bugün

sadri alisigin oynadigi hicranli bir film.buyrunuz numunelik gosterimi.*
http://www.youtube.com/watch?v=JN9u4uuud_M
'gözleri dört defa lacivertti müjganın' repliği ile insanı büyüleyen film.
filmi seyrettikten sonra filmin adinda gecen h'lerin sayisini arttirma ihtiyaci hissettiren film.
sadri babanın filmde söylediği muhteşem şarkının sözleri şöyledir:

semtimizin bir tanesiydi müjgan.
saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür
elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti.
ve de her ne hikmetse o da bana gönüllüydü.
öyle bir sevdim ki müjganı, dünyamı şaşırdım,
haddimi bilemedim, evleniriz gibi geldi bana.
evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar,
fakir soframız kurulur gibi geldi.
sahil bahçesinde gazoz içerekten gizli gizli mal-ü hülya kurardık.
sonrada çarşılara giderdik.
eşya beğenirdik elden düşme;
aynalı konsolumuz topuzlu karyolamız bile olacaktı.
müjganın her an her bi daim yanında olacaktım ama olmadı gitti.
nereye mi ? paraya gitti abicim paraya

nasılda sevmiştim yıllarca ben seni
her akşam bekledim yollarını
elbet bir gün biz yuva kurarız derken
duydum evlenmişsin sen zengin bir gençle
zengin olsaydım sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım
param olsaydı aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın

nikah resimlerimizi de çektirdik.
sonra karpuzcu raşit ağabeyinin kayınbiraderine borç ederekten nişan yüzüklerimizi de yaptırmıştık.
ama müjgan takmadı bunu takamadı uçuverdi elimden.
meğer gizlice altın bir kafes bulmuş kendine.
müjganın gelinliğini hususi diktirmişler,
benim gibi kiralık tel duvak almaya kalkışmamışlar.
öyle sevindim ki. mesut ve bahtiyar olsun diye dualar ettim.
müjgan gibi bende birbirimize ettiğimiz sözleri ettiğimiz yeminleri unuttum.
bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi.
bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş dediler.
senede birkaç ay zaten avrupa'daymış dediler.
zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler,
unuttum bende. hiç aklıma gelmedi.
hatırlamıyorum bile müjganı. hatırlamıyorum

öptüğünü düşünüyorum dudak yerine parayı
para için açar mı sevişenler arayı
madem para mühimdi al koluna parayı
çantana da koy aldığın o kocayı
zengin olsaydım sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım
param olsaydı aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın.... **
yönetmenliğini mehmet dinler, senaristliğini safa önal ın yaptığı 1970 tarihli kral film...

filmde üstad sadri alışık la esen püsküllü basrolü paylaşmışlardır.

74 dakikada en delikanlıyı bile ağlatabilen bir filmdir. süphesiz bu olayda en büyük pay üstad sadri alışık a düşmektedir. mükemmel oynamıştır. ve sadri alışık ın en cok sevilen filmlerindendir ah müjgan ah...

''gözleri dört defa lacivertti müjganın'' nasıl biz sözdür. safa önal ustaya da bu vesileyle saygılarımızı gönderelim...
http://www.youtube.com/watch?v=M5Yxlxnn9qc
Ah Müjgan Ah 2007 Mertkan tarafından başarı ile yorumlanmış.

Klibi
http://www.youtube.com/watch?v=P4iRqjETqoc

http://www.myspace.com/mertkandy
http://www.mertkandy.com
(bkz: haddimi bilemedim evleniriz gibi geldi bana)
(bkz: zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler)
Sadri alışık'ın en güzel filmidir. film boyunca zaten gözlerden yaşlar süzülür son sahnede daha da artar bu yaşlar. 'yaşamak müjgan gibi bir şeydir, ölmek müjgan yok demektir' ' o gün müjgan güzel değildi be var mı ötesi' gibi şahane replikleri içinde barındıran film.
türk sinemasının en güzel meyvelerinden biridir ah mujgan ah. sadri alışık'ın pek şahane oyunculuğu ve her biri ayrı güzellikteki replikleriyle leziz bir film.*
--spoiler--
o müjgan en büyük matemlere layık.
ama sen,ama sen daha ne istiyorsun benden!
-------
''zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler.''
--spoiler--
--spoiler--
bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi. bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş dediler. senede birkaç ay zaten avrupa'daymış dediler. zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler, unuttum bende. hiç aklıma gelmedi. hatırlamıyorum bile müjgan’ı. hatırlamıyorum
--spoiler--
bugün dizilerde oynayan oyuncu bozuntularının ve ona değer verenlerin defalarca izlemesi gereken film.
sinema tarihimizin gerçek aşkı en güzel anlatan filmlerindendir, yayınlansada izlesek.
--spoiler--
hüsnü müjgan'ı yıllar sonra görür.

hüsnü: merhaba müjgan merhabalar olsun
müjgan: merhaba..şeye çıkmıştım koray'a bayramlık alıyim diye

hüsnü çocuğa bakar..

hüsnü: çocuğun değil mi? evlenseydik bizim çocuğumuz olacaktı. benim çocuğum olacaktı değil mi? ismi de ahmet, mehmet, cemal gibi bir şey olacaktı. ah müjgan ah..
--spoiler--

(bkz: unutulmayan film replikleri)
tanju okan şarkılarıyla film ayrı bir güzelleşir.
''param olsaydı aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın....''

ilerigörüşlülüğü pek kuvvetliymiş üstadın...
sadri alışık,esen püsküllü,salih güney ve güzin özipek'in oynadığı eski bir türk filmidir... Annesinin zoru ile zengin adamla evlenir müjgan,bırakır sadri abimizi ve olaylar gelişir...
sevgimizin bir tanesiydin müjgan. saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür, elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti. ve de her ne hikmetse, o da bana gönüllüydü. öyle bir sevdim ki müjgan'ı, dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim, evleniriz gibi geldi bana. evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar, fakir soframız kurulur gibi geldi. sahil bahçesinde gazoz içerekten gizli gizli mal-ü hülya kurardık. sonra da çarşılara giderdik. eşya beğenirdik elden düşme; aynalı konsolumuz, topuzlu karyolamız bile olacaktı. müjgan'ın her an her bi daim yanında olacaktım ama olmadı gitti.

nereye mi? paraya gitti abicim paraya!!!

"nasıl da sevmiştim yıllarca ben seni
her akşamüstü bekledim yollarını
elbet bir gün biz yuva kurarız derken
duydum evlenmişsin sen zengin bir gençle

zengin olsaydım, sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım
param olsaydı, aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın"

nikah resimlerimizi de çektirdik. sonra karpuzcu raşit ağabeyinin kayınbiraderine borç ederekten nişan yüzüklerimizi de yaptırmıştık. ama müjgan takmadı bunu takamadı uçuverdi elimden. meğer gizlice altın bir kafes bulmuş kendine. müjgan'ın gelinliğini hususi diktirmişler, benim gibi kiralık tel duvak almaya kalkışmamışlar. öyle sevindim ki! mesut ve bahtiyar olsun diye dualar ettim. müjgan gibi ben de birbirimize verdiğimiz sözleri ettiğimiz yeminleri unuttum. bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi. bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş dediler. senede birkaç ay zaten avrupa'daymış dediler. zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler, unuttum ben de. hiç aklıma gelmedi. hatırlamıyorum bile müjgan'ı.

hatırlamıyorum...

"öptüğünü düşünüyorum dudak yerine parayı
para için açar mı sevişenler arayı
madem para mühimdi al koluna parayı
çantana da koy aldığın o kocayı

zengin olsaydım, sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım
param olsaydı, aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın"
ah müjgan, sen kağıt paradan kanatlarınla cehenneme uçtun...
ayrıldığını duydum, burayı senin için hazırladım müjgan.
- çok mesudum. ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemiyorum.
- bütün arzumuz, bütün isteğimiz bir çatı altında beraber olmaktı.
- ne güzel... tıpkı eski günlerdeki gibi...
- hatırladın demek... o sahil kahvesini, bu elli kuruşluk gazozu, kurduğumuz hayalleri unutmadın demek...
- nasıl unuturum?
- nasıl unutmazsın? sen ki hususi arabayla atlas yorgan, sırmalı fistan uğruna her şeyleri yıkıp gitmiş bir müjgansın.
- hüsnü...
- sen ki ardına dönüp bizlere bakmamıştın bir defa. sen ki kağıt paralardan kanat takıp o cehenneme uçmuş müjgansın. nasıl hatırlarsın? seni anlamayan, müjganlığının farkına varmayan o herif kanatlarını kesmeseydi gene de düşmezdin buralara.
- olanları unutalım artık...
- beni hatırladın nihayet. tanıdın. şimdi öbür tarafı unutursun tabii.
- yeter hüsnü...
- yeter tabii, yeter. şaka söylemiştim zaten. bak, şu eve bak... ilk gittiğin, hayran olduğun, dilinden düşüremediğin bir ev... o zaman böyle büyük, böyle bir masraflı ev düşünememiştik bile. hayalimizden çok daha zengin bir hakikat bu. şimdi paramız da var. her şeyimiz var. hadi, çık, koş, ara, bağır, çağır, hüsnü'yle müjgan da gelsinler buraya.
- anlamadım...
- ne sen o müjgan'sın, ne de ben o hüsnü'yüm. bizi ebediyen ayırdılar, kopardılar...
- gitme, bırakma beni!
- o müjgan için, o müjgan'la hüsnü'nün hayalleri, ümitleri, ufacık, fukara istekleri için sen de ağla benim gibi. o müjgan en büyük matemlere layık. ama sen... sen... daha ne istiyorsun benden?
müjgan'ı unutmak müjgan'ı sevmemek...
aşk filmlerinin en güzeli,gözyaşlarına hakim olamıyor insan böyle buğulu bir sese kim dayanabilir ki.
(bkz: ah sadri ah)
ah sadri ah... oyunculuk harikasıdır. özellikle sadri alışık'ın içini çeke çeke okuduğu şiirde kim kendini onun yerine koymaz ki? diğer yerli filmlere göre daha gerçekçi bir senaryosu vardır. müjgan annesinin de zorlamasıyla fakir adamı terkedip kendini bir zengine yamamış ama mutlu olamamıştır. sadri alışık'ın yolda karşılaştığı müjgan'la kısa konuşmasında söylediği ''çocuğun değil mi? evlenseydik bizim çocuğumuz olacaktı. benim çocuğum olacaktı değil mi? ismi de ahmet, mehmet, cemal gibi birşey olacaktı(çocuğun ismi koray) ah müjgan ah...''sözleri insanın yüreğini burkar. bir diğeri için de;
(bkz: bu da mı gol değil)