bugün

türkiye'nin bu aralar yaşadığı durum. deniz baykal ın nadiren yaptığı doğru tespitlerden biri.
aynen güneş tutulması gibi kısa sürer. bu durumu yaşayan insanın mantık süzgeci çalışmaz olur. dolayısıyla söyledikleri ve yaptıklarıyla çevresindekileri şaşırtırlar.
aşık olduğunda sık yaşanılır.
beynin sürekli "error" vermesi. içinde olduğum durum..
bulaşık makinasına deterjan ekleyip, o deterjanı daha sonra buzdolabının içine yerleştirmektir mesela...
Bir anlık dejavu'ya benzer, sık gerçekleşmez.
kesinlikle,

(bkz: bilinç bulanıklığı)
beynin donmasi diyede tabir edilebilinir.
güzel ülkemde olanlar.
geçecek ama..
kafasını dinleyecek zaman bulsa
geçecek.
odaklanma ve derişim sorunu yaşayan insanlarda gözlemlenebilecek bir tür, zihinsel faaliyet yetersizliği olayıdır. tutulma esnasında, zihin olması gereken basit görevlerini dahi yerine getiremez..
"yağmurlu havada elde şemsiye olduğu halde deli gibi şemsiye arayışına girmek" akıl tutulmasına bir örnektir.
12 eylül 1980 darbesinden önce türkiye’de yaşanan süreci gazeteci kadir can’ın fotoğraflarıyla anlatan kitap.

(bkz: http://www.gunyuzuhaber.c...sinin-belgeleri-h605.html)

gazeteci-muhabir kadir can’ın objektifinden öğrenci ve işçi olayları, grevler, boykotlar, direnişler, yangınlar, kazalar, cinayetler, cenaze törenleri, soygunlar, silahlı çatışmalar, suikastlar ve siyasi parti liderlerinin seçim gezileriyle bir dönemin çarpıcı panoraması gözler önüne seriliyor.
(bkz: basiret bağlanması)
sağ gösterip sol vuracakmış gibi yapıp sağ vurmaktır.
işin içine siyaset ve inanç girdiği zaman yaşandığını müşahade ettiğim durumdur.

şöyle ki efenim;

bir akpartili kardeşimiz; hükumetin yaptığı işlerin tamamını doğru kabul ediyor ve inandığı insanların, partililerin kesinlikle yanlış yapmyacağını savunuyor aynı şekilde bir atatürkçü kardeşimiz, konu atatürk olunca ata'nın yaptığı bütün işlerin doğru olduğunu hiç bir yanlış kararının bulundmadığını söyleyebiliyor veya herhangi bir cemaate mensup olan bir insanın o cemaatin lideri ne yapmış olursa olsun onu haklı çıkaracak bir kılıfı muhakkak oluyor.

sözün özü kardeşlerin konu siyaset-inanç olunca insanların aklı tutuluyor, doğruyu göremez oluyorlar. diğer bir deyişle içinde bulundukları grubun yanlışlarını görüyorlar da akılları tutulduğundan seslerini çıkarmıyorlar.
ülke nüfusumuzun büyük bir kısmının içinde bulunduğu durum.
bir yerde ayakların baş, başların ayak olmasına sebeptir. sonucu genelde acıdır.
kalp ile mantık arasında kalmış olan akıl.
kalbin; akıl ile benlik (düşüncede olabilir) arasına girmesidir.
(bkz: aşk)
Türkiye cumhuriyeti halkının şu 10 yıldır, belki de daha fazladır yaşadığı olaydır.

En basitinden ; sorsan kimse akp ye oy vermiyor lakin akp yarı yarıya meclise giriyor.

En basitinden ; terör silahla çözülemez artık deniliyor lakin bir ülkede ki kargaşayı ( suriye ) silahlı girişimlerle düzen içine sokmaya çalışıyor.

En basitinden ; ülkemde daha gap bitmemiş iken, onca yardıma muhtaç köy ve biraz daha basite indirger isek vatandaş varken, trilyonları aşan yardımlar toplanıyor ve yersen bir ülkeye yardımda bulunuluyor. Ve ne ilginçtir ki bu yardım toplanma zamanı avrupanın krizle çalkalandığı döneme denk geliyor...

En basitinden ; pkk lıyım diyen cezai işleme tabi tutulmuyor ama türkiye sınırları içinde türk bayrağı açmak provakatörlük oluyor. Polis ise bu bayrakları suç aleti olarak el koyuyor.

En basitinden ; özel yetkili mahkemel kuruluyor, yani hükümet kendi yargısını oluşturuyor ama kimse bundan söz etmiyor.

En basitinden ; bu amerikanın ortadoğu hakkında ki planları belli iken, bunu artık 80 yaşımda ki dedem bile biliyor iken hala vatandaş bu patlamaların esad tarafından yapıldığına inanıyor.

En basitinden ; 35 bin kişinin katili bir anda barış elçisi olurken, ülkenin değerleri yerle bir oluyor.

En basitinden ; imralıda ki katilden, koskoca ama haysiyeti yerle bir olmuş türkiye nin başbakanı mektup bekliyor, bide utanmadan ona göre hareket edeceğiz açıklamasında bulunuyor, ayrıca halk ise bunu alkışlıyor.

Ejdadınızı sikiyim sizin...
Güneş ve ay tutulmalarının tarihi, saati, hatta süresi önceden hesaplanabilir ve fiziksel bir olaydır. Ancak akıl tutulması sosyal bir vaka olup her an yaşanabilir. Önlenmesi ve tedavisi çok zordur.
aklın, yönlendirilmek üzere başı boş bırakıldığında yaşanması muhtemel hal.

+akıl, kendi kaynağını ve amacını araştırmaya başladığında yer yer kendi zincirlerinden de kurtulması gereken süreçlere girebilir, bu durum akıl tutulmasından ziyade akıl sıçraması olarak tanımlanabilir.
Global dünyanın en büyük sorunu...

Öyleki karikatürlere bile konu. Belkide mizahla uğraşanların en zengin yılları. Tam yerindeyse ilahi komedyayı yaşıyoruz.

Prens çarsın oğlu olarak doğmak varken neden afrikada doğasın ki ? Oyuna brutal hard da başlamak gibi birşey. Dark souls u ölmeden bitirmek gibi birşey. Nesli tükenecek denilen penguenler kadar değerin yok.

He birde türkiye de yaşamak var ki o tam bir depresyon. Herşeyin similasyonu var ama kendisi yok. Demokrasi var bacaklari yok. Hukuk var gözleri kör. Ama sorsan var yani... belkide en kötüsüde bu. Yok dense olması için çaba sarf edersin. var dense korumak için çırpınırsın. Ama ne var ne yok olunca iNsanında kafası karışıyor haliyle.

Ama sadece türkiye değil bu durum.

Düşünsene ; allah diyen can alıyor, ateist dediğin bu olaya lanet okuyor. Kuran oku diyor, apdestmatiği gavur icat ediyor...
belli bir sebepten dolayı aklımızın tam elverişli çalışmamasıdır.
ülkemizin hayranlık uyandıran eğitim sisteminde olan durumdur. kim ne mezunu ne iş yapıyor. ders de adam ne görüyor, gördüğü ne nitelikte bir ders, önlisans alıyor dönemde 9-10 ders lisans alıyor 5-6 ders bu zaten ayrı bir daniska. esnaf kazansın diye açılan yaz okulları. bile bile yaz okuluna bırakılan öğrenciler. ben bu sistemi sistem diye önümüze sunanların suratına tüküreyim.