bugün

akhilleus'u(aşil) hemen herkes tanır...

truva savaşı'nın efsane savaşçısı.

annesi thetis'in styks nehrinde yıkayarak ölümsüzlükle kuşattığı, afrodit'i kıskanan athena'nın kardeşi hephaistos'un yardımı ile kılıç ve mızrak işlemez zırhla donattığı myrmidon'ların lideri...

tüm bunlar olmasa anadolu yiğidi hektor'u yenemezdi ya zaten...

işte tanıyorsunuz onu hepiniz.

akhilleus bana göre götü kalkık ipnenin tekidir.
zaten yegane sevgilisi de emmioğlu patroklos'tur ve bu patroklos ile akhilleus arasında gay ilişki mevcuttur.

fekat bu patroklos ipnesi esasen truva savaşı'nın kaderini değiştiren adamdır.
neden? kısaca anlatayım...

çünkü akhilleus yukarıda da bahsettiğimiz üzre götü kalkık biriydi, yunan orduları başkomutanı agamemnon'a da ayar oluyordu.

esasen agamemnon, askeri teamüllere uyan, tanrılara saygı duyan bir adamdı.
tam bir generaldi yani.
dindar olmasa da kehanetlere inanırdı.
işte bu truva seferine çıkmadan evvel tanrıça artemis'i çok kızdırmış, artemis'de buna istinaden yunan donanmasını truva'ya götürecek rüzgarı keserek agamemnon'u sefere çıkmaktan alıkoymuştu.
işte bu yüzden agamemnon sırf bu sefere çıkabilmek için kızı iphigenia'yı kurban etmeye kalkışmış, ama iyi kalpli tanrıça artemis buna müsade etmemişti.
(bkz: agamemnon un kızı iphigeneia yı kurban etmesi)

işte böyle bir adamdı agamemnon.
ama akhilleus ise tam tersiydi.
tanrılara atara atar, gidere gider yapardı, saygı göstermezdi.
zaten truva savaşında karaya adım atar atmaz myrmidonları ile birlikte ilk iş olarak apollon tapınağı'nı yağmalamış, buradaki altın gümüş ne varsa toplayıp kendi kampına getirmişti.
akhilleus'un bu tapınak yağmasından elde ettiği ganimetler içinde bir de kadın vardı.

truva kralı priamos'un yeğeni apollon rahibesi briseis...

akhilleus'un bu yaptığına agamemnon ve diğer komutanlar çok tepki gösterdiler.
"tapınak yağmalamak nedir amk, tanrılar götümüzü keser" diyerekten ona ultimatom verdiler.
akhilleus'da "çok da fifi, alın bensiz savaşın amk madem" diyerek alayına gider yaptı.

o günden sonra otağına çekildi ve rahibe briseis ile pompiş yapmaya başladı.

ama akhilleus'un rahibe briseis ile bu yakınlaşması birini rahatsız ediyordu.
kimi?
tabi ki patroklos'u...

kuvvetle muhtemel kurnaz odysseus, bu patroklos'a gaz verdi ve bir sabah akhilleus ile briseis çadırlarında pompiş keyfisi yaparlarken patroklos, emmioğlu akhilleus'un zırhlarını, miğferini ve kılıcını kuşanarak ve myrmidonların başına geçerek savaşa katıldı.
dediğimiz gibi sadece cinsel anlamda değil, karakter olarak da ibne bir adam patroklos.

neden öyle diyoruz?
bu patroklos, truva orduları başkomutanı prens hektor'un silah arkadaşı olan bir başka anadolu yiğidi likya'lı sarpedon'u arkadan saldırarak şehit etmiştir.
(bkz: sarpedon/#37812132)

tabi sarpedon'un intikamı da hektor tarafından alınmış, yeke yek bir cenkte hektor bu patroklos ibinesini chiron'un kayığına bindirerek hades'in yanına postalamıştır...

işte yukarıda da bahsettiğimiz gibi bu patroklos'un hektor tarafından öldürülmesi, truva savaşı'nın dönüm noktası olmuştur.
o ana kadar sadece tapınak yağmalayan ve briseis ile pompiş yapan akhilleus, patroklos'un ölümü üzerine savaşa dahil olmuş, hera-athena-hephaistos üçlüsünün yardımıyla hektor'u şehit etmiş ve savaşın kaderi değişmiştir.

önce sarpedon, sonra hektor'u kaybeden truva günden güne zayıflıyordu.
yunanlar inisiyatifi iyice ele geçirmişlerdi.
ama anadolu halkı vefakardı, cefakardı.
varıyla yoğuyla truva'ya yardıma koşuyordu.

karyalılar cenk ediyor, likyalılar kahramanca dövüşüyorlar, edremit-havran ahalisi kilikyalılar da truva'ya erzak sağlıyordu...
ama truva yine zordaydı...

ve o geldi...
bu hikayenin gerçek kahramanı penthesileia...

penthesileia, amazonların kraliçesiydi...
yanında 12 amazon kadın komutanı ve ordusu ile truva önlerine geldi ve yunan ordularına ağır darbe indirdi.

truva rahatlamıştı.
agamemnon şaşkındı. anadolu'nun kadını, anadolu'yu savunuyordu.

binlerce yıl sonra da aynı şey olacak, emperyalistlere karşı kara fatma'lar, gördesli makbule'ler, tayyar rahime'ler, şerife bacı'lar, halime onbaşı'lar anadolu'yu kahramanca savunacaklardı...

neyse...

hiç şüphesiz ki penthesileia sıradan biri değildi.
o amazon kraliçesi otrera'nın kızıydı.
babası kimdi peki penthesileia'nın?
savaş tanrısı ares...

truva'nın eli baya güçlenmişti bu sayede.

yine bir meydan muharebesinde penthesileia akhalar'ı bozguna uğratır, yunanlar kaçar.
yunan ordusunda kaçmayan bir kişi vardır.
akhilleus...

akhilleus artık sonunun geldiğini anlar.
"yeter bu amk savaşı, öleceksek ölelim burada" diyerekten penthesileia'ya taarruz eder.
penthesileia ise elindeki yayı bırakıp yeke yek çarpışmak için atından ineceği esnada akhilleus bunu fırsat bilerek ona mızrağını fırlatır.
akhilleus'un fırlattığı mızrak ile göğsünden vurulan penthesileia kanlar içinde yere düşer...

akhilleus karşısındaki savaşçının hektor ayarında bir kahraman olduğunu ve teke tek dövüşmek istediğini anlar ve yaptığının delikanlılığa sığmadığını, ayıp ettiğini anlar.
"acaba ben hangi kahraman savaşçıya kahpelik ettim" diyerek penthesileia'nın yanına gider, miğferini çıkarır...

o miğferin altında tanrıçaları kıskandıran güzellikteki amazon kraliçesi penthesileia'yı görür.
o anlar penthesileia'nın son anlarıdır.
akhilleus o an penthesileia'ya aşık olur, lakin aşık olduğu kadını kendi elleri ile öldürmüş ve kollarında canını teslim etmesini acı içinde izlemiştir...

işte bu aşk belki de dünyanın en kısa süren aşkıdır.

penthesileia yaşasaydı, akhilleus ile karşılaşsaydı birbirleri ile biraz muhabbet etselerdi, akhilleus onu açık oylasa, penthesileia'da diğerini favlasa aralarında bir aşk olur muydu?
kim bilir?

ama bu çok kısa ve tek taraflı aşk binlerce yıl dillere pelesenk oldu...

dünya üzerinde akhilleus'un penthesileia'ya aşkını betimleyen en nadide eser bana göre afrodisias antik kentinde bulunan afrodisias müzesi'ndeki sevgi gönül salonunda bulunan şu fresktir;
görsel

ben bakmaya doyamadım, dakikalarca baktım akhilleus'un pişmanlığına, penthesileia'nın çaresiz ve masum son anlarına...

1.5 sene sonra gelen ekler;
(bkz: penthesileia/#43237765)
(bkz: amazonlar/#43238474)
görsel

Akhilleus ve Penthesilea’yı betimleyen siyah figürlü amfora. Atina’da üretilmiş, italya Vulci’de bulunmuştur. British Müzesi'nde sergileniyor.

Yaklaşık MÖ 540-530 yıllarına kadar uzanan bu muazzam amfora, ünlü antik Yunan çömlekçi ve ressamı Exekias’a atfediliyor. Burada tasvir edilen sahne, ünlü Yunan kahramanı Akhilleus’un, Amazon kraliçesi Penthesilea'yı öldürdüğü ve aynı anda ona olan sevgisini fark ettiği, Truva Savaşı'ndaki tragedya ve pathoslardan biri.

https://www.facebook.com/...9/posts/3010280159010030/