bugün

1935 yılında adana-kadirli'de doğdu. ilk ve orta okulu kadirli'de tamamladı. mersin lisesi'nde sürdürdüğü öğrenimini, sağlığı nedeniyle yarıda bırakarak çeşitli işlerde çalıştı. türk dil kurumu'nun yayın ve tanıtma kolu'nda uzman olarak çalıştı ve 1982 yılında buradan emekli oldu. radyo için çeşitli programlar hazırladı. yusufcuk adlı şiir dergisini çıkardı. şiir, seçki ve sözlük türü eserler verdi. ödüller kazandı.
ali püsküllüoğlu şiiridir.

Arkadaş, iyi bir günü
Sakla kötü günlere
iyi dostu da öyle
Güleç bir yüzü de sakla
Sakla yiğitliği korkaklığı sevgiyi
Kini sakın saklama

Ağaç dik, sula çiçekleri
Çocukları görünce gülsün gözlerinin içi
Üç günlük dünya
De, bağışla herkesi
Söz götüreni, söz getireni
Kalleşi hayını sakın bağışlama

Arkadaş, ezberle ya da yaz bir yana
Otogarlarda, istasyonlarda
Ayrılık sözlerini
Hastanelerde, mapusanelerde
Söylenen türküleri
Ezberle ve sakın unutma ..
ali püsküllüoğlu şiiridir.

AŞKTIR GERiDE KALAN
inkâr etmem aşkı
Ağzı bir elma tadı ağzımda

Sevdiği oyuncaklar
En güzeli mızıka

Derken geçer gider birdenbire
Güzelim yaz

Eylülle hüzün
Türkülerde yağmur

Uykusuz geceler ki
Çoktaaan unutulmuştur

Severdi her şeyi
Yollar uzun yürüse

Küçük çakıl taşları, birkaç sümüklüböcek
Bir serçe...
ali püsküllüoğlu şiiridir.

Herkes bir şey söylüyor
Kimi aşk diyor kimi ilkyaz
Böyle yapar insanı,
Ama hiçbiri bilmiyor biraz

Dön kendi kendine
Dön kendi kendine, başım!

Kaç Samanyolu fışkırır düşlerinden
Kim bilir kaç dağ çiçeklenir
Kaç deniz ölür kaç ozan yanar
Bükülür boynun senin, ey şiir!

Kal kendi kendine
Kal kendi kendine, düşüm!

Çavdarların biçildiği tarlalarda
Gece, Ay daha güzeldi
Ve gölgeleri ağaçların
Daha bir uzar giderdi

Ak kendi kendine
Ak kendi kendine, yaşım!
ali püsküllüoğlu şiiridir.

Ey tarlakuşlarının titreşip durduğu masmavi geniş alan,
Güz geldi mi çiylerle ıslanan kırlar,
Ey kül renkli ve iyi niyetli gökyüzü!
Bulutlarını yola çıkar
Ve kurşuni bir sessizliğe boğ toprağı.
Yine de
Ve yalnızca
ipince
Bir yolda, uzak bir çavlanın sesiyle gürle.

Bir adam soruyor bana: Ata binmeyi unutmadın ya?

Bir dağ doruğu gibiydi, karlı
Ve çığ salacak,
Sonsuz, diri fırtınalarla yüklü
Tepelerde, otların üstünde ilk kar
Ve sevdiğim şıvgacık fidan, yolun üstünde.
Güz yeliyle savrulup duruyor
Ve toprağa
iyice
Yaslanıyor, dökülüyor yaprakları, güzle.

Bir adam soruyor bana: Ata binmeyi unutmadın ya?

Kim bilebilir, bir tek ağaç bile olmazsa
O eski, sonsuz ormanı? Sular
Oluklardan teknelere dökülse de.
Atlar
Yeni bir koşu tuttursa da.
Kim durdurabilir düşleri, ey gece
Gözler
Açık olsa da?

işte yanıtım:
Ey tarlakuşlarının titreşip durduğu masmavi geniş alan...
ali püsküllüoğlu şiiridir.

Güneşi karşılıyoruz mutlu çığlıklarla öperek,
Dağı, ovayı
Yüzyılların uykusunu
Otu, börtü böceği,
Bir kanat vuruşta uçan kartalı,
Ağır akan ırmağı,
Ağzında dünyayı taşıyan leyleği,
Korkunç bir yalnızlık duyan karacayı.

Yaşamak süsler eklemektir sonsuz gerçeğe
Derin bir soluk almak gibi
Pencereden dışarı bakmak gibi gökyüzüne,
Bir kırlangıç uçmak gibi
Kök salmak gibi toprağa;
Ölümse, açılan bir eski zaman sandığı.

Zaman diyorsun, bir çingene gibi karşıma çıkıyorsun o zaman,
O zaman zaman kaçıyor;
Kim tutabilir şimdiyi dünü eskiyi
Ölümlerden ölüm beğeni
Kırk katırı kırk satırı?

Saçlarında güller, karanfiller, dünyanın en güzel kırları,
Saçında gelincikler, sabah çiyi ve tarlakuşları
Çizmeli kedi
Yedi derya geçen şehzade
En güzel sırma tel
Sabahın yedisi ve ıssız göl
Ve güneşin hiçbir şeyi
Güvercinlerin çığlığı!

Yüz çocuk ırmağa koşuyor
Bin çocuk daha
Ve yanıyor ayakları kumlarda
Tozda ve küllerde ve saçında.
Anılar eskidikçe, insan yaşlandıkça
Kavağın gölgesi suya düştükçe
Rüzgârın sesi ve sis, odaya dolar
Ve dağlar uzakta çok uzakta
Şimdi, şu sabah gibi güzel oldukça
Kırıldıkça kırağı.

Uçuşunu görmek güvercinlerin gökte
Beni bir çocukluk anısı gibi duygulandırıyor;
Görmüyor güneşi akşam ezanı köyde.
Yalnız sular mı uykuya varacak dağlar kayalar mı şimdi?
işte çam çıraları da bitti
Haydi sen de var uykuya:
Çöksün üstüne gecenin karanlığı!
ali püsküllüoğlu şiiridir.

Bir yıldız, bir karanlık
düştü şavkı suya.
Çok değil burda artık
(ülkem için) gözyaşı
azıcık, birkaç damla.

işte bir gün daha bitti
çocuğun gözleri doldu.
Kuyunun suyu çekildi,
gidip geliyor (gölgem)
her zaman hiçbir zaman arasında.

Nerde haziranlar nerde temmuzlar
açan her gül?
Bir düş solar
(saati yürür) çünkü,
inceden, acıyla.

Çekilmiş olsam da bir köşeye
gözlerimi yummuyorum
hiçbir şeye,
(hayır, diyorum) hayır
yüz kez, bin kez ve daha.

Yok olmaz, biliyorum
söylenmemiş bir söz bile.
Gün ışığı mı yitecek
gece karanlığı mı (diyorum)
bilinmez ama.

Bir yıldız, bir karanlık
işte bir gün daha bitti,
çok kalmadı sabaha.
Saati yürüyor günün
her zamanla hiçbir zaman arasında.
ali püsküllüoğlu şiiridir.

Bağışla unutmuşsam, unuttum
sanma yine de;
Yalnız ve kimsesiz
bir salkımsöğüt bozkırda
ve solgun suları durgun bir deniz
gibiyim şimdi;
saçlarımı dağıtmakta
şafağın tatlı eli.

Haydi çöz şu kelepçeyi, bu dağı
bilirim ben: Pınarlar akar, sessizce;
tanırım bu ormanı,
bilirim keçiyollarını her otu, her ağacı,
her dereyi;
duyulan, kuş sesleridir;
bırak da dalıp gideyim sonsuz kıra
yaşlı ruhum, gövdemle.

Ya da çöz dilimin bağını
duysun çığlığımı dünya!
ali püsküllüoğlu şiiridir.

Ben bir korsan gemisinde doğup büyüyen
Denizciye benzerim,
Kalbim kavgalara ve fırtınalara alışık;
Tayfalar gibi canım sıkılır karada
Bir hasta gibi eririm.

O dalgalar ki açık denizlerde
Korkunç yolculuklarımda benimle birlikteydi;
Her çığlıkta martılar selamlardı beni
Günlerce yemsiz kalmış martılar.
dil derneği ve edebiyatçılar derneği'nin kurucularındandır. türk edebiyatının çalışkan şairleri arasındadır. ilk şiirlerinde halk şiirinin düşünce ve duyarlılığından yararlanan yazarın 9 tane şiir kitabı vardır.
yaşar kemal sözlüğü isimli bir kitabı vardır.kitabında yaşar kemal'in kitaplarında yer alan kelimelerin deyimlerin anlamları örnekleriyle açıklanıyor.yaşar kemal sevenler için kütüphanelerinde bulundurmaları gereken bir yapıt.
cumhuriyet olaylar ve görüşler'de kendisi ile ilgili bir yazı :

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=351194