bugün

istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ni bitirdi (1923); liselerde, yüksek okullarda çeşitli dersler okuttu, istanbul Üniversitesi nde Yeni Türk Edebiyatı profesörlüğüne atandı (1939), Milletvekilliği (1942-1946), Milli Eğitim müfettişliği gibi görevlerden sonra tekrar, ölümüne kadar süren, Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü ndeki profesörlüğüne döndü (1949). Rumelihisarı Mezarlığı nda Yahya Kemal in başucuna gömülü.

ilk şiiri 1920 de yayımlanmıştı. Altmış kadar şiirinden oncak otuz yedisi ile, tek şiir kitabını ölümüne yakın çıkardı: Şiirler (1961; Bütün Şiirleri adıyla genişletilmiş olarak 1976). Şiirlerinde bir imaj ve müzik kaygısı taşıdığı, hikaye ve romanlarında da, başta zaten teması olmak üzere, psikolojik anları, bilinçaltını aradığı, yansıttığı görülür. (Geniş bilgi Prof. Mehmet Kaplan ın Tanpınar ın Şiir Dünyası;1964 kitabında).

Tanpınarın başlıca eserleri şöyledir. Hikaye kitapları: Abdullah Efendinin Rüyaları (1943), Yaz Yağmuru (1955), Hikayeler (1983). Romanları: Huzur (1949), Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1962), Sahnenin Dışındakiler (1973), Mahur Beste (1975), Aydaki Kadın (1987). Denemeleri: Beş Şehir (1946), Yahya Kemal (1961), Edebiyat Üzerine Makaleler (1969), Yaşadığım Gibi (1970). Monografi:XIX. Asır Türk Edebiyat Tarihi (1949). Ahmet Hamdi Tanpınar ın Mektuplarını da Zeynep Kerman derledi (1974; genişletilmiş ikinci basım, 1992).

Çeşitli baskıları olan eserleri Dergah Yayınları nda toplanmaktadır. Enis Batur, Ahmet Hamdi Tanpınar dan Seçmeler adlı bir kitap hazırladı (1992).
(bkz: beş şehir)
(bkz: saatleri ayarlama enstitüsü)
(bkz: mahur beste)
(bkz: huzur)
gibi kitapların yazarı olan ve türk edebiyatına çok yönlü bakış açısını getirmeyi başarmış yazar.
aşk

Aşk dediğin nedir ki
Tenden bedenden sıyrık
Çocukların içinde
Yaşadığı bir çığlık

Aşk dediğin nedir ki
Histen nefesten varlık
Umutsuzluk içinde
Karanlığa son ıslık
"şark oturup beklemenin yeridir, biraz beklemeyle her şey ayağınıza gelir" sözünün sahibi.

edebiyat derslerinin tek sayfalık okuma parçalarını yazmıştır sanki sadece, elli yıl öncesinin dilini anlamayan bir talihsiz öğrenci bir romanının özetini çıkarsın diye ya da. yıllarca göz ardı edilmiş, daha kötüsü birdenbire bir "trend" olarak yeniden keşfedilmiştir.

sanki türk edebiyatının en önemli ismi değildir tanpınar.
19.asır türk edebiyatı'nın yazarıdır. yazdığı bu kitap tanzimat sonra dönemin edebiyatını en iyi şekilde inceler. birçok üniversitenin türk dili edebiyatı bölümlerinde ders kitabı olarak okutulmaktadır. şair kişiliği yanında türkolog kişiliğinin de çok iyi olduğunu bu kitapla kanıtlamıştır üstad.
yahya kemal beyatlı'nın öğrencisidir, türk edebiyatı denildiğinde ilk akla gelen isimler arasında yer alır. romanlarıyla ünlüdür.
(bkz: leyla)
bursa'da zaman şiirinden ötürü bursa şairi olarak tanınır; ama istanbul aşığı şairdir.
ne içindeyim zamanın;
ne de büsbütün dışında.
yekpare geniş bir anın parçalanmış akışında.
bir garip rüya şekli ile uyumuş her şekil,
rüzgarda uçan tüy bile benim kadar hafif değil..
şeyh zamani efendiyi dünyaya duyuran, karışık değil "karmaşık" yazan, tek kişilik zaman adamı ve
düşünce adamı olduğunu şuradan anladığımız siyah kedili şahsiyet : karşıdan karşıya geçen, belinden aşağısı olmayan bir dilenciyi "...bu haliyle bir insandan daha çok, yarım kalmış bir düşünceye benziyordu."

ne icindeyim zamanin

ne icindeyim zamanin,
ne de busbutun dişinda;
yekpare geniş bir anin
parçalanmiş akişinda,

bir garip ruya rengiyle
uyumus gibi her şekil,
ruzgarda ucan tuy bile
benim kadar hafif degil.

başim sukutu oguten
ucsuz, bucaksiz degirmen;
icim muradima ermiş
abasiz, postsuz bir derviş;

koku bende bir sarmaşik
olmuş dunya sezmekteyim,
mavi, masmavi bir işik
ortasinda yuzmekteyim
çağdaşı birçok edebiyatçı gibi hayatını "bekar" olarak nihayetlendiren, deneme türünün üstadı.
Türk edebiyatının en usta kalemlerinden,
ayrıca Orhan Pamuk'un da en sevdiği yazarlardandır. Pamuk'un ulaşmaya çalıştığı fakat ulaşamayacağı mükemmel bir edebi dille eserler vermiş bir nevi Türk olmak ile gurur duyma nedeni. edebiyat denildiğinde adı ilk akla gelmesi gerekenlerden ulu insan ...
bence ahmet hamdi türk edebiyatının doruk noktasıdır. bir sözcük cambazı, insan sarrafı,son yüzyılda yaşamış en kültürlü türk aydınlarındandır. kitapları yoğun bir kültür birikiminin, incelikli ve duyarlı zekanın ve yaratıcılığının ürünleridir. kitaplarının popülerleşmemesinin ve diğer yazarlara nazaran daha az tanınmasının sebebi yazdıklarının zor anlaşılır ve sindirilir olmasıdır. ahmet hamdi tanpınar, sıradan okuyucuya hitap etmez, onun eserlerini bir nebze anlamak için onun içinde yüzdüğü mana denizlerinde yüzmek gerekir. orhan pamuk ahmet hamdi'den çok fazla etkilenmiştir ancak onun sadece yüzeysel bir taklidi olmaktan öteye gidememiştir. kısacası ahmet hamdi tanpınar toprağın derinliklerinde yatan bir elmas gibidir,incelenmesi ve güzelliği ve ihtişamı ile bizi büyülemesi için bizi bekler.
20.yy'ın gerçek aydınlarındandır. bugünkü gibi o dönemde de, sırf marksist çizgisinden dolayı pohpohlanan, göklere çıkarılan hainlerin vatanını sattığı bir ülkede o kalemiyle namuslu bir aydındı.
yazarımızın zamanla bir derdi vardır. eserlerinin çoğunda zaman yer alır. saatleri ayarlama enstitüsü, bursa'da zaman...
eserlerini okuyup hayran kalmak ile bayılmak arasındaki ince çizgide olduğum yazar.
romanları:

Huzur *
Saatleri Ayarlama Enstitüsü *
Sahnenin Dışındakiler*
Mahur Beste *
Aydaki Kadın *

denemeleri:

Beş Şehir *
Yahya Kemal *
Edebiyat Üzerine Makaleler *
Yaşadığım Gibi *

şiirlerinden örnekler:

bir gül bu karanlıklarda
annem için
her şey yerli yerinde
leyla
ne içindeyim zamanın
bursa da zaman
KARIŞAN SAATLER iÇiNDE
rıhtımda uyuyan gemi
"beyhude hatırlarız o hiç yaşanmamış günleri" sözleriyle şaşırtan zaman algısı gerçekten incelemeye değer yazar. kitapları her ne kadar "çift s ile okunacaklar listesi"nde olsa da üniversitede o kadar kasvetli değildir.
aynı zamanda çok sevdiğim halit ayarcı nın da babasıdır..
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın başyapıtı 'Huzur', 15 Ağustos'ta Amerika'da 'A Mind at Peace' adıyla yayımlanıyor. Archipelago Yayınevi tarafından yayımlanacak kitabın çevirmenliğini Erdağ Göknar üstleniyor. Internet kitap satış sitesi amazon'dan önsipariş listesine konulan kitap hakkında yine aynı sitede: ''Huzur, 1923'te kurulan yeni cumhuriyetle Osmanlı imparatorluğu'nun gelenekleri arasında sıkışmış bir ailenin hikâyesini konu alıyor. Ahmet Hamdi Tanpınar şiirsel bir dille bireysel kültürel değişimleri anlatıyor. Gelenek ve modern, Doğu ile Batı arasındaki dengeyi sorguluyor'' yorumuna yer verildi. Daha önce Amerika'da Tanpınar'ın 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü' adlı kitabı yayımlanmıştı.

edit: (bkz: tanpınar ve atay)
"kime dokunsam sensin
kimi çağırsa dudaklarım...
başımın tacı, canım efendim.
görünmez çığlıklarımı gören
eğilmez başımı öpensin.
sen bir deniz derinliğisin
uslanmak bilmez kederler ülkesi...
coşup yağan fırtına sessizliğim
kül kedisi yorgunluğunda kalbim
masalcı ninesini arıyor"
hakkında ne söylense az olan, cumhuriyet dönemi türk edebiyatının gelmiş geçmiş en üretken en bilgili en musikişinas yazarı,şairi ve edebiyat tarihçisi.

onun şiirsel üslubu ile bütünleşen derin edebi dehası türk edebiyatında çığır açmıştır.eselerinde görülen psikolojik tasvirlerde maddiyat ve maneviyat bir olmuştur.görünende görünmeyeni arayan tanpınar,bu derin bakış açısıyla yepyeni bir sanat alemi yaratmış bir yandan ferdiyetin öznelliğini taşırken diğer yandan toplum ve toplumun değer yargılarıyla ilerlemesini iyi bilen yazarlara örnek olmuştur.
marazi aşkları ve karakterleri kendi benliğinden birer parça gibi ondan ayrılmaz özelliklerdir.
23 Haziran 1901'de istanbul'da doğdu. 24 Ocak 1962'de istanbul'da yaşamını yitirdi. Kadı Hüseyin Fikri Efendi'nin oğlu. Baytar Mektebi'ni bırakarak girdiği Darülfünun-ı Osmani'nin (Bugünkü istanbul Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi'nden 1923'te mezun oldu. Erzurum, Konya ve Ankara'daki liselerde öğretmenlik yaptı. Gazi Terbiye Enstitüsü'nde (Gazi Eğitim Enstitüsü) edebiyat dersleri verdi. 1933'ten sonra istanbul'da Kadıköy Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisi'nde sanat tarihi ve estetik dersleri verdi. 1939'da istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yeni kurulan Türk Edebiyatı Kürsüsü profesörlüğüne getirildi. 1942 ara seçimlerinde CHP'den Maraş Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdi, üniversitedeki görevinden ayrıldı. 1946 seçimlerinde tekrar aday gösterilmeyince bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yaptı. Güzel Sanatlar Akademisi'nde tekrar derse girmeye başladı. 1949'da da istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'ne döndü. Adını ilk kez "Altın Kitap" dergisinde yayınlanan "Musul Akşamları" şiiriyle duyurdu. Dergah, Milli Mecmua, Hayat, Görüş, Ülkü, Varlık, Oluş, Kültür Haftası ve Aile dergilerinde şiirleri yayınlandı. Hece vezniyle yazdığı bu ilk şiirler, imge zenginliklikleri ve müzikal nitelikleriyle dikkat çeker. Edebiyat Fakültesi'nde öğrencisi olduğu Yahya Kemal Beyatlı'dan çok etkilendi. Ama ilk eserlerinde Yahya Kemal'den çok Ahmet Haşim izleri görülür.
önde gelen şiirleri;

BÜTÜN YAZ
RAKS
HER ŞEY YERLi YERiNDE
HATIRLAMA
NE iÇiNDEYiM ZAMANIN
YAĞMUR
SABAH
MAVi MAViYDi GÖKYÜZÜ
KIŞ BAHÇESiNDEN
KARIŞAN SAATLER iÇiNDE
BiR GÜL BU KARANLIKLARDA
LEYLA
RIHTIMDA UYUYAN GEMi
DAVET
"ne içindeyim zamanın
ne de büsbütün dışında
yekpare geniş bir anın
parçalanmaz akışında"
diyen, zaman kavramıyla insanı ayırıp birleştiren,
cumhuriyet döneminin başlangıcı ile "araf"ta kalan insanımızın, özellikle aydınımızın ruh halini en iyi anlatan iki yazardan biridir.. diğeri peyami safa'dır..bu konuda peyami safa'dan daha koyu bir dil kullanır..
en beğendiğim kitabu "huzur" olan yazardır..
Türk edebiyatında medeniyet düşüncesine yeni bir boyut getirmiş şair, romancı, düşünür, bilim adamı kişiliktir. Romanlarında ana sorunsal, Doğu ve Batı medeniyetleri karşısında insanımızın durumudur. Bu durumu modernleşme olgusuyla harmanlayarak verir ve Türk edebiyatında kendine önemli bir yer edinir. Huzur romanında Türk aydınının iki medeniyet arasında gidiş gelişlerini, alışkanlıklarını, toplumsal yaşamda ne gibi düzenlemelere gidilmesi gerektiğini tartıştırarak anlatır. Romanın karakteri Mümtaz Doğu ile Batı arasında kalmış, problematik karakterdir. Tanpınar, karakteri iki medeniyetten birine yaklaştırmaz. Tam ortada bırakır. Bu durum bazı eleştirmenlerce Türk edebiyatında ilktir.
Saatleri Ayarlama Enstitüsünde de türkiye'nin modernleşmeyi yanlış algıladığına dair ipuçları buluruz. Enstitü binasının kapısının nereye yapılacağını uzun uzun tartıştırır. Böylece modernleşmenin biçimsel yanıyla ilgilendiğimizi vurgular.
Tanpınar kültürde bütünlükten yana bir düşünürdür aynı zamanda. Geçmişin kültürel mirasının bugüne kopmalara uğramadan, birbirine yabancılaşmadan gelmesi gerektiği üzerinde durur. "Medeniyet Değiştirmesi ve iç insan" adlı yazısında şu cümleler dikkat çekicidir: "Bir medeniyet bir bütündür. Müesseseleri ve kıymet hükümleriyle beraber inkişaf eder. Onları lüzumsuz bulmaz, Şüphe de etmez. Nasıl elimiz, ayağımız, Kulağımız bulunduğunu düşünmeden bu uzuvlarla yaşarsak onlarla öyle yaşarız. Hakiki taazzuv (biçim) da budur."