bugün
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı10
- anın görüntüsü16
- gina carano8
- bik bik moderatör olsun11
- ülkeleri hükümetler değil kişiler kalkındırır8
- boşuna yaşıyorum hissi17
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- ellerim bos gonlum hos10
- patiswiss15
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı11
- akp seçmeni17
- ali erbaş19
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası13
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- arkadaşlar biri var12
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi18
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- kent lokantası niye bedava değil demek21
- nervio'ya aşık olmak11
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı16
- karınıza range rover alır mısınız23
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190512
- türkiye işçi partisi11
- futbolcu ismiyle nick almak15
- çin halk cumhuriyeti8
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı13
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi12
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
belki de bu son yazım olabilir...
ama belki de sevgili moderasyon siler bu yazıyı bir şey olmaz...
yıllar önce yazmıştık;
(bkz: beni istanbul yahudilerine sorun) diye...
biz bunu yazdığımızda "götünden sallıyorsun" diyenler oldu, aldırmadık, 2 yıl sonra soner yalçın aynı şeyleri kitabında yazdı...
"beyaz müslümanların büyük sırrı" adlı kitapta çokça bahsetmişti cüneyd zapsu'dan.
bu kitabı hala okumayanlar varsa muhakkak okusunlar.
evet, cüneyd zapsu...
akp kurucu üyesi.
görsel
akp'nin arkasındaki esas güç.
türkiye'de toplanan her fındık tanesi cüneyd bey'in hesabına yazılıyor. o kadar diyeyim.
erdoğan ailesi ile dostluğu çok eski.
(bkz: beni istanbul yahudilerine sorun) başlığında da incelediğimiz üzre, erdoğan'ı akp kurulmadan önce abd'ye götüren, orada sunumunu yapan ve erdoğan'ın önünün açılmasını sağlayan kişi.
tabi bütün bu olanlar cüneyd zapsu'nun da tek başına yaptığı bir şey değil...
cüneyd bey'in çok derin bağlantıları var.
örneğin prens bilal erdoğan kartal imam hatip lisesini bitirdiğinde türbanlı olmasından dolayı(!) türk üniversitelerine gitmek yerine abd'de okumayı tercih etti.
harvard'da eğitim görmek istiyordu.
lakin harvard tabi ki kartal imam hatip lisesinden mezun birini alamazdı.
cüneyd bey telefon etti.
orit teyze(!) devreye girdi.
bilal'i önce indiana üniversitesine aldırdı, oradan da harvard'a geçişini sağladı...
orit teyze mucizevi bir teyzeydi, her eve lazım...
haydaaaa...kim ki bu orit gadiesh, hiç duymadık ismini oysa...
orit gadiesh şu hanımefendi;
görsel
kendisini en son 2019 davos dünya ekonomik forumu toplantılarında görmüştük;
https://www.bain.com/insi...ation-orit-gadiesh-video/
hani erdoğan'ın "bi daha da gelmem" dediği toplantı.
2019 davos toplantısına türkiye adına katılan isim kimdi peki?
tabi ki cüneyd zapsu...
neyse, orit hanım kimdir?
orit gadiesh 1951 yılında israil'in hayfa kentinde dünyaya geldi.
babası israil ordusunda subaydı.
orit 17 yaşına geldiğinde israil ordu istihbaratında çalışıyordu, daha sonra üniversite öğrenimi için abd'ye gitti, harvard üniversitesinden mezun oldu, üniversiteyi bitirince de uluslararası bir danışmanlık şirketi olan bain'de işe başladı.
bain'de kariyeri hızla yükseldi, bu arada bain şirketinde tanıştığı Grenville Byford ile evlendi...
şüphesiz ki bu şirket de, bu evlilik de sıradan değildi...
bain şirketi kimdir nedir necidir?
bain şirketi az evvel de değindiğimiz davos'ta düzenlenen dünya ekonomik forumunun tüm organizasyonunu yapan şirket.
yani davos'ta kim hangi programa katılacak, kim ne konuşacak, programları kim yönetecek, program esnasında kim bir başkasına one minute diyecek...!!! hepsinin organizasyonunu yapan şirket bu bain danışmanlık işte.
peki eniştemiz grenville byford kim?
bakın burası çokomelli, eniştemiz de ingiliz kraliçesinin öz adamı.
görsel
bu abimiz finans çevrelerinde takım elbisesinin altına bile çizme giydiğinden dolayı "çizmeli adam" olarak tanınıyor.
yani orit ablamız ve kocası davos'un organizatörleri.
dünya liderleri ile araları çok iyi, onları yönlendiren isimler.
yukarıda da bahsettiğimiz üzre eniştenin kraliçe ile ve ingiliz gizli servisi ile arası iyi.
enişte chatham house için çalışıyor yani.
chatham house demişken şu yazımız o konu ile alakalıdır bunu da okuyun---> (bkz: #39899719)
karıştı her şey değil mi?
dur toparlayalım.
orit gadiesh israil asıllı abd'li, eşi granville byford, bizim cüneyd zapsu ve davos'un organizatörü bain danışmanlık şirketi.
bu arada, orit gadiesh, rahmetli sonya peres'in küçük kız kardeşi...
yani?
yani şimon peres'in baldızı...
belli ki baldız baldan tatlı(!) olduğu için şimon peres, davos'ta kendisine posta koyan asrın liderimize ses çıkarmamış(!)...
oha ya nerelere gidiyoruz?
şimdi eniştemiz byford abd'nin ırak'a girdiği süreçte türkiye ve abd arasında arabuluculuk yapan kişi.
hani çok meşhur bir makale vardı wall street journal'de yayınlanan. başbakan erdoğan'ın kaleme aldığı ve cesur amerikan askerleri için dua ettiği o meşhur makale. (bkz: #41508864)
işte o makaleyi erdoğan'a yazdıran kişi bu granville byford.
yazdığı yazıları ile dünyaya erdoğan'ı "ılımlı islamcı, demokrat, özgürlükçü" olarak tanıtan kişi...
orit abla bir yanda kocası bir yandan akp'ye her alanda destek olup güçlenmesini sağlıyor, bir yandan da devletin her kademesine fethullahçılar yerleştiriliyordu.
erdoğan'ın gücü arttıkça devletin içinde bir paralel yapının kurulmasına ses çıkarmıyordu.
hatırlayalım o yılları.
fakat türkiye'de öyle bir sistem vardı ki istediklerini yapamıyorlar, devlet bürokrasisi içinde kuvvetler ayrılığı'ndan kaynaklanan engellere takılıyorlardı.
bu yüzden türkiye'nin bir an önce başkanlık sistemine(tek adamlık) geçmesi ve ellerinde güçlü bir iktidar olması gerekiyordu.
önce 2007 nisan'ında kamuoyunda e muhtıra olarak bilinen bir gelişme yaşandı.
e muhtıra'dan 3 ay sonra yapılan seçimleri de akp büyük bir farkla kazandı.
artık daha güçlüydüler.
türkiye'nin artık önü açıktı.
bu arada türk ekonomisinin başına chatham house'un adamı merril lynch'ten ayrılıp gelen mehmet şimşek getirildi.
ekonominin diğer patronu yine kendi adamları ali babacan'dı. ama ali babacan'ın bu yeni dönemdeki misyonu farklıydı, babacan önce dışişleri bakanı, sonra da başbakan yardımcısı yapıldı.
babacan-şimşek ikilisi türk ekonomisini yönetiyordu.
yani chatham house...
erdoğan'ın önünü her alanda açan bu ikili, erdoğan'ı kendi planlarından ayrılmaması için iyice kendilerine bağlıyorlardı.
yine 2008'de akp'nin kapatılma davası vardı hatırlıyorsanız.
işte bu dava esnasında dünyayı ayağa kaldıran ve türk yargısını tehdit eden ve akp'nin kapatılmamasında büyük pay sahibi olan kişi yine granville byford'dur.
kapatma davası, ardından erdoğan'ın bu davadan daha güçlü çıkması sonrası türkiye'ye para yağıyordu adeta.
parayı yağdıran kim?
bain danışmanlığın yönlendirdiği kişiler, yani davos'takiler.
peki parayı veren kim?
chatham house...
hatırladınız mı o yılları.
ne bolluk vardı be...!!!
neyse, böylece türkiye'yi ele geçirmek ve bop'a entegre etme harekatının 2. fazı da tamamlanmış oluyordu.
sıra en önemli adıma gelmişti.
daha güçlü bir erdoğan ve başkanlık sistemi.
3. faza geçmeden önce cia şefi paul henze'nin türkiye'de başkanlık sistemi raporunun en göz alıcı ayrıntısına bakalım;
--spoiler--
eğer amerikan çıkarları "türkiye'de federatif bir yapı kurmak ise" mutlak suretle yargı, ordu, meclis ve hükümeti tek elde toplayan başkanlık rejimine geçirilmelidir.
çünkü bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıları ikna etmekten çok daha kolay olacaktır.
şayet o bir kişi, amerikan çıkarlarına yardım etmek konusunda tereddüt ederse, bir kişi üzerine kurulu olan yapıyı yıkmak amerika için pek de sorun olmayacaktır.
işte bu sebeple türkiye'nin ivedilikle başkanlık sistemine geçmesi, amerikan çıkarlarının gereğidir...
--spoiler--
şurada---> (bkz: #39798293)
devlet bürokrasisi ele geçirilmiş.
fethullahçılar devletin her kurumuna yerleştirilmiş.
ergenekon ve balyoz kumpasları ve tertipleri ile türk silahlı kuvvetleri bitirilmiş.
eh, ekonomi de iyi olduğu için halk da memnun.
gelsin başkanlık sistemi.
fakat yukarıda da bahsettiğim üzre türkiye cumhuriyeti kuruluşundan itibaren güçler ayrılığı mekanizması çok sıkı tutulmuştu.
bu yüzden bu mekanizmanın çözülmesi için milli bir düşman varlığı gerekliydi.
böylece bu düşmana karşı bütün millet erdoğan'ın etrafında birleşecek ve başkanlık sisteminin önü açılacaktı.
bu düşmanı bulmak çok kolay oldu.
fetö...
halkın yarısı zaten erdoğan'dan yanaydı.
diğer yarısı ise tarikatlere, cemaatlere karşı mesafeli, seküler ulusalcıydı.
ve bu plan da tuttu.
akp'nin içindeki fethullah gülen severler, ona "hocaefendi" diyenler hatta ve hatta bir tık öteye geçip fethullah şeytanına tapanlar bir anda fetö karşıtı oldular.
diğer kesim zaten fetö'ye karşıydı.
ve 15 temmuz darbe girişimi ile bu 3. faz da tamamlanmıştı.
üstelik fetö'den ele geçirilen maddi olanaklar ile erdoğan'ın gücü bir kat daha artmıştı.
orit gadiesh ve kocası granville byford 2017'de birkaç kez daha geldiler türkiye'ye.
ve nisan 2017 referandumu ile başkanlık sistemine geçiş artık tamamlanmış oldu...
bain danışmanlık şirketi türkiye'de pek çok kuruluşa danışmanlık hizmeti veriyor.
hatırlayınız, geçen sene mckinsey diye bir danışmanlık şirketi ortaya çıkmış, türkiye'nin her şeyi bu danışmanlık şirketine emanet edilmeye çalışılmıştı, ama kamuoyundan gelen tepkiler sonrası mckinsey ile olan danışmanlık sözleşmesi iptal edilmişti.
işte o mckinsey'in arkasında da bain danışmanlık, yani zapsu, orit gadiesh ve kocası var.
yazmıştık bunu;
(bkz: #40327663)
yani mckinsey'in türk ekonomisine denetmen olma işini ayarlayanlar bunlar, bain danışmanlık...
şimdi bakıyorum da s400 füzelerini aldık, abd'ye posta koyduk falan diye seviniyor bazıları.
yahu arkadaşlar bakın olayların özeti yukarıda işte.
bakın ben bir tık daha ileri gideceğim şimdi.
devlet bahçeli'nin birden bire 180 derece dönüp erdoğan'a yanaşmasını sağlayan ve cumhur ittifakı'nın ortaya çıkmasına sebep olan da bu bain danışmanlık...
ben şu ülkede tam bağımsız ve milli bir türkiye'yi herkesten çok isterim.
ama yukarıda da görüldüğü gibi şu anki mevcut siyasi iktidarla bu imkansız...
bize ne lazım biliyor musunuz?
kıbrıs barış harekatı sırasında tüm dünyaya posta koyabilen bir milli irade lazım.
işte orit gadiesh ve kocası granville byford, kıbrıs barış harekatı sırasındaki gibi dik duran bir türkiye'yi engellemek için yıllardır içimizde. onları içimize sokan ve türk siyasetini yönlendirmesini sağlayan irade bir daha 1974 türkiyesini görmek istemiyorlar. mevzu budur...
şu dönem şartlarında 1974'teki milli irade gelir mi bir daha?
şu aşamada sanmıyorum...
------------------------
-----------------------
yazı sonu notu: buraya kadar okuyan herkese çok teşekkür ederim, kısaca anlatmaya çalıştım, umarım bir faydası olmuştur.
ama belki de sevgili moderasyon siler bu yazıyı bir şey olmaz...
yıllar önce yazmıştık;
(bkz: beni istanbul yahudilerine sorun) diye...
biz bunu yazdığımızda "götünden sallıyorsun" diyenler oldu, aldırmadık, 2 yıl sonra soner yalçın aynı şeyleri kitabında yazdı...
"beyaz müslümanların büyük sırrı" adlı kitapta çokça bahsetmişti cüneyd zapsu'dan.
bu kitabı hala okumayanlar varsa muhakkak okusunlar.
evet, cüneyd zapsu...
akp kurucu üyesi.
görsel
akp'nin arkasındaki esas güç.
türkiye'de toplanan her fındık tanesi cüneyd bey'in hesabına yazılıyor. o kadar diyeyim.
erdoğan ailesi ile dostluğu çok eski.
(bkz: beni istanbul yahudilerine sorun) başlığında da incelediğimiz üzre, erdoğan'ı akp kurulmadan önce abd'ye götüren, orada sunumunu yapan ve erdoğan'ın önünün açılmasını sağlayan kişi.
tabi bütün bu olanlar cüneyd zapsu'nun da tek başına yaptığı bir şey değil...
cüneyd bey'in çok derin bağlantıları var.
örneğin prens bilal erdoğan kartal imam hatip lisesini bitirdiğinde türbanlı olmasından dolayı(!) türk üniversitelerine gitmek yerine abd'de okumayı tercih etti.
harvard'da eğitim görmek istiyordu.
lakin harvard tabi ki kartal imam hatip lisesinden mezun birini alamazdı.
cüneyd bey telefon etti.
orit teyze(!) devreye girdi.
bilal'i önce indiana üniversitesine aldırdı, oradan da harvard'a geçişini sağladı...
orit teyze mucizevi bir teyzeydi, her eve lazım...
haydaaaa...kim ki bu orit gadiesh, hiç duymadık ismini oysa...
orit gadiesh şu hanımefendi;
görsel
kendisini en son 2019 davos dünya ekonomik forumu toplantılarında görmüştük;
https://www.bain.com/insi...ation-orit-gadiesh-video/
hani erdoğan'ın "bi daha da gelmem" dediği toplantı.
2019 davos toplantısına türkiye adına katılan isim kimdi peki?
tabi ki cüneyd zapsu...
neyse, orit hanım kimdir?
orit gadiesh 1951 yılında israil'in hayfa kentinde dünyaya geldi.
babası israil ordusunda subaydı.
orit 17 yaşına geldiğinde israil ordu istihbaratında çalışıyordu, daha sonra üniversite öğrenimi için abd'ye gitti, harvard üniversitesinden mezun oldu, üniversiteyi bitirince de uluslararası bir danışmanlık şirketi olan bain'de işe başladı.
bain'de kariyeri hızla yükseldi, bu arada bain şirketinde tanıştığı Grenville Byford ile evlendi...
şüphesiz ki bu şirket de, bu evlilik de sıradan değildi...
bain şirketi kimdir nedir necidir?
bain şirketi az evvel de değindiğimiz davos'ta düzenlenen dünya ekonomik forumunun tüm organizasyonunu yapan şirket.
yani davos'ta kim hangi programa katılacak, kim ne konuşacak, programları kim yönetecek, program esnasında kim bir başkasına one minute diyecek...!!! hepsinin organizasyonunu yapan şirket bu bain danışmanlık işte.
peki eniştemiz grenville byford kim?
bakın burası çokomelli, eniştemiz de ingiliz kraliçesinin öz adamı.
görsel
bu abimiz finans çevrelerinde takım elbisesinin altına bile çizme giydiğinden dolayı "çizmeli adam" olarak tanınıyor.
yani orit ablamız ve kocası davos'un organizatörleri.
dünya liderleri ile araları çok iyi, onları yönlendiren isimler.
yukarıda da bahsettiğimiz üzre eniştenin kraliçe ile ve ingiliz gizli servisi ile arası iyi.
enişte chatham house için çalışıyor yani.
chatham house demişken şu yazımız o konu ile alakalıdır bunu da okuyun---> (bkz: #39899719)
karıştı her şey değil mi?
dur toparlayalım.
orit gadiesh israil asıllı abd'li, eşi granville byford, bizim cüneyd zapsu ve davos'un organizatörü bain danışmanlık şirketi.
bu arada, orit gadiesh, rahmetli sonya peres'in küçük kız kardeşi...
yani?
yani şimon peres'in baldızı...
belli ki baldız baldan tatlı(!) olduğu için şimon peres, davos'ta kendisine posta koyan asrın liderimize ses çıkarmamış(!)...
oha ya nerelere gidiyoruz?
şimdi eniştemiz byford abd'nin ırak'a girdiği süreçte türkiye ve abd arasında arabuluculuk yapan kişi.
hani çok meşhur bir makale vardı wall street journal'de yayınlanan. başbakan erdoğan'ın kaleme aldığı ve cesur amerikan askerleri için dua ettiği o meşhur makale. (bkz: #41508864)
işte o makaleyi erdoğan'a yazdıran kişi bu granville byford.
yazdığı yazıları ile dünyaya erdoğan'ı "ılımlı islamcı, demokrat, özgürlükçü" olarak tanıtan kişi...
orit abla bir yanda kocası bir yandan akp'ye her alanda destek olup güçlenmesini sağlıyor, bir yandan da devletin her kademesine fethullahçılar yerleştiriliyordu.
erdoğan'ın gücü arttıkça devletin içinde bir paralel yapının kurulmasına ses çıkarmıyordu.
hatırlayalım o yılları.
fakat türkiye'de öyle bir sistem vardı ki istediklerini yapamıyorlar, devlet bürokrasisi içinde kuvvetler ayrılığı'ndan kaynaklanan engellere takılıyorlardı.
bu yüzden türkiye'nin bir an önce başkanlık sistemine(tek adamlık) geçmesi ve ellerinde güçlü bir iktidar olması gerekiyordu.
önce 2007 nisan'ında kamuoyunda e muhtıra olarak bilinen bir gelişme yaşandı.
e muhtıra'dan 3 ay sonra yapılan seçimleri de akp büyük bir farkla kazandı.
artık daha güçlüydüler.
türkiye'nin artık önü açıktı.
bu arada türk ekonomisinin başına chatham house'un adamı merril lynch'ten ayrılıp gelen mehmet şimşek getirildi.
ekonominin diğer patronu yine kendi adamları ali babacan'dı. ama ali babacan'ın bu yeni dönemdeki misyonu farklıydı, babacan önce dışişleri bakanı, sonra da başbakan yardımcısı yapıldı.
babacan-şimşek ikilisi türk ekonomisini yönetiyordu.
yani chatham house...
erdoğan'ın önünü her alanda açan bu ikili, erdoğan'ı kendi planlarından ayrılmaması için iyice kendilerine bağlıyorlardı.
yine 2008'de akp'nin kapatılma davası vardı hatırlıyorsanız.
işte bu dava esnasında dünyayı ayağa kaldıran ve türk yargısını tehdit eden ve akp'nin kapatılmamasında büyük pay sahibi olan kişi yine granville byford'dur.
kapatma davası, ardından erdoğan'ın bu davadan daha güçlü çıkması sonrası türkiye'ye para yağıyordu adeta.
parayı yağdıran kim?
bain danışmanlığın yönlendirdiği kişiler, yani davos'takiler.
peki parayı veren kim?
chatham house...
hatırladınız mı o yılları.
ne bolluk vardı be...!!!
neyse, böylece türkiye'yi ele geçirmek ve bop'a entegre etme harekatının 2. fazı da tamamlanmış oluyordu.
sıra en önemli adıma gelmişti.
daha güçlü bir erdoğan ve başkanlık sistemi.
3. faza geçmeden önce cia şefi paul henze'nin türkiye'de başkanlık sistemi raporunun en göz alıcı ayrıntısına bakalım;
--spoiler--
eğer amerikan çıkarları "türkiye'de federatif bir yapı kurmak ise" mutlak suretle yargı, ordu, meclis ve hükümeti tek elde toplayan başkanlık rejimine geçirilmelidir.
çünkü bir kişiyi ikna etmek, birbirini denetleyen yapıları ikna etmekten çok daha kolay olacaktır.
şayet o bir kişi, amerikan çıkarlarına yardım etmek konusunda tereddüt ederse, bir kişi üzerine kurulu olan yapıyı yıkmak amerika için pek de sorun olmayacaktır.
işte bu sebeple türkiye'nin ivedilikle başkanlık sistemine geçmesi, amerikan çıkarlarının gereğidir...
--spoiler--
şurada---> (bkz: #39798293)
devlet bürokrasisi ele geçirilmiş.
fethullahçılar devletin her kurumuna yerleştirilmiş.
ergenekon ve balyoz kumpasları ve tertipleri ile türk silahlı kuvvetleri bitirilmiş.
eh, ekonomi de iyi olduğu için halk da memnun.
gelsin başkanlık sistemi.
fakat yukarıda da bahsettiğim üzre türkiye cumhuriyeti kuruluşundan itibaren güçler ayrılığı mekanizması çok sıkı tutulmuştu.
bu yüzden bu mekanizmanın çözülmesi için milli bir düşman varlığı gerekliydi.
böylece bu düşmana karşı bütün millet erdoğan'ın etrafında birleşecek ve başkanlık sisteminin önü açılacaktı.
bu düşmanı bulmak çok kolay oldu.
fetö...
halkın yarısı zaten erdoğan'dan yanaydı.
diğer yarısı ise tarikatlere, cemaatlere karşı mesafeli, seküler ulusalcıydı.
ve bu plan da tuttu.
akp'nin içindeki fethullah gülen severler, ona "hocaefendi" diyenler hatta ve hatta bir tık öteye geçip fethullah şeytanına tapanlar bir anda fetö karşıtı oldular.
diğer kesim zaten fetö'ye karşıydı.
ve 15 temmuz darbe girişimi ile bu 3. faz da tamamlanmıştı.
üstelik fetö'den ele geçirilen maddi olanaklar ile erdoğan'ın gücü bir kat daha artmıştı.
orit gadiesh ve kocası granville byford 2017'de birkaç kez daha geldiler türkiye'ye.
ve nisan 2017 referandumu ile başkanlık sistemine geçiş artık tamamlanmış oldu...
bain danışmanlık şirketi türkiye'de pek çok kuruluşa danışmanlık hizmeti veriyor.
hatırlayınız, geçen sene mckinsey diye bir danışmanlık şirketi ortaya çıkmış, türkiye'nin her şeyi bu danışmanlık şirketine emanet edilmeye çalışılmıştı, ama kamuoyundan gelen tepkiler sonrası mckinsey ile olan danışmanlık sözleşmesi iptal edilmişti.
işte o mckinsey'in arkasında da bain danışmanlık, yani zapsu, orit gadiesh ve kocası var.
yazmıştık bunu;
(bkz: #40327663)
yani mckinsey'in türk ekonomisine denetmen olma işini ayarlayanlar bunlar, bain danışmanlık...
şimdi bakıyorum da s400 füzelerini aldık, abd'ye posta koyduk falan diye seviniyor bazıları.
yahu arkadaşlar bakın olayların özeti yukarıda işte.
bakın ben bir tık daha ileri gideceğim şimdi.
devlet bahçeli'nin birden bire 180 derece dönüp erdoğan'a yanaşmasını sağlayan ve cumhur ittifakı'nın ortaya çıkmasına sebep olan da bu bain danışmanlık...
ben şu ülkede tam bağımsız ve milli bir türkiye'yi herkesten çok isterim.
ama yukarıda da görüldüğü gibi şu anki mevcut siyasi iktidarla bu imkansız...
bize ne lazım biliyor musunuz?
kıbrıs barış harekatı sırasında tüm dünyaya posta koyabilen bir milli irade lazım.
işte orit gadiesh ve kocası granville byford, kıbrıs barış harekatı sırasındaki gibi dik duran bir türkiye'yi engellemek için yıllardır içimizde. onları içimize sokan ve türk siyasetini yönlendirmesini sağlayan irade bir daha 1974 türkiyesini görmek istemiyorlar. mevzu budur...
şu dönem şartlarında 1974'teki milli irade gelir mi bir daha?
şu aşamada sanmıyorum...
------------------------
-----------------------
yazı sonu notu: buraya kadar okuyan herkese çok teşekkür ederim, kısaca anlatmaya çalıştım, umarım bir faydası olmuştur.
Parçalar yerine oturuyor seçim zamani israil ile horozlanma falan canbaz isi durumlar anlasiliyor.
Seçmen kitlenin eğitilerek nitelikli hale getirilmesi üzerinde durulması gereken en önemli unsurdur. Öyle ki; 60 ihtilali olmasa, ülkenin resmen altını oyan menderes yine seçilecekti. Seçmen niteliği artırılmadı ya da sadece nitelikli olanlara seçmen sıfatı verilmesi yoluna gidilmedi. Aynı cahil kitle ile ülke kaderi tayin edilmeye devam edildi. Yine aynı kitle için özal denilen şahıs biçilmiş kaftandı. günümüzü anlatmaya ise gerek yok.
Bu ayi selim cidden beyinsiz bir akit.
Bugün girdiği entrylerden bunu anlamak çok güç değil.
Bugün girdiği entrylerden bunu anlamak çok güç değil.
güncel Önemli Başlıklar