bugün

memur alımlarında yerel belediyelere yetki vererek, alınacak nitelikleri onların belirlemesi ile kadrolaşmanın gerçekleşmesidir.

adam ilanında kpps'de en az 73 puan demiş (70 veya 75 değil) böylelikle yerleştirecegi adamın puanını zorunlu alt puan olarak oraya koyuyor. memurlar.netten takip edilen her bir ilan ayrı ayrı mizah malzemesi. kimi yaş sınırını çok ilginç tespit ederken, kimi önceden şu kadar yıl şu kurumda çalışmış olmalı diyerek memur olmanın ilginç şartlarını öğretiyor. ilanlarda adayın ismi falan filan olmalı maddesi bir tek eksik.

sürekli ''laiklik laiklik'' yaygarası çıkararak hortumcuların ve elit bürokratların yaşam alanlarını genişleten sözde sosyal demokratlar, halkın mağduriyetleri samimi ve de şereflice dile getirselerdi, bugün akp 57.koalisyon hükümeti gibi sandığa gömülebilecekti. çıkın meydanlara ve ütopik fantezileriniz için bağırın, milyonlardan size ne.
tarihin en buyuk kadrolaşmasi olarak tabir edilebilir.
thy technic gibi bir yerde i$ imkani saglanmasidir. artik ucaklarimiz allah'a emanet iman gucuyle ve guvenle ucuyor. geriye kalan i$siz g.tler 5 sene bo$una okuduklariyla kaliyor.
(bkz: adil duzen)
(bkz: ya ben lan neyse bir sey demiyorum)
bu kadar çok badem bıyık var mıydı lan bu ülkede dedirten harekettir. *
herhangi bir belediyeye ya da ne bileyim il milli eğitim müdürlüğüne * falan gittiğinizde kolaylıkla tespit edebilirsiniz.
çokdan gerçekleşmiş olgudur..
devletin pek çok kurumunun müdüründen memuruna işçisine kadar hepsi akp taraftarıdır.
bu şekilde hükümet kendi yerine sağlama almıştır ne yazık ki..
devlet kurumları, bu olgunun en iyi izlenebileceği yerdir.
bu sene kluivert, hakan şükür, zidane, rivaldo gibi yaşlanmış futbolcuları da kadrolarına dahil edip daha geniş kitlelere ulaşmaları beklenmektedir.
sokaktaki çöpçüden anayasa mahkemesi başkanına kadar her mevki ve makama kendi yandaşlarını yerleştirmeleri durumudur.

geçmişte her parti kadrolaşma yapmıştır elbet ancak anayasal düzeni bozacak derecede bir örgütlenme oluşturulmamıştı.

önceki dönem partileri kendi çıkarları için genellikle maddi amaçlar güden insaları kadrolarına almışlardır.ancak şimdi devlet düzelini laik cumhuriyeti atatürk ilkelerini vatanın bütünlüğünü bozmak amacı güden fetulah gülen yandaşları öğretmenlikten rektörlüğe belediye encümeninden cumhurbaşkanlığına kadar örümcek ağı gibi her tarafı sarmışlardır. türkiyenin gibi bürokrasi ile yönetilen ve bürokratların kolay kolay değişmemesi gerçekleri düşünülürse artık iktidardan gitseler dahi yönetimde sözlerinin olacağı kesindir.

ve yakın tarihte bu ülkenin yönetim sistemini değiştirdiklerinda kimse şaşırmasın.
son olarak ankara'daki doğal gaz faciasında yüzünü bir kere daha gösteren kadrolaşmadır. o facia yaşanmasaydı kaçımız böyle bir kurumun başında böyle bir insanın olduğundan haberdardık.
en basit örneğini milli eğitim bakanlığı bünyesinde görebileceğimiz kadrolaşmadır. merkeze yapacağı atamaları din kültürü öğretmenlerinde seçen akp hükümeti milli eğitim kadrolarını imam hatip mezunu din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenleri ile doldurmuştur.

bu yüzden diyoruz akp gitse bile kadrosu iktidarda olacka yerine gelcek hükümet temizlik yapmazsa çok sıkıntı çeker.
http://fotograf.gazetevat...t/7160_219_07012009_4.jpg

şu fotoğraftan gayet net anlaşılabilir.
nasıl ki eski hükümetler yapmış ise şimdi de akp nin hakkı olan kadrolaşmadır. iktidara yarın chp de gelse, mhp de gelse değişen bir durum olmayacak, olamazda.
kadrolaşmadan da öte: ülkedeki bütün kaleler zaptedilmiş,
türkiye, tarikatlerin, aşiretlerin, şeyhlerin, müridlerin, hacı ve hocaların yönettiği bir ülke haline gelmiştir.
Özellikle eğitim kurumlarında yer alan kadrolaşmadır ki içlerinde en tehlikeli olan da budur. Çocuklarımızın gerici , kapitalist bir ideolojinin eğitimcileri , idarecileri ve müfredatlarıyla beyinleri yıkanmaktadır. Diğer burjuvazi iktidarlarının kadrolaşma faaliyetlerinden önemli farkı abd-ab emperyalizminin , israil siyonizminin tam desteğini almış ve fethullah gülen ile soros gibi islami ve liberal çıban başlarının da siyasi-ekonomik müdahaleleri ile tam gaz devam etmiştir. ülke kaynakları ve değerli kurumları tek tek özelleştirilmiştir. Kadrolaşmayı görmek için herhangi bir devlet kurumunda memur olarak çalışan sıradan bir vatandaş rıza'ya takılmak yerine , eğitim ve sağlık gibi temel hizmet kurumlarının başına geçirilen idareciler ve siyasi iktidarın izlediği ekonomi-politik çizginin ülkeye kaybettirdiklerine odaklanmak gereklidir.