bugün

herkes için geçerli bilgi diye birşey olamayacağını, bilgilerin duyuların sonucu elde edilebildiğini, dolayısı ile insanın sadece tecrübeleri sonucu elde ettiklerinin bilgiyi oluşturabileceğini savunan öğreti.
ilk olarak Thomas Huxley tarafından ortaya atılmıştır.
(bkz: ist izm)
bilinemezcilik.
zıt görüşü için (bkz: gnostisizm)
bilim yol gösterici olarak kabul eden insanların görüşüdür çoğunlukla. "bilemiyoruz kardeşim" der.
(bkz: agnostik)
bilinememezciligi savunan kişilerin inandıgı görüş.
eskil bir teorik külliyat; aşılmış, yıkılmış. lakin payanda arayışındaki post-modernizmin aydınlanma öncesinde bulabildiği son kaledir. bazılarının gerekçelendirirken kuantum fiziğine yaslanması da hazindir. akp'nin de yeni müfredat girişiminde bu argümanı kullanması dikkate şayandır.*
bilimsel uğraşı geçersizleştirme, politik-ideolojik olanı egemen kılma namına geniş boşluk sunar bilinemezcilik. dünyayı-doğayı kavrama, yorumlama ve nihayetinde değiştirmenin yollarını silikleştirmekten başka bir şey değildir. akademik tembelliğin hayıflanma teorisidir ayrıca. bilgiyle başedememenin ve akabinde bilimsel kısırlığın sığ sularında sarılınan yılandır.*
Bu düşüncenin *sakat olan tek tarafı bilinemeyecek düşüncenin, olgunun, fenomenin, nesnenin* sadece tanrı olarak görülmesidir. Tamam tanrının var olup olamayacağı hakkında kanıtlarımız yoktur, buraya kadar mantıklıdır. Fakat bu kanıtların yoksunluğu veya algılarımızın kıtlığı veya yanlışlığı başka hedeler için geçerli dğeil mi? Örneğin tanrıyi bilemiyorum diyorsun, fakat kuantum fiziği üzerine yorum yapıyorsun, fizikte nobel ödülü alıyorsun*, en azından yaşam boyu karşına çıkan maddenin ve algılarının gerçek olduğunu düşünüyorsun. Olmadı ki?!
bilinemezciliktir, bilinmezciliktir ya da. bizim aklımız ve maddesel kanununlar yalnızca bu evren için geçerlidir. başka bir işe yaramaz. ayrıca tanrının varlığı ya da yokluğu tartışılamaz çünkü bilinemez. materyalistlere göre su katılmış idealizm, idealistlere göre güleryüzlü materyalizm agnostisizm. fakat günümüz de bilim kullandığı bakış açısıdır.
aklın ermediği ama aksininde kanıtlanamadığı durumlarda can simidi olan görüştür. daha iyi anlamak için sözlük içinde kullanımına bakmak gerekirse "allaha inanmiyorum ama bir guc var" sözü olaya güzel bir örnek teşkil eder.
(bkz: agnostisizm)
Ateizm'in kahverengi şekli.Zaten hepsi aynı b.k'ın sülalesinden gelmedir.
(bkz: bilinmezcilik)

Çıkış noktası olarak tanrının varlığı üzerinde yapılan yorumların gereksiz olduğunu, çünkü insan bilgisinin ancak duyular yoluyla elde edilen kadarıyla arttırabileceğini söyler. Duyularsa insandan insana değişiklik gösterdiğinden yanılma payının yüksekliğine binaen tanrının varlığının kanıtlanma veya çürümünün hiçbir zaman mümkün olamayacağını savunur.

Hamiş : Kavramı ilk olarak ortaya atan (bkz: Thomas Huxley) değil (bkz: protagoras)dır. Huxley sadece bu kavramı isimlendirmiştir.

Hamiş2: Zamanla bu kavram 'tanrının ispatı'ndan ayrılarak genişlemiş ve günümüzde hemen tüm (bkz: göreceli) konular hakkında söylenir olmuştur.
her daim ateistlik ile karı$tırılan ve karı$tırılacak olan doktrin.
insanın, kendi deneyimleriyle elde ettiği olguların ötesinde hiçbir şeyin varlığını bilemeyeceğini ileri süren öğreti. Agnostisizm hem bir terim , hem de felsefi kavram olarak Thomas Huxley tarafından ortaya atıldı. Huxley agnostik sözcüğünü hem geleneksel Yahudi-Hıristiyan tanrıcılığını, hem de tanrıtanımazlık öğretisini reddederek Tanrının varlığı sorununu ortada bırakan düşünürler için kullandı. Terim daha sonra geriye götürülerek bütün bilinemezci öğretileri kapsamıştır. Agnostisizm, tarihsel olarak bilimin denetiminden yoksun insan düşüncesinin düştüğü büyük yanılgılara bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. ilk tepkiyi Yunan antikçağ bilgicilerinden duyumcu sofistler vermiştir. Onlara göre bilgi duyuların sonucudur ve duyular dışında bilgi edinemez ve herkes için geçerli bilgi olamaz.
Agnostisizm, bilinmezcilik olarak tanımlanan Tanrı'nın varlığının ya da yokluğunun şu an için bilinemeyeceğini öngören felsefe akımı.

Kökeni eski Yunan'daki Sofistlere kadar uzanan Agnostisizm kelime olarak eski Yunanca'daki agnostos, yani "bilinemez olan" kelimesinden gelir. Gerçekte, bir dinden ya da öğretiler bütününden ziyade bir konsepttir. "Bilinmezcilik" olarak tanımlanması, aslında dinlerin öne sürdüğü Tanrı anlayışının gerçekliğinin bilinemezliği değildir. Bu akım, insanın bilme yetisinin sınırlı olduğunu ve bu nedenle, görülebilenin ardındaki hakikati yakalayamayacağını savunur. Thomas Henry Huxley, agnostisizm'i tanımlarken insanların ölüm sonrası ve tanrının varlığı konularında akıl yürütmekten kaçınmaları gerektiğini söylemekle kalmamış, bu bakış açısından değerlendirildiğinde değillenemeyecek hiçbir önerme ya da yanlışlanamayacak hiçbir bilgi olmadığını da eklemiştir.

Agnostisizm, tüm dinleri ve dolayısıyla onların tanrılarını kesin olarak reddeder. Fakat, Teizmin sundukları dışında; doğaya müdahale etmeyen, belki bilinci dahi olmayan bir Tanrı'nın olup olamayacağını bilemeyeceğimizi öngörür. Bu anlamda Deizmin ve Ateizmin dogmatik tutumundan uzak olduğu vurgulanabilir.

Felsefi bir ekol olarak kayıtlara geçmesi 19. yüzyılın ikinci yarısına denk gelir, Batı felsefesindeki başlıca temsilcileri Herbert Spencer, William Hamilton ve Leslie Stephen'dir. Agnostisizm'in Doğu'daki karşılığını ise tasavvufun hemen her kolunda bir miktar bulmak mümkündür. Araştırma için Türkçe kaynak olarak 1997 yılında Vadi Yayınları'ndan çıkan Şinasi Gündüz'ün Son Gnostikler: Sabiiler, inanç Esasları ve ibaretleri adlı kitaba bakılabilir.
Tanrı kavramı hakkındaki inanç ve öğretiler'den biri.
ilk olarak ilkcagda sofist filozof protagros tarafindan one surulmustur.
bilinmezcilik olarak tanımlanan Tanrı'nın varlığının ya da yokluğunun şu an için bilinemiyeceğini öngören felsefe akımı.
(bkz: charles bukowski)
Tanrı gibi herhangi bir nihai gerçekliğin varlığı veya yokluğu tartışmasında bilinmezcilik felsefesi...
(bkz: ben bilmem beyim bilir)
bu akım içindeki filozoflar tanrı'nın varlığı ya da yokluğu hakkında kesin bir kanıt bulunmadığını savunmaktadırlar.
bu yaklaşım diğer akımlar tafarından tutarsız olarak nitelendirilmektedir. çünkü aslında hem tanrının varlığı hem de yokluğu hakkında birtakım kanıtlar ileri sürülmüştür. bunlar karşısında eğer tanrının varlığını sorgulanıyorsa ya teist olmalılardır ya da atesit diye düşünülür.
kendi kendini curutebilen felsefedir.