bugün

çekilen acıları en içte hisseder insan. kim bizin için üzülürse üzülsün, sadece biz biliriz acının tadını. acılar yüklenir omuzlarımıza ve biz onların altında erirken, bir zaman gelir artık büyümüşüzdür. acılar belki insanı hayattan bezdirmek için bir sebeptir ama acılar adam eder insanı, büyütür, olgunlaştırır. önceleri bir çocuk gibi gülerken, acıyla yoğrulan insan acı acı güler hayata, dudaklarındaki hazin kırışıklıklarla.
dozajını ayarlayamadığından insanoğlu, acı bazen olgunlaştırmak yerine küskünleştirir. kalın bir kabuk örer çevresine, üzerine de bir resim çizer. herkes öyle bilirken, bir başkasıdır resmin altında yaşayan...
tevekkeli değil küçük emrah cabuk büyümüştü dedirten durum.
yanlıs bir yorumdur acılar insanı sadece yıpratır. *
--spoiler--
Acı çekecek yerlerimi yok etmeden Acıyla baş etmeyi öğrendim. Yoksa bu kadar konuşabilir miydim?
--spoiler--
*
elmas nasıl yontulmadan kusursuz olamaz,insan da acı çekmeden olgunlaşamaz.
insanın kazık yemeden yada acı cekmeden aklını basına alamaması durumudur. kişinin canı öyle çok yanar ki, hem bundan sonra daha fazlasını yasamamak , hem de daha cok üzülmemek adına kendisini bi kabuğun içinde bulur. o kabuğun arkasında herseye daha guclu durabilicekmiş gibi hisseder daha mantıklı davranmaya calısır.artık büyüdüm diye düşünür taa ki baska bi acıyla canı yanana kadar..
büyümez insanoğlu..

(bkz: what doesn t kill you makes you stronger)
yanlış olması yüksek ihtimale sahip önermedir. zira bir ara her evin duvarını süsleyen ağlayan çocuk, senelerdir ağlamaktadır. üç nesil büyüdü, akranları eşşek kadar oldu, torun sahibi oldu bu ise ısrarla, hala ağlamaktadır. geçen bir sahaf vitrininde arkadaşlarla gördük. hala, yorulmadan sıkılmadan ağlamakta, fakat işte hala çocuk. çocukla çocuk olunmaz diyoruz, bu önermenin de yanlışlığı ispatlanmıştır.
(bkz: züğürt tesellisi) *
insanın bunu acıyı yaşarken değil çok sonra farketmesi durumudur. acıyı yaşarken sürekli kendine " neden ben" soruları sorar insan. o an ya ben bu acıyla olgunlaşıcam düşüncesi aklın ucundan bile geçmez. üzen şey çok sıcaktır çünkü. hala boğazda düğümlenir kelimeler. ya ne zaman atlatıcam der insan. ama üzüntüyü atlatınca demek yaşamamda gerekir diye düşünür bünye. o an zaten artık acının bittiği noktadır. öünkü mantık devreye girmiştir duygu bitmiştir. zaten başta mantıkla düşünülce acı diye bişey olmazdı. acıyı yaratan ve yaşatan duygudur...
(bkz: acilarin cocugu)
bir başka versiyonu için:
(bkz: acıların insanı hemoroid yapması)
Ben bu yüzden hiç kimseden gidemem gitmem
Unutamam acı tatlı ne varsa hazinemdir.
Acının insana kattığı değeri bilirim küsemem
Acıdan geçmeyen şarkılar da hayatlar gibi biraz eksiktir.
(bkz: beni öldürmeyen acı güçlendirir)
"armut mu lan insan, zamanı gelince olgunlaşsın?" diye çemkirdiğin yaLAN. acı hemoroidi azdırır. insanı olgunlaştırmaz. insanı olgunlaştıran tek şey; kendi düşünce sistemini kullanıp, bir şeyleri düşünmesi ve kendi gerçeklerini bulmasıdır.

şimdi dolaptan süt alıp geliyorum hemen. bir yere gitmeyin.

(bkz: entryi msn diliyle bitirmek)
Acı sadece insanı kalınlaştırır. Zaten üzülünmemesi gereken şeylere üzülmemeye başlarsın yani olması gerekeni yaşarsın ha bir katkısı daha var yaşlandırır.
(bkz: yazarların hayattan aldıkları dersler)
(#2883311)
acıların çocuğu gibi bir kavramın gerçek dışı olduğunun göstergesidir. Acı çeken insan tez vakitte olgunlaştığına göre çocuk değildir artıkın.
(bkz: Tarihe karışan kavramlar)
acıyı yaşadıkça o acıya alışmayı, onunla yaşamayı öğrenirsin.
(bkz: yüreğin kanaması)
çekilen acıdan ders alınıyorsa... evet olgunlaştırır...
yaşından oldukça büyük gösteren insanların büyük gösterdiğini başkalarından sıkça duyunca kendine göre oluşturduğu savunma mekanizması.
bu olayda da iktisattaki azalan marjinal fayda yasasi gecerlidir, aci miktari arttikca insan gittikce olgunlasir, bir sure sonra artan aci karsisinda olgunlasma artmaya devam eder ama bu artma azalarak gerceklesir ve sonunda tepe noktaya ulasir, bu noktada acinin olgunluk uzerindeki marjinal etkisi sifir olur, bu noktadan itibaren cekilen aci insan da negatif etkiler birakir, kendine olan guvenini kaybettirebilir, hayata kusturebilir, "yeter aq, hep acilarin cocugu ben mi olmak zorundayim" diye isyana surukleyebilir, olgunluk zarar gormeye baslar.

yani ekonometri kullanarak, olgunluk=f(aci) denklemi tahmin edilmeli, bu fonksiyonun turevini alip sifira esitleyerek olgunlugu maksimum kilacak aci duzeyi bulunmali ve o kadar aci cekilmeye ozen gosterilmelidir.

(bkz: fonksiyonun turevini alip sifira esitlemek) *

su ekonometri odevini bitireyim, normale donecegim...
(bkz: çile doldurmak)
insanı yıkmayan her darbenin güçlendirmesi olayıdır.