bugün

''imamın ordusu'' adını vermeyi düşündüğü fettullah gülen'in cemaatteki örgütlenmesini anlatan kitap nedeniyle gözaltına alındığını düşünen gazeteci-yazar.
gazetecidir, hem de sosyalist gazetecidir.
ergenekon hikayesiyle hala darbecilerin, kontrgerillanın, derin devletin temizlendiği, katliamcıların ortaya çıkarıldığı iddiasına inananlara buradan ne söyleyeceğimizi bilemiyoruz.
yıllarca derin devletçilerin,darbecilerin,askerin üstüne gitmiş bir gazeteci olması bir şeyi değiştirmemiş çünkü fethullah gülen yapılanmasıyla ilgili bir kitap çıkaracağı haberi çıkar çıkmaz daha kitap yayına girmeden göz altına alınmıştır. hitler almanyasında naziler bile bu kadar yüzsüz değildi. yasadışı tutuklamadır bunun adı, başka bir şey değil.
daha yayınlanmamış imamın ordusu kitabı üzerine son gözaltı dalgası ile gözaltına alınmış, polis otosuna bindirilirken 'dokunan yanar' diye anlayana anlamayana seslenmiş ve ileri demokrasi gereği tutuklanarak metris cezaevine gönderilmiştir.
aynı polis aynı savcı aynı hakim tarafından tutuklanmış bilmem kaçıncı muhalif gazateci.
"Şık ve Mavioğlu, soruşturma sırasında özellikle JiTEM, faili meçhuller ve Susurluk gibi konularda ele geçirilen bütün delillere rağmen bu başlıkların üzerine yeterince gidilmediğini ileri sürüyorlar."
4 mart tarihli hürriyet gazetesi sedat ergin yazısından.

jitem, faili meçhuller ve susurluk gibi konularda mevcut tüm delillere rağmen üzerine gidilmesi yerine gazetecilerin üzerine gidilmesi çok anlamlı. derin devletin kurcalanmasından neden rahatsızlık duyuluyor ki?
beter ol ulan beter. bu arkadaşa göre meğer tüm devrimcileri, metin göktepe'leri, armutlu'daki, gazi'deki devrimcileri, hrant dink'i (üstelik ergenekon tutuklamalarını yapan fethullah'ın polislerinin rolü olduğunun ortaya çıkmasına rağmen) ergenekon davasının kolu kanadı olan polis değil de mustafa balbay, deniz yıldırım, tuncay özkan vd. öldürmüş de haberimiz yokmuş. be adam insanda biraz utanma sıkılma olur. öyle ki insanlar daha tutukluyken, hüküm giymemişken bu tür iftiralar atan, suçlayan, hüküm giydiren sana ve senin gibilere herşey revadır. adam sıkılmadan aşağıdaki mektubunda geçen tüm olayları kendisinin de tutuklu bulunduğu "ergenekon"a yüklemiş. cezaevinden mektup yollamış. mektubun bir kısmı aşağıdadır:

"kardeşim arat; bir daha görüştüğümüzde bana tıpkı baban gibi sarılacak mısın yine? çünkü babanı katleden ırkçı faşist zihniyetin üyesiymişim?

fadime ana; sen benim "ikinci metinimsin" diyecek misin yine? oğlunu, dostumu işkencede katledenlerin yanındaymışım.

emine ana, bir cumartesi günü 12:00'de galatasaray'a geldiğimde yanına oturtacak mısın beni? sen ve senin gibi sevdikleri ellerinden alınıp gidebilecek bir mezarı dahi olmayan cumartesi anneleri sizlerle ilgili yaptığım haberlerin hepsi aldatmacaymış. sevdiklerinizi dipsiz kuyularda kaybedenlere yardım etmişim.

cezaevlerinde, evlerde, sokaklarda katledilen devrimcilerin aileleri, yoldaşlarım hala habercilik namusuma güvenecek misiniz? yoldaşlarımızı öldürenlerin tetikçisiymişim.

kürt kardeşlerim; jitemcilerin kurbanları, halkların kardeşliğini savunduğuma inanacak mısınız hala? ben bir savaş çığırtkanı ırkçıymışım..."
şöyle bir mektup yazmıştır:

Kardeşim Arat; Bir daha görüştüğümüzde bana tıpkı baban gibi sarılacak mısın yine? Çünkü babanı katleden ırkçı faşist zihniyetin üyesiymişim?

Fadime Ana; sen benim "ikinci Metinimsin" diyecek misin yine? Oğlunu, dostumu işkencede katledenlerin yanındaymışım.

Emine Ana, bir cumartesi günü 12:00'de Galatasaray'a geldiğimde yanına oturtacak mısın beni? Sen ve senin gibi sevdikleri ellerinden alınıp gidebilecek bir mezarı dahi olmayan Cumartesi Anneleri sizlerle ilgili yaptığım haberlerin hepsi aldatmacaymış. Sevdiklerinizi dipsiz kuyularda kaybedenlere yardım etmişim.

Cezaevlerinde, evlerde, sokaklarda katledilen devrimcilerin aileleri, yoldaşlarım hala habercilik namusuma güvenecek misiniz? Yoldaşlarımızı öldürenlerin tetikçisiymişim.

Kürt kardeşlerim; Jitemcilerin kurbanları, halkların kardeşliğini savunduğuma inanacak mısınız hala? Ben bir savaş çığırtkanı ırkçıymışım.

Babam, annem, ağabeylerim, hala gurur duyuyor musunuz oğlunuzla, kardeşinizle? Hak, hukuk, eşitlik gözeten değil kanlı cinayetlerin ve darbe planlarının gazetecisiymişim.

Yonca'm; yol arkadaşım, yoldaşlığımız devam edecek mi? Yıllardır seni kandırıyormuşum.

Kuzum (kızı için), akıl, vicdan ve adalet sahibi kızım, annenle birlikte böyle olman için verdiğim öğütlerime kulak asacak mısın artık? Güvenecek misin bana? Sana yalan söylemişim meğer.

Gazetecilik namusuma, meslek ahlakıma kefil olup beni yalnız bırakmayan meslektaşlarım, dostlarım hepinizi kandırmışım yıllarca. Yazdıklarım yalan, söylediklerim sahteymiş. Hepinizi, herkesi kandırmışım. Hep böyle gideceğini sanırken kül yutmaz polislere, savcılara, hakimlere yakalandım. Bir de malum zihniyetin medyatörlerine.

Bir anda anlayıverdiler ne iflah olmaz bir Ergenekoncu olduğumu. Irkçı, faşist, darbeci, katil değilim. Güzel yaşanılabilir bir dünyanın eşit ve adil bölüşüme dayalı sosyalizm ile geleceğini düşünen sosyalistim dedim.

Duymadılar.

Gazetecilik felsefem görmeyenin gözü, duymayanın kulağı, konuşmayanın sesi olmaktır. Ezen ve ezilen varsa ezilenin yanında saf tutarım. Üniformalı, kravatlı, takkeli her türlü iktidarın karşısında yer alırım. Çünkü sorun yaratan her zaman iktidarlar ve güç odaklarıdır. Bu yüzden onların yanında saf tutmak değil karşısında yer almak önemlidir dedim. Duymak istemediler. Ergenekon örgütünün üyesi olmayı zül sayarım dedim. "Hayır Ergenekoncusun" deyip tutukladılar. Sonra da "Gazetecilik faaliyetinden tutuklanmadı" diye açıkladılar. Benim de bilmediğim deliller varmış. Savcı öyle diyor. Açıklasın delilleri. Hepimiz bilelim. Madem gazeteci değilim neden sadece gazetecilik faaliyetimi sorguladınız? Yazdığım kitapta sizi ürküten konular var diye mi tutukladınız yoksa? Kendimi Orwell'in 1984'ünde geçen Kafka'nın Dava'sının kahramanı gibi hissediyorum. Eğer ben gazetecilik yapmadığım için tutuklandıysam bu kararı alanlar ve uygulanmasını sağlayanlar siz hukukçu musunuz? Yoksa bir hiyerarşik zincirin halkaları mı?

http://gundem.milliyet.co....2011/1361677/default.htm
gazeteceyim diye herşeyi yapabileceğini zanneden ve yaptığı herşeyin meşru olduğuna inanan zatı muhterem.
en büyük sözü (bkz: dokunan yanar arkadaşlar) ergenekon davası nedeniyle meşhur olan, daha öncesinde kimsenin s....nde olmayan gazetecidir, şimdi sevinçten 4 köşedir, bakarsın aydın doğan amcası güzel mevkilere filan getirir.
DiSK kendisine destek çıkıp, yazdıkları mektupta nasihatta bulunmuşlardır: başın öne eğilmesin aldırma...
kitabını yayınlayacak olan basım evinde polis an itibari ile arama yapmaktadır. kitabın basımı da durdurulmuştur. bu kaçıncı örnek. demokrasi b*k gibi bir şeymiş meğer.
yazık oldu süleyman efendiye...
onu, hangi akla hizmet kodese tıktın
eyy yüce akp!? adalet ve kalıkınma partisinin mutlak surette
elinde patlayacak hamle.
artık sadece kendisi değil kitapları da tutuklanıyor.
yazacak olduğu kitabında gülen cemaatine dokunduğu için bugün demokrat cemaatçiler tarafından içeride tutulan yazar.
ileri demokrasi hamlesinin son mağduru.
Mail adresi çok ayıp olan kişi. Ahmetsik@hot
çıkarına gelince demokrat,işine gelince insan hürriyetleri savunucusu olan medyamızın yine çuvalladığı an için... (bkz: ahmet şık ı bugün övenlerin dün onu kovması)
amerikan büyükelçiliği ve dış işleri bakanlığı tarafından destek açıklamaları yapılan büyük devrimci sosyalist mütefekkir(!)

evvela güzide eserinin sanal ortamdaki taslağı üzerine genel bir değerlendirme yapalım...

kitap;

kanal 7 nin cemaatin olduğu iddiası gibi dindar kesim hakkında çok bilirmiş gibi yorum yapan her gördüğü hacı dayıyı şakird zanneden solcu acemilikleri içersede,

çok açık ki silivri-hasdal ekseninin görüş düşünce ve menfaatleri paralelinde kaleme alınmış.

bu yeni ödp ye yakın olduğu anlaşılan arkadaşın ip/aydınlık paralelinde analizler yapması dikkate şayan.

sakın değirmeninin suyunun kaynağı aynı yerden olmasın dedirtiyor.

kitabın amaçlarına gelir isek;

ergenekon soruşturmasını belli bir klikin davası imiş gibi göstererek itibarsızlaştırmak.

istihbarat dairesi başta emniyet teşkilatını itibarsızlaştırmak.

gülen hareketini itibarsızlaştırmak.

ve nihayet hükümeti itibarsızlaştırmak için kaleme alınmış.

elbette bu belkide başlı başlına bir suç olmayabilir.

ancak bazı kamu görevlilerini ve kurumların yürümekte olan bazı soruşturmaları baltalamak maksadıyla açık açık ve ima ile ''fethullahçı'' etiketi ile sindirilmesi gibi bir tablo çıktığı iddia edilebilir.

bu bir kara propagandadır ama suç olmayabilir.

zaten araştırılan esas nokta bu değil. yazarın örgütsel emir ile kitabı kaleme alıp almadığıdır. bu sebeple yazarın kendine ait olduğunu iddia ettiği notlarda nasıl oluyorda kendi kendine talimat verebildiği araştırılmaktadır.

bazıları diyor ki, canım talimat ve emirle yazsa bile bu suç mu...

yahu güzelde ergenekon iddia edilen ''terör örgütü'' dür. eğer bu mahkemece onaylanır ve iddia edilen değil mahkemelerce tescil edilen bir terör örgütü sınıfına dahil olur ise, şüphesiz emir ve talimatla örgüt propagandası yapmakta suç olarak mahkemece değerlendirilebilir. bunun böyle olması enteresan olmadığı gibi aksi belki düşünülemezde.

ha mahkeme savcılık makamının iddialarını kabul etmez aklanırlar o ayrı bir durum.

evet kitap ile ilgili şunlarıda eklemek lazım.

kitabın ilk kısımda yer alan...

gülen/nurculuk ilişkisine dair kısımlar mehmet kutluların benim hayatım isimli kitabından birebir copy pastedir. kaynak vermemiş.

gülen/msp ilişkisine dair kısımlar nette dolaşan imzasız bir kara propagandadan cümlesi cümlesine copy pastedir.

son olarak yazarın;

28 şubatı desteklemez ayaklarına yatıp,28 şubat döneminde üretilen kara propaganda raporlarından savlarını temellendirmek için medet umması dikkate şayandır.
--spoiler--
Ahmet Şık'ı "Araç Yok" Diye Duruşmaya Getirmediler

Mavioğlu ile birlikte yazdığı kitap nedeniyle yargılanan Şık, bugünkü duruşmasına "cezaevinde ring aracı olmadığı" gerekçesiyle getirilmedi.

Gazeteci Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu'nun, yazdıkları "Ergenekon'da Kim Kimdir? Kırk katır Kırk Satır- Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" adlı iki ciltlik kitap nedeniyle yargılandıkları duruşma bugün Kadıköy Adliyesi'nde görülüyor.

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Şık'ın da Silivri Cezaevi'nden getirileceği açıklanmıştı. Ancak kardeşi Bülent Şık'ın açıklamasına göre, Şık "cezaevinde ring aracı olmadığı gerekçesiyle" duruşmaya getirilmedi. Şık'ı destekleyen kalabalık, karara tepki gösterdi.

Şık ve Mavioğlu'nun yazdıkları "Ergenekon'da Kim Kimdir? Kırk katır Kırk Satır-Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" kitabı nedeniyle "soruşturmanın gizliliğini ihlal" gerekçesiyle, 4.5 yıl hapis istemiyle yargılandıkları davada bugün karar çıkması bekleniyor.
--spoiler--

http://bianet.org/bianet/...ed&utm_medium=twitter
referanduma yakın kitap seçim yakın kitap bütün bunlar sanki bir oyun gibi..ben inandırıcı bulmuyorum tutuklanmasına gelince nekadar özgürüz istediğimiz gibi herşey yazabiliyormuyuz hayır sanatçılar hakkında yorum yazıyorsun hakkında dava açılıyor.gazateci isen işten kovulma internett bile özgürce yazamıyorsun kaldıki başbakan
yargılandığı davadan beraat etmiş yazardır.
akıllı olsundur, bir daha devlete karşı gelmezse asla bu duruma düşmez.
içeride aldığı eğitimle akıllanıp akıllanmadığına bakılacak yazardır.
sinan aygün geldi aklıma nedense. adam tutuklanıp salıverilmeden evvel pek bir aktifti. o olaydan sonra sesi soluğu kesildi ne hikmetse. acaba aynı eğitimi mi verdiler ahmet şık a da. göreceğiz...
soyadının hakkını veren insan.
kendi reklamını hükümete yaptıran yazarlardandır.
güncel Önemli Başlıklar