bugün

fethullah gülen'e asrın ayarlarından birini vermiş olduğu yazıdır. neresinden tutarsanız tutun, haklı ve doğru bir yazıdır.
--spoiler--
MUHTEREM Hocam!
Demişsiniz ki:
Gemi yolculuğuna çıkanlar, keşke israil otoritesinden izin alsalardı...
Muhterem Hocam!
Ben günahkar bir insanım. Size vaaz vermek haddim değil...
Ama günahlarıma kefaret olur diye...
Bir şeyler söylemekten kendimi alamayacağım.

Allah da bizden razı olmayacaktı
Muhterem Hocam!
Eğer otoriteye uymak, çok matah bir şey olsaydı...
Ne Hz. Muhammed Mekke otoritesine savaş açardı...
Ne Musa Firavun'un otoritesine baş kaldırırdı...
Ne de ibrahim Nemrut'un zalim otoritesine itiraz ederdi...
Eğer bize düşen otoriteye uyum olsaydı...
Ve başka bir yola sapmamız uygun görülmeseydi...
Hz. Hüseyin Kerbela'da başını vermezdi.
Malcolm X'in vücudu kurşunlarla delik deşik olmazdı...
Köle Spartaküs, baldırı çıplaklarla ayaklanıp çarmıha gerilmezdi.
Mustafa Kemal Anadolu'ya çıkmazdı.
Eğer otorite hep haklı olsaydı...
Bugün bile siyahlar otobüslerin arka sıralarında oturuyor olacaklardı.
Zalimler egemenliklerini sürdürüyor olacaklardı.
Vicdanlar kararacaktı.
Güçlü hep haklı olacak, haklı hep ezilecekti.
Ve sanırım Allah da bizden razı olmayacaktı.

Bir düşünün isterseniz
Muhterem Hocam!
Sen kim oluyorsun da bana vaaz veriyorsun demeden önce, bir düşünün isterseniz...
Bilirsiniz, bazen günahkarlar da hak sözler söylerler.
--spoiler--
edit: eksileyen adam bir iki cümle bir şeyler karalasa mantığını anlardık belki.
ahmet hakan'ı sevmememe rağmen en beğendiğim yazısıdır.
fethullan gülen "hoca"ya sağlam ayar vermiştir.
fgyi söylediğine pişman etmiş bir cevaptır.
Bu ülkede bir çok olay oldu bir çok gelişme yaşandı çok daha vahim sorunlarla karşı karşıya kalındı.Fakat her nedense bu olayın üstüne çok gidilmekte.. Acaba yine din üstünden rant elde edenlermi kazanacak,bunun yerimi yapılıyor..
keser döner sap döner, gün gelir hesap döner'cilik oynamış kendi çapında. * reklam kokan hareket; yazı, neyse işte...

not:** ben ayara ayar demem, ayar veren hakan olunca.

(bkz: ahmet hakan coşkun/#8313564)
fethullah gülen ve cemaatinin aldığı büyük ayardır efendim.
hepimizin bildiği malumu ilan etmekten öte bir şey değil. kendine gemidekilerin ölümünden pay çıkarmak demek böyle oluyor. kahvede oturan vatandaş da aynı şeyleri söylüyor ama kimsenin umurunda değil.
--spoiler--
fethullah gülen ve cemaatinin aldığı büyük ayardır efendim.
--spoiler--
ayar olarak görmek de bir olayın içeriğini değil kime zarar verdiğini hesaplayan faşist bir tavır. ona kalırsa bu memleketin insanları darbeci chp zihniyetine her zaman ayar veriyor ama görmezden geliniyor. ayar vermek için değil istemediklerini belirtiyorlar. olayları ayar meslesine dünüştürürseniz kutuplaşmanın kapılarını araladığınızı unutmayın. doğru söyleyen ve yanlış söyleyen kim olursa olsun onu etiketiyle faşistçe değerlendirmek yerine sözlerinde ki içeriğe bakmalı...
yanar döner Ahmet Hakan'ın Fettullah Gülen'e haklı ayarı. sanki ayarı kaçırdı bu sefer Fetullah Gülen. destek olcağı yerde köstek oldu.
f-tiplerinin ömründe yediği, yiyeceği ayarların, zılgıtların en iyilerindendir. resmen afedersiniz üç harfli ortası ö olan sözcük oldular. ahmet hakan a gelince; tövbe et patronuna da aynı cesarette bir yazı yaz.
(bkz: bi dönekten beklenmedik sözler)
bir demagoji şaheseridir.

israil'e giden gemi ile ilgili kim haklı kim değil bu yazının konusu değil.

bu yazının konusu ahmet hakan coşkun'un yaptığı demagojidir.

her cenahın yüreğini kabartmak, her kesimin bam teline dokunmak maksadıyla verdiği örnekler, fethullah gülen'in malum açıklamasında konu ettiği otorite - mazlum ilişkisi ile örtüşmez.

hz. muhammed, mekkeye savaş açtığında, baş kaldırdığında (fetihten bahsediyorum) mekke'den daha güçlüydü. otorite oydu artık. tebliğin ilk yıllarında mekke ile özellikle didişmemeye çalışmış, faaliyetlerini gizlice yürütmüştür. otoriteye, otoritenin vereceği menfi tepkiyi göre göre, bile bile asla baş kaldırmamıştır.

hz. musa'da keza aynı şekilde. firavun'a asla başkaldırmamış, baskılardan yılarak taratarlarını toplayıp terk-i diyar ermiştir. firavun kaşınmış ve nihayetinde helak olmuştur.

aslında, hiç bir peygamber ve icraatı böyle bir yazıya konu edilemez. çünkü peygamberler bu tür başkaldırılar, savaç açmak ya da açmamak gibi makro düzeydeki faaliyetleri kendi iradeleri ile yapmazlar. yaratıcının güdümündedirler. o yap derlerse yaparlar. ve o yap demişse ötesi sorgulanmaz. bu da işin bir diğer yönü.

örnekleri tek tek irdelemeyeceğim ama ulu önderi de işin içine katmış ki katmasa olmazdı zaten. bir ulusun kurtuluş mücadelesi ile bu olayı bir tutmuş. bu saçmalığı bir kenera koyarsak; ulu önder bu vakada olduğu gibi (evet fethullah gülen'in konu hakkındaki görüşlerine bende katılıyorum) hesapsız kitapsız lambır lumbur mu hareket etmiştir? yaptığı kongreler nedir? neden direk ordu toplayıp allah allah dememişte erzuruma, sivasa ve anadolunun her köşesine gidip davasını anlatmıştır? ulu önderin savaş durumu hariç bir manga askerini dahi düşmanın göbeğine ölme ihtimalleri olduğunu bile bile gönderdiği görülmüş müdür?

ayrıca sık sık "eger otorite haklı olsaydı..." lafzını kullanmış.

fethullah gülen'in açıklamalarını okudum. hatta yazıyı yazmadan bir kez daha okudum. fethullah gülen hiç bir cümlesinde ima olarak dahi olsa "otorite haklıdır" dememiştir. hatta hak hukuk kelimeleri hiç geçmemektedir. saldırıyı kınamıştır ve geminin gönderilmesine müsade edilmesini eleştirmiştir. o açıklamaları baz alıp "otorite haklı olsaydı..." diye başlayan cümleler kurmak vıcık vıcık popülizmdir, demagojinin tillahıdır.

ez cümle; ahmet hakan coşkun'un hocanın adının geçtiği her yazısının okunma oranlarını dikkate alarak böyle bir fırsatı tepmesi beklenemezdi. ama bu sefer olmamış.

**

yukarıda konuya girmeyeceğim dedim ama tek bir şey söyleyeceğim, ki bu benim konu hakkındaki en sağlam argümanımdır :

evet belki bu şehitler gazze'nin kurtuluşuna vesile olacak. belki.

ama bir de furkan'ın annesine sorsak şimdi?

evet gazze kurtulsun, israil kahrolsun.

ama furkan ölmeseydi be abicim.

ölmeseydi.
(bkz: ayara gel)
hoca efendi davranış olarak kendince en mantıklısını yapmıştır sonradan dönme boş adamlar dedikleriyle kalıcaktır.
(bkz: muhterem hocam al sana ayar)
kadir mısıroğlu'nun verdiği ayardan sonra gereksiz olmuştur.
bir defa zamandan ali ünal ın dediği gibi ihh ve gemiyle alakalı fethullah gülen dedi diye çıkan yazı gülenin pür ağzından çıkan kelimeler değil iyi niyetli davranmadığı anlaşılan muhabirin atıflarıdır.

ancak öz itibariyle hocaefendi başka bir noktadan yaklaşmıştır...

o da gereçkçilik noktasıdır...bu gerçekçilik gerçeği kötüye teslimde aramakta değil,saf değiştirmeden gerçekçi davranarak hareket etmekten geçmektedir...

ahmet hakan ın yazısı ilk bakışta mantıklı gibi gelebilir yani peygamberler kötüye itaat etmedi boyun eğmedi mücadele etti diye ama peygamberler bunu yaparken gerçekçilik üzerine hareket etmişlerdir. bu gerçekçilik demek peygamberlerin doğru uğruna mücadele etmekten alıkoymamıştır...

resulullah(a.s) ın medine ve mekke döneminde aynı konuda aynı durumda zamanın şartları gereği farklı hükümler koyması bir çelişki veya mekke dönemi için kötüye itaat değil gerçekçi davranmasından kaynaklanmaktadır....

kabeyi ele alalım ve peygamberimizin ilk peygamberliğini ilan ettiği yılları düşünelim o dönemdeki kabe nin durumuyla,kabeye giden müslümanların yaşadığı zorluklarla mekke nin fethini izleyen yıllarda kabe nin durumu aynımıdır...peki müslümanlar mekke döneminde medine döneminde yaptıklarını yapsalardı neler olurdu ve peygamberimiz niçin sabretmiştir...bunları iyi düşünmek lazım...

ortada israile savaş açamayacağımız gerçeği var herkesin buna göre hareket etmesi lazım...hocaefendinin tepki göreceğini bilerek yaptığı acı fren bundan kaynaklanmaktadır...bende ilk başta çok heycanlı düşünceler içerisindeydim hocaefendinin dedikleri(ama wsj muhabirinin yorumları değil) üzerine soğukkanlılıkla düşününce haksız değildir...yani hareket ederken israil e savaş açmanın veya savaşa sebep olmanın şu aşamada neye sebep olacağını görerek hareket etmek lazım.işte o hocaefendi o lazımı hatırlatmıştır.