bugün

türk basın tarihinin en yüzkarası yazılarından biri.
yazının sahibi ise son derece ironik olarak yaklaşık 20 yıldır basın konseyi'nin başkanlığını yapan oktay ekşi.

aşağıda linkini vereceğim sözkonusu yazı, 25 nisan 1998 tarihinde pkk itirafçısı şemdin sakık'ın ifadelerine dayandırılarak yazıldı. sakık daha sonra uydurma olduğu ortaya çıkan ifadesinde güya pkk ile işbirliği içinde olan gazetecilerin ismini veriyor, oktay ekşi de gizli bir el tarafından kendisine servis yapılan bu ifadeler karşısında dehşete kapılıp konuyu köşesine taşıyordu. birlikte okuyalım:

"Gerçekten bilmeliyiz.

Vatanseverlikte kendileriyle yarışılamayan pek fiyakalı zenginlerimizle allame geçinen gazeteci ve yazarlarımızdan hangileri aslında PKK'ya uşaklık yapıyorlarmış.

Bu alçaklardan "işadamı'' sıfatını taşıyanlar bir yandan Türkiye'nin nimetlerinden yararlanır, bu ülke vatandaşının verdiği paralarla zenginleşirken öte yandan aynı insanlarımızın evlatlarının PKK kurşunuyla ölmesi için bu örgüte yardım ettilerse onları bilmemize kimse engel olamaz.

Keza "dürüst gazeteci'' veya "sorumlu aydın'' havalarında, bizleri arkadan hangi alçaklar hançerliyormuş, bilmeye mecburuz...

Ya öteki alçaklar!

Kimi alçaklığını saklamak için ‘‘hukuk''u kullandı.

Kimi "insan hakları'', kimi "demokrasi'' dedi.

Elbet haklı oldukları yerler de vardı. Ama onların derdi hukuk, insan hakları veya demokrasi değil, "Kürtçülük'' ve PKK idi.

Şimdi hepsi geride kaldı. Sıra kulaklarından tutup adalete gönderilmelerine veya kamuoyuna teşhir edilmelerine geldi. Onu bekliyoruz. "

http://hurarsiv.hurriyet....x?id=-15759&yazarid=1

Daha sonra ne mi oldu?
türk basını, konsey başkanlarının arzusunu yerine getirmekte zerre kadar tereddüt etmedi ve ifadelerde adı geçtiği öne sürülen "alçak" gazeteceler cengiz çandarve mehmet ali birand andıç medyası tarafından tüm türkiye'ye korkunç bir karalama kampanyası eşliğinde teşhir edildiler. ardından da çalıştıkları gazeteden son derece gönül kırıcı bir şekilde kovuldular.

28 şubat döneminin patırtısı bitip ifadelerin gerçek değil de, ordu içindeki bir grub subayın başlattığı cunta girişimin bir parçası uyarınca karalama maksatlı olduğu ortaya çıkınca oktay ekşi de günah çıkarttı elbette.

kandırıldım dedi, ama ifadeleri bana resmi bir kaynak vermişti dedi, çok inandırıcıydı. onu dedi, bunu dedi. ama hiçbir zaman kamouyu vicdanında kendini aklayacak tatminkar bir açıklama getiremedi.

konuyla ilgili olarak;

http://www.stargazete.com/index.asp?haberID=34638
http://www.stargazete.com.tr/index.asp?haberid=35492
http://www.sabah.com.tr/2...4BE095DC0A11E34A1A98.html
http://www.yenisafak.com.....11.2007&y=TahaKivanc

meraklısına not: oktay ekşi hala basın konseyi başkanıdır.
türk basın tarihinin cuntacı kalemlerinin utanç verici yüzüdür:

http://hurarsiv.hurriyet....x?id=-15759&yazarid=1
o zamanın komplocuları nın alçak arama merakı yıl 2010 da çok değişiklik göstermiştir. law silahına boru, ağır silahlara ''iki tüfekle darbe mi olur'' diyebilmişlerdir. üstelik birçok cinayet işlenmiş(din , santoro, malatya olayları) ama yinede koplocu yanları çıkmamıştır ortaya bu kişilerin.