bugün

90 lı yılların başı; şehirlerarası yolculuğun genel olarak otobüs ile yapıldığı yıllar.

dönemin popüler otobüsleri; mercedes 0303 diğer ismiyle V8, mitsubishi maraton, prenses, man 230 manas, elit hatlarda az sayıda neoplan.

yollar bozuk, istanbul ankara otobanı hariç otoban yoktur yolların çoğu gidiş, geliş iki şerit yollardır. hatalı sollama yüzünden katliam gibi otobüs kazalarının yaşandığı yıllardır. 30 kişiden fazla insanın öldüğü trafik kazalarının sıkça yaşandığı yıllardır.

bu yıllar; ''gerede,'' ''bolu dağı'', ''düzce'' gibi yerlerin katliam gibi trafik kazalarıyla meşhur olduğu yıllardır.

otobüslerin, bağajları yatak döşek dolu anadoludan metropellere insan selini taşıdığı yıllardır.

otobüslerde sigara içildiği yıllardır. otobüslerden tiksinilen yıllardır.
otobüslerde bol miktarda siyah kese kağıdı gibi kusmuk poşeti bulundurulan yıllardır. suyun poşette verildiği yıllardır.

bunca olumsuzluğa rağmen; mola yerlerinde, ''çaylar şirketteen'' anonsunun özlendiği ve nostaljik bir anı olarak akıllarda kaldığı yıllardır.

not. otobüslerde sigara yasağı; 1996 nın mart ayında yürürlüğe girmiştir.
şu an hayatımızı kolaylaştıran pek çok yeniliğin olmadığı yıllarda otobüs yolculuğu yapmaktır.

şehir içinde konfeksiyonlara servis taşıyan 0 302 ler o zamanlar şehirler arası otobüstü.

koltuk kafalıklarında ekran olan yerde o zamanlar küllük vardı. Herkes sigara içerdi fosur fosur.

Su, serum poşeti gibi poşetlerde gelirdi. içmek için kamış verirlerdi.

Nescafe 3ü 1 arada yoktu. Nescafe deyince kahvesi kreması şekeri ayrı ayrı küçük poşetlerde gelirdi.

Otobüste bir veya iki tane 37 ekran tüplü tv olurdu. Biri arka kapı biri ön tavan hizasında. O televizyonda Tanrılar çıldırmış olmalı veya taxi filmi olurdu.

Muavinler dirseklerini kapatan kısa kollu bol gömlek giyerdi ve şimdiki gibi yine çok zayıftılar. Şoförler yine şimdiki gibi çok şişman olmakla beraber yanaklarında mercimekten fındık boyutuna varan geniş bir sıkalada et benleri olurdu. Kanımca firmalar için tercih sebebiydi bu et beni olması. Ne kadar büyükse o kadar iyi şofördü ellam.

Her otobüste istisnasız bir koltuk iki kişiye satılmış olurdu. Önce samanalevi gibi bi tartışma yaşanır. Daha sonra genç olan, şoför yanında kararmış bir mindere otururdu.

Gece bebekler ağlar, çocuklar koridorda ayak altında yatardı.

Yol kenarında bazen büyük kazalara denk gelinirdi. Bi yerden bi yere kazasız belasız gitmek büyük meseleydi aslında.

Gerek otobüslerin şimdiki gibi hızlı olmamasından gerek yolların kötülüğünden mesafeler çok uzun sürede alınırdı. Bursa-artvin arası en iyi ihtimalle 24 saatti mesela. Çoğu zaman bu süre uzardı.

Askeri alanlardan geçerken nöbet kulesindeki askerlere selam verirdim otobüsten Ve hepsi istisnasız asker selamıyla karşılık verirdi. Yani o zamanlar otobüsteki bir çocuğa bile duyarlıydı nöbet kulesindeki askerler. Şimdi arabayla giderken oğluma selam verdirtiyorum. Farkedebilen olmadı henüz.
sene 2017 hâlâ değişen bir şey yok.
aynı rahatsız eden koktuklar
capsiz muavinler
kaba saba Şoförler
neyse belki ilerde muasır medeniyetler seviyesine yükseliriz.
sene 2017 hâlâ değişen bir şey yok.
aynı rahatsız eden koktuklar
capsiz muavinler
kaba saba Şoförler
neyse belki ilerde muasır medeniyetler seviyesine yükseliriz.
fosur fosur sigara içilebilen otobüslerde seyahat etmek işin en sakat yanları arasında idi.
Her otobüsün ön camında kocaman çatlaklar vardı.
O yıllarda kasa şimdiki kadar yüksek olmadığı için teker üstü çok sallardı.
Ulusoy en kral firmayı (Karadeniz özelinde). Ulusoy turizm öyle herkese bilet satmazdı. Yazıhane deki görevliler üstünüze başınıza bir bakarlardı.
Bazı otobüslerde 522li hatlardan vardı.
Küçük çocuk kusmaları şimdiye göre çok fazla yaşanırdı.
Öndeki dayı sigara üstüne sigara yakar otobüsü komaya sokardı.
otobüsün koridorlarında biri başta biri orta olmak üzere bulunan iki televizyonda otogargara izlediğimiz otobüs yolculuklarıdır.