bugün

muhafazakar kimliğinden rahatsız olmadığım cumhurbaşkanının kızına yaptığı ve bana "aslında halkın temsilcisi olduklarını söyleyenlerin halktan ne kadar da kopuk olduklarını" düşündürten daha da ötesinde "acaba damadın babası zengin bir halıcı değil de 100 milyarlarca liralık düğün yapamayacak fakir bir köylü olsaydı cumhurbaşkanı halktan biri olduğunu hatırlayarak kızını yine aynı gönül rahatlığıyla verir miydi?" sorusunu aklıma getiren şaaşalı düğün..

not: içerde düğün yapılırken dışarıda "peki benim çocuklarım nolacak?" diye bağıran ve polislerce yaka paça uzaklaştırılan adamın çaresizliği ne kadar yürek yakıcı...
salona girişleri büyüleyiciydi yahu.ben de isterim.
(bkz: ah şu paranın gözü kör olsun)
envai çeşit yorum yapılmıştır ,yapılacaktır da.nitekim evlenen cumhurbaşkanının kızıdır.
önceki cumhurbaşkanımızın çocuğununun düğün merasimiyle kıyaslamadan tutun da,islam-tevazu ilişkisine,tası tarağı kaça mal olduğundan tutun da davetli listesinde sivrilen isimlere ,ülkemizin gelişmişlik farklarından alın da istanbul'u esir alan yağmurla düğünün çakışmasına kadar.herkesin söyleceği bir şeyler vardır mutlaka.olumlu ya da olumsuz.çok da doğaldır.ama vurup öldürmemek gerekir.sadece bir düğün olarak bakarsak allahaşkına hangi anne baba evladının mükemmel şartlarda yaşamasını veya öncesinde onun için müthiş bir düğün tertip etmek istemez ki?kandırmayalım kendimizi.
metronun yönünü değiştiren düğün. lan ben neyse bişey demiyorum.
(#2469782)
varlıklı bir ailenin kızının varlıklı bir aileye gelin gittiği düğündür. damadın fakir olması ancak türk filmlerinde olur. daha yaratıcı kıskançlık nidalarında görüşmek üzere...
15 şehit vermemizin üzerinden daha 10 gün geçmedi. bu milletin cumhurbaşkanını derinden sarsması gereken bu olay, beklenen etkiyi abdullah gül üzerinde yaratamamıştır. bunun kanıtı şudur ki, beyfendi, kızının düğününü ertelememiştir.
şatafatadan uzak durmamıştır. ahmet necdet sezer'i arayacağımızı biliyorduk. kendisi, oğlunu evlendirdi çankaya'da. buna televizyonda, gazetelerde hiç rastladınız mı? fakat bakın recep tayyipin çocuklarının düğünlerine. bakın abdullah gülün kızının düğününe. her biri basında nasıl da yer buluyor. nasıl da herbirine binlerce zengin davetli çağrılıyor. nasıl da hepsi, gözü dönmüş şekilde devlet kaynaklarını yağmalıyor. resmen aç gibi, yedikçe daha da açlaşan, resmen şeytan. her birinde 4000-5000 polis görev alıyor sırf bunların göt korkusunu gidermek için. halktan çekinmeseler, halka yakın olsalar neden o kadar önlem aldırsınlar? halktan olduğu iddia edilen birisi, başbakan olarak recep tayyip ve cumhurbaşkanı olarak abdullah, halktan olmadıklarını, kamunun parasını kendi çıkarları için kullandıklarını cümle aleme göstermişlerdir.
hala enayi gibi bunları savunmaya devam edenlere şaşıyorum, akıldan yoksun olduklarını düşünüyorum.

ayrıca kıskanıyor da değilim. hiçs ikimde değil. insan insan olduğunu unutup, yaşadığı toplumdaki şartları unutup bir ton parayı dökerse, devletin kaynaklarını kendi kişisel çıkarları için kullanırsa...

canımı sıkıyor.

düzenleme: eksi verip de, fikirlerime neden katılmadığını anlatamayacak denli kısır beyinleri de aramızda görüyoruz.
kırk gün kırk gece süreceğini tahmin ettiğim ama nedense erken biten düğün. cumhurbaşkanımıza yakışmadı daha da görkemlisini beklerdik!
düğünlerde aşırı gösteriş özellikle arap toplumunda ve aşiret zihniyetlerinde görülen bir görgüsüzlük örneğidir. eski türk adetlerinde de düğünlerin önemli bir merasim olduğu gerçektir. ancak türkler bu işi bir statü sendromuna dökmemiştir ve onların düğünlerindeki eğlence anlayışı güreş tutmak, kuzu çevirmek, davul çalmak vs. gibi toplumun her tabakasından insanın rahatlıkla gerçekleştirebileceği ve insanların mutlu olmaktan başka birşey düşünmediği törenler olmuştur.

fakat çöl kültürü ile yetişmiş, kadını para verilip alınan bir mal olarak gören ve zenginliğin, lüksün, şatafatın bir statü olduğuna -dahası diğer insanlar üzerinde hakimiyet kurma- inanmış arap toplumunda örneğin deve yükü altın, ipekler, halılar, metrelerce kordonlar vs. gibi zenginlik ifadeleri oldukça önemlidir.

arka arkaya aynı makama yükselmiş iki insanı kıyasladığımızda, zihninde bir araplık olmayan, laik ve modern cumhurbaşkanı ile, değiştim iddialarıyla ortaya çıktığı güne kadar din üzerinden siyaset yapmş, toplum düzeninde en önemli bileşenin din olduğuna inanmış, arap gibi yaşamayı, onun gibi düşünmeyi, ona benzemeyi benimsemiş olanın arasındaki fark açıkça ortaya çıkıyor.
televizyonlarda göründüğü kadarıyla düğüne katılan türbanlı kadınların genelde dar ve vücut hatlarını ortaya çıkaran elbiseler giymeleri oldukça rahatsız edici.bu nasıl moda, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu yahu?
bu düğün beni nedense hiç şaşırtmadı tam da yakışır bunlara böylesi zaten ... şehit vermemiz falan umurlarında değil tek umurlarında olan devletin malı deniz yemeyen ... bu ülkeye ve seçenlere müstahak ... görün işte devletin ve milletyin halini ...
masraflarının erkek tarafı tarafından karşılandığı düğündür:

http://www.ntvmsnbc.com/news/422583.asp

kamu kaynaklarını kendi özel işleri için kullanma durumu sözkonusu değildir haliyle. toplam 107 bin ytl tutan düğün masraflarını sarımermer ailesi cebinden ödemiştir. ha itirazlar ve eleştiriler o kadar polisin kamuyu ilgilendiren bir hadise için değil de şahsi işler için seferber edilmesi noktasında yoğunlaşıyorsa haklılık payı vardır zira sade, ihtişamdan uzak bir düğün merasimi tertip edilebilir ve kamu çalışanları boş yere meşgul edilmeyebilirdi. fakat abdullah gül'ün geniş tanıdık ve akraba çevresi düşünüldüğünde dört bin civarında davetlinin iştirak etmesi ve dolayısıyla büyük bir olay olması anlaşılabilirdir.

abdullah gül'ün kızının yerinde olsaydım, napar eder, düğünümün medya malzemesi yapılmasından olabildiğince kaçınır ve gösterişsiz, şatafatsız bir merasim düzenlenmesi konusunda ısrar ederdim. medyada haber bile yapılmayacak kadar mütevazi olunabilirdi ancak konu abdullah gül olunca tıksırması bile haber oluyor. elden fazla birşey gelmiyor doğal olarak, ancak ahmet necdet sezer başardıysa abdullah gül de başarabilirdi.

(bkz: abdullah gul un orucunu unutarak su icmesi)
"o değil de, bu hükümet çıktı çıkalı bunların çocuk evlendirmeleri bitmedi. düğünde takılan altınlardan olabilir mi?" sorusunu hatırlatan olay.*
hayırlı olsundur.
her biri ayrı ayrı emin çölaşan, bakir coşkun, yılmaz özdil kesilmiş bir grup insan kabullenmemekte ısrar etse de söz konusu düğün cumhurbaşkanının kızının düğünüdür. düğün salonunda pasta limonatayla kutlanacak değildir herhalde. ayrıca düğünü erkek tarafı yapar ama bilmem gözü kapalı eleştiri yapanlara bir şey ifade eder mi?
yalnız gelinin gelinliğini beğenmemişimdir. *
şehitlerimizden dolayı düğünü eleştiren arkadaşlar sanırım birkaç zamandır geceleri dışarı çıkıp ortamlara akmıyorlardır, düğünlere katılmıyorlardır, sözlükte okuduklarına asla gülmüyorlardır; bayramı da buruk geçirmişlerdir herhalde. aksi halde, bu kadar yadırgıyor olamazlar bu durumu.
(bkz: terorle mucadele kahramanlarina destek kampanyasi) **
gidenin görebileceği üzre, son derece sade bir "nikah töreni" olmuştur. ayrıca hatıra ormanına bağışa sevkeden tutumları da gül ailesinin kalitesini bir kere daha ortaya koymuştur. nikah töreni yemeksizdir, ayrıca yemek adile sultan'da verilmiş olup 200 kişilik bir davetli topluluğuna verilmiştir bu yemek.

yeni 15 şehit vermiş bir ülkenin cumhurbaşkanının düğünü olarak taşkınlıktan son derece uzak, sessiz sedasız geçmiş bir nikah törenidir.
ayrıca törende takı bile takılmamış olduğunu belirtmek sanırım bazı fırsat kollayıcıların heveslerini kursaklarında bırakmaya yetecektir.
düğünün ertelenmesini bekleyen kişilerin saf olduğu düğündür. 13 tane şehidimiz öldü diye tabiki üzülücez ama onlar şehit oluyor bu ülkenin huzuru bozulmasın diye. Eğer bizim askerlerimiz şehit oldu diye biz güncel yaşamımızı değiştirirsek işte o zaman düşmanların istediğini yapmış olur ve onların amaçlarına ulaştırırız. Tabiki evlenicekti ve evlendi. Cumhurbaşkanının vizyonunu, dış gürünüşünü bir zamanlar üyesi olduğu partiyi sevmeyebilirsiniz ama bu demek değildir ki özel hayatına karışıp yargılayabilirsiniz. Akıllı ve mantıklı hareket edilmeli.
şu anda düğün sonrası gelin damat aksiyonuyla devam eden güzide olay.
ne bir ay ne bir yıl sonra bu hükümet iktidarda kaldığı sürece şehit ailelerinin acılarının dinmeyeceği abdullah gül tarafından bal gibi bilindiği için erteleme ihtiyacı duyulmamış düğündür. ayrıca hayırlı olsun.
zenginin düğünü züğürtün çenesini veya parmaklarını yorarmış. bu cümlede benim parmaklarım yoruldu.
(bkz: hadi hayırlı tıraşlar)
düğüne birşey demiyorum da o gelinlik neydi öyle ya tam bir trajedi.lan madem o kadar para veriyonuz adam gibi bişeyler yapın.* * *
muhtemelen damat şu saatlerde iki rekat namazını kılıp olaya girişmiştir.
(bkz: aman sabahlar olmasın)
(bkz: sonradan görme)
bayramım çok buruk geçti. ortamlara akmadım. staj defteri de kafamı dağıtmasa, herhalde oldukça hüzünlü olacaktı.

bir yanda "oğlumun 20 günlük vatan borcunu ben tamamlayacağım" diye askere başvuran fakir bir ailenin gönlü çok zengin babası...
bir yanda milyarlar değerinde süslemelerle doldurulmuş bir düğün töreni...

bir yanda kaypak bir adam; ve diğer yanda engelleyemediği - yapamadığı - beceremediği manevralar ve alamadığı kararlar yüzünden şehit veren türk insanı...

durmak yok...
ahmet necdet sezer'i şuursuzca eleştirenlere kapak olacak nitelikteki düğündür.ayrıca türkiye cumhuriyeti'nin en iğrenç tablosudur.*