bugün

Türkiye gibi ülke var da biz mi gitmiyoruz? Kesin bu akp dış güçlerin bir oyunu. Herkesi ülkeden bıktırıp ülkeyi ele geçirecekler.
Başkalarının kurduğu demokratik ülkelere gidip hazıra konmak. Ter dökmediğin, mücadele etmediğin yabancı bir ülkeye gitmek. Bu sadece Korkakların yapacağı bir davranıştır. Bu ülkenin sahibi benim annem, benim babamsa onların yapamadıklarını ben yapcam. Evlatlarıma güzel bir ülke bırakmak için hiç bir yere gitmiycem, ülkem için, demokrasi için, adalet için kalıp savaşcam.
doğru bir önermedir. acilen insani değerin yüksek olduğu ve kapitalist sistemin en az düzeyde olduğu sosyalist güney amerika ülkelerine ve küba ya gidilmelidir.
fenerbahçe'nin yapamayacağı eylemdir. halihazırda avrupa yasağı dururken. (biraz tebessüm.)

edit: tebessüm dedik amk.
bir çeşit realite. neticesinde beyin göçüğü ortaya çıkar, ki bu beyin göçünün bir kademe ilerisidir.

sadece akademik anlamda başarılı, mesleğinde zirveye oynayan, ya da tüm bunları geçtim yurt dışında yaşamak-çalışmak isteyen nitelikli iş gücünün kaybı değildir demek istediğim. düşünen, sorgulayan, eleştiren, eleştirmekle kalmayıp yol gösteren aklı başında, vicdan sahibi insanlar bu ülkeden umutlarını kesip de çeker giderlerse, işte o zaman mahvolduk demektir.

i
en az peygamberin ve inananların hicreti kadar gerekli olan hadisedir. bizlerde zulm altındayız artık yeter !
(bkz: Geldikleri gibi giderler) .
gitmesi gereken en son kişi bile biz değiliz. kimin ya da kimlerin gitmesi gerektiğini en iyi biz biliyoruz. he, gitmelerini sağlayamıyoruz maalesef, orası ayrı.
yaşanacak hal kalmamasından mütevellittir.
insanları psikolojik olarak çökerttiler ve etkilerini hepimiz fiziki olarak da görüyoruz. Ama biz güçlü olmazsak devran böyle sürecek. Onlar umutlarımızı söndürmeye çalışsa da biz birbirimize umut olmalıyız. inanıyorum buna.
bu ülkede yaşamayı hak etmeyen insanlar gitsin.
ortada olmayan gerçektir. kaçaklar için dünyada hiç bir zaman iyi bir yer yoktur. kalıp savaşanlar için vardır.

gelişmiş ülkeler, sivil toplumdan, aydınlardan ve akıllı bürokratlardan, askerlerden ve daha nice meslek gruplarından destek alan reformistler sayesinde bugünlere gelebildiler. kademe kademe, sindire sindire yaptılar bu reformları. acılar çekerek, kefaretler ödeyerek... en önemlisi ise, onlar bu devrimleri ve reformları halk ile omuz omuza gerçekleştirdiler.

bizde ise bu süreç ters şekilde işledi. osmanlının reformları da, kemalist devrimde tepeden inme olarak gerçekleştirildi. bakmayın kör kemalist zırvalarına. atatürk bu ülkeyi kurarken halkın çoğu onu doğru dürüst tanımıyordu bile. azıcık tanıyanlar da sevmiyordu zaten. kemalist devrim, halk için ama halka rağmen yapılmış bir devrimdir. osmanlı zamanında da farklı olmadı bu durum. her zaman yönetici elitin politikaları sonucunda yapıldı reformlar. hiç bir zaman da halka inemediği gibi yönetimde etkili olan aktörlerin bile desteğini alamadı zaman zaman. (yeniçeriler, ulema, bürokratlar vs gibi)

şimdi biz bunun ceremesini çekiyoruz. avrupanın bir asır önce karşılaştığı ve çözümü konusunda büyük aşamalar kaydettiği sorunlarla biz daha şu anda karşılaşıyoruz. demokrasinin seçimlerden ibaret olduğu fikri mesela, 20. yy'ın ilk yarısında batının tartıştığı bir konuydu. hitler, mussolini gibi örneklerden sonra ve özellikle de ikinci dünya savaşının bitmesiyle birlikte demokrasinin seçimlerle sınırlandırılamayacağı çoktan anlaşılmıştı. bunun türkiyeye yansıması da, çok partili sisteme geçiş şeklinde olmuştu. ama görüyorsunuz, biz bugün bile batının yarım asır önce çözdüğü bir sorunu tartışıyoruz.

başbakan soma faciası ile ilgili 1 asır öncesinin ingilteresinden bahsetti. haklıydı da. çünkü bizim bugün karşılaştığımız sıkıntıyla ingiltere, almanya gibi ülkeler taa o zamanlar karşılaştılar. ve marksın fikirleri o dönemlerde güç kazanmıştı. ingiltere, almanya gibi ülkeler bu sorunu, işçi haklarını koruyarak, güçlü işçi sendikaları yaratarak çözdü. uzunca yıllar ingilterede işçi partisi iktidarı elinde tuttu. öyle bir noktaya gelindi ki, işçi haklarının çok güçlü şekillerde savunması kar marjlarını katlanılmaz seviyelere düşürdü. işte biz bu bakımdan ingilterenin çoktan çözdüğü bir problemle karşı karşıyayız şu an.

şimdi artık bizim de bu reformları, bu düzenlemeleri artık bir an önce, hızlı hızlı gerçekleştirmemiz gerekiyor. ama bunun da tek yolu, bu reformları isteyenlerin, istemeyenleri ikna etmesi ve hakkımızı savunmak için halk olarak sonuna kadar savaşmamız. aksi halde bir kısmımız anlı şanlı tarihi ve kültürü olduğu halde 3. dünya ülkelerinden farkı kalmayan bir ülkede yaşamaya devam ederken, bir kısmımız da saçma sapan hayallerle gittiği gelişmiş ülkelerde, gurbette 2. sınıf vatandaş olarak yeni bir hayat kurmaya çalışacak. o yüzden önümüzde tek makul seçenek var, savaşmak. sopalarla, molotoflarla, silahlarla değil. fikirlerle ve argümanlarla... halkın desteğiyle...
asıl siktir olup gitmesi gerekenler kene gibi yapıştı güzelim ülkeme. dağdan gelip kovdular bağdakini ve sanırım gerçekten bize yol göründü. gün geçtikçe cennet vatanımda yaşamak daha da zorlaşıyor.
edit:cennet vatan dedim kusura bakmayın ağız alışkanlığı. ne bir güzellik kaldı ülke de ne geleceğe dair bir umut.
14-15 yaşlarında hayalini kurduğum saçma şey. insan vatanını, kendi dilini, insanını bırakıp gider mi? Hiç bir umutsuzluk böyle bir yolla çözüme gitmez. Sen avrupaya gittin diyelim, rahat edecek misin? Onların vatandaşı kadar hakkın, değerin olacak mı? Üstüne bir de ırkçılık olacak o sarı sarı küçük bebeler bile sizden ürkecek hatta. yok yeaa demeyin avrupalılar çaktırmasa da ırkçılık çok yaygın maalesef, senin çocuğun eşin rahat edecek mi? Mesleğini yapabilecek misin? Kimliğindeki türklük silinecek mi? Hayır, hep türkiye vatandaşı olarak kalacaksın. Silinmesini istiyorsan, yapılıyorsa ne boka bekliyorsun siktir git tabi..
Hükümetten dolayı ülke bırakılmaz. Sen o kafayı değiştir, o hükümet de gider. belki daha kötüsü de gelir sonra o da gider. Sana bağlı evet. Sen gidince kim kurtaracak peki bu ülkeyi?
Belki biraz nazım hikmet okumalısınız, belki de ihtiyacınız olan sadece budur.
O zaman hepimiz gidelim, kollarını açmış bizi bekleyen bir ülke varsa hadi gidelim. Buradaki suriyelilerden kaçımız rahatsız olmuyoruz? Bir farkı olacak mı durumumuzun?
Hadi bunları geçtim, türkçe konuşmayı hiç özlemeyecek misiniz? Basit düşünüyorum sadece.
Ateistim, görüşüm hükümetle tamamen zıt ama Beni zorla çıkarmaya çalışsalar da, gitmeyeceğim. Asla..
Brunei, Lihtenştayn, Makao, Palau gibi ülkelere gitmelerini öneririm. ne güzel dış borçları sıfır. oh mis!

(bkz: http://tr.wikipedia.org/w...B6re_%C3%BClkeler_listesi)
Hadi be capulcular babanıza rahmet siktir olup gidin bu memleketten bak o kadar yer var gidebileceğiniz secim beğenin toz olun sonra hadi hadi gülüm.
Geç de olsa farkedilen gerçek.
meydanı çakallara mı bırakalım? bu ülke bizim, bizi yönetmeye diye gelip kendine çıkarsağlamaya gelen üç beş çapulcunun değil.
bu durumda biz kalırız onlar gider. uyanamazsak toptan karanlığa gömülürüz. o yüzden herkes birbirinden sorumlui herkes bir diğerini aydınlatmalı. ki yalana, dolana kanmasın.

bizi kandıranların acilen bu ülkeden siktir edilmesi gerçeğiyle ölesiye çarpışır.
tamamen desteklenen fikirdir.

dine küfret, vatandaşın canını yak, malını yık, polisle çatış, yasalara karşı çık, sonra ortalık karıştı, bu ülkede yaşanacak yer kalmadı, bu ülkeden siktir olup gitmek gerek de.

gitmeyen o. ç. dur.

sınır kapılarını sayayım mı yoksa siz yolu biliyor musunuz?

bu ülke sizsiz daha güzel olacak emin olun.

yahu şu mübarek gün insanın ağzını nasıl da bozuyorsunuz. sonrada vatan sevdalısı diyorsunuz kendinize.

bir milyon eksi alsa bile artık dayanamaz hale geldim.

şu güzelim ülkeye sığmadınız gitti. sözde %90 müslüman olan ülkede sürekli islamiyete bir saldırı, sürekli ülkeyi geri götürme çabası. düşün artık yakamızdan. cihan yıkamamış türk milletini kendi içimizde parçalanıyoruz.

beğenmeyene kapılar orda. isteyene yol haritasını bedava gönderiyorum. defolun gidin.
"siktir olup gidin"dir. kimse sizi tutmuyor efendim. gerçi bu sözleriniz entry'lerde, laflarda kalacak ya, orası komik.
bu ülke henüz Rönesans ı bile yaşamamıştır. cehaletin kavurduğu topraklarda yanmamak için aklı başında insanların yapması gereken eylem.
antidepresanlarin cozum olmadigi gercegini kabul edip ,artik gitme vaktinin geldini kabul etme durumudur....
Bunu gecen yaz yasanan gezi parki olaylarinda anlamaliydik.
Soma faciasından sonra olması gerekendir. Kardeş ülke azerbeycan uygun olabilir. Zira madencilerin ölümlerine bir tek azerbeycan başbakan yardımcısı ağlamıştır. Demek ki orada insanlık hala ölmemiş.
kalıp savaşmakla yada çekip gitmekle halledilemeyecek bir sorunun en kestirme yoldan çözüme kavusturulacagına inanan yazar zırvası. kendini mânen ve madden ihya edememişsen dünyanın her yeri zaten aynıdır. bunları gerçekleştirdikten sonra ortam arayışına girmekse en tabii hakkındır. o ayrı.
kendini beyaz turk olarak addeden güruhca iki de bir öne sürülen abuk laf.
siktir git kardeşim o zaman. bunu diyen de bir söylesin şu ülke için ne yapmış aq, neye isyan etmiş, siktirin gidin de bu memleket sadece burayı gerçekten seven ve onun için uğraşana kalsın.
hayır sanki kendisi suyu tutan yerde olsa farklı bir şey yapacak.
aklınıza sokayım sizin.