bugün

Bugünkü yöneticilerimize nasip olan gurur. Ben demokrat diye buna derim.

Darbeciden hesap sormak diye buna derim.

Neredeyse 10 senedir iktidardalar niye bugün yapılıyor derseniz ona bişey diyemem.

Darbeci diye yargılandığınız adamın getirdiği bütün kurumları aynen tepe tepe niye kullaniyorsunuz derseniz ona da bir şey diyemem.

Anneleriniz o darbeci sayesinde hergün babanız eve sağ salim gelsin diye dua etmekten kurtuldu derseniz, ona da bir şey diyemem.

Diktatör müydü gerçekten derseniz, yaşım tutuyor, biliyorum, o kadar da değilmiş, bugün görüyorum.
(bkz: ks yapmak)
o adam çıkıp ne oluyor size siz emir almıyormusunuz? ben aldım gerçekleştirdim. siz ne bekliyorsunuz diyemeyecektir. der aslında ama ordan da anlaşılıyor ki başka şeyler de var. amaç 80 olayların da gerçekten canı yanmış insanların derdine ve yargılanan insanların dermanına karşılıktır. hükümetin birşey yaptığı yok sadece birşey yapmıyor. yaptığı tek şey saçma sapan mahkemeleri kurmak.
yaşlı amcaları yargılamak yerine 80 li yıllarda hayatını kaybeden gencecik insanların ailelerine ulaşsın devlet büyükleri.
ne bok yiyeceğini bilememektir. ekmeğe zam yap halk ayaklansın , yapma fırıncılar ayaklansın çıkmazına suyu üfleyerek içerek cevap vermektir. adam zaten gidici yargılarken ölürse iş kökünden çözülecektir.
isterse yüz yaşında olsun, esas olan o dönemin mağduru olan insanların olmasıdır.
dünyada bu kadar açlık varken pislik varken 2-3 günlük ömrü kalan adamı yargılamakla mutlu olmak.
Sadece formalite uygulanan prosedür. yani yargılarlarsa gözdağı verip öyle ki cezasız kalmayacağını savunur.
10 senedir iktidardalar neden şimdi yargılıyorlar diyen zat-ı muhteremler 10 sene önce yargılanması halinde " 85 yaşındaki adamı yargılayıp kahraman olmak" argümanına sarılacaklardır. Tanım; er ya da geç yaptıklarının hesabını bahsi geçen şahısa ölmeden önce ödeten kahramanın önde gidenidir.
17 yaşındaki fidan asılıyorsa o 95'lik yüzünden, ona herşey müstahak.
(bkz: Zekeriya önge)

Eğer adalet bir insanin -95 yaşında olsa da- er ya da geç yaptıklarının hesabını vermeyi saglayacaksa, bugünlere daha umutla bakabilirim.

O günlerde vitamin olanlar bugünlerde demokratçilik oynuyor ya çok gülüncüme gidiyor.

Bu demokratların bugünkü yönetime çıt çıkaramaması da ayrıca trajikomik.
54 kişiyi idama sürükleyip, kendini kahraman ilan etmekten çok daha şerefli ve insancıl olan kahramanlıktır. ayrıca sürekli yaşını gündeme getirmenin izansızlık olduğunu düşünüyorum. nitekim bu asılan 54 kişinin arasında 18 yaşından küçükler olduğu da bilinen bir gerçektir. bu soysuzluğu yapan adamı 95 yaşında diye kimse bana savunmasın, fosil olsa bile yargılanması bir kudrete delalettir.
her siyasi rejim, kendisini koruma ve geliştirme içgüdüsü ile doğar. bunu, diğer siyasi rejimlerin sağlama hakkı var ise; var olan rejimlerin en iyisi olarak gördüğümüz demokrasinin daha çok hakkı olmalıdır.

12 eylül'ün genel özeti aşağıdaki utanç tablosudur;

- 650 bin kişi gözaltına alındı.

- 1 milyon 683 bin kişi fişlendi.

- Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.

- 7 bin kişi için idam cezası istendi.

- 517 kişiye idam cezası verildi.

- Haklarında idam cezası verilenlerden 50'si asıldı (18 sol görüşlü, 8 sağ görüşlü, 23 adli suçlu, 1'i Asala militanı).

- idamları istenen 259 kişinin dosyası Meclise gönderildi.

- 71 bin kişi TCK nin 141, 142 ve 163. maddelerinden yargılandı.

- 98 bin 404 kişi örgüt üyesi olmak suçundan yargılandı.

- 388 bin kişiye pasaport verilmedi.

- 30 bin kişi 'sakıncalı' olduğu için işten atıldı.

- 14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı.

- 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.

- 300 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

- 171 kişinin 'işkenceden öldüğü' belgelendi.

- 937 film 'sakıncalı' bulunduğu için yasaklandı.

- 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu.

- 3 bin 854 öğretmen, üniversitede görevli 120 öğretim üyesi ve 47 hakimin işine son verildi.

- 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istendi.

- Gazetecilere 3 bin 315 yıl 6 ay hapis cezası verildi.

- 31 gazeteci cezaevine girdi.

- 300 gazeteci saldırıya uğradı.

- 3 gazeteci silahla öldürüldü.

- Gazeteler 300 gün yayın yapamadı.

- 13 büyük gazete için 303 dava açıldı.

- 39 ton gazete ve dergi imha edildi.

Cezaevlerinde toplam 385 kişi yaşamını yitirdi;

- 144 kişi kuşkulu bir şekilde öldü.

- 14 kişi açlık grevinde öldü.

- 16 kişi 'kaçarken' vuruldu.

- 95 kişi 'çatışmada' öldü.

- 73 kişiye 'doğal ölüm raporu' verildi.

- 43 kişinin 'intihar ettiği' bildirildi.

'bu utanç tablosunun cezasız kalmasına göz yummak, demokrasi inancıyla ne derece bağdaşır?' sorusuna yanıt bulmadan, 'bu yaşananların baş sorumlusu olan 95 yaşındaki bir adamın yargılanmasını yermek ne derece doğrudur?' sorusunun yanıtını aramak pek de doğru olmayacaktır kanısındayım.

edit : yazım kuralları.
sadece türkiye de olabilecek bir olaydır. ve ne yazık ki bunu görüp bakın hükümetimiz her şeyi açığa çıkarıyor diyen insanlar var.
her şey m.ö 220'de mete han'ın orduda onluk sistemi kurmasıyla başladı. temele inmek lazım.
bu gün orada müdahil olan 105 yaşında bir anne vardı. oğlunun mezarının nerede olduğunu bilmek isteyen. o kadın için oğlunun mezarını bulan adam kahramandır.
"yargılamayıp da bu fırsatı kaçıralım mı ?".
Bunu tartışmak kararı etkilemeyecektir ama (bkz: gizem için ilik) birçok hayatı değiştirebilir. lütfen, (bkz: gizem için ilik).
bugüne kadar iktidara gelenler hep biz darbenin birinci mağduruyuz deyip darbe üzerinden nemalandı. ama hiç biri darbeyi yargılamayı teklif dahi edemedi. işte bu zihniyet yüzünden ak parti bugün kahraman gibi algılanıyor toplumun zihninde.
kenan evreni kesinlikle savunmuyorum ama bizim vatandaşlarımız da saf olmasaymış. ajan oyununa gelmeselermiş. ülkede sağ-sol çatışması varmış edasını yaratan, ve nihayetinde amacına ulaşan gizli servis yavşaklarına kanmasalarmış. belki ordunun müdahalesi gerekmezdi o zaman ne olacaktı. 1980 lerde güvenliğimizden sorumlu olan emniyet teşkilatı bile iki gruba ayrılmıştı. (bkz: pol der)- (bkz: pol bir) diye. hatta bu iki grup bir birilerini bile öldürmeye başlamıştı. o zaman ki hükümet akıllı davranıp halkı sakinleştiremedi. yapmayıp allah aşkına, tek suçlu kenan evren mi? tahsin şahinkaya mı? ancak gülerim ben buna...!
yasi problem ediliyorsa yasi kucultturulup yargilanabilir pekala, zamaninda cocuk yastakilerin yasini buyutup astirdigi gibi.
önemli olan kenan evren'in yaşı değildir. Zaten beyni olan aklın yaşta olmadığını anlamıştır. Asıl nokta yaptıklarından hesap sorulmasının niye bu kadar gecikmiş olmasıdır, iktidara söylüyorum bunları kürt açılımı dediniz, sahte gündemler yaratıp halkı oyaladınız. neden 10 yıl beklediniz şu yasayı kaldırmak için. jeton sonradan mı düştü? hiç zannetmiyorum. ikinci soruya gelecek olursak: 12 eylül 1980 travmasının asıl sorumlusu sadece kenan evren midir? işkenceci faili meçhuller nerede onları yakalayabildiniz mi? ne oldu onlara buharlaştılar mı amk evlatları?
durmak yok uyumaya devam..
yargılanan 95 yaşındaki adam değildir. vicdanlardır.
yargılayanlar da kahraman değil, korkaklardır...

bu yargılama 80 sonrası çekilen acılara merhem olmayacak...

aynı 80 öncesi otobüs duraklarında, kahvelerde, üniversitelerde can verenlerin acılarına merhem olmayacağı gibi. o dönemi yaşatanlar bugün 95 yaşındaki adam için intikam çığlıkları atıyor...

ikiyüzlüsünüz...

95 yaşındaki adam darbe sonrası yaşattıkları için yargılanmalı...

peki ya darbe öncesini yaşatanlar?

onlar bugün mağdur edebiyatıyla aramızda dolaşıyor. ve vicdanlarını rahatlatmak için 95 yaşındaki adamın kalmış 3-5 senelik ömründen medet umuyor.
yargılananın bir dönem, bir darbe olduğunu anlayamayacak kazmaların küçümsediği hededir.
yargılama doğrudur yok yanlıştır denebilir ama zamanında cuntanın önünde eğilip el etek öpenler bugünlerde küfür sırasına girmiş. gazete başlıklarına bakıldığında darbelere ve cuntaya karşı ne kadar çok vatan kurtaran şaban varmış da bizim haberimiz yokmuş. bunlar bugüne kadar nerelerde saklanmışlar. rahmetli ecevit cuntaya karşı yazmaya devam edip hapse düşmeyi göze almıştı. bu koçlar ise o günlerde yalakalığa tam gaz devam ediyordu.