bugün

harun yahya tarafından işkence edildiği iddia edilen şahıs.
2008 yılında istanbul'da şüpheli bir trafik kazasında, oğlu ile birlikte ölümden dönen şahıs.
işkenceci olduğu ortaya çıkan, insan hakları düşmanı.
türkiye nin geçmiş dönem işkenceci polislerindendir. ergenekon sempatizanları kendisini pek çok severler. yaptığı işkenceler arasında ''elektrik verme'' ayrı bir yer tutar. bir çok kez işkence yaptığı doktor raporları ile kanıtlanmış eski polistir. polislerin yüz karasıdır. zamanında kartel basını tarafından ''çete avcısı'' mottosuyla şişirilen bu kişinin, sedat peker ile gizli görüşmeleri, neler konuştukları ve ülke genelindeki oluşturulmak istenen kaos ortamının nasıl sağlanacağı ile ilgili belgeler deşifre konumdadır.
an itibariye ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunduğu cezaevinden tahliye olmuş polis müdürüdür.
tahliye olmuş. darısı mustafa balbay ve sadece muhalif diye hapiste yatan diğer insanlar...
(bkz: eski kurt)
adalet yerini bulmuştur en nihayetinde, aramızdadır büyük müdür...
Kvp'deki ahmet serkan savurgan'dır.
yargılan nerdeyse çoğu kişinin olacağı gibi, o da serbest bıraklımıştır. yargılama sürecinin yavaşlatılmasının başka sebebi olmasa gerek.
ergenekon tutuklarının çoğu gibi polis içindeki f-tipi yapılanmaya karşı durduğu ve cemiyetin üstüne cesurca gittiği için kumpasa kurban gitmiştir. tahliyesi artık işlerin gülen tarikatı aleyhine döndüğünün bir kanıtı olsa gerek.
En yakın arkadaşımın amcasıdır.
bizim solcu tayfanın bile yaladığı faşist ve işkenceci kişi.
(bkz: #11098135)
Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulunun hazırladığı rapora göre fettullahçı olduğu söylenen ergenekon tutuklusu.

imamın Ordusundan alıntı;

--spoiler--
zaten hazırlanan fethullahçı polisler listelerinde egm necati bilican, istanbul kom şube müdürü adil serdar saçan ve istanbul emniyet müdürü hasan özdemir ile bu isimlere yakın görevlerde bulunan çok sayıda polis ve amirin de cemaatçi olmakla suçlandığı, raporların basına sızdırılmasıyla öğrenilecekti.
--spoiler--
hitler değildir. ama hitler gibi kin ve gayzla bilenmiş bir ruha sahiptir. şimdi görev yaptığı yerin sahibinin de aynı suçtan arandığı göz önünde bulundurulacak olursa tencerenin yuvarlanıp kapağını bulduğu öne sürülebilir ve bu elhak doğrudur.

adı zikredilen kişinin 'cısı, 'cüsü olsaydı ne alaydı, ne güzeldi! amma gel gör ki her karanlık ruha nasip olmuyor bu, tarihle sabit bu. bazıları nemrud gelir nemrud gider. adil serdar saçan da öyle. bin yıl ibrahim(a.s) ile yaşasa ne olur! tekrarda fayda var, bu adamın suçlu olduğu, kötülüklerle dolu bir insan olduğu şimdi çalıştığı yerin neresi olduğuna bakılacak olursa bile doğrulanabilir, sabitlenebilir.

en hafif tabirle, işkenceci bu adamın suçu içerde bir yüzyıl kalmasını gerektirecek kadar büyüktür. ismi zikredilen zat'ın cübbesinin kıyısına ilişse, ilişebilseymiş(ki böyle bir şey hiçbir zaman olmamış, iki ismin yan yana gelmesi bile muhaldir) keşke! ama bilinir ki, gözleriyle akıllarının arasına perde inmemiş hakşinas insanlar bilirler ki çamur at izi kalsın her ne kadar demode bir alçaklık yöntemi olsa da her zaman işe yarar, çok işlevseldir yani.

ve yine güzel insanlar bilir ki altın çamura bulanmakla değer kaybetmez, böyle bir şey vaki olmuş değildir bugüne kadar. ama adil s. saçan denen zat çamur bile olamayacak bir kişidir. zira çamur tüm hak mezheplerce tahirdir, temizdir. yani necasetten sayılmaz. bu zat o kadar bile olamaz, ne yazıktır ama!
tbmm darbe ve muhtıraları araştırma komisyonunda ifade verecektir:
görsel
kendini süt'den çıkmış ak kaşık gibi göstermeye çalışan eski emniyetçi, dinleyen tanımayan inanır o derece ikna gücü vardır, ağzı çok iyi laf yapar ama insanlığı tartışılır.

işkencecidir, mahkemede bereaat etmiştir ama mahkeme tarafsızmı yargılamıştır onu sorgulamak lazım.

filistin askısına aldırdığı insanların bağırışlarını kapı arkasından dinleme gibi bi özelliği olan, organize şube müdürüyken, sorguda insanlara yaptığı muamele o kulakdan dolma değil bizzat şahit olunmuş hadiselerdir.

sevilesi insan değildir. insamıdır orasını allah/sonra tanıyanlar bilir...
bu adamın "işkenceci" olduğunu iddia eden kişilerin genelde mafya babası, mafya babası'nın kardeşi, çete lideri, yeraltı adamı vs. kişiler olması ilgi çekicidir.
sedat peker'in kardeşini geçen gün beyaz tv'ye çıkardılar, "adil serdar saçan bana işkence yaptı" dedi.

"işkenceci" deyince genelde masum insanlara, siyasi suçlulara vs. yapılan insan hakları ihlalleri akla gelir, ama işin ilginç yanı, "mafya ve çetelere işkence yapıyor" diye bir insan ilk defa suçlanıyor galiba. mafya televizyona çıkıp polis müdürü bana işkence yaptı diyebiliyor. bu yüzden koskoca emniyet müdürü hapse atılabiliyor. trajikomik günler yaşıyoruz.

ayrıca, bu adam 2008 yılında suikast girişimine uğramış, kurtulmuş.
ergenekon davasında 14 yıl hapis cezasına çarptırılmış eski emniyet müdürü.
görsel
An itibariyle Halk Tv'de Peker davasını yorumluyor.
"..........sevilesi insan değildir.........."

olabilir.. ama kan kusturduğu insanlarla kıyaslandığı zaman melek kalır...

türkiye'nin güvenlik problemlerinin ne olduğunu bilen ve görev başındayken o bilgilerine göre davranmış olan biridir. kıro görüntüsüne rağmen belli bir kültürel birikime sahip olduğu da bellidir...

rizeli recebi bağrına basıp yirmi sene boyunca seçmiş olan, fetö'nün duzlu daşşahlarını senelerce yalamış olan türk halkı adil serdar saçanı sevilesi bulmamış... çok da fifi..
gerçek kahraman...

1930-40 ların istanbulunun polis şefleri varmış, büyükler anlatırlardı.. bunlar taşradan gelmiş belalı tipleri önceden mimler, o tipleri düzenli olarak karakola çekip falakaya yatırırlarmış.. o zamanki mafyaların yapabildiği tek iş izbelerde kumar oynatmakmış.. kabadayılar yarı aç yarı tok yaşarlarmış...

sonra 1950'lerde bu usul kalktı...

şu an mafyalar milyar dolarlık ihalelere giriyorlar, limanların ve demir-çelik tesislerinin üzerine çöküyorlar.. ülke onlardan soruluyor...

ama eskiden foşiiiizzzmmmm vormış da beyaz dürkler halkı eziyormuş da...

adil serdar saçan karakolda kabadyıya uğursuza mafyaya kan kusturan, ama mesaisi bitince evine otobüse binerek giden eski polislerin son kalıntısı olsa gerek...
eski kuşaklar "eli ekmem tutan adam" diye bi lafları vardı.. bu laf diğer insanların işine yarayan bir sanatı olan ve ailesinin ekmeğini o sanat sayesinde çıkaran adamı tanımlardı.. mesela muslukçular, elektrikçiler, kaptanlar, esnaf, berberler, tüccarlar, börekçiler, terziler eli ekmek tutan adamlardı.. saygı görenler bu tarz adamlardı..

en çok saygı görenler üniversite mezunlarıydı.. doktorlar, mühendisler, mimarlar...

namusuyla çalışan ama bir sanatı olmayanlar biraz daha az saygı görürlerdi.. hamallar, temizlikçiler vs...

"gereksiz iş" yaptığı düşünülenler en az saygıyı görürlerdi.. futbolcular, çalgıcılar vs.. insanlar bşr futbolcuyu çok sevebilirlerdi ama kızlarını vermek istemeyebilirlerdi..

bi de bütün bunların altında ve dışında bir grup daha vardı: ne iş yaptığı belli olmayan mafya-kabadayı takımı.. bunlar kendi semtlerinde kumar oynatırlar ve kadın satarlardı.. parya statüsündeydiler. kimse bunlara saygı göstermezdi.. ne kadar para kazanırlarsa kazansınlar, toplum bunların ne olduğunu bilir ve kötü muamele ederdi..

zannederim adil serdar saçan'ın kafası bu eski zamanlara takılı kalmış.. parya olarak bildiği mafyoz grubunun nasıl olup da ülkeyi ele geçirdiğini ve en çok saygı gören insan statüsüne geldiğini anlamaya çalışıyor ama bir türlü anlayamıyor...