bugün

dini kuralları yeniden yazma çabasına kadar gider.

(bkz: ahirette göte girecek başlıklar)

edit: burada alınan eksiler önemli değil önemli olan cehennemde alınacak eksiler. unutma deplasmanda alınan 1 eksi 2 eksi yerine geçer.
islamiyetin sadece belirli bir topluluk için geldiğini, kurallarının onların yaşam tarzına göre belirlendiğini öne süren saçma düşüncedir.
(bkz: anlıyorum)
kafa patlatmanın sonunda psikolojik sorunların ortaya çıkması tabidir, abdest almak almamak kişiye bağlı nihayetinde inanç, tartışmak manasını yitirmiştir bu zamanda, dogmatik değilmidir. (bkz: inanç insanın içinde olacak)
islamiyet hakkında zerre kadar bilgisi olmayan kişi söylemidir.
islamın ilke emri oku dur doğru ama ikinci emri temizlen dir. ilk emiri dinlesen ikinci emrin ne olduğunu bilirdin. sen parfüm sık, namaz kıl, o da kabul.
kendi içindfe dökülen önerme.

eğer inanıyorsan değildir.

inançsızsan öyledir.

yani kesin bir tanı konulamaz.

akıllı insan da bunu görür.
gerçek müslümanlar peygamber efendimizi* örnek alırlar. abdestin insan sağlığına yararlarını bilmek lazım tabi ki. sonuçta namaz kılmak için abdest alırken sana neden başının dörtte birini veya enseni ıslatmanı söler.? yaratıcı bilmiyor muydu anadolu topraklarında su olduğunu? din sadece arabistana gelmedi. kimse dine yorum yapamaz. haksız bir önermedir.!
namaz kılıyorsan abdest alacaksın. kılmayanlar için gereksizdir evet.
(bkz: kirlenmek güzeldir) *
--spoiler--
Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahud kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, ALLAH, bağışlayandır, esirgeyendir. (NiSA SURESi / 43)
--spoiler--

--spoiler--
Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. ALLAH size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz. (MAiDE SURESi / 6 )

--spoiler--

kime göre neye göre?

(bkz: hanım koş tespit sıçtım)
insanın, çölde de yaşasa metropolde de yaşasa devamlı terlediğini, toplumun kullandığı ortak alanlarda el-ayak gibi uzuvlarına daima mikropların bulaştığını düşünmeyen kişinin savunabileceği teori.
öncelikle gereksizlik kimler içindir. biz sizler için araştırdık evet.

hristiyanlar, museviler, budistler, şamanistler, konfüçyüsler, deistler, ataistler, satanistler...

peki nasıl olurda inanların damarına basarım? nasıl olurda islama inanları kızdırmaya çalışırım?'ı biz sizler için araştırdık. evet 2.

öncelikle islamı, inanları (önemli olan inancı olması ister katolik olsun ister müslüman) ezmeye çalışın. hor görün. kutsal değerlerine bok atın. nasıl olsa izi kalır. neyse...

tanım: bir veya birden çok şahsa ait bir düşüncedir.
hadis ve ayet'lere bakalim.
Kime sağlam bir bilgiye dayanmadan fetva verilir (ve o da o yanlış fetvayla amel eder)se, günahı fetvayı verenin boynunadır. (Ahmed b. Hanbel, ibn Mâce, Dârimî, Hâkim)

ALLAH ilmi insanlardan zorla sökerek almaz. Ancak alimleri kabzetmek suretiyle alır. Böylelikle hiç alim kalmayınca insanlar cahilleri rehber edinir; cahillere fetva sorulur. Onlar da (ilimsiz olarak) fetva verirler; böylece hem kendileri sapar, hem de insanları saptırırlar. (Buharî, Tirmizî, ibn Mâce)

Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler'. (Enam Suresi, 116)

Fetva vermenin, sorumluluğu büyük bir iş olması dolayısıyla Selef-i Salihîn, fetva konusunda alabildiğine titiz davranırdı. Abdullah b. Ömer ra, kendisine fetva sormaya gelenlere, (dönemin Emevî idarecisini kastederek),insanların sorumluluğunu üstlenmiş olan şu emire git ve fetva verme sorumluluğunu onun boynuna at.der ve şöyle devam ederdi:(Fetva sormaya gelenler) bizi köprü yaparak üzerimizden geçip cehenneme gitmek istiyorlar. (Dârimî)

Mâlik'in hocası olan büyük fakih Rebîa b. Ebî Abdirrahman'a şu tavsiyede bulunuyor:Ey Rebîa! insanların sana fetva sormak için etrafını sardığını görüyorum. Sana birisi fetva sormaya geldiğinde, himmetini adamı içine düştüğü durumdan kurtarmaya sarf etme; bütün derdin, onun sana sorduğu meselenin manevi sorumluluğundan kurtulmaya bakmak olsun. (el-Hatîbu'l-Bağdâdî, el-Fakîh ve'l-Mütefakkih, 2/169)

Kaynaklar, Tabiûn'un büyüklerinden Said b. el-Müseyyeb'in hemen hiç fetva vermediğini nakleder. Kendisine fetva sormak için birisi geldiğinde şöyle derdi:ALLAH'ım! Beni (bu işin vebalinden), bu adamı da benden kurtar!(Beyhakî, el-Medhal, 439-440)

Yine Tabiûn'dan Ubeyd b. Cüreyc şöyle diyor: Mekke'deyken (ilim öğrenmek için) bir gün Abdullah b. Ömer ra'e, bir gün de Abdullah b. Abbas ra'a gidiyordum. Abdullah b. Ömer ra, kendisine sorulan soruların az bir kısmına fetva verir, çoğuna karşılık ise Bilmiyorum derdi.(Dârimî; ayrıca ibn Asakir, Târîhu-Dimaşk, 31/167)

cogu alim o kadar bilgisine ragmen goze alamazken sen boyle bir seyi goze alabildigine gore cok cesur olmalisin,fetva verip kendi gunahindan baska, baskalarinin gunahini sirtina alabiliyorsunuz.*
pislik bir herifsen evet. zaten temizlikten nasibini almamışsındır, öyle devam edersin.