur duyardı.

aksine, islamcı geçinen yobazları din simsarlarını siyasal islamcıları çok şiddetli eleştirir.
hatta "Müslümanlar, hayatta nasıl uygulanacak sorusundan kaçmak için Kur’an’ın nasıl okunması gerektiği hususunda geniş bir ilim ürettiler" diyerek kur'an okumak ibadet dili abdestli abdestsiz okunur tartışması vs diyenlere kapak yapmıştır.
"Kur’an ve islam sadece hocalara bırakılmayacak kadar önemlidir" demesi, herkesin anlayacağı ve okuyacağı kitap olmaktan çıkmasına isyan etmiştir.

bunun için son zamanlarda imanım var diyerek insan olma erdemine ahlak kurallarına önem vermeyen yok sayanlara "Din hurafeleri yok etmezse, hurafeler dini yok eder" demiş "”islam güzel de, Müslüman bunun neresinde? islam en iyi ama biz, en iyiler değiliz.” diyerek yozlaşmaya dikkat çekmiştir.

islamcı değildi,müslümandı.