bugün

iyi hristiyan "martin luther king jr.",kötü hristiyan "adolf hitler"
iyi müslüman "malcolm x" ,kötü müslüman "usame bin ladin"
alternatif olarak...
iyi olan ve bir dine bağlı olmadan yaşayan "bill gates",kötü biri olan ve bir dine bağlı yaşamayan "joseph stalin"

din hiçbir zaman ahlak ile ilişkili değildir. din ayrımcılığına bir son verin.
iyi ahlak standart, din opsiyonel olmalıdır.
ahlak mı dinden? din mi ahlaktan?
pek çok kez karıştırılsa da aslında birbiriyle hem alakalı olmayan hemde alakalı olan iki kavramdır. ahlak toplumdan topluma göre farklılık gösterir. bir toplumda bir kadının erkek kişisiyle el sıkışması o kadını ahlaksız yaparken başka bir toplumda erkek ve kadının sosyal ilişkilerini yadırgamaz.
fakat din dogmadır. farklılık göstermez ve toplumdan topluma farklı yorumlanmaz.*
dindar* insanlar içinde yaşadıkları toplumun ahlak kurallarına uyar, toplumun huzurunu bozmaz.
atatürk'ün de dediği gibi bizim dinimiz* akla ve mantığa en uygun dindir ve bu yüzden ahlak kurallarımızla ters düşmez, birbiriyle paralel devam eder. fakat din karakter değil vicdan meselesidir. bu yüzden her dini bütün insanın ahlaklı olamayacağı gibi, her dinsiz insanda ahlaksız değildir.

dindar olmayıp pekala ahlaklı yaşayan insanlarda vardır. bunlar vicdanlarına ters düşen şeylerden uzak dururken, inanç konusunda tercihlerini inanmamaktan yana kullanan insanlardır.

kısacası akla ve mantığa uygun olan dini inanç, ahlakla ters düşmez. fakat işin içinde insan unsuru varsa;
dindar ve ahlaklı,
dinsiz ve ahlaklı,
dindar fakat ahlaksız ya da dinsiz ve ahlaksız olabilir.
yurdum dindarlarının (ve yurdum dahilinde olan ve olmayan diğer dinlere mensup insanların) düştüğü en temel yanılgı "ahlak" kavramını din temelinde yorumlamaya çalışmaktır. TDK ya göre en temelinden alırsak ahlak " Bir toplum içinde kişilerin uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kuralları" dır. ki tamamen saçma sapan bir açıklamadır, kimse ahlak kurallarına uymak "zorunda" değildir, kişi kendi ahlaki değerlerini de oluşturabilir ve kimseyi rahatsız etmeden o değerlere bağlı kalarak yaşamayı seçebilir. neyse..

dinler toplumları kendi koydukları kurallara göre yönetmeye ve bu kuralları islamiyeti ele alırsak sevap - günah ve ayrıca caiz vs caiz değil kavramlarıyla oluşturmaya çalışmıştır.

ahlak ise dinlerden bağımsız, toplumların kendi yaşayış şekillerine göre oluşturulan toplum tarafından uygunsuz bulunmayan davranışların bütünüdür. uygunsuzluk kime ve neye göre değerlendirilir sorusunun cevabı dinlerde değil, toplumların yüzlerce yıllık birlikte oluşturdukları ortak yaşam kültüründe aranmalıdır. verilebilecek örneklerden en temel olanını şöyle anlatabiliriz islamiyeti baz alırsak..islamiyette kurban farzdır ve yapılmalıdır.. islamiyete göre bu durum kurallarla sabit ve islam kitabında belirtilmiştir. kurban kesmenin ahlakla sınavı coğrafi konuma ve en nihayetinde içinde bulunduğu-yaşamaya çalıştığı toplumla gerçekleşir. avrupa kıtasında özellikle kuzeyde kurban kesme ile ahlak bir arada tutulamaz, bahçede kurban kesimi toplumun genelinde kabul görecek bir davranış olamaz..keza yine islam dininin içinde olan miras bölüşümünde gerçekleşen kadın - erkek eşitsizliğindeki durum, bahsi geçen kıtada bölgesinde hırsızlık - yolsuzluk benzeri bir ahlaksızlık olarak ortaya çıkar. daha fazla irdelemeye gerek yok yüzlerce örnek verilebilir.

denilebilir ki, ülkemiz gibi %90 ı müslüman olan yerlerde din ile ahlak kavramı iç içe geçmiştir. o zaman ben de derim ki, istatistik bir bilim ise ve ülkenin tüik gibi bir kurumu varsa ülkedeki mahkumların araştırması yapılsın ve yüzde kaçı bu ahlaksız ateyizlerden oluşmuştur ortaya çıksın ki bu çelişkiyi netleştirelim. tecavüzden, hırsızlıktan, namus cinayetlerinden vs. daha bir çok toplumumuzun ahlak dışı olarak niteleyebileceği suçlardan yatan insanların yüzde kaçı her hangi bir dine mensuptur, yüzde kaçı müslümandır.

burada sorulabilecek bir soru da, e efenim ateist oranının az olması doğrudan nüfusun ateist oranının az olmasından kaynaklanmaktadır. o zaman da denilir ki, efenim %90 ı müslüman olan bir ülkede * 80 milyon nüfus bilgisini baz alırsak 8 milyon ateist bulunmaktadır. ocak 2014 itibariyle ülkemizin mahkum sayısının 150 bin civarı olduğu belirtilmektedir (bkz: http://www.radikal.com.tr..._nufusunu_geciyor-1171383) madem ateistlerin dinsizlik nedeniyle ahlak sorunları bulunmaktadır, kuralsızlıkları nedeniyle suç işlemeye meyillidirler gibi temelsiz ve hastalıklı bir düşünceye sahibiz, bizim bu cezaevlerini tecavüzden efenime söyleyin hırsızlıktan ve cinayetten doldurmamız gerekmektedir. kaldı ki zaten mahkum sayısının %99'u eğer bir araştırma yapılırsa islamiyet dinine mensup insanlarımızdan oluşacağını eminim hepimiz bilmekteyiz.

farklı bir açıdan görüş olması nedeniyle kendi halimde açıklamaya çalıştım..jöleli yalaka gibi bitirmeye çalışayım..

çıkarım 1 : ahlak ile din birbirinden bağımsızdır..

sonuç : sağlığınıza gençler.*
ters orantılıdır.

misal: (bkz: yobazların ahlakı)
birbiriyle uzaktan yakından alakası yoktur.
Türkiye'de veya diğer Arap ülkelerinde son derece ters işleyen ilişkidir.

Gerçi ters ilişki günah diye biliyorum ama, burada bile tongaya düştük galiba.
Tüm dinler için geçerli olduğunu düşündüğüm durum şu ki:
Tüm dindarlar ahlaki açıdan din ile paralel yükselme gösterir.
Tüm dinler yüksek edebi ve ahlakı amaçlar.
Yobazlar için ise din bir paravan ahlak göstermeliktir.
Din ahlâk getirmez. Ahlâk içinde var olan vicdanının sesidir.