bugün

çekimlerine mayıs 2008'de başlanmış, 2010 yılında gösterime girecek tim burton filmi.
filmde oynayan oyuncular arasında, johnny depp*, helena bonham carter*, anne hathaway* rol alacakmış.
yazan kişi aslında papazdır ve takma isimle yazmıştır.
yazarın bulduğu bir mantarı yiyip kafa olması ve ayıldıktan sonra gördüklerinden yola çıkarak eseri kaleme almasından oluşmuştur.
alice : buradan gitmek için bana hangi yolu izlemem gerektiğini söyler misin?
cheshire kedisi : nereye gitmek istiyorsun?
alice : neresi olduğunun önemi yok...
cheshire kedisi : o zaman hangi yol olduğunun da bir önemi yok!
lewis carroll bir gün bir elma ağacının altında oturur iken, kafasına birkaç elma düşmüş. sonra kafasını kaldırıp bir bakmış ki, bu elmaların düşme sebebi yerçekimi değil, sadece kocaman dişlerden mütevellit bir sırıtış imiş. sonrasında o gülüşün etrafında gözler, burun derken, mor bir kocaman sırıtık kedi belirivermiş. olay da ingiltere'nin cheshire kazasında geçmekte olduğundan kendisine cheshire cat demeyi uygun görmüş carroll abimiz.

sonrasında aralarında şöyle bir diyalog geçmiş:
lc: cheshire kedisi! diye söze girmiş lewis carroll. kedinin bu ismi beğenip beğenemeyeceğini kestiremediğinden, biraz ürkek konuşmuş.
lc: lütfen bana söyleyebilir misiniz, bu elimdeki kağıtları hangi cümlelerle doldursam hoş olur?
cc: bu daha çok senin ne söylemek istediğine bağlıdır.
lc: pek umurumda değil, ne hoş olursa.
cc: o zaman ne yazdığının da önemi yok. hiç merak etme, yeterince yazarsan mutlaka bir şeyler yazmış olursun.

işte böyle bir olayın ardından, lewis carroll oturmuş, alice'in harikalar diyarındaki maceralarını yazmaya başlamış. sonrasında da yayınlandığı 1865 yılından bu yana, birçok şarkıya, şiire, filme ilham kaynağı olan bir kült doğmuş olmuş.
* *
--spoiler--
'Deli olduğumu da nereden çıkardın', dedi alis.
'Öyle olmalısın' dedi kedi.' Yoksa buraya gelmezdin'.
--spoiler--
(bkz: alice mantarlar diyarinda) *
3D ile izlenmesi farzdır.
alice in mantar kafalari yasadigi masaldir.
orjinalinin 13 cilt olduğu betimleme harikası, hd kalitesinde bir kitap. çocuk kitabı diyerek hakkı yenmemelidir.
bir market broşüründe ismi 'alice hayaller ülkesinde' olarak türkçeye çevrilmiş halde satıldığı görülen kitap. *
filminin nerdeyse şimdiye kadar gördüğüm tüm afişlerinde "alice" yerine "alis"in harikalar diyarında olmasını türkçe çeviri yapma merakının ne kadar üst* boyutlarda olduğunu görmemi sağlayan ve ayrıca mantar merakımı günden güne artıran şaheserdir.
(bkz: alice harikalar diyarbakırında)
"bütün iyiler biraz deli ve kaçıktır" bu söz alice'in babasının her gün farklı hayal rüyalar ve imkansız şeyleri düşlediğinde ona söylediği sözdü. sanırım gerçek payı da bir hayli fazla...film 3 boyutlu olmasından dolayı görsel açıdan tatminkar ama filmde alice'ın büyük halini oynayan Mia Wasikowska bambaşkaydı. o güzellik ve sadelik başkasına bu kadar yakışmazdı sanırım. ama kurgu biraz yavan olmuş yer yer sıkılıyor insan.

bütün deli biraz da kaçık insanlar bu filme gitsin en azından görsel bir şölen izlersiniz. tiyatro gibi.
tim burton'ın son ve en kötü filmi. aslında bu filme tim burton filmi demek de pek doğru değil kanımca. disneyin ele geçirdiği veya satın aldıgı, tim burton baharatlı bir alis iktisatlar diyarında filmi denilebilir ancak..

nitekim disneyin izleri silinecek gibi değil filmde, filmin adı bile altın harflerle tipik disney yorumuyla yazılıyor filmin başında, ardından yine disneyin her filminin arkasına koydugu vızır vızır kemanlar ile yaratılmaya çalışılan masal dünyası, beyaz kraliçenin disney sarayı, tiplemelerin bir kısmının tim burton'ın bir kısmının disney çalışanlarının elinden çıktığının bu kadar aşikar oluşu (fareye bakınızi ikizlere bakınız),johnny deppin filmin sonunda tipik disney film finali şeklinde saçma bir müzik eşliğinde dans gösterisi ya da kendini kaybedişi diyelim, ve nihayetinde, filmin sonunda alis'in ticaret yapmaya karar verişi!...

2 yıl beklemenin ardından, disneyle çalıştıgını duydugumda bir ne alaka geçmişti kafamdan, ancak yine de umudumda bir kırılma yaşamamıştım, çünkü tim burton alisi yapacaktı. ancak izlediğim vakit büyük hayal kırıklığı yarattı bende film. bir tim burton sever olarak "sen de mi brütüs" dedirtti...

bu iş neden olmazdı bir bakalım;

çünkü disney biteli yıllar oldu.. çünkü disney geleneksel çizgisinden bir türlü vazgeçemedi. imax, dreamworks ve yapılan bir çok bağımsız animasyonun yanında, disneyin de bir devrime ihtiyacı bulunuyor artık. tüm filmlerinde arkadan vızırdanan yaylılardan, çocukların seveceği garanti olan tiplemelerinden, her filmi gişe kaygısıyla bitirmekten, öğüt vermekten, ve filmin sonundaki saçma danslardan kurtulmalıydı yıllar önce. ne tiplemeleri, ne örgüsü tipik amerikan giriş-gelişme-sonuç döngüsünden çıkamadı disneyin.

disney animasyonun pembe tarafını temsil ediyorse, tim burton da siyah tarafını temsil ediyor. disneyin indirdiği perdeleri tim burton kaldırıyordu gözlerden. o kadar farklı bakış açıları ki bunlar, disney otorite "kılıgında" ise tim burton anarşist idi yaptıkları ile.. ve şimdi kendisini disneye boyun eğmiş görüyoruz.

ayrıca tim burton'ın bilgisayar animasyonuna odaklandıkça sanatsallığını kaybettiğini düşünüyorum. hamurlar daha alternatifti, tim burton bir alternatifti çizgisi ile sonuçta..

ayrıca anne hataway'in o odunsu kibarlığı inanılmazdı. kollarını sanki yanında görmediğimiz 5e 10luklara bağlamışlardı da kendisi de öyle oynamak zorunda gibiydi.. bir tim burton filminde ne işi vardı?

ama asıl merak ettiğim, yakın arkadaş olan johnny depp ile tim burton'ın dans sahnesi çekilmeden önce ne konuştuklarıdır. acaba tim burton johnny'ye "abi bunu yapman lazım, biliyorum yabancılaşacaksın ama bunu yapmamız lazım" diye moral mi verdi.. sırtını mı sıvazladı.

ayrıca alice neden evlilik ve kariyer kaygısı yaşadı. bu kez prens olmasın "günümüzü" uyarlayalım diyip bokunu mu çıkardılar acaba? alice çin'i sömürmeye mi gidiyor? neden herkese küçük emrah konuşması yaptı filmin sonunda? bunlar neeee!

neden tim? neden?.. hıck hıck (ağlıyor gözlerim)
kitap matematiksel açıdan incelendiğinde, o güne kadar olan matematiksel gelişimi gösterir, yazıldığı sırada yazarın uyuşturucu ilaç etkisinde olduğu iddia edilir, ve başyapıt niteliğindedir.
lewis carroll' un lsd etkisinde ve aşık olduğu alice isimli bir kız çocuğuna * yazdığı rivayet edilen, felsefe, matematik ve mantık etkileri sonuna kadar hissedilen muhteşem bir eserdir. şu ana kadar bir sürü kitap okumuş olsam da bu kitabın yeri ayrıdır. kesinlikle çocuk kitabı denip geçilmemeli mutlaka yetişkinken de okunmalıdır. ayrıca ne kadar başarılı bir çevirisi okunursa olsun orijinalindeki kelime oyunları bire bir çevrilemediği için imkanı olanların ingilizcesini de okuması tavsiye edilir. bir kere okunduktan sonra etkisinden kolay kolay çıkılamayacak, daima kafanızda bir 'harikalar diyarı' nın var olmasına sebep olacak kitaptır.
sevdiceğimden ayrıldıktan sonra 'mutluluğu masallarda buldum!' dememe neden olan harika kitap. absolem'i kullanmam burdan gelir ayrıca, zira nargile içen bilge tırtıl absolem'e bayılmıştım.
bir matematik dehasının adını değiştirerek yazdığı bilinir. şurası müthiştir.
alice bir yol ayrımında ağacın tepesinde oturana:
- hangi yoldan gideceğim ?
+ nereye gidiyorsun ?
- tam olarak bilmiyorum
+ o zaman bir önemi yok.
(bkz: alice in wonderland an x-rated musical fantasy) biraz değişi imiş.
masal değildir, daha üst bişeydir.
disneyland'ın bütün çocuk filmlerinde olduğu gibi sık sık sübliminal mesajlara rastlayabileceğiniz filmdir. çocuklarınızın sapık olarak yetişmesini istiyorsanız tavsiye ederim. *

not: o eksi veren ibinenin evladına nasihat; bana eksi verdin diye seni o gruba almazlar kasma kendini.
favorim beyaz kraliçe olmuştur her zaman.
"kahrolsun eli kanlı kötü kraliçe!"
Filmi için konuşmak gerekirse yönetmenliğini tim burtonun yaptığı fantastik film yönetmenin her ne kadar kendine has bir üslubu varsa da bu filmde yeteri kadar kendini hissettirememiştir belki başka biri tarafından yönetilseydi oldukça başarılı bulabilirdim ama tim burtonun yaratıcı zekasıyla kıyaslandığında biraz standart kalmış.