bugün

Bugün güldür güldür show un açılışında yaptığı konuşmadır.

https://twitter.com/Haber...y9CMcwZMbuTlxl2g&s=19
şuna da bi şey deseydi delikanlı gibi:

ekrem imamoğlu, 2019 yılında seçim öncesi stanbul'u depreme karşı 5 yılda hazır hale getireceğini söylemişti. geçtiğimiz günlerde ise çıktığı bir programda konuşan imamoğlu, 5 yılda yapmasının imkânsız oluğunu ifade etti.

(bkz: istanbul u 5 yılda depreme hazır hale getireceğin)

https://m.star.com.tr/gun...k-siyaseti-haber-1772524/
Normalde demokratik, bu devir için cesur bir eleştiri olmuş.

Yukarıdaki de çıkmış imamoğlu diyor. Mesele o çünkü şu an. * Bu sağ ve sığ bakışı ben anlamıyorum, anlayamıyorum.
99 depreminden bu yana alınmayan önlemleri belediyenin 5 senede çözmesini bekliyoruz. Hatta istanbul'u bırak, Hatay'a yetişmesini de mi bekliyoruz?
Kaldı ki, imamoğlu dediğin adam o cenahın reisi zaten.

Bu ülkedeki çarpık kentleşme, güya kentsel dönüşüm, imar barışı vs belediyelerin ötesinde bir durumdur. Hiçbir belediyenin tek başına bir kenti yenileme bütçesi ve zamanı olduğunu düşünmüyorum.
Bu iş için kesinlikle ve kesinlikle kurumsal, bütünsel bir bakış ve liyakat lazım. Maddi destek lazım. Düşük faizli ya da faizsiz kredi lazım. Kesin yaptırım ve yasalar lazım.
Herkesin taşın altına elini sokması lazım...

Hükümet değişir, belediye başkanı değişir ama şehirler değişmez, devlet ve vatandaş bakidir.
Vatandaş sivil inisiyatifi ile devletine, milletine sevgisini gösterdi, göstermeye de devam ediyor. Ve malesef o kadar eminim ki, biz bundan 8-10 Ay sonra canlı yayında toplanan paralarla ilgili konuşuyor olacağız.

O yüzden sorunun esas kaynağına ve çözümüne odaklanmakta fayda var.
Babası kemal abimizin eminim bir yerlerden gurur duyduğu konuşmadır.
Tamamen doğru alkışlanacak bir konuşmadır.
bu ülkede japonlar yaşasaydı 50.000'e yakın insan değil 50 kişi belki ölürdü.

japonya demişken japonya konusunda biraz saçmalayalım. malum, orası depremin cenneti.
dünyanın en büyük depremlerinden 9.1 şiddetinde tohoku bölgesini vuran ve 6 dakika boyunca süren (evet, şiddeti değişse de 6 dakika boyunca sallanmayı düşünün. bizim depremden 20 kat daha büyük ve ortaya çıkardığı enerji bakımından 90 kata yakın daha fazla enerji büyüklüğünde 9.1 şiddetinde deprem. tüm japonya 2.4 metre ve dünya eksininde 15cm kaymaya neden olan deprem. 6 dakika süren sarsıntı, deprem sonrası artçı sarsıntıları bile 1 dakikayı geçen süreler ve 7.4 şiddetinde ortalamaya sahip deprem) evet bu depremde 9 milyon insanın yaşadığı bölgede 121.000 bina yıkılıyor ve 1 milyon bina hasar görüyor. ölen insan sayısı 667 kişi.

japonya da yönetmelikler dışında binalar yapılmış, imara açılmış çok katlı yapılara uygun olmayan alanlara imar izni verilmiş, denetlenmemiş, göz yumulmuş ve yetmez gibi imar affı verilmiş binalar olsa ve bunun için de 50.000 insanının ölümüne neden olunsa makamı yetkisi görevi ne olursa olsun o yıkılan binaların yapımında çalışan ameleden mühendisten ve denetleme iskan tapu yetkileri olan yerel yönetimlerden idarelerden imar affı verenlerden bunun için mecliste el kaldıran milletvekilleri de dahil olmak üzere hesap sorarlar.

üstelik basit bir ölüme sebebiyet verme değil de direkt olarak cinayet ile, insanlık suçu ile yargılarlar. yaşanan ölümlerin zararın tanzimi için faillerin donunu bile alırlar.
japonya da olsa inanın bu ölümlerin felaketin faillerinin çocukları bu leke ile yaşayamayacakları için nesebin reddi, mirasın reddi davaları açar.

ara edibüdü: reddi nesep, reddi miras kabaca "ben bu adamın çocuğu (bu ailenin) değilim, bunların malını da soy adını da istemiyorum demek. örn: miras hakkınızı ret ettiğinizde mirasa dahil olan birinden alınacak parayı ve birine verilecek parayı da ret etmiş olursunuz.

düşünsenize...
bırakın binayı çürük yapmayı, binanın yıkılmasını...
eğer projelendirme kısmında bir hata varsa (sadece iltimas göz yumma rüşvet çıkar vb değil yapı tekniğine yönetmeliklere kanunlara uygun olmayan) henüz kağıt üzerinde olan projede hata yapana 3 yıl ceza var ve o projeye onay verene de af çıkarana da...
ben inşaat mühendisiyim ama babam on binlerce insanın ölümüne neden olan felaketlerde kanunsuz hukuksuz yapılar yapmış, siyasi iktidar da buna onay tapu vermiş ve babamın yaptığı binalarda insanlar ölmüş. nasıl bir meslek iş kariyerim olur veya babamın yatırım inşaat ticaret vb şirketi var. bu on binlerce insanın ölümünden sorumlu. zararın tanzimi ve ölenler için tazminat davaları açılmış. babamın mirasını kabul etmem babamın borcunu da kabul etmem ve ölene kadar tüm çalışmam birikimim ile bunları ödemem gerek.

evet, japonya'ya göre-japonya özelinde bu anlatılanlara göre normal olan budur.
tabi ki konumuz japonya değil ve burada konu harici saçmalayıp "şimdi nereden çıktı bu japonya örneği" isyanınız haklıdır.
Ulan develer...
20 senedir iktidar son 3-5 yılı saymazsan ta 90lardan beri diyorum ta 90lar!... ibb'ye sahipsin!

Siz ne yaptınız lan siz ne yaptınız?!

Birinin dinine söverken bakın bi siz ne kadar müslümansınız!

Münafıksınız! Riyakarsınız!

Ve benim gözümde asıl siz allahsız kitapsızsınız!
gerçek bir sahtekarlığın gerçek hikayesi olan sıkıysa yakala filmini bilirsiniz.
başrollerini Leonardo DiCaprio ve Tom Hanks'in paylaştığı film.
Christopher Walken burada tom hanks'in babası rolünde. filmin bir bölümünde geçen replikte dicaprio babası walken'e araba anahtarı uzatıyor ve baba sana araba aldım diyor.
babası kabaca tarif etmek gerekirse bu arabaya binemeyeceğini, maliyenin peşinde olduğunu ve onlara hesap vermek durumda olacağını, arabanın kaynağını araştıracakları için kendisinin mal beyanı sahtekarlığı veya oğlunun dolandırıcıktan içeri gireceğini söyleyip arabayı kabul etmiyor.
senaryoyu yazan jeff nathanson bu repliği bir film, görsel şölen, zaman öldürme aracı, güzel sanatlar içinde bir öğe olarak değil, bir sistemi anlamanız için kaleme aldı.

amerika'da (aslında çoğu ülkede) böyle büyük felaketlerde rolü olan insanların ve şirketlerin oturma organından kan alırlar desek yeridir.
ne olmuş ki canım çürük bina yaptıysam, depremde insanlar ölmüş ise 3-5 sene yatar çıkarım diyen insan dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun bulunmaz. hele ki ölümlerde çöken binayı yapan çıkıp vicdanım rahat diyemez, dedirtmezler.
derse ne mi olur?
bilerek ve isteyerek suçu işlemiş olur ve onu savunacak avukat anca devletin atadığı avukat olur.
neyse, konuya döneersek...
sigorta şirketleri (gayri menkul, sağlık) başta olmak üzere fedaral hükümet o enkazda çalışan iş makinesinin, enkazı taşıyan kamyonun, amelenin işçinin parasını bile tahsil zararın tanzim yoluna gider.
bitmez, yıkıla bina ile oluşan toz yüzünden camı bahçesi kirlenen komşunun evinin bahçesinin temizlik parasıyla, arabası tozlanan komşunun aracını yıkatma parasının bile peşine düşer.
binayı yapanı, denetlemeyeni, izin vereni, göz yumanın hayatını bitirirler.
yok öyle 15 yıl kaçıp yargılanmayıp sonra ülkeye geldiğinde dava zaman aşımı olması.
kimse federal bütçeye (vergi ve bütçeye ek yük getirecek zarar-giderlerin tahsilatı açısından) tırnak atamaz ve davalar shutdowns olamaz.
Bunlar "Cumhurbaşkanı" kelimesini "jeolog" diye okuyor herhalde. Yahut eleştiri de vatani görevini yerine getiren mühendis edasıyla hayatlarına dönüp gidiyorlar. Ulan işte sen susacaksın be öküz, bilmeyen sensin!
hollanda...
bilir misiniz?
meşhur bir deyim vardır "dünya'yı tanrı yarattı ama hollanda'yı hollanda'lılar yarattı" diye.
bu sözün kaynağı ateistlik değildir.
bu sözün kaynağında st felix ve noel felaketi olarak bilinen bilinen en büyük sel felaketlerini yaşamaları (dünya'da st. felix 1. sırada, noel felaketi 3. sırada) ülkenin en yüksek tepesinin (dağ yoktur hollanda'da) 330 metre civarında olduğu ve çoğu yerler deniz seviyesinden aşağıda olup ülke neredeyse denize dereye gölete inşa edilmiş desek yeridir dememiz haklı olup ülke su alanlarının doldurulmasıyla kazanılmış olduğundan "dünya'yı tanrı yarattı ama hollanda'yı hollanda'lılar yarattı" deyimi vardır.

bu toplumsal trajediler toplum üzerinde öyle bir etki bırakmıştır ki...
hollanda'da kimse sel su baskını riskini yok sayarak risk giderilmeden bir alanı imara açamaz.
hollanda'da kimse bu risk varken, risk giderilmemiş ise imara açılan alana yapı-bina için müteahhitlik hizmeti veremez.
hollanda'da kimse bu risk varken, risk giderilmemiş ise bu yapılan yapılara ruhsat izin iskan kullanım izini veremez.
hollanda'da makamı yetkisi ne olursa olsun kimse bu risk varken, risk giderilmemiş ise bu yapılara af tapu mülkiyet hakkı tanıyamaz.
en acı olan da hollanda'da kimse bu risk varken, risk giderilmemiş ise bu yapılara imar için hükümet, kraliyet, yerel yönetim bütçelerinden) kaynak aktaramaz. bankalar kredi vermez, sigorta şirketleri sigorta hizmeti vermez, kredi ve sözleşmelerde, devir teslim, alım-satımlarda bu alanlar teminat, bir değer, taşınmaz mülk-mülkiyet olarak kabul görmez.

ister hollanda kralı willem alexander olsun ister hollanda başbakanı rutte olsun bu denetimsiz sağlıksız sel açısından ikamet edilmesi yasak olan yerlere oy için insanlar otursun diye 1 kuruş harcayamaz.
onların bütçeleri paraları babalarının değil halkın parası olduğundan yapamazlar-yaptırmazlar.
bu sel nedeniyle felaket ile sonlanacak alanlara iskan için affı ne kral ne başbakan ne de parlamento verebilir. verdi ve bu felaket oldu, o zaman bu kararda imzası gayreti katkısı kim olursa olsun makamından uzaklaştırılır ve cinayet (en hafifi) suçlamasıyla yargılanır.

ara edibidü: Hollanda Meclisine girerken turnikede elindeki kahvesini dökünce hemen bir paspas kapıp yeri temizlemeye koyulan Hollanda başbakanının videosunu seyretmeyen çok azdır diye tahmin ediyorum.
Neredeyse hepimizin bu olaydan haberi var.
asıl önemli olan ve dikkat etmenizi istediğim tartışmalar...
Asya, Ortadoğu ve Afrikalı sosyal medya kullanıcıları çoğunlukla, ”koca başbakan döktüğü kahvesini kendisi temizliyor, yardımcılarından hiç biri yardım etmiyor. Elleri ceplerinde başbakanın temizliği bitirmesini bekliyorlar” diye şaşkınlık belirtirken...
Avrupalıların aynı görüntülere tepkisi ise daha çok, ”bu yaşa gelmiş hala doğru dürüst paspas kullanmasını beceremiyor” şeklindeydi.
ne demek istediğimi anladınız mı?
neyse, lafın tamamı aptala anlatılır diyelim ve kısa keselim.
Amk feto teröristinin biri çıkmış diyor ki, imamoğlu soyle yapacaktı vs.
Lan oc! Belediyenin neredeyse tüm kaynaklarını kesmediniz mi? Adam milyonlarca insanın oyunu almasına rağmen seçimi iptal etmediniz mi? Milletin parasıyla 2. Kez seçim yapmadınız mı? Adama topal ördek demediniz mi? Normalde belediyeye bağlı olması gereken metrolara bile el koymadıniz mi? Güvenliği sağlaması gereken kameralar ile imamoğlunu takibe almadınız mı? Adama yapmadığınızı bırakmadınız. Allahsiz feto teröristleri
https://www.ensonhaber.co...-sayfa/h...ni-karsi-cikti ali sunal adamsa mesela bundan da hesap sorarmı , sormaz çünkü derdi ideolojik körlükten gelen düşmanlık.
aklımakomikbisigeldi şimdi, la imamoğlu fetonun adamı , meral apla da öyle KK da öyle , hadi inkâr et istersen, sen kime çatıyon , yanlış adres.
Nedense ali sunalı hiç ciddiye alamıyorum bu tarz konularda. Üstelik komedi yaptığı zamanlarda da komik bulamıyorum. Kemal sunalın oğlu olmak büyük bir dezavantaj onun için aslında. Hep Kemal sunalı arıyoruz içten içe. Onun kalitesini bulamayınca da ali beye böyle duygular besliyoruz sanırım. Kemal sunalın oğlu olmasaydı da kendi kendine bu noktaya gelmiş olsaydı sanırım katıla katıla gülerdik.
adam doğruları söylüyor birileri rahatsız olmuş.
hoplatmış !..
iktidar ve yandaşlarına acı bir şekilde geçirdiği konuşma.Helal olsun.
Doğruyu söyleyen düşmanımda olsa takdir ederim, buda benim atasözü olsun kayıtlara geçsin.
adalet duygusunu babasından almış olduğunu gösterdiği tarihi konuşma. işte bu normal bir durum.
acı çeken yüreklerin konuşması en çok ihtiyacımız olan şey.