bugün

insan veya toplum manipülasyonu da denilebilecek hadisedir. insanların veya toplumların gerçek algısı üzerine çeşitli etkilerde bulunularak belli davranışlar sergilemesi sağlanır. bu bir sendika işçisi ise düşünceleri ve inançları üzerine uygulanan etkilerle grev yapması daha niyetlenmeden engellenir, bir şirket çalışanı ise maaş zammı talep etmesi sindirme politikasına tabi tutularak veya isteneceği tahmin edilen zammı talep etmeden hemen önce daha düşük zammı vererek daha niyetlenmeden engellenir, bir toplumsal katmanın üyesi ise o toplumsal katmanın kendine ait töresine itaat etmesi öğretilerek öğretilenin dışında davranması engellenir. bu tür adam oynatma teknikleri insanları toplumla uyumlu davranmaya yöneltmekle ve toplumsal uyumu sağlamasıyla birlikte toplum veya toplumun bazı unsurları tarafından sömürülmesine de sebebiyet verebilmektedir. ama sonuç olarak insanlar tek başlarına davranmazlar kullanıp kullanılırlar.
satrancı karşınızdakinden daha iyi bilmiyorsanız oyunu onun kontrolüne bırakırsınız. Genelde "hamleleri önceden nasıl biliyor?" diye iç geçirilir ama işin aslı hamleleri bilmesi değil oyunda seni hangi hamleye yönledireceğini bilmesidir. Kaçışınız olmaz önce küçük şeyler vermeye başlar sonra at, kale, fil, vezir ve en sonunda da şahı!
satrancı iyi bilenin karşısında da oturup oynasanız yanına da oturup oynasanız sizi oyuna bağlamış ve ne kadar masayı farklı açıdan görürsen gör oyun aynı şekilde devam etmektedir.
reklamcılık, danışmanlık, insan kaynakları bu oyunu iyi bilenlerin yanındadır. Oyunu iyi bilene alternatif yönlendirmeler sunar ve özgüven kazandırır. Ne kadar öz güven kazanırsa karşısındakini ve yanındakini idaresi ve hamlelerini belirlemesi daha etkili olur. Rakibini kontrol altına alır. Rakibi ister bir kişi olsun isterse koca bir şirket. Yaptığı iki şey vardır, dalgayı başlatmak ve dindirmek. Sonrasını zaten getirir.
Bunla ilgili çok iyi bir örnek vardır. bir anlaşma için aynı mal mülke sahip iki şirket yöneticisi ile görüşmeniz vardır. Birincisi çok lüks bir oda da elinde konyak'ıyla sizi yiyecekmiş gibi bakan birisi, diğeri ise küçücük bir ofiste kağıtların arasında terden sırılsıklam olmuş birisi. seçim kolay ama sonuçta o adamın taşlarıyla oynanacak bir oyuna dahil olduğunuzdan, o adamın işinde ki yeteneğine* inanmaktan başka bir şey kalmamıştır.