bugün

itiraf etmeme sebep olmuş başlıktır:
her sabah posta kutuma banka zarfı görünümünde bir zarf bırakılıyor. içinde 100 dolarlık banknotlardan oluşan deste var. bazen eksik oluyor üç yüz dört yüz dolar, hemen sitem ediyorum, hafta sonu koliyle geliyor desteler.
iki blok rezidansım var, antalya merkezde dört dükkanım, bir de kemer'de yeni bir yedi yıldızlı otel inşaatına başladım. nasip bakalım.
ilginç bir tespittir.

o kadar da zengin sayılmam halbuki.
doğaldır. her parti gibi akp de bunu yapmıştır, yapıyordur, yapacaktır. ha doğru mudur? değildir. şerefsizliktir.
ak parti düşmanlarının zavallıca iftirasıdır, ellerinde sadece atacakları iftiraları var onlar da haklı başka ne yapacaklarki?
çok şaşırılmaması ve abartılmaması gereken olay. siyaset denen illetin raconu bu zaten.
chp'nin, mhp'nin, bdp'nin ve envai çeşit bilmemnep'nin kendi yandaşlarını zengin etmesinden farklı olmayan durum. zengin zengindir arkadaş. zenginin hükümeti, muhalefeti olmaz. olan yine halka oluyor. alayını ipe dizmek lazım.
işi ehline değil, yandaşa veren zihniyetin günümüzdeki yansıması.
yani bu, ezelden beri süregelen, partiler üstü bir durum.
ama son zamanda iyice körün gözüne parmak haline dönüştü.
yapılan duble yollara bakın. hepsi 3 ayda köstebek yuvasına dönüşüyor.
ulaştırma bakanı bile, "yolları düzgün yapan müteahhitlere ödül verelim" falan diyordu bir ara.
sayın * * bakanım; o müteahhitlere, zaten o yolları düzgün yapsınlar diye para vermiyor muyuz? ayrıca sizin denetim kadrolarınız ne iş yapar Allah aşkına?

fatih altaylı stayla; ne zaman adam oluruz? bu kafayla, hiçbir zaman.
* bir yurdum klasiğinin * bu iktidar döneminde de devam ediyor olmasıdır.
akp zihniyetinin benim verdiğim vergileri babasının malıymış gibi kendilerinin götünü yalayan, kendilerine uşaklık yapan yandaşlarını zengin etme olayı.

özellikle yaptıkları ihaleleler ihtiyacı karşılamaktan çok birilerini zengin etmeyi amaçlar. o yüzden ihaleyi alacak firmanın şartları karşılamasından çok akp'li olup olmadığına bakılır.

görsel