bugün

koskoca bir hiçtir. buraya tanım sıkmak isterdim ama tanım adına hiçbir şey yazamıyorum.
99 dan beri 8 sene geçti. 2002 den beri akp nin yaptıklarına bakınca gözlerim koca bir hiç görüyor.
ne yeterince güçlendirme ne eğitim ne yeni binaların denetimi.
göz göre göre yüzbinlerce insan ölecek.

tabi akp fanatikleri yine makat beyin ikilisinden yanlış olanını seçip saldırıya geçecekler.
ulan o depremde belki sen de öleceksin. otur iki dakika da 'abi hakkaten depreme karşı hiçbir
önlem alınmadı' de. 'bir yanlış var' de.

aynı şekilde bingöl'de depremin olup 100 küsür öğrencinin öldüğü yere, ovaya, gidip aynı yere
dikiyorlar okulu. bu akpnin aklına/akılsızlığına şaşarım.

prof.naci görür'ün koordinatörlüğünü yaptığı araştırmaya devlet 1 kuruş ayırmıyor. ne gülünç değil mi?
italyanlar yabancılar geliyor da araştırmaya katkıda bulunuyorlar.
bu ne iş?
insanlar depremde ölsün diye mi akpnin bu karşı çabası?

ülke borcunu iki katına çıkardı akp.
peki ne harcandı deprem hakkında?

hadi yine savunun akpnizi.
ölüp gittiği zaman çok sevdikleriniz, o zaman görürüm nazik ... .
http://www.tmmob.org.tr/m...file=article&sid=2009
yıkılsın,sonra hallederiz politikası.
allahın şerrinden kaçamazsınız politikası.
vay be akp'ye bakarmısın? şimdide insanlarımızın canına kastetti. e tabi %47'nin dışındakiler ölsün diye. hatta ben duydum, akp'ye oy verenlerin evleri güçlendirilcekmiş ki depremde onlar ölmesin.
* * *
(bkz: türkiye de allah büyüktür yaklaşımı ve idealizm)
evet beklenildiği gibi yine bizim akp fanatikleri chp mhp vs. saldırısına geçmiştir.
bir defa da beni göt edin. bir defa da hassasiyet gösterin. rozetinizi çıkarın.

"hadi yine savunun akpnizi.
ölüp gittiği zaman çok sevdikleriniz, o zaman görürüm nazik ... "

bu ne demek?
sizin sevdikleriniz ölsün de ben kına yakayım mı demek? * *
öyle anlıyorsanız bir meseleniz var demektir.
bu şu demektir: akpyi canla başla savunanlar, bir gün bu hatalarının bedeliyle karşılaştıkları zaman
büyük bir pişmanlık ve sıkıntı içerisine girecekler. işte o zaman görürüm ben sizi. nasılmış, haklı mıymışız
bu lafları söylerken.

ayrıca,
ne chp ne mhp ne saadet ne zıkkım. hiçbirinin savunuculuğunu yapmıyorum şu anda.
bana iş göster arkadaş. hükümetin ne yapmış, göster!

bilgi: insan canı üzerinden siyaset olmaz. eleştireceğim diye düşünmeden yazmayın.

tanım: deprem için önlem almamak, büyük ihtimalle ceset torbası ithali işleriyle uğraşmak.
olmayan politikadır.

ayrıca, marmara fayının araştırılması için, deprem risk haritasının ortaya net olarak çıkarılması için 250.000 lira veremeyen istanbul büyükşehir belediyesi'nin, deprem için hazırlık yapmak için kaynak aktaramayan istanbul büyükşehir belediyesi'nin, istanbul büyükşehir belediyespor'a 30 milyon para aktarması tuhaftır.

ne akp hükümetinin ne de deprem bölgesinde olan akpli belediyelerin bir politikası yoktur. ver 30 milyonu, maçına 300 kişi gelsin...
bunca yıldır imarsız kaçak yapılaşma yapılmış istanbulun nüfusu onbeş milyona dayanmış bu insanlara elektrik su verilmiş bölgelerine okul kurulmuş bazılarına sonradan tapuları da verilmiş sonra akp başa geçince vay deprem olursa ne olcak akp bir şey yapmıyor diye saçmalanıyor. eğer istanbulda doğru düzgün bir önlem almak istersek depremde yıkılacak olan binaların hepsinin tespit edilip devlet taradından yıktırılıp yine devlet tarafından bu insanlara ev vermek gerekir. bu da milyonlarca ev eder. bırakın akp hükümetini dünya üzerindeki hiçbir hükümet böyle bir şey yapamaz. süper güç denilen amerika hala katrina kasırgasının yaralarını saramamış durumda.
hakkaten yoktur ama lan.
(bkz: boş küme)

cukka diye birşey varken, kim zikine takar depremi? o deprem bir gün gelip takacak cümlemize, o da var.
chp'nin en son ne zaman iktidarda olduğunu unutanların yine ihalesini chp'ye bıraktığı ihmalkarlıktır. istanbul'da büyük bir deprem olacağı bilinmesine rağmen, yapı izinlerinde kolaylık yapıp deyim yerindeyse istanbul'u içinde bulunduğu inşaatvari durumdan yarı şantiye mevkiine yükseltenlerin deprem olduktan sonra "allahütealanın takdiri" diyerek geçiştirmesi beklenmektedir.
ekonomi politikasıyla benzerliği olan politikadır. ciddi bir sarsıntıda ikisi de yıkılacaktır, çünkü ikisinde de mantık aynıdır. yani mantık yoktur.
(bkz: allah a emanet olalım)
(bkz: ciddi bir $ey olursa hallederiz)
(bkz: blame it on god)

her zamanki gibi...
salgın, ekonomi ya da siyasi politikasından yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki yok öyle bişi!

salgından insanlar ölüyor. esnaf, memur ayın sonunu getiremiyor. ülkede siyasi kaos yaşanıyor. ne yapıyorlar? hiç! her şey allah'tan, evet ama milletle ilgili noktada allah'tan diyip insanların yaşama kalitesini düşüremezsiniz! allah verdi diye elimiz kolumuz bağlı oturacak mıyız? salgın, yangın, afet, deprem...

7 nokta 4 yetmedi mi mantığıyla cehennemin dibine gidersiniz inşallah hepiniz!
(bkz: durmak yok lale devrini sürdürmeye devam)
düşünecekleri o kadar önemli dertleri varken sıra gelmeyecek politikadır. hatta söz konusu bile değildir. akp bütün dikkatini ve enerjisini soyut kavramlar için harcamaktadır. böyle depremmmiş , millet ölecekmiş falan bunlar allah'ın takdiri ne yazık ki. kader falan onlara göre. böyle durumların önüne geçmeye kalkmak allah'a şirk koşmak falan da olabilir. *
bunlarin bahaneside hazirdir. hayirda serde allahtan gelir.
allah verdi allah aldı.
veya
yıkılan bölgeler günah yuvasıydı.
(bkz: istanbul depreminde 30000 kişi ölecek)

evet bunların deprem politikası bu.
gerizekalıların anlayamayacağı ya da anlamak istemeyeceği politikalardır.
halkın ihtiyacını gidermek, yaralarına merhem olmak için yürütülen politikalardır.
koalisyon hükümetlerindeki gibi gelen deprem yardımlarını iç edecek bi politika yürütülmemektedir.
kocaeli depreminde 2 gün halkın karşısına çıkmaya üşenen bir başbakan çıkaran sosyal demokrat partinin politikasından daha iyidir.
(bkz: zorunlu deprem sigortası)
yeni yapılan binalarda depreme dayanıklılık şartının kesinlikle uygulanması.
kentsel dönüşüm projeleri ile çürük binaların yıkılması ve yerlerine yenilerinin yapılması ama bazı götelekler bunlara karşı çıkıyor. ve daha birçok uygulama. önlemler alınıyor işte daha ne istiyorsunuz amq adamlar gelen eceli de durdurabilecek değiller ya. gidin çadırda yatın o kadar seviyorsanız kendinizi.
chp, dp ve mhp hükümetlerinin ultrasupersonic deprem planlarının yanında fiyaskodur, rezalettir.
akpnin çomarlığını yapan kuş beyinliler, yeterli somut verilerle ve belgelerle gelmeden boş laf ederler.

deprem vergisinin nerelere harcandığını açıklayamayan bu gerzekler, akpyi savunmak için adilik yapmaktan kaçınmazlar.

akp hükümetinin deprem politikasına gelecek olursam, şu adresin incelenmesi çok faydalı olacaktır. özellikle istanbullu okurlar tarafından: http://dosyalar.hurriyet....istanbuldepremi/tempo.asp

-------------------
Deprem mezarları hazır

Füsun SAKA

Silivri açıklarındaki deprem, istanbul'u ciddi boyutta etkileyecek büyük Marmara depremi beklentisini korkusuyla birlikte tekrar gündemimize taşıyınca, deprem hazırlık çalışmaları da yeniden mercek altına yatırıldı. Öyle görünüyor ki, istanbul depreme hazır. Ancak bu hazırlık depreme karşı önlemlerden çok, deprem sonrası için yapılıyor.

Yani, binaların güçlendirilmesi, hasarlı binaların yıkılıp yeniden yapılması, köprü ve tünellerin elden geçirilmesi, rafineri gibi patlayıcı potansiyeli olan tesislerle hastaneler gibi hayati önemdeki tesislerde gerekli önlemlerin alınması türünden hazırlıklar, baştan kaybedilmiş bir savaş gibi. Sanki depremle mücadele neferleri çoktan savaş alanını terk etmiş.

Zaten Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Ahmet Mete Işıkara'nın feryadı da bu yüzden. "Deprem değil, bina öldürür" demekten dilinde tüy biten Deprem Dede, yine çaresizce haykırıyor. Yukarıda saydığımız türden önlem niteliğinde çalışmaların yapılmadığını, üstelik para ve imkân olmasına rağmen sırf organize olamamaktan ötürü ihmal edildiğini vurguluyor.

Peki ya bir kısmı tamamlanan, bir kısmı tamamlanmak üzere olan çalışmalar... Onlar daha çok 'takdiri ilahi' sayılan deprem sonrası enkaz kaldırma, ölüleri gömme, yaralıları tedavi etme, açıkta kalanları barındırma ve doyurmaya yönelik hazırlıklar. Öncelikle ceset torbaları, seyyar gasilhaneler ve toplu mezarlar hazır! Evet yanlış okumadınız: Toplu mezar yerleri belirlenmiş durumda!

TEMPO iZ SÜRÜYOR

Bu bilgiler Tempo'ya ulaşınca, "istanbul beklenen depreme ne kadar hazır" sorusuyla yola çıktık. Önce istanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) Başkanı Mesut Pektaş ile belediyenin istanbul´daki hazırlıklarını konuştuk.

Yemek-içmekle ilgili tüm sorunlar, içme sularının ayarlanması, birinci derece önemdeki yolların belirlenmesi, park alanları, helikopter alanlarına kadar tüm hazırlıkların tamam olduğunu öğrendik. Bu arada, büyükşehir belediyesinin deprem öncesinde binaların depreme hazırlıklı olmaları yönünde çalışmalarını hızlandığını da öğrendik. Ancak binaların güçlendirme projeleriyle ilgili prosedür çok karışıktı ve bu nedenle belediye hizmetleri tam yürütülemiyordu.

Büyükşehir belediyesinin çalışmalarını öğrendikten sonra valilik neler yapıyor sorusunun cevabı için Afet Yönetim Merkezi´nin (AYM) başında bulunan istanbul Vali Yardımcısı Cafer Akyüz ile bir görüşme yaptık. istihbaratımızın doğruluğuna ilişkin ilk teyit de Akyüz'den geldi.

Akyüz deprem öncesi ve sonrası olarak ayırdığı çalışmaları anlattı. Bu çalışmaların içinde, bölgelere ayrılan istanbul´da hangi bölgede kapalı barınma alanları, hangi bölgede açık park alanları, içme sularına ulaşılacak adresler, okullar, hastaneler, çadırkent alanları, geçici adı verilen toplu mezarlıklar, hatta gasilhaneler bulunduğu yer alıyordu.

HARiTA GiZLENiYOR

istanbul'un tüm ilçelerini içeren bu haritalarda sokak sokak istanbul taranmış ve mega kentin bölge bölge envanteri çıkarılmıştı. Akyüz istediğimiz bölgeye ilişkin harita ve belgeleri iki gün sonra bize vereceğini söyledi. Kamuya açık ve kamu yararına bir hazırlığa ilişkin olduğu için vaat edilen belgeleri alacağımıza kesin gözüyle bakıyorduk. Ancak öyle olmadı. Söz konusu haritalar birden bire 'gizli' ilan edildi, üstelik 'halka açıklanması sorun olabilir' gerekçesiyle verilmedi. Bu, karşımıza çıkan ilk engeldi. Sayısız benzeriyle karşılaşacağımızı henüz bilmiyorduk.

Belge bulmak için başka kaynaklara başvurduk. Küçükçekmece Belediyesi yetkilileri söz konusu haritaların içerdiği bilgilerin gizli olmadığını ve verebileceklerini söyleyince umutlandık. Ancak ertesi gün haritaları almaya gittiğimizde yine bir sürprizle karşılaştık. Belediyede valiliğe bağlı olarak çalışan sivil savunma yetkilileri 'gizli' diyerek haritaları veremeyeceklerini söyledi. ikinci kez 'gecikmeli yasak' ile karşılaşınca, saklanmak istenenin ne olduğunu daha fazla merak etmeye başladık.

istihbaratımıza göre Sultanbeyli de toplu mezar bulunan yerlerden biriydi. Sultanbeyli'deki sivil savunma uzmanları bilgi verme konusunda cömertti. Sultanbeyli'de toplu mezar alanı olduğunu doğruladıkları gibi, Küçükçekmece, Avcılar, Büyükçekmece gibi semtlerde de toplu mezar alanı bulunduğunu söylediler. Ancak cömertlikleri bu noktada sona erdi, onlar da 'gizli' deyip bu konuda belge vermeyeceklerdi...

40 DÖNÜMLÜK MEZAR

Kendimizi giderek büyük bir sırrın peşine düşmüş gerilim romanı kahramanı gibi hissediyorduk. Ancak çaldığımız her kapı yüzümüze kapanıyor, istihbaratımızı teyit edecek bir kanıta ulaşamıyorduk.

Umudumuzu kesmek üzereyken güvenilir kaynaklardan Büyükçekmece Karaağaç Köyü'nde toplu mezar için yer ayrıldığını duyduk. Köye gidince yakın zamana kadar bölgede emlakçılık yapan Kamuran Hızlan'dan öğrendik ki, köyün çıkışında Robert Kolej'in ilköğretim bölümü olarak faaliyet gösteren okulun arkasına düşen arazide 40 bin metrekarelik bir alan bu amaçla ayrılmıştı.

istanbul Boğazı'nın Avrupa yakasında karşılaştığımız 'gizli', 'yasak' türü engellerden bunalıp iz sürmeye Anadolu yakasında devam etmeye kalkınca bambaşka bir durumla karşılaştık. Kadıköy Belediyesi yetkilileri her sorumuzu yanıtlıyordu.

Ne 'gizli' ne de 'yasak' suyun bu tarafına geçebilmişti. Zaten bu konuyu halka duyurmak için bir broşür bile hazırlamışlardı. Broşürde nerenin mezar yeri nerenin çadırkent, nerenin toplanma alanı olduğu açık seçik yer alıyordu. Kadıköy Belediyesi'nin Ataşehir içinde bulunan Afet Yönetim Merkezi, AKUT ve Sivil Savunma ile birlikte çalışarak bütün bu yerleri belirlemişti.

KADIKÖY iÇiN BROŞÜR VAR

Bu broşüre göre Kadıköy bölgesinin geçici mezarlıkları, Kayışdağı Mesire Yeri arkası, TEM otoyolu üstü, Küçükbakkalköy Ataşehir arası bir bölgede bulunuyordu. Sahra hastanesi için ayarlanan yer, Sahrayı Cedit Spor Kulübü (Omaca Sokak), enkaz döküm sahası olarak Küçükbakkalköy-Ataşehir arası, Eski Taşocağı bölgesi belirlenmişti.

Bu bilgileri veren Kadıköy Belediyesi idari işler Amiri Oğuz Çalkın bu bilgilerin kesinlikle halka duyurulması gerektiğini ve bu konuda ellerinden gelen yardımı yapmaya hazır olduklarını söyledi. Çalkın tüm depolarında ceset torbalarının bulunduğunu ve çadırların da hazır olduğunu belirtti.

Anadolu yakasında Kadıköy Belediyesi'ne ait 9 tane depo bulunuyor. Ayrıca altyapısı hazırlanmakta olan 7 tane çadırkent alanı ve 29 tane altyapısı hazır çadırkent alanı bulunuyor.

Altyapısı olan çadırkent alanları da Koşuyolu Parkı, Kadıköy Belediyesi otoparkı, Fenerbahçe Parkı, Özgürlük Parkı, Carrefour Alışveriş Merkezi, Darülaceze, Çocuk Esirgeme Kurumu E5 yanı, Eski Taç Spor Yeri, Kayışdağı Mesire Yeri...

Valilik ve diğer belediyeler de Kadıköy Belediyesi gibi açık davranırsa, istanbulular hiç olmazsa deprem sonrasına ilişkin hazırlıklardan haberdar olacaklar.
-------------------

işte akpnin deprem hazırlığı. işte akp hükümetinin deprem politikası. işte akp hükümetinin halka verdiği değer.

inşallah o dönüm dönüm hazırlanmış mezarlıklar inadına akp diyen ve ciddi olarak deprem hazırlığı yapmayan akp hükümetini hala savunan körlerin olur.

son olarak (bkz: deprem vergisi)
güzel bir serzenişin konu olmuş bir halidir. yazarı kutlamak gerekir.
evet deprem gerçeği ile defalarca yüzleşmemize rağmen bu konuda ne halk bilinçlendirilmiş, ne mimari açıdan ne de imari açıdan hiç bir girişimde bulunulmamıştır.
aslında işi iktidar partisinden soyutlayarak incelemek istesekte 7 yıldır iktidarda olan ve öncesinde de istanbul büyükşehir belediyesini yöneten bir siyasi parti ve onun yöneticilerinin bazı mesafeleri kat etmeleri gerçeğini de göz ardı etmememiz gerekir.
kaldı ki iş diğer partileri suçlamaya eleştirmeye gelince mangalda kül bırakmayan siyasiler iş halkı silkelemeye geldiğinde canla başla birbirlerine destek olmaktadır. misal izmit depreminden sonra alınmaya başlayan özel tüketim vergileri kemikleşerek vergi hayatımıza sert bir giriş yapmıştır. bu fonda biriken paralarında akibeti meçhuldür. (hakkaten o fonda biriken paralar ne oldu?)
depremin bir doğa olayı olduğu gerçeğini gözardı etmeksizin "insanları deprem değil, eşyalar öldürür" saplamasının ne kadar doğru olduğunu elazığ depreminde 2-3 gün sonra bir kere daha görmüş olmamıza rağmen istanbul gibi gecekondusal bir metropolde ne olduğunu öğrenebilmemiz bile aylarımızı alacağı gün gibi ortadadır.
ülkenin ağır sanayisinin yer aldığı marmara bölgesi ve ticari başkenti olan istanbulun bu felaketten sonra ülkeye verebileceği zararı düşünmekte şu an; aka boka laf atan siyasilerin görevidir.
izmit depreminin suçlusu olarak gösterilen "dinsizlere", "7,4 yetmedimi" diye laf atan bir kesmin olası bir felaketten sonra ne diyeceği ayrı bir merak konusudur.
buyrun sevgili yazarlar, bugün deprem konusunda bir kere olsun aklımızla düşünelim, gerekirse eleştirelim. ama dürüst olalım. bu siyasetten, toplumsal iğrençliklerden uzak bir insanlık konusudur. ve unutmamak lazımdır ki; "oyun bittiğinde şah ve piyonlar aynı kutuya konur."