adnan oktar'ın gelir kaynağı

irdelenmesi gereken bir konu.

devam edeceklere saygılar, derdini sikeyim diyenleri buraya * alabilirim.

kendisi bir yazar, yani meslek olarak; yazarlık, hobi olarak; masonluk yapmış biri denilebilir. aslında klasik bir ortadoğu bir müslümanı mantığına sahip gibidir. yahudilere karşı fazlaca nefret dolu ve onların gece gündüz islam üzerinde çeşitli oyunlar falan oynadığını iddia eder. bu konu artık mahalle kahveleri literatüründe yer aldığı için pek fazla üstüne düşünülecek bir şey değil. aydın görünümlü (iddialı) birinin, bu tarz basit düşüncelerle, sadece toplumun belli bir kesimine hitap etme çabası içine girmesi azımsanamayacak bir gayret. biraz açmak gerekirse, zeki bir insan olduğu su götürmez gerçek, fakat entellektüel birikimini kullanma şekli çok ilginç. kurduğu, BAV (Bilim Araştırma Vakfı) bir takım bilimsel görüşleri, en başta evrim olmak üzere, deforme etmeye yönelik çalışmalar yapan bir kurum. dolayısıyla bilimsel bir araştırma ve buna paralel maliyet söz konusu. son zamanda yaptığı yayınlar daha çok; kürt sorunu ve yahudikarşıtlığı üzerine. bu iki mesele türk toplumu için esasen mühim hadiseler. fakat bu konulara eğilimi, tamamen mahalle kahvesi muhabbetleri tadında.

bir sabah uyandım, ekmek almak için markete inecektim, kapıyı açtım, kapının önünde "komünist kürdistan tehlikesi" adlı; kuşe kağıda kaliteli baskı yapılmış, işçiliği gayet iyi bir kitap. dönüşte aldım, göz gezdirdim. kitaptan ziyade broşür gibi hazırlanmış bir şey.
kitabın içeriği, açıkçası dikkatimi çekmedi. ama genel hatlarıyla evrimden başlıyor, pkk'ya gidiyordu. asıl beni düşündüren ise bu uğurda harcanan meblağ oldu. her ne kadar kitapları bilmem kaç yüz dile çevirildi denilse de, bu iş zor değil. anladığım kadarıyla kitaplar arz-talep doğrultusunda çevrilmemiş, kendi tarafından tercüme ettirilip, raflanmış. işin en ciddi yanı ise "maliyet". yani dağıtım, çeviri, matbaa, basım vs. kalemlerin harcamaları. öte yandan, narsist bir özelliğe sahip olmasıyla, sık sık kendi reklamını yapmaya düşkünlüğü ile bilinen biri.

https://goo.gl/HVZQ1L
https://goo.gl/y3hlvn

ve malumunuz kadınlar. kadınların ciddi bir estetik, güzellik, bakım masrafları söz konusu. bu sektör, kadın kozmetik-sağlık, neredeyse perakende alanında dünyanın en karlı/zararlı sektörü. fayda maliyet'e göre, maddi amortismanı olmayan en büyük harcamalardan biri: estetik-kozmetik. yani bu ürünleri kullanmak, ödenen parayı kesinlikle amorti etmiyor, geri kazandırmıyor, tabi danla bilic, ya da aletta ocean değilse mevzu bahis.

görsel

televizyon kanalları*, bav*, belgesel yapımları, kitapları, kadınlarının masrafları, üst düzey reklamları (times dergisi, uluslararsı sempozyumlar vs.), bunlar için çalışan ekibi, tercüman kadrosu (halen çoğu dilde aktif bir şekilde; medya, internet ağı, yazılı basın yayınları yapmakta) gibi kalemleri göz önüne alınca, geçmişinde yaptığı hangi çalışmanın kendisine bu finansal sermayeyi sağladığına anlam vermek gerçekten zor. işin ilginç tarafı; yayınlarının pek de kabul edilebilir bir tarafı veya fikirlerini onaylayan herhangi ciddi bir kesim yok. müslüman olarak kabul edilmiyor ama müslüman. bilimsel temelleri din-bilim varsayımına dayadığı için; bilim açısından pek fazla önem arz etmeyen, yaratılışçı görüşünde olan insanların, yani inancına göre dinine bağlı sayılan insanların da pek fazla ilgilenmediği görüşlerle ve bu görüşleri yaymaya çalışarak nasıl para kazanabiliyor işte bu düşündürücü. bunlardan bir maddi kazanç sağlayamadığı ortada. zira yayınlar reklamlardan kazanır. Adnan oktar ise sadece reklam veriyor, yayınlarında da yalnızca kendi reklamını yapıyor. bav'ın bilimsel tezleri ile bir şey kazanabiliyor mu bilmem ama bu da bir finansör değil.

toparlarsak; masonluk çalışmasından ciddi bir meblağ kazanmadıysa ki bu çok tartışılır, bu muazzam bedellerin kaynağı ciddi bir kaynak. ama ne?

edit: imla, kuşe