bugün

red ve yeni harman dergilerinde yazan, üniversite öğrencisi. yazın hayatının parlak geçeceğine inandığım arkadaş.
gırgır dergisinde mişli geçmiş zaman adlı köşeyi yazan, gırgırın yeni olmasına rağmen espileri çok eski ve klişe olan yazar.
girgir'da kelle paca isimli köseyi yazan ve yaran adam.
http://www.renkhaber.com/...Kelleci.71/Kelle_Paca_(1)/7852.html
leman dergisine gecen ve kantin geyikleri isimli köseyi yazan mizahcı. aynı zamanda l-manyak'ta da aylık zeka testisi isimli köşeyi hazırlıyor.
ali ersin kelleci'nin çok kötü bir yazar olmasına rağmen neden bu kadar fazla reklamının yapıldığını anlamış değilim. gırgırdaki köşeleri çok kötüydü. lemandaki kantin geyikleri köşesi de çok kötü. ben birazcık renkhaber ve alevionline'a yakınlığından ötürü böylesine şişirildiğini düşünüyorum. yoksa mizahtan, zekadan ve hicivden bu kadar yoksun birinin mizah yazarı olma iddasını başka türlü anlayamıyorum.
leman'ın bu haftaki sayısında, "salgam suyuna balgam suyu diyen ögrencinin disiplin cezası alarak midesinin yıkanması" ve "okula kravatsız gelen ögrenciye müdür tarafından papyon takılıp genc isadamları dernegi'nin balosuna gönderilmesi" sözleriyle yarmıs, yardırmıs mizah yazarı, yeni neslin skec ustası. alper mestci'nin yeni kesfi.
(bkz: #3371069)
(bkz: #4060911)
(bkz: #4104412)
(bkz: #4060507)
kendi veya kankalarının girişimleriyle kötü espirilerini uludağ sözlükte anlamlandırmaya çalışan kimse.
peder zickler, kayser sozer ve zenci röportajini patlatan kankitu.
(bkz: peder zickler de kim lan)
cengiz üstün'e fena derecede ilham veren leman'in parlayan yazarı.
(bkz: #4259311)
bizim tv genel yayın yönetmeni olmuştur.
leman'da dikkatlerimizi cekmeye baslamıs isimlerden biri. l-manyak'ta da aylık zeka testisi başlığıyla komik sorular ve cevaplar hazırlamaktadır.

kendisi için ekşi sözlük'teki başlığına oldukça doyurucu; mizahın, ortalama mizahın, ortalama mizah okurunun ne olduğunu ve ali ersin kelleci'nin neden ortalama mizah yaptığını güzel analiz eden bir entry girilmiş. şöyle;

--spoiler--
mizah algısı yüksek olmayan bir türkiye toplumu profilinde, yine mizah algısı yüksek olmayan 'mizah dergileri okuru' profiline hitap edecek 'ortalama' işler yapan mizah yazarı. siz batı toplumlarında içselleştirilmiş 'durum komedisi'ni, 'absürd mizah'ı türkiye'de yapmaya kalkışırsanız uzaylı ilan edilirsiniz! türkiye'de kanıksanmış mizah portföyünü batı'da uygulamaya kalkışırsanız da uzaylı ilan edilirsiniz! yani; amiyanedir ama iki ucu boklu değnek.

niye ortalama mizah? niye ortalama mizah okuru?

söyleyelim:

mizah algısı, mizah dergilerindeki karikatürlere ve yazılara ağız dolusu gülmekle eşdeğer değildir; yazalım kenara bunu öncelikli olarak. halihazırda kara mizah diye de bir konsept vardır ki; kimi zaman hiç güldürmeyebilir ama kimi zaman da güldürürken düşündürebilir. 'düşünce' teması bu konseptte allah'tır yani. düşünce yoksa mevzu bahis konseptin (kara mizah) içinde, mizaha inanan bir insanın allahsız kalması gibi bir şeye tekabül eder bu. vahimdir zira...

mizah alıgısı; kitap okumakla, film izlemekle, müzik dinlemekle, bir tabloya uzun uzun bakmakla, durup düşünmekle, birileriyle sohbet etmekle, yeni şeyler ve insanlar keşfetmekle, araştırmakla, gezmekle, sıçarken planlar yapabilmekle; nihayetinde belli bir entelektüel birikimle inanın çok yakından alakalı bir olgu özelliği teşkil etmektedir.

kitap ve gazete okuma oranının eşittir kepazelik olduğu bir yurdum çehresinde kimse bana lütfen "mizah algımız yüksektir" iddiasında bulunmasın, kızarım! (komedi diye ekranlara gelen yapımların - yapılan emeğe saygı duymakla birlikte - esasında ne kadar avam kaldığını belirtmeme de hiç gerek yok. peki niye yapılıyorlar? o yapımı izleyenlerin algısı bu ve buna yetiyor. onlar istiyor çünkü bunu.)

mizah algısı türkiye ölçeğinde zaten yerlerde sürünen bir zümreyi, bir de batı mizahı ölçütlerinde değerlendirmek zor iş. hareket noktamız burada tabii batı mizahı değil ama işi o raddeye getirirsek zati halimiz kötü. e herifler otobüste bile kitap okuyor, film izliyor, müzik dinliyor ve ben "ule ne sikimsonik cıyaklıyo be bu zontalar" diyorum. elime senede bir defa kitap alıyorum; hiç mi hiç bir metin hakkında kritik yapmıyorum; bambaşka ideolojilerdeki insanlarla tartışmayı beceremiyorum; ironi ve empati yeteneğinden yoksunum; film izlerken saçma salak böğürtülere, osuruklara gişe rekoru kırdırtıyorum! o gişe rekoru kıran osuruktan tayyare filmlere götünü delercesine gülenler -ezici bir çoğunluk olmak kaydıyla- okuyor türkiye'de mizah dergilerini işte...

mizah algısı, ortalamanın biraz daha üstünde olan kimi ekşi sözlük camiası 'yazarları' (tırnak içinde olduğu üzre belli bir sayıda) mizah dergisi okumuyor bile. kimisi belki ayda bir veya iki aylık periyotlarla alıyorlar bu dergileri. daha çok siber alem üzerinden belli isimlerin köşelerini, karikatürlerini takip etmekle ifade ediyorlar mizah dergisi okurluklarını.
eskiden birçok übiversite öğrencisi sektirmeden takip ederdi bu dergileri ama artık neredeyse bitişe gelmiş üzereyiz bu yargımızda. artık onlar da okumuyor. ha hepsi okuyor olsa bile "türkiye'de mizah okurluğu algısı yüksektir" dememiz yine zor. inanın, kendi üniversitemde binlerce cahil, öküz, mal, dana, hayvan, salak, eşek, at sineği, kara fatma gösterebilirim size işaret parmağımla!

geriye kalıyor ortaokul ve lise talebeleri... deli gibi takip ediyorlar bu dergileri. kendimden örnek; 13 yaşımdaki yeğenim ve arkadaşları her hafta hepsini alıyorlar bu dergilerin. cem yılmaz onlara özel stand-up yapsa belki bu kadar gülmezler! çünkü henüz yeni yeşeren zihinleri, bilinç dünyaları ve algıları belli zaten... ayıplayamazsınız onları. hatta övmelisiniz ki, 13 yaşında bir mizah dergisini eline aldığı için...

abilerim, ablalarım bakın; o burun kıvrılan yazıları, köşeleri türk mizah dergisi okurlarının (oran yöntemiyle nerdeyse buldozer gibi ezip geçen ortaokul ve lise çağındakilerin) hemen hemen hepsi yarılarak okuyor. sen, mizahtan gerçekten anlayan sen varya, çok azsın! bir mizah dergisinin hayatta kalmasına yetmeyecek kadar, onlara bugünkü tirajlarını rüyalarında bile gördürtmeyecek kadar azsın! ama onlar çok biliyor musun? o mizah algıları maalesef düşük mizah dergisi okurları çok. onlar kalabalık...

***

ortalamaya ortalama iş yapmak zorundasınız! yoksa anlaşılmazsınız ve sayfanıza geldikleri vakit burunların kıvrılıp geçildiği bir köşe olarak kalırsınız! ortaokul ve lise talebelerine hitap etmeniz türk mizah dergiciliğinde ve hatta daha da açıyorum, türk dergiciliğinde bir zaruriyettir. okur profiliniz neyse, ona göre hazırlarsınız kendinizi, işinizi, üretiminizi... dışarıda hava karlıyken, siz kısa kollu bir tişört ve şortla sokağa çıkarsanız eğer, "n'apıyo lan bu deli" diye size laf dokunduranlara lütfen alınganlık göstermeyiniz. çünkü normal olan onlar ama anormal olan sizsiniz burada, bu ülkenin - bu toplumun yargılarında...

ali ersin kelleci de, bu toplumun ve ülkenin genel 'hava' şartlarına bağlı olarak ortalamaya ortalama iş sunan ve yapması gereken şeyi yapan henüz yolun başındaki biri. hele bir de onlarca 'usta'nın, türk mizahına yön veren ağır abilerin, büyük taşların olduğu bir yerde henüz yirmi ikisinde genç biri olduğunu işin içine katarsanız, kendi köşesi ve konsepti hakkında ne kadar 'söz sahibi' olabileceğini o zaman anlarsınız... usta, çaylağa onlarca efsane konseptin içinden çaylağın en az değer verdiği konsepti işaret ederek, "bunu yapmanı istiyorum" derse, çaylak onu yapmak zorundadır. aksi takdirde, çaylak kitlelere sunmak istediği 'asıl' işlerini hiçbir zaman kitlelerle buluşturamayacaktır. hiçbir zaman buna fırsatı olmayacaktır. önce çaylaklığı kabul edecek, ustanın her dediğini yapacak ve ondan uzuuun bir süre sonra işinde söz sahibi olmasına izin verilince yeni icatlarını müşterilerine sunacaktır. hani boynuz kulağı geçer ya, işte o hesap bizimki de...

bunun analizini yapmadan oturduğumuz yerden ahkam kesmek dünyanın en kolay işidir. ne adamlar gördük deli mizah yaparken anlaşılamadıkları gerekçesiyle işine son verilen veya bir şekilde soğutulup bu işten uzaklaştırılan... ha gerçekten mizah algısı oluşmuş ve ortalamanın üstünde bir yerlere getirmiş okurlara diyeceğim de şudur; azıcık bekleyin... o genç insanlar elbet bir gün şartlar olgunlaştığı takdirde ebesini sikertecektir memleketin....

yahu bakın karl marx'tan getiriyorum sizler için;
görünen gerçek olsaydı, bilimlere gerek kalmazdı!

kıssadan hisse; inanın kimse aslında göründüğü gibi değildir. "eh be" dediğimiz adam da bile bir dahilik mutlaka mevcuttur. he ben bunların içinden dahiliğini saklı tutmasını bilenleri bir başka severim. ortalama olmak normaldir ama ortalama oynamak inanın zordur ve işte onlar dahidir... ;)

bilmem anlatabiliyor muyum?!
--spoiler--
aynı orta okulda okuduğum benden bir sınıf büyük olan,aynı mahalle sınırlarını paylaştığım arkadaşım.aynı zamanda fenerbahcheli,saçları bu ara baya iyi yapmış olan insan
bir haber sitesinde ek$i sözlük makaleleri yazan saçma yazar. işin gücün yok mu senin, bu kadar mı ucubelik olur, sanane elalemin penis fotoğrafından, parasından cartından curtundan.

http://www.renkhaber.com/..._calkalaniyor_/13358.html
trt 1'e dünya kupası boyunca yazdığı 3 korner 1 penaltı'dan sonra, bugün atv'de başlayan (teknik olarak dün oldu artık) medyatip'i de volkan kantoğlu ile birlikte yazmaya başlamıştır.
güncel Önemli Başlıklar