bugün

Bilginin kaynağı sorununda a priori'nin karşı­tı olarak, deneyden sonra gelen, deney sayesin­de kazanılan ya da deneye ve olgulara daya­nan bilgiye a posteriori denir. A posteriori akıl yürütme sonuçtan öncüle, diğer bir deyiş­le eserden etkiye doğru yapılan akıl yürütme demektir. Bir yerden duman çıktığını görerek bundan orada ateş bulunduğunu ya da bir in­sandaki cilt hastalığından, o insandaki kan bo­zukluğunu çıkarmada olduğu gibi yapılan akıl yürütmelere bu ad verilir.

A posteriori ve karşıtı durumunda olan a pri­ori kavramları mantık, psikoloji ve bilgi teori­sinde, özellikle bilgimizin kaynağının duyum­larımız yahut aklımız olduğu sorununda, yani duyumculuk yahut rasyonalizmde önemli bir yer tular.

A posteriori ilk kez Aristoteles tarafından kullanıldıysa da, terim olarak felsefede yer et­mesi XIV. yüzyıl teologlarından Saksonyalı Albertus Magnus (Büyük Albert) büyük rol oynamıştır. Aristoteles etkiden sonuca ya da tümel ilkeden tikel'e geçmek suretiyle yapılan akıl yürütme sürecini a priori bir delil ola­rak kabul ediyordu. Buna karşılık sonuçtan et­kiye, yani tikelden tümele geçmek suretiyle olan akıl yürütme sürecini a posteriori bir de­lil şeklinde tanımlıyordu. Skolastiklerden Albertus Magnus ve Saint Thomas (Aquniolu Thomas) Aristoteles gibi sonuçlardan çıkarı­lan bilgilere a posteriori, nedenlerden çıkarı­lanlara da a priori bilgi diyorlardı.

Kant öncesi filozoflardan bir çoğu bilgide duyuma (algı­ya) değer vermiş ve duyumdan önce bilgi ola­mayacağı görüşünü ileri sürmüşlerdir. Ancak XVII. yüzyıl da Descartes duyu organlarımız aracılığıyla ve algı sayesinde kazanılan düşün­celerle zihnin meydana getirdiği düşüncelerin yanısıra, doğuştan getirdiğimiz bir takım dü­şüncelerin de var olduğunu ve zihnimizin ger­çek muhtevasını ve inançlarımızın temelini oluşturan bu gibi gerçek düşüncelerden algıya gerek kalmadan, tümdengelim yoluyla başka bazı gerçeklikler çıkarmanın mümkün olduğu­nu kabul eder. Sözgelimi "parça bütünden kü­çüktür" önermesi herkesçe kabul edilir, çünkü burada bir zorunluluk vardır; bunun başka tür­lü olamayacağını herkes kabul eder.

Kant bu kavramları bilgi teorisi yönünden in­celemiş ve derinleştirmiştir. O iki türlü bilgi kabul eder: Biri algıya dayanan bilgidir. Bu bil­gi genel ve zorunlu değildir, ki bunlara a pos­teriori bilgi adı verilir. Öteki akla dayanan bil­gidir. Bunlarda genellik ve zorunluluk vardır. Bunlara da a priori bilgi denilmektedir. Gerçi Kant, bütün bilgilerimizin deney ile elde edil­diğini kabul eder; fakat duyum ve algıları dü­zenlemek ve birleştirmek; böylece algılarımı­za bir anlam vermek, kısaca algılamak için in­sanda özel bir yeteneğin (kategorinin) bulun­ması gerekir. Bu yeteneğin deney ile sonradan kazanılması mümkün değildir. Öyleyse insan zihninde birtakım akıl ilkeleri vardır ki, bunlar deney ve gözlem ürünü değildirler.

Bu düşüncelere dayanarak Kant, bilgilerimi­zin yalnız şeklini değil, hareketlerimize yön ve­ren, ahlâk yasasını (ilkesini) ve buna dayanan inançları ve formel estetik ilkelerini a priori sı­nıfına sokar. Buna karşılık bilgilerimizin, hare­ketlerimizin, duyum ve algılarımızın içerikleri­ni de a posteriori sınıfına sokmakladır.

Başka bir açıdan da Kant hükümleri, önce a priori ve a posteriori; sonra da analitik ve sen­tetik olarak ikiye ayırır. Analitik hükümler bil­gimize yeni şeyler katmaksızın, yalnızca bir dü­şünceyi aydınlatan yargılardır. "Cisimler yer kaplarlar" yargısı bize yeni bir şey öğretmez. Çünkü "yer kaplama" yüklemi konuya, kendi­sinden önce bulunmayan bir şey eklemez. Ak­sine "Dünya bir gezegendir" dersem, dünya dü­şüncesine yeni bir şey eklerim. Burada sente­tik bir hüküm verilmiş oluyor. Kant'a göre analitik yargılar hep a priori'dirler. Onun için a posteriori olan analitik yargılar olamaz. Bu­na karşılık sentetik yargılar içinde a posteriori olanları da a priori olanları da vardır. Birinci­ler yargıların normal halidir, en çok rastlanan formudur. Yeni yeni denemeler yaparak kav­ram kadromuzu sürekli artırırız, ikincilere ge­lince bunlar hem sentetik, hem de a priori bil­gilerdir. Kant, deneye belli bir değer verdiği halde, a posteriori bilginin bilimsel bir bilgi olamayacağını, çünkü bilimsel bilginin akla da­yanması ve dolayısıyla da a priori bir bilgi ol­ması gerektiğini savunur.

ingiliz filozofları a priori ilkesini reddeder­ler, duyumculuğa önem verirler. Herbert Spencer rasyonalizm ve duyumculuk anlayışla­rını evrim ilkesiyle açıklar. Ona göre doğuş­tan düşünceler, gerçeklikler ve hatta organik ve manevi yetenekler kişiler için kuşkusuz kalıtımsaldır. Bunları kişiler kendi deneyimleriy­le kazanamazlar. Ancak kişilerin mensub ol­dukları ırk ve cins gözönünde tutulursa, insa­nın bugünkü yetkinliğe ulaşması için milyon­larca yıl geçirdiği düşünülürse, insanlarda herşeyin sonradan kazanıldığına hükmedilir. işte bu uzun bir birikimin ürünü olan algıların ba­zıları, zamanla zorunlu gerçeklikler şeklinde bize doğuştan geçmiştir. Yani ırkın hayatına oranla herşey deneyin ürünüdür, herşey sonra­dan kazanılmıştır, yani a posterioridir.
(bkz: john locke)
(bkz: ampirizim)
(bkz: tabula rasa)
deneyime dayalı, demektir.
deneye dayalı olarak, deneyden sonra var olan bilgi, önerme, kavram.
latince, son olarak, sonsal.
deneyden sonra ve onun ürünü olarak elde edilendir. deneyden önce ve ondan bağımsız olarak anlamını dile getiren Latince apriori deyimiyle birlikte kullanılır. kant'ın felsefesinde önemli yer tutar.
empirizmin bilgi edinme yöntemidir ve burda gerçek olanın akılsal ve kavramsal olan değil geçmişi olan bir bilgiyle elde edilen olgular olması sözkonusudur.
enigma albümü.

01. eppur si muove (tocadisco remix-2)
02. feel me heaven (boca junior remix)
03. dreaming of andromeda (jean f. cochois remix)
04. dancing with mephisto (boca junior remix)
05. northern lights (boca junior remix)
06. ınvisible love (boca junior remix)
07. message from ıo (boca junior remix)
08. the alchemist (christian geller remix)
09. 20.000 miles over the sea (bocajunior remix)
10. sitting on the moon (boca junior remix)
11. the alchemist's (the alchemist's vision by ralf hildenbeutel)
12. goodbye milky way (boca junior remix
türkçesi "soncul" olan sözcük.

kaynak: tdk, yabanci kelimelere karsiliklar
deneyim yoluyla elde edilen bilgi.
(bkz: a priori)