bugün

akp ve mhp' nin, anayasa değişikliği teklifi üzerinde prensipte anlaşması.

görüşmeler şu an 42. maddeye konulmak istenen ''kılık kıyafet'' özgürlüğüne ilişkin konu üzerinde devam ediyor. mhp, bu özgürlüğün sadece başörtüsü ile sınırlandırılmasını istiyor.

ayrıca mhp, '' şortla, peçeyle ya da satanist kıyafetleriyle gelirlerse ne olacak ? '' sorusunu yöneltmiştir ..

işin ilginç tarafıysa, seçim öncesi mitinglerde halkın üzerine ip atan bir adamın tuhaf davranışları. gerçi biz bunu, meclisin ilk günü dtp' li vekillerle tokalaştığı gün anlamıştık ya neyse ..
son zamanların en şirin uzlaşmasıdır. ikisi birleşip gargamel in burnunu oluşturmakta hiçbir sakınca görmemişlerdir. kim derdi mehapenin, zamanında önüne ip attığı, neredeyse vatan haini olmakla suçladığı adamın önünde eğileceğini. * biraz siyasetten anlayan, ranta kafası basan herkes derdi sanırım. şimdi tüm başı örtülüler mehapeyi sevecek ve oylarını mehapeye verecek. önümüzdeki seçimlerde de mehape %70 oy oranıyla iktidara gelecek. gerçekten inandılar mı acaba kafalarında çizdikleri bu resme? ülke onurundan bahseden, milliyetciliği ilke edinen bir parti nasıl olur da ettiği lafları bir bir yer ve kendinden bu kadar ödün verir?
çok yakışıyorlar ama birbirlerine, allah bir yastıkta kocatsın. amin!
insanı mhp'ye oy verdiği için utandıran uzlaşmadır, ilkokul çocuklarını bile kapatmayı düşünen bir zihniyet için fazla söze gerek yok.
üzerinde spekülatif tartışmaların olacağı ve burdan yola çıkarak mhp'ye epey yüklenilecek "sen nasıl muhalefetsin lan" "hani düne kadar atıp tutuyodunuz, ne oldu olum lan sizlere" gibi yakışıksız, bir o kadar da mesnetsiz ithamlarda bulunulacak birlikteliktir.*
formülü de yazayım eksik kalmasın:

akp-üniversiteliler closed olsun, kamu görevlileri open olsun mu baba...
mhp-olsun anasını satayım..
chp ile ikili oyunun işe yaramadığını gören mhp'nin, akp ile girdiği verkaçtır.
ikokul çocuklarına, hahama, papaza, rahibeye yok bilmem neye türban tülbent, eşarp ve değişik varyasyonlarını taktırmayacak uzlaşmadır. olay çok basit kardeşlerim kötüleyip duruyorsunuz ya, yazma gereği duydum.

hizmet alan hizmet veren ayrımı yapılmak suretiyle çözüme kavuşturulması düşünülmüş uzlaşıda kamu görevini yapan devlet görevlileri her ne surette olursa olsun mesai saatlerinde türban takamaz , görevini dini simgeyle ifa edemez; buna mukabil hizmet alan vatandaş misal öğrenci, hasta, mahkum vs.. inançlarından dolayı hizmetten sınırlandırılamaz, alıkonulamaz şeklinde yer alır. bunun neresi mantıksız a dostlar. bir türbanlı bayan sadece başörtüsünden dolayı mahkemede ayrıma tabi tutulamaz, kısıtlandırılamaz. devletin her vatandaşı gibi o da sunulan hizmetlerden faydalanma hakkına sahiptir. bunu alın başörtülü öğrenciye uygulayın.
şimdilik değinilmeyen ya da görmezden gelinen konularla akıllarda kalan uzlaşma.
kimse kafada türbanla hukuk fakültesine giden şahsın mezuniyeti sonrası hakim olmak istediğinde ne yapması gerektiğini konuşamıyor. ömrü boyunca türban takan birine üniversite sonrası "hakim olacaksan türbanı çıkar mı" denilecek? ya da hukuk mezunu bir türbanlı bayan işsiz kalıp tuhafiye dükkanı mı açacak? bunu niye konuşmuyorlar?
ayrıca üniversitede serbestse ilkokulda niye serbest değildir ki?

bir de sormak istiyorum cemil ipekçi bu karar sonrası defile düzenlemeye başlayacak mıdır?
sibel can ı, hülya avşar ı sahnelerde türbanlı görebilecek miyiz?

peki bu uzlaşma sonrası türban tartışması kökten çözülecek ve artık türkiye nin ilerlemesi adına bir şey yapılacak mıdır? mesela işsizlik azalacak midir?
elalem ayda arsa paylaşırken biz türk milleti artık geleceğe daha umutla bakabilecek miyizdir?

peki anayasa mahkemesi, yargıtay, danıştay gibi kurumlar ingiliz kraliyeti gibi sembolik bir makam olacak ya da saltanat yeniden gelecek midir.

padişahım çok yaşa yacak mıdır?

padişah fukara ve köle halkına kömür dağıtmaya devam edecek midir?
mhp'nin, kendinden, ne kadar uzaklaştığının göstergesidir.
mhp partisinin artık türban yalnızca akp nin malı değil, bizde varız hareketiyle oyların yarısını şimdiden garantilemiş olması, chp`yi iyice abondone yapmıştır.
sanırım uzun yazacağım.

mhp'nin katkısı ile belirli bir çözüm ya da çözümsüzlük noktasına doğru ilerlemekte olan bir süreç. apolitik ve kayıtsız şartsız muhalif birisi olarak türkiye'de belki de başta mhp olmak üzere faal herhangi bir siyasi partinin herhangi bir söylemine katılmamakla birlikte, uzun süredir tanık olduğum en siyaset kokan atılımdı mhp'nin yaptığı.

evvela şu noktayı netleştirelim. akp için türban, başörtüsü, bez, çaput, çul ya da adına ne derseniz sorun falan değildir. akp iktidardaysa, odun, kömür baklagil geliyorsa, başbakan da ben şerefsiz değilim diyorsa hem akp'Nin oy sağladığı birincil ve alt sosyal kesit için hem de kadrolaşmasına müsade edilen, şirketlerinin üstüne gidilmeyen, gönlünce vergi kaçıran, diledikleri ihaleleri alabilen, yani genel kapsamıyla istedikleri faaliyetleri dilediği gibi icra eden, birincil alt sosyal kesiti de örgütsel hiyerarşi dahilinde kapsayan cemaatler ve sair yapılanmalar gibi ikincil üst sosyal kesit için sorun yoktur. kaldı ki "türban islam'In emridir, islam demektir!" diyenlerden bazıları, e madem öyle neden hoca efendi hazretleriniz "baş örtüsü teferruattır" dedi sorusuna cevap verememektedirler. bu anlamda akp çizgisinin muhafazakârlığı da büyük bir muammadır. hatta genel kapsamıyla düşünüp, ölçeği bir büyüttüğümüzde önceki bir kaç yazımda da belirttiğim gibi, tecavüz, kapkaç, gasp, hatta üzülerek söylüyorum çocuk pornosu gibi adi suç rekortmeni türkiye toplumunun muhafazakârlığı da bastırılmış sapkınlığın bastırılma aracıdır, örtüsüdür.

Basit soruyorum. Kumar islâm inancına göre haram mıdır? Muhtemelen müslümanların hepsi kumarın haram olduğu noktasında ittifak ederler. içki haram mıdır? Aynı ittifak içki içinde geçerli olur kanaatindeyim. Televizyonda içki reklamı yapılması tuhaf olur değil mi? muhafazakâr toplumsal bilinçaltımız kaldırmaz anlamlandıramaz bunu. öyle ya mütedeyyin cumhurbaşkanımız ve başbakanımız var içki reklamı da neyin nesi deriz değil mi? peki hergün ocak söndüren altılı ganyana insanları teşvik eden reklâmlar, iddaa reklâmları da neyin nesi? demek ki muhafazakâr anlayış, vatandaşını ondan vergi tahsil etmek için hiç düşünmeden kumara dahi yönlendirebiliyor. şans oyunları halkın ayrıcalıksız kısmını yani kömüre, baklagile muhtaç kısmını vergilendirebilmenin en kestirme yoludur. siyasi duruşu hangi fraksiyona yakın olursa olsun çok ucuza umut satın alır bu kesim.

şimdi gerçeklere gelelim. türban ne yazık ki son 25 senedir bir sorun haline gelmiştir. başından sonuna kadar takip etme imkanı buldum bu sancılı süreci. bu süreç bir üst paragraftaki gibi, belirli şeyleri görüp, sonra bunlardan rahatsızlık duyup hatta mümkünse yaptırım uygulayan, belirli şeyleri ise çıkar var diye görmezden gelen siyasal islâm zihniyetinin ne yazık ki sözüm ona rahatsızlık duyduğu bir süreç halini almıştır.

örnek mi? 25 senedir bazı yazarlar, çizerler, söylerler dillerine, ellerine pelesenk ettiler türbanı...yanıbaşımızda milyonlarca müslüman kendi memleketimizden kalkan hristiyan pilotların kumanda ettiği uçaklardan atılan abd bombalarıyla katledilirken, mesela zaman gazetesi gibi atlantik ötesi tandanslı bir medya, bu anlaşılmaz garabeti değil de türbanı sokar gözümüze. "bu devletin hiç mi izzeti nefsi yok, neden komşumuzu, dindaşımızı bombalayan uçaklar buradan kalkıyor" diye sormaz... merak ediyorum bu hadise çözülürse bazı köşe yazarlarının elinde ne kalacak yazmak için. sadece türban, başörtüsü yazmaktan para kazanan bir düzine köşe yazarı sayabilirim.

gerçek şu ki türban vardır ve azımsanamayacak bir sosyal kesit artık bu meselenin peşindedir. hatta türban muhafazakâr toplum kesitinin rejimle inatlaşma, sürtüşme simgesi haline gelmiştir. gerçek şu ki türk toplumunun muhafazakâr kesiminin temyiz kudreti her ne kadar acınacak derecede düşük olsa da, bu insanlarımızın oy hakkı vardır. gerçek şu ki bu insanlar bir siyasi irade sahibi ve siyasi yön tayin edicisidirler. kısaca bu kesim ciddi bir sosyal ve siyasal mevzidir.

mhp'nin yaptığı akıllıcadır. neden mi? çünkü mhp akp'Nin dahi cesaret edemeyeceği şeyleri isteyebilmektedir türban konusunda. akp'liler ne diyorlarsa bir adım fazlasına varız diyebilmektedirler. bunun anlamı şu ki mhp akp'den gayet sorunlu ve devletle kavgalı bir sosyal ve siyasal mevziyi teslim alma çabasına girmiştir. kendilerince mantıklı ve akıllıca olan bu iş, laik-demokratik-sosyal hukuk devletimiz için de mantıklı ve akıllıca. nedeni de şu, mhp'Nin şeriata dayalı bir din devleti kurmak gibi bir gizli gündemi ya da ütopyası yok. ne kadar inkâr edilirse edilsin, böyle gizli gündemlere sahip olanlar var. kimse 10 sene de 360 derece değişmez değişemez. insan doğasına aykırıdır böylesi değişim. mhp tarafından temsil edilen mütesettir ve muhafazakâr kesim akp içerisinde temsil edilmelerine nazaran daha rejim dostu ve kontrol edilebilir olacaktır. Bu bağlamda türban ya da baş örtüsü sorunu farklı bir dışsal unsurun da dahliyle çözümlenmedikçe, "ben sizin dini haklarınızı savunamıyorum, savundurmuyorlar" diyerek mağdur rolü oynayıp oy avına çıkanlar her seçimde daha güçlenerek ve haliyle pervasızlaşarak gelecekler karşımıza... zira türban akıl almayacak kadar güçlü bir argüman halini aldı son 25 senede. görmüyor musunuz insanların türbanla nasıl kör olduğunu, kimse 2 gün önce kemal unakıtan'ın karıştığı mikrofon skandalını tenkit etmiyor, kimse başbakanın maliye bakanının, cumhurbaşkanının, orman bakanının oğullarının girdiği ve tereyağından kıl çeker gibi aldıkları ihaleleri ve ceplerine doldurdukları milyon dolarları tartışmıyor, kimse burnumuzun dibinde katledilen müslümanları türban kadar haber yapmaya değer bulmuyor, kimse "madem ekonomimiz iyiye gidiyor ben neden bir çuval baklagile muhtacım ulan?" diye sormuyor. evet değerli okuyucu eldeki malzeme bu.

bu yüzden ben mhp'Nin bu atağına pek de adetim olmadığı üzere, belki de çaresizlikten, belki de denize düştüğüm için olumlu bakıyorum. bu sosyal kesiti chp temsil edemeyeceğine göre; akp edeceğine, gerek silahlı kuvvetlerle, gerek yargıyla, gerekse laik demokratik ve üniter yapının diğer organlarıyla daha az kavga edecek ya da belki hiç kavga etmeyecek bir parti olan mhp temsil etsin daha iyidir.
mhp veya chp gelsin de kurtulalim sunlardan diyen soven kemalistlerde tokat etkisi yaratacak uzlasma. mhp'nin de tekrar özüne döndügünün ya da aslinda özünden hiç kopmadiginin, atatürk'ü ve chp'yi kullandiginin gostergesi.

(bkz: ezan dinmez bayrak inmez)
"akp'nin türban gericiliğine mhp'nin destek vermesi" şeklinde değiştirilmesi gereken uzlaşmadır. akp gibi mhp'de nerelere hizmet ettiğini bir defa daha kanıtlamış oludu böylece..

(bkz: yobaz ve faşizm birleşisi)
(bkz: mhp nin pazarliga kadarki muhalifligi/#2891497)
çıkar ilişkisi. siyasette herkesden herşeyin beklenebileceğinin göstergesi.
(bkz: ne olacaktı ya)
çoğunluğun uzlaşmasıdır.*
(bkz: mars a mı gidelim neptün e mi sorunu)
Son derece doğaldır.Zira son olaylar MHP'nin AKP ile uzlaşamayacağı hiçbir konunun olmadığını göstermektir. Sarmaş dolaş ikisinin de yolu Amerika'ya çıkar.
her iki siyasi partinin de kuruldugundan beri, yaptıkları ilk, halka yakın icraattir, özellikle mhp, cumhuriyet gazetesi tarafından dışlandıgına göre, hakikaten eyi bi iş koymuştur ortaya.
tek taraflı bir özgürlüğe yol açan uzlaşmadır. gelen kıyafet özgürlüğü sadece türbanadır. karlı bir günde kampüse bere ile gitsem yine azarı işiteceğimdir... *
(bkz: amerikan çarşafına girmek)