bugün

türkiye'nin gelmiş geçmiş en iyi partisi olan ak partinin bazı sıgırlar tarafından görülmek istenmeyen icraatlarıdır.
--
Dört Yılda 6 BiN 616 KM. Duble Yol Ve Otoyol Rakamına Ulaşıldı.

iŞTE DUBLE YOLLAR…

AK PARTi iktidarıyla kalkınma hamlesinin zirvesine çıkan Türkiye, daha modern, daha çağdaş ve daha güvenli yollara da bu dönemde ulaştı. 4 yıllık süreçte bölünmüş yol yapım çalışmalarında farkını ortaya koyan AK PARTi iktidarı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın özel ilgi ve yoğun gayretleriyle bu projede de başarıya ulaştı.

CUMHURiYET TARiHiNiN

REKORU

2003 yılına kadar toplam yapılan bölünmüş yol, otoyollar dahil 6 bin 101 km. iken, sadece son üç yılda hizmete giren bölünmüş yol 6 bin 616 km. oldu. Yani Cumhuriyet tarihinde yapılandan daha fazlasını AK iktidar gerçekleştirdi. 5.6 milyar YTL’ye mal olan yollar, taşıt işletme giderleri, seyahat süresi, trafik kaza azalmaları baz alındığında ülke ekonomisine yıllık 555 milyon YTL katkı sağlıyor.

20 BiN METRE TÜNEL

636 ADET KÖPRÜ

AK PARTi iktidarında 20 bin metreden fazla tünel inşa edildi. 76 km. uzunluğunda 63 tünelde yapım çalışmaları da sürüyor. 49 km. uzunluğundaki 46 adet tünelin proje çalışmaları devam ediyor. Devlet ve il yolları üzerinde 2003 yılı öncesi 332 bin 444 m. uzunluğunda 6 bin 392 adet köprü varken, bugün bu rakam 7 bin 28 köprü ve 371 bin 197 m. rakamına ulaştı. Bu dönemde 28 adet tarihi köprünün de restorasyonu yapıldı.

YOLLAR, TÜNELLER, ViYADÜKLER…

Karadeniz Sahil Yolu

- Uzunluğu 542 km. olan yolun bölünmüş yol standardındaki 460 km.si trafiğe açıldı.

-Maliyeti 4.3 milyar YTL oldu.

- Bolaman-Perşembe arasını 15 km. kısaltan Nefise Akçelik Tüneli 3 bin 825 m. ile Türkiye’nin en uzun tüneli özelliğinde.

- 12 adet 10 bin 396 m. uzunluğunda çift tüp tünel, 8 adet bin 332 m. uzunluğunda tek tüp tünel, 148 adet 15 bin 762 m. uzunluğunda köprü ve 46 adet 7 bin 505 m. uzunluğunda köprülü kavşak yapıldı.

Göcek Tüneli

- Göcek Tüneli, yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilen ilk tünel.

- Uzunluğu 960 m.

- Tünelin açılmasıyla geçiş süresi 25 dakikadan 45 saniyeye düştü.

- Dalaman Havalimanı’ndan turizm beldelerine karayolu ile güvenli, konforlu ve kısa sürede ulaşım sağlandı.

- Yat turizminde önemli yeri olan Göcek beldesi ve çevresindeki önemli turizm merkezlerinin trafiğinde rahatlama sağlandı.

Bolu Dağı Tünelli Geçişi

- Türkiye’nin en uzun otoyolu.
Türkiye ekonomisindeki istikrarlı büyümenin de etkisiyle azalma trendine giren işsizlik, Haziran ayında yüzde 8.8’e geriledi.

Türkiye ekonomisinde AK PARTi iktidarıyla başlayan atılım süreci hız kesmeden devam ediyor. Makroekonomik göstergelerde kaydedilen tarihi iyileşmeler, mikro düzeyde de hissedilmeye başladı.

istihdamda yeni bir dönem

2000 ve 2001 yılı krizlerinde, yüz binlerce kişi işini kaybetmiş, bunun yanında bir çok sanayici ve işadamı da istihdamda daralma yolunu seçmişti. AK PARTi iktidarıyla başlayan güven ve istikrar ortamında ise bir müddet istihdam artışı sınırlı kalmış, daha çok verimlilik artışına dayalı üretim gerçekleşmişti.

Ancak büyümenin sürdürülebilir şekilde devam etmesi, güven ve istikrar ortamının pekişmesi, özellikle Kapasite Kullanım Oranları ve ihracattaki artış, verimlilikten istihdam artışına geçişi zorunlu kıldı. Böylece işsizlikte bir süredir çok cüzi miktarda oluşan azalış, 2006 yılının ikinci çeyreğiyle birlikte ivme kazanmış oldu.

işsizlik oranı azalmaya devam ediyor

Türkiye ekonomisindeki istikrarlı büyümenin istihdama yansımasıyla birlikte 2006 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 8.8’e kadar gerileyen işsizlik oranı, Türkiye istitastik Kurumu (TÜiK) tarafından açıklanan Haziran ayı verilerinde de düşüş kaydetti.

TÜiK’in verilerine göre 2005 yılının Haziran döneminde yüzde 9.1 olan işsizlik, 2006 yılının aynı döneminde yüzde 8.8’e geriledi. Bu dönemde işgücüne katılım oranı ise yüzde 49.3

olarak gerçekleşti.

Bu yılın Haziran döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 142 bin kişi artarak 23 milyon 200 bin kişiye ulaştı. Tarım sektöründe çalışan sayısı 715 bin kişi azaldı, buna karşın tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 857 bin kişi arttı. istihdam edilenlerin yüzde 29.2’si tarım, yüzde 18.8’i sanayi, yüzde 6.1’i inşaat, yüzde 45.9’u ise hizmetler sektöründe bulunuyor. Önceki yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında, tarım sektöründeki istihdamın 3.3 puan azaldığı, buna karşılık hizmetler sektörü istihdamının ise 2.5 puan arttığı görülüyor.
4 Yılda 220 Bin Yeni Öğretmen
--
Kamuda yeni kadroların yüzde 50’si eğitime ayrıldı.

Bütçeden en büyük payı eğitim aldı.

23 bin sözleşmeli öğretmene 12 ay maaş hakkı sağlandı.

Ek ders ücretleri 1998’den bu yana ilk kez arttı.

80 YTL seyyanen artışla 2006 maaş artışı yüzde 20’yi aştı.

Öğretmen Lisesi mezunlarına karşılıksız burs imkanı verildi.

Elektronik ortamda yapılan atamalarla şeffaflık sağlandı.

AK PARTi iktidarı “önce eğitim” diyor, Türkiye’nin eğitimli geleceğine hizmet etmeyi sürdürüyor. “Oku, düşün, uygula, neticelendir” sözüyle öğrencilere teoride ve pratikte sonuca odaklanmayı öğütleyen AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan eğitimde iyi yetişmiş nesiller hedefiyle çabasını sürdürüyor.

Kamu kadrolarının yüzde 50’si eğitime

Bu önemin en belirgin göstergeleri bütçeden alınan pay ile ilk kez ataması yapılacak kamu personelinden eğitime düşen miktar. Milli Eğitim son 4 yıldır kamuya tahsis edilen kadroların yüzde 50’sini tek başına kullanıyor.

Bütçeden en büyük pay eğitime

ilk kez AK PARTi iktidarında bütçeden en büyük payı alan Milli Eğitim Bakanlığı, bu sayede son 4 yılda 210 bin yeni öğretmene istihdam imkanı sağladı. ilk kez işbaşı yapan 210 bin öğretmen yeni eğitim-öğretim yılının başında Türk Milli Eğitimi’ne güç kattı.

23 bin sözleşmeliye 12 ay maaş

Yeni atanan öğretmenlerin yanında sözleşmeli olarak çalışan ve yaz aylarında maaş alamayan öğretmenler de ilk kez bu dönemde moral kazandı, geleceğe güvenle baktı. Hükümet, 4-c kapsamındaki sözleşmeli öğretmenleri 4-b kapsamına geçirerek yılın 12 ayında maaş almalarını sağladı. Bu haktan yararlanan öğretmen sayısı 23 bine ulaştı.

Ek ders ücretine 1998’den bu yana ilk artış

Sözleşmeli öğretmenlerin doğal haklarını AK PARTi iktidarı tanıdı ve gereğini yaptı. 1998 yılından bu yana hiçbir siyasi iktidarın artış sağlamadığı ek ders ücretlerine de yine AK PARTi iktidarı artış sağladı. 1998 yılından bu yana 3,5 YTL olan ek ders ücretleri yüzde 43 oranında artırılarak 5 YTL’ye çıkarıldı.

Öğretmenlere seyyanen maaş artışı

Tüm öğretmenlere 2006 yılında 80 YTL tutarında ilave maaş artışı sağlandı. Seyyanen yapılan bu artışla birlikte öğretmenlerin alım gücü bir miktar daha arttı. Memur maaş artışı ile birlikte öğretmenlerin maaşındaki artış oranı 2006 yılı için yüzde 20’ye ulaştı.

Öğretmene toplu konut

Ankara’da 2700 öğretmen için geçmişte örneği olmayan bir imkan sağlandı. TOKi ile birlikte 2700 öğretmene uygun koşullarda ev sahibi olma imkanı sağlandı. Uygulamanın yaygınlaştırılması için diğer illerde de arsa arayışları sürüyor.

Öğretmen Lisesi mezunlarına karşılıksız burs

Öğretmenlik mesleğini sevdirmek ve özendirmek amacıyla destekleyici uygulamalar başladı. Anadolu Öğretmen Lisesi mezunlarına üniversitede öğretmenlik mesleğini tercih etmeleri halinde karşılıksız burs imkanı sağlandı.

Öğretmenlik kariyer mesleği

Eğitimde kurumsallaşma ve insan kaynaklarının yönetimi ağırlık kazandı. Öğretmenlik bir kariyer mesleği olarak ele alındı. Bu proje ile hem öğretmenin birikimi hem de eğitimin kalitesi artacak.

Atamalarda adalet sağlandı

Öğretmenlerin il içi, il dışı, açıktan, naklen ve ilk atama işlemleri elektronik ortamda ve şeffaf bir şekilde yapılıyor. 800 bin öğretmenin bütün işlemleri elektronik ortama taşındı. AK PARTi iktidarının adaletli uygulamasıyla bu alanda ilk kez adam kayırmaların önüne geçildi.
2005 yılında Türkiye yeni bir ekonomik rekora daha imza attı. Türkiye’nin toplam kamu net borç stoku, Cumhuriyet tarihimizde ilk kez, bir önceki yıla göre gerileme gösterdi. 2001 yılında yüzde 90.5 olan Kamu Net Borç Stoku’nun GSMH’ya oranı ise yüzde 55.8’e geriledi.

Türkiye’nin kamu net borç stoku 2005 yılında bir önceki yıla göre azalarak Cumhuriyet tarihinde bir ilke imzasını attı. 2004 yılında nominal bazda 272 milyar 235 milyon YTL olan Toplam Kamu Net Borç Stoku, 2005 yılında 271 milyar 485 milyon YTL’ye geriledi.

Aynı dönemde Kamu Net Borç Stoku’nun Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranı da 2004 yılındaki yüzde 63.5 oranından yüzde 55.8’e geriledi. 2001 yılında bu oran yüzde 90.5 olarak gerçekleşmişti.

Türkiye, yüzde 55.8 oranındaki bu oranla, Maastricht kriterine çok yaklaşmış oldu. 2005 yılında bütçe açıklarında Maastricht kriterini yakalayan Türkiye, 2006 yılında da Kamu Net Borç Stoku’nun GSMH’ya oranında ikinci Maastricht kriterini yakalamayı hedefliyor. Türkiye, AB’ye üye olmak için Maastricht kriterlerini karşılamak zorunda değil. Maastricht kriterleri, AB ülkeleri için para birliği kriteri anlamına geliyor.

Yüzde 62.7’den yüzde 16.3’e

Kamu Kesimi Borçlanma Gereği’nin GSMH’ya oranı da önemli ölçüde düşerek yüzde 0.9’a geriledi. Bu oran, 1993-2002 yılları arasında ortalama yüzde 10.3 olarak gerçekleşmişti.

Türkiye’nin borçlanma maliyeti de AK PARTi iktidarı döneminde büyük gerileme gösterdi. 2002 yılında ortalama yüzde 62.7 olan yıllık bileşik faiz, 2003 yılında yüzde 46’ya, 2004 yılında yüzde 24.7’ye ve 2005 yılında da yüzde 16.3’e geriledi.

Borçlanma vadeleri yükseldi

Borçlanma vadelerinde de Türkiye daha önce görülmemiş gelişmeler kaydetti. 2002 yılında Türkiye yıllık ortalama sadece 9 ay vadeyle iç borçlanma yapabilirken, 2005 yılında vade süresi 32.9 aya yükseldi. Eurobond ihraçlarında da 2002 yılında vade süresi dolar için 7 ay, euro için 5 aydı. Bu süre de 2005 yılında dolar için 30.2, euro için 10 aya yükseldi.

Borçlanmaya ilişkin bir başka sevindirici gelişme de toplam faiz harcamalarında görüldü. 2002 yılında Türkiye’nin toplam faiz harcamaları 51.9 milyar YTL iken, bu miktar 2005 yılında 45.7 milyar YTL’ye geriledi. Toplam faiz harcamalarının GSMH’ya oranı ise 2002’deki yüzde 18.9 oranından 2005 yılında yüzde 8.6 oranına geriledi.

TÜRKiYE’NiN BORÇLARI SIFIRA iNECEK Mi?

Türkiye’nin borçları, konuyu istismar etmek isteyen bazı çevreler tarafından sık sık dile getirilerek olumsuz bir tablo halinde sunulmaktadır.

Borçlanma, dünyanın hemen her ülkesi için doğal bir finansman yöntemidir. Her ülke finansman sağlamak için borç alır ya da verir.

Önemli olan borçların miktarı değil, Gayri Safi Milli Hasıla’ya oranı, faiz miktarı ve vade süresidir.

Dünyanın en gelişmiş ekonomileri borçlanmayı doğal bir finansman yöntemi olarak kullanmaktadırlar. Örneğin 2004 yılında italya’nın net borç stokunun GSYiH’ya oranı yüzde 103; Japonya’da yüzde 82.1, Almanya’da yüzde 59.9, ABD’de yüzde 44.9’dur.

Bu ülkelerin net borç stokları Türkiye’nin toplam Kamu Net Borç Stoku’nun kat kat üstündedir.

Ancak bu ülkeler piyasalardan düşük faizle ve uzun vadelerle borçlanabildikleri için borç stokunun fazlalığı risk teşkil etmemektedir.

Türkiye borç yapısında son üç yılda gerçekleştirdiği büyük değişimle bu riskleri geride bırakmıştır. Bugün Türkiye, uluslararası piyasalardan düşük faizle, uzun vadelerle borçlanabilmektedir. Yani borçların sürdürülebilirliği ve borç çevirme riski Türkiye için oldukça azalmıştır.

Geçmiş dönemlerde memurların maaşlarını ödemek için borç bulamayan, yüzde 6 bin, 7 bin faiz ödemek zorunda kalan Türkiye, bugün ortalama yüzde 16.3 faiz oranıyla borçlanabilmekte ve hem faiz oranını aşağılara çekmekte, hem de vade süresini her yıl uzatmaktadır.

- istanbul-Ankara arası 3.5 saate, 30 dakikada alınan yol, 4 dakikaya düştü.

- Geçiş uzunluğu 35 kilometreden 26 kilometreye indi.

- Karda, siste mahsur kalan araç görüntüleri artık tarihe karışıyor.

- Üçer şeritli, çift yönlü otoyolun getireceği konfor sayesinde can ve mal kaybı asgariye düştü. Ayrıca yakıt, lastik, taşıt işletim giderleri ve zaman kaybı azalarak ülke ekonomisine katkı sağlandı.

Muasır medeniyete en büyük adım...

Temel eğitimin niteliğinin artırılması ve Türk eğitim sisteminin dünya standartlarını yakalaması amacıyla bilişim teknolojilerine ağırlık veren AK PARTi iktidarı, son üç yıl içinde 18 bin 802 okula Bilişim Teknolojisi sınıfı kurdu, 21 bin 591 okulu ise ADSL sistemi ile internete bağladı. Üç yılda okullarımıza 406 bin bilgisayar kazandırıldı.

Eğitime büyük önem veren ve üç yıldır bütçeden en büyük payı Milli Eğitime ayıran AK PARTi iktidarı, temel eğitimin niteliğinin artırılması ve öğrencilerin bilişim teknolojilerini en iyi şekilde kullanması için başlattığı çalışmaları da tüm hızıyla sürdürüyor.

18 bin okula bilişim teknolojisi sınıfı

Okulları teknolojik gelişmelere uyumlu hale getirmek amacıyla başlatılan çalışmaların sonucunda, son üç yıl içinde 18 bin 802 okula Bilişim Teknolojisi Sınıfı kuruldu.

Bilişim Teknolojisi Sınıflarının kurulmasına en büyük destek Bilgisayarlı Eğitime Destek Kampanyası ile sağlandı. 5 Haziran 2005 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen kampanya kısa sürede çığ gibi büyüdü ve hayırsever vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördü. Söz konusu kampanya ile bugüne kadar 5 bin 916 Bilişim Teknolojisi Sınıfı oluşturuldu.

Temel Eğitime Destek Projesi kapsamında ise bugüne kadar 2 bin 802 Bilişim Teknolojisi Sınıfı kuruldu. Türkiye Tekstil işverenleri Sendikası da 1000 Bilişim Teknolojisi Sınıfı kurmak suretiyle eğitime önemli bir katkı yaptı. Bu yıl sonuna kadar 4 bin 2 adedi Temel Eğitime Destek Projesi, 1000 adeti Bilgisayarlı Eğitime Destek Kampanyası ve 1400 adedi de Türkiye Tekstil işverenleri Sendikası tarafından olmak üzere toplam 7 bin 902 Bilişim Teknolojisi Sınıfı daha hizmete girecek.

Okullarımıza 406 bin bilgisayar

2003-2005 yılları arasında okullara 86 bin bilgisayar gönderen AK PARTi iktidarı, 2005 yılında başlattığı Bilgisayarlı Eğitime Destek Kampanyası ile bu sayıya 320 bin bilgisayar daha ekledi.

21 bin okula ADSL

AK PARTi iktidarının öğrencilerin bilişim teknolojilerinden yararlanması için hayata geçirdiği çalışmalardan birisi de okulların ADSL sistemi ile internete bağlanması. Bu kapsamda 2003 yılında 1.742, 2004 yılında 12 bin 14, 2005 yılında ise 7 bin 835 eğitim kurumu ADSL sistemi ile internete bağlandı. Bu yıl yapılan çalışmalarla birlikte üç yıl içinde ADSL sistemi ile internete kavuşan okul sayısı 21 bin 591’e ulaştı. 2006 yılı sonuna kadar ise 17 bin 502 okula daha internet bağlanması planlanıyor. Bu yöndeki çalışmaların tamamlanmasının ardından okulların yüzde 90’ı internete bağlanmış olacak.

tüm bunlar ak paritinin görmezden gelinen ak icraatlarıdırr.

alıntıdır.
(bkz: copy paste yapamamak)*
yapması gerekenlerin ''icraat'' adı altında yutturulması saçmalığıdır.

ulan tabii yol yapacak, internet verecek. yok yapmasalardı. görevi bu.

diğerlerine gelince çoğu kendi yandaşlarını zengin etme amaçlı çalışmalardır. halkın yararına 1 icraatı yoktur akp'nin. ülkeye geri devrim getirmek için yeşil sermayeye katkı yaparlar bol bol.
ekmekten %10 vergi, elmastan 0 vergi..
en önemlisi ve anlamlısı bu olup kimin partisi olduğu hakkında fikir verir.

edit : 2002 den beri iktidar olan bir parti yukarıda yazılan herşeyi yapar. Öyle böyle değil 9 yıl olmuş, türkiyede parti olmasa bile bunlar kendi dinamiği ile olacak şeyler..
(bkz: ülkeyi satmak)
yapması gerekenlerin ''icraat'' adı altında yutturulması saçmalığıdır.

ulan tabii yol yapacak, internet verecek. yok yapmasalardı. görevi bu. akp den önceki iktidarların da görevi olduğu gibi.

tabi akp den öncekilerin neden bu görevleri yerine getirmediği ayrı bir tartışma konusu.
‎"bir soğan soyuluyor yaşarıyor gözler, bir devlet soyuluyor aldırmıyor öküzler!"
talip olduğu görevleri yapmak başarı değildir. bunlar yapılması gerekenlerdi yapıldı ancak soru tüm bunların yapılması için gerekli kaynaklar nereden sağlandı? özelleştirmeler... dış borç için verilen tavizler... bunları yaparken başımız ağrımasın diye kan üzerine yapılan pazarlıklar...vee okyanus ötesi emirler... göremedikleriniz bunlar... aslında hepimizden iyi görüyorsunuz ama...
içeriklerini değiştirdikleri kitapları ücretsiz olarak dağıtmak icraat değil propagandadır. her ilde üç dört derme çatma binanın girişine "üniversite" yazarak yazarak öğretim kadrosu bile olmadan üniversite yaptım derseniz harçları düşük tutarsınız öğrencileri velileri kandırabilmek için. buraya kadar herşey tamam herşeyi yazabilirsiniz, ancak "mal insanlar" diye hitap etmeniz için ağzınızla kuş tutmanız yetmez haddinizi bilin, bildirmek zorunda bırakmayın...
bir gecede diyanet işçilerine %250 e varan zam yapması.
kpss' de yaptıkları icraat var ki akıllara zarar. hiçbir hükümette görmedik böylesini. iki oturumda da kopya çektirilip biri iptal edilir bu birinci icraat. daha sonra iptal edilmeyen sınavla devlet kurumlarına alımlarda referans olunur bu da ikinci icraat. üçüncü icraat yol kisvesi altında karadenizimin güzel sahillerini kayalarla doldurmaktır ki muhteşem olmuştur. dağlar delinip denizler doldurulmuştur. karadenize ulaşamıyoruz. * şeffaflaştırılan öğretmen atamaları da o kadar şeffaf olmuştur ki okyanus ötesinden bile görülmektedir bu da dördüncü icraattir. *
biri icraat mi dedi, evet görmezden geliyoruz bu icraatları.
capy past ile düşüncesini savunan birinin değilde, kendi düşüncelerini yazan birinin yorumları olsaydı okumaya değerdi.

(bkz: düşünceyi copy past ile savunmak)
(bkz: kendi düşüncen yok mu bilader)
hayvancılık ve tarım gibi gereksiz şeyleri bitirmek.
(bkz: angus)
(bkz: başkasının ensesine bakarak)
(bkz: yürüyen insanların beyne ihtiyacı yoktur)
(bkz: omur ilik onlara yeterli olur)

(bkz: albert einstein)
recep ülkeyi satıp yollarını sağlamlaştırıyor. kaçması kolay olsun...
rakı 35 tl bira 3 tl.
benzin 4 tl et 35 tl
elektirk kwh 25 kuruş
ssk maaşı 500 tl.
70 senedir yapılması gerekenleri yapmayanların, icraat diyemedikleri icraattır. bu yapılanları, iktidarın görevi, sorumluluğu olarak gören bir toplum oluşmasına sebep olması bile bir başarıdır. şimdiye kadar hiçbir şey yapmayan hükümetlere karşı sesini çıkarmayan halkı düşünürsek, girileri okuduğumda, akp döneminde birey ve toplum olma yolunda ilerlediğimizi söyleyebilirim.
http://lh6.ggpht.com/cizg...4QvysToas/%5BUNSET%5D.jpg
akp'nin asıl görmezden gelinen icraatları akp nin 5 yılda sattıklarıdır.

akp'yi desteklemesem de yukarıdaki icraatları yaptığı için taktir ediyorum. e bu kadarını yapmasaydı zaten bu kadar sene başta olamazdı. asıl yapması gereken şeyleri tam tersine yapıp, vatanı satıp, türk kimliğin silip yukarıdaki icraatları yapmasının bana pek bir faydası yok.
ülkemi hiç olmadığı kadar uçlara taşıma başarısıda adı geçen partiye aittir. radikaller ne kadar olağan görünüyor ekranlarda değil mi??? evet... böyle gider mi? hayır... tehlikenin farkındayız merak etmeyin siz.. yada merak edin olacakları...
hergün bir yenisi eklenen icraatlardır.
efendim, şu hükümete şeriat getirecekler, amerikanın adamları, kürdistanı kurcaklar, büyük israili kurcaklar vb. sebeplerden düşman olanları anlıyorum. kaptırmışlardır kendilerini garip dünyalara, sabahtan akşama kadar soner yalçın, banu avar gibi isimlerle beyinlerini yoğuruyorlardır akabinde böyle düşüncelere kapılmışlardır. gerçekten böyle düşünüyorlarsa söylenebilcek hiç bir şey yok zaten. yapılan çalışmalardan bahsetmenin gereği yok.
ancak; yok işsizlik, yok maaşlar hiç bir şeye yetmiyor, devlet çalışmıyor vb. sebeplerden ötürü hükümet aleyhtarı bir çizgi izleyenleri anlayamıyorum. çünkü bu sefer mevzu bahis olan somut şeyler. diğer arkadaşa asla anlatamazsın büyük israilin falan kurulmayacağını ancak bu konular ortada. her şey kağıt üzerinde. bu güne kadar cumhuriyet tarihinde yapılanlar, son sekiz yılda yapılanlar.
açıp okuduktan sonra çalışmaları eleştirmek imkansızdır.
(bkz: hekim seçme uygulaması)
(bkz: ctrl+c)
(bkz: ctrl+v)
diplomatik başarı akabınde gelen dış ticareti icraatları.
yazılanları yapmasa 8 yıl içinde garip olurdu.

bütün milli değerlerin satılması.
akarsulara kadar herşeyin ranta dönüşmesi.
terör'ün hortlaması.
telefon dinleme takıntısı.
dinin d sini bilmeyenlerin, sırf akp yakın olabilmek için ben dindarım demesi.
kendine bağlı medya yaratması.

vs vs vs yaptığı iyi şeylerde vardır, kötü şeylerde, teraziye koyarsanız kişiye göre değişecektir,
bazı konularda gerçekten başarılıdır bazı konularda ise yozlaşmıştır başarısızdır.
mutlak güç adaleti götürür bencillik getirir.
akp eğer bir başka partiyle beraber hükümet olsaydı, bugün bu ülke gerçekten ilerleyebilirdi.

yiğidi öldür hakkını yeme
ekonomik politikalarının bazıları gerçekten ilericidir.
yaptığı yollar kullanışlıdır, belediye hizmetlerinde bütün partileri geçer.
eğitimde yardımları, çocuklara kitap alma derdini ortadan kaldırması mantıklıdır.
vs vs vs daha sayacak iyi politikaları vardır.

lakin
dış politikada başarısızdır.
emeklilerin haklarını kısıtlayarak onları üzmüştür.
çalışanlara sgk yeni yasa tasarısıyla büyük kazık atmıştır.
patron sevgisi vardır.
vs vs vs daha sayacak kötü politikalarıda vardır.

zaman gösterecek, iyimi kötümü 25 yıl sonra anlayacağız bekleyelim görelim.