bugün

suyun miktarı ile orantılı olarak artan veya azalan gereksizliktir fakat ortadaki gerçek, "gereksizlik" olmasıdır.

evet erenler, abdest almak gereksizdir. nedeni de çok açık. "su", "votaa".

abdest kavramı bilindiği üzere arap yarımdasında islam diniyle birlikte ortaya çıkmış ve kabul görmüştür. şimdi islam dinini ele alalım. bu kurak, susuz coğrafyada ortaya çıkan bir din insanları madden ve manen temizliğe teşvik etmelidir. işte abdest bu noktadan çıkmış bir kavramdır.

gereksizliğine gelince, arap yarımadasında su yok sel yok. adamlar psilik içinde yüzüyorlar. yağlı yağlı pilavları lapa yağıp elleriyle yiyorlar ve ellerini yıkamıyorlar. niye? su yok lan. adamların suları yok. ha su yok derken, "damla su yok." anlamayın. elbette var fakat bu su doğal kaynaklardan gelen sular değil. herneyse ekonomik olaylara girmek istemiyorum.

suyun selin akmadığı bir coğrafyada bir dinin, "abdest alın." diye emretmesi pek garip değildir fakat ülkemizde bu gariptir. ulan 3 tarafımız suyla çevrili, en az 3 bölgemiz yoğun yağış alan bölge hala ne abdesti lan? temiziz biz zaten. illa 3 ağza, 3 burna yapıp genzimi yakmak zorunda mıyım ben?

"pis cenabet" diyen olursa onu tehdit ederim kulak memesini ellemekle. yok ya böle bi durumun gerekliliğini böyle bir deniz ülkesinde savunmak bana enteresan geliyor.

antiparantez, arap geleneklerine göre islamı yaşayanlara lafım yok, onlar zaten eleştirilmeye bile değmeyen bir kesim olarak gözümde yer etmişlerdir. lafım bu alanın dışında kalanlara, sevdiğimden bu eleştirilerin tamamı. herneyse, arap geleneklerine göre abdest alırsın arkadaşım, su yok adamlarda, arada bi temizlenmek şart zaten e en etkili yol da dinin dayattığı bir arınma yöntemidir, abdesttir.

şimdi bu fikre karşı çıkan koşup abdest alsın bence.

edit,

teyemmüm mevzusuna da gerekli açıklamayı getirmek boynumun borcudur. dedğim gibi suyun selin akmadığı, kurak arap coğrafyasında insanların su bulamama ihtimali bulunmaktadır. bu ihtimalle doğru orantılı olarak insanların abdest alamama oranı da oldukça yüksektir.

işte bu noktada islam dinini kişilerin meşrulaştırdığı gerçeği ortaya çıkıyor. düşünsenize teyemmüm ilüzyonu olmasaydı su bulamayan insanlar ne yapacaklardı?

abdest alamadıkları için ibadetten uzak kalacaklardı. bu da yeni ortaya çıkmış ve kabul görmesi oldukça zor basamaklardan geçmesine bağlı olan bir din mensupları abdest alamadıkları için ibadet edip manevi huzur yakalayamayacak olurlarsa bu temelden sarsılma yaratacak bir durum oluştururdu.

bu olumsuzlukları savuşturmak, insanların su bulamama ihtimaline karşı teyemmüm ilüzyonu ortaya çıkmıştır meşrulaştırıcılar tarafından ve günümüze kadar gelmiştir arkasında "din" kavramı olduğu için.

yoksa insanlar taşa toprağa sürtünerek temizlenmezler değil mi? bu insanın namaz kılabilmesini psikolojik olarak sağlamaya yarayan bir ilüzyondur.

kedi miyiz la biz?
--spoiler--
Abdeste devam et ve güzel abdest al ki, ömrün uzasın.) [Harâiti]

(Güzel abdest alıp camiye giren Allah'ın misafiri olur. Allahü teâlâ da misafirine mutlaka ikram eder.) [Beyheki]

(Güzelce abdest aldıktan sonra "Eşhedü en la ilahe illallahü vahdehü la şerikeleh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resulühü" diyene Cennetin sekiz kapısı açılır.) [Nesai]

(Güzelce alınan abdest, imanın yarısıdır.) [ibni Hibban]

(ilk sorgu abdestten olacaktır. Abdesti güzel ise, sıra namaza gelir.) [Beyheki]

(Hiçbir günahkâr yoktur ki, güzelce abdest alıp iki rekat namaz kılarak mağfiret dilesin de, affedilmiş olmasın.) [Tirmizi]

(Güzelce abdest alıp namazını cemaatle kılanın bütün günahları affolur.) [Müslim]

(Güzelce abdest alan günahlarından sıyrılmış olur.) [Buhari]

(Güzelce abdest alıp bir din kardeşini ziyaret eden, Cehennemden uzaklaşır.) [Ebu Davud]

(Güneş yükselince [işrak vaktinde] güzelce abdest alıp iki rekat namaz kılanın bütün günahları affolur.) [i.Ahmed]

(Soğukta, sıcakta güzelce abdest almak, günahlara kefaret olur.) [Müslim]

(Güzelce abdest alıp, huşu içinde namaz kılmak, küçük günahlara kefaret olur. Bu durum ömür boyu devam eder.) [Müslim]

--spoiler--

bunlar inananlar için, inanmayanlara da Allah hidayet versin.
"yarımadada nasıl su olmaz?" diyerek çürütülmeye çalışılan gereksizliktir. şöyle diyelim, türkiye gibi su sıkıntısı çekmeyen bir ülkede başkent ankara'nın bu kaynaklardan uzak kalmasından dolayı su sıkıntısı çekmesi gerekli soru işaretlerine cevap niteliğinde olabilir.

zaten mekke'de long beach'i ile ünlü bir şehir değil diye hatırlıyorum.
dine eleştirel bakabilmek için üzerinde düşünülmesi gereken konu. ancak sonuçta temiz olsak bile abdest almak iyi bir şeydir. ekstradan temizliğin kimseye zararı olmaz. madem su ülkesiyiz sular boşa gitmesin değil mi? * ayrıca bu dahil çoğu şey arapların bulunduğu iklime göre yazılmıştır. böyle şeylerin esnekliği göz önünde bulundurulmalıdır.
cünup gezmeye alışmış bünyenin düşüncesidir. islam temizliktir.
islam evrensel bir dindir ve kuralları tüm insanlık için geçerlidir. insanların yaşadıkları coğrafya şartlarına göre kural belirtmemiştir. cenabet gezzmek dinimizce en büyük günahlardan birisidir. o halde hiçbir ibadet yapamaz ve hiçbir kutsal mekana ayak basamazsın. ha basarsın da günah yani. şimdi sultan ahmet'e hergün giren gayrimüslimlerden bahsedecek dallamanın biri gece gece asabımı bozacak diye belirttim. neyse. iki namaz arasını geçmemesi gerekiyor cünüplük durumunun ve cünüplükten kurtulmak için gusül abdesti almak farz. yani yapmazsan olmaz illaki yapacaksın. gusülün de kendine özel yapılış kuralları var. sen günde 7 kere de banyo yapsan guslün kurallarını uygulamadığın için cenabetliğin gitmez. yani burda sadece maddi temizlik yok. yoksa gusül alın yerine yıkanın derdi din sadece. ayrıca konu sadece gusülle sınırlı değil. bazı ibadetleri yapmak için namaz abdestini de yerine getirmen gerekiyor. bu olayın şekil şartı. nasıl ki kanunda öngörülmüş şekil şartını ihlal edersen ne kadar iyi niyetli de olsan yaptığın işlem hukuken geçersiz sayılıyorsa bu da dinin şekil şartı. yerine getirmek zorundasın. ayrıca kafa siken dinci zırvalarına gösterilen tepkinin lütfen 10'da biri de şu çileden çıkaran ateist sataşmalarına gösterilsin yahu. valla sinirlerim bozuluyor o yazıları görünce. hiç hoşgörü, düşünceye saygı falan kalmıyor bende. git ateistliğini içinde yaşa kardeşim. sana karışan yok. bir kişiyi daha yanına çekip de kendin gibi yapınca doğa sana ödül verecek mükemmel bir gen dizilimine sahip olup evrileceğim diyorsan eyvallah da yok hiçbir beklentim de yok diyorsan müslüman olsan allah rızası için derdik de şimdi ne desem bilemedim tam ama karl marx'ın hatrı için, nietzsche'nin o aziz hatırası için lütfen biraz az saçmalayın ya.
sarkisi vardi bunun, soyle bir sey:

mesh etmisim,
silmisim,
yikamisim,
temizlik imandan gelir inanmisim.
ayaklari yikarken oyle bir paklanmisim ki,
bir daha hic kokmam sanmisim.

(bkz: oley)
(bkz: anne ben manyak oldum)
(bkz: alma lan bana mı alıyorsun sanki)
art niyet olmaksızın ve ilgilisince aşağıdaki iki kavramın incelenmesi ile dini açıdan yanlış olduğu anlaşılabilecek önermedir.
(bkz: abdest)
(bkz: farz)
ibadetler faydası için değil, allah rızası için yapılır. ha çoğundan bedensel, maddi ve manevi faydalar gelir o ayrı konu, ama ibadet etmenin asli amacı dinin gereğini allah rızası için yerine getirmektir.
kokarca gibi gezmekten kat kat güzel olacak dini vecibedir.
nosyonlara 12 yaşındaki çocuk nazarıyla bakmanın getirdikleri işte. en basitinden; dünya cihetiyle namaz kılmak ta gereksiz, bir getirisi yok. kurban da gereksiz, kasap varken, et entegre tesisleri varken. hacıya gitmek, bin dört yüz yıl öncesi arap kabilelerinin içi putlarla dolu taş binaya yüzlerini sürmelerini taklit etmek; bu gereksiz değil mi? ya da saat varken, takvim varken ezan okunması...

din oğlum bu. her şeyi dünyevi faydasına yönelik rasyonalize et ve et nereye kadar. kural var uyacaksın işte. yani illa mantıklı bir açıklaması olması gerekmiyor. istiyorsan da git sor bir sürü bulmuşlardır onlar.

mesela; insanın derisinin belli yerlerindeki gözenekler her namaz vakti dolaylarında kapanıyor ve abdest alınca derinde sen de ferahlıyor, bu tıkanıklıktan doğacak trilyon hastalıktan korunuyorsunuz. nasıl?
abdestin farzları olmasını geçtim.

sözlüklerde bu zihniyette zevat ekseriyetle mevcut.

öne sürülen şeyler doğru gibi kabul edelim. neymiş, türkiye'de su varmış, biz zaten temizmişiz. dolayısı ile abdeste gerek yokmuş. yazın kalabalık bir belediye otobüsüne bin bakalım, ne kadar temiziz. sokaklara atılan çöplere, şehir içinden geçen derelere, ortaköy kıyısında toplanan plastik şişelere sor ne kadar temiz olduğumuzu.

böyle laf olsun hareket getireyim eğleneyim aman çok süperim tarzından hala sıkılınmadı.
abdestle suyun tasarrufu arasındaki ince çizgiyi bulabilen çok az kişi fezaya uçar herhalde. temizliğin bütün dinler içerisinde önemi kişinin bunun bir emirden öte, doğal bir gereklilik olduğunun farkındadır ki, bu gerekliliğin türkler için istisnadan öte bir şey olması gerekir. iyi amısını, o zaman banyoda yapma, rus votkacıları gibi leş gez..
abdest alınır saygımız sonsuzdur ama bir bayanın, şık bir restoranın tuvaletinde ayaklarını yıkaması niye. etrafa sıçrata sıçrata rahatsız eder diğerlerini.
ibadetle temizliği birbirine karıştıran kişinin söylemi. abdest temizlikten önce ibadet hükmü taşır (bkz: manevi temizlik). galatasaraylı biri fenerbahçenin sorularını dert eder mi? etmez, işte bunun gibi bir şeydir. abdesti önemsemiyorsanız o zaman önemsemeyin.
ateist zırvası değildir alevi komikliği olabilir.
gereklidir. "şayet ibadet ediyorsan layıkı ile yapmalısın bunu" düşüncesinde olduğumu hemen belitmek isteyeceğim bir durumdur.

elbette islamiyet arap yarımadasının şartlarına göre şekillendiği katıldığım bir başka durumdur. ve hemen hemen 3 kıtada hüküm süren atalarımızın gittiği heryere temizliği götürdüğü gerçeği ise göz ardı edilmemelidir.

ancak ve lakin "yazın otobüslere binin bakalım ne kadar temiziz" şeklinde ki bir cümleye katılmak mümkün değildir. bu tür bir örneğin geçerli olabilmesi için abdest esnasında sadece suyun değil sabun ve deodorantın kullanılması gerekliliği tartışılmazdır. kaldı ki yazın otobüsler de ter kokusu kadar rahatsız edici bir şey daha varsa ter kokusu ile harman olmuş gülsuyu ve hacı yağı kokusudur.

azıcık objektif bakmak gerekirse abdest günümüz koşullarında tam bir hijyen sağlamamaktadır. elbette ibadetimizin bir şartı olarak manevi huzur için gereklidir. fakat sadece abdest alan bir insanla da kapalı bir mekanda veya toplu taşım araçlarında karşılaşmak istemem.

öte yandan bir başlık esnasında dikkatimi çekenbir başka konu hemen yorumları bir başkasını suçlar mahiyette yapılmasıdır. "ateist zırvası, alevi komikliği, kürt sümkürmesi, türk bokluğu" gibi. yahu be kardeşlerim. dinimiz hani hoşgörü diniydi? hani zorlama yoktu? dinin güzelliklerini göz önüne sereceğinize siz burada taraf oluyorsunuz. ben bunu anlamıyorum. din maneviyattır diyoruz ancak siz hala takım tutar gibi fanatikleşiyorsunuz. haa bir öteki dünya olduğuna ve bunun hesabının kişilere orada sorulacağına inanıyorsunuz afedersiniz ama size giren çıkan ne? zebani misiniz? yoksa peygamber mi oldunuz başımıza?

misyonerlik yapıyorsanız bu böyle kuru gürültü ile olmaz. %90'ı müslüman olan bir ülkede misyonerlik yapılmaz açılın biraz. müslümanlığı tanımak isteyen ülkelere gidin. ama oralara da siz gitmeyin çünkü bu zihniyetle canım dinimizi yanlış tanıtırsınız.
kişiden kişiye farklılık gösteren gereksizliktir.
başlık sahibi arkadaşımızın üzerine vaktiyle zemzem içmiş develer işediğinden anlaşılan kendisi bir kutsiyet kazanmış ve o gün bugündür abdest almak gereği görmemektedir.

ancak namaz abdesti yaşanılan coğrafyanın su kaynaklarının yeterliliği ile yakından uzaktan alakalı değildir. abdest tek başına temizlenmek içinde değildir. abdest sudaki biyoelektrik enerjiyi sinir sistemi vasıtasıyla beyne ulaştırma ve enerji takviyesi amaçlıdır. temiz su bulunamadığında yapılacak olan teyemmüm ise topraktaki elektrik ile beyne yardımcı olma, Bünyedeki statik elektriği topraklama maksadıyla yapılır.
(bkz: ota boka kaçıyo zaten)
kimse kimseye yıkanma demiyor yıkanmak şart zaten ama üstüne abdest almak sana zarar vermez hatta daha temiz yapar.