bugün

yükseköğretim genel kurulunun yükseköğretime girişte yerleştirme puanlarının hesaplanmasında uygulanacak olan katsayıların belirlenmesine ilişkin 17.12.2009 gün ve 1902 sayılı kararının; yargı kararlarının gereğinin yerine getirilmediği ve etkisiz bırakıldığından hukuka aykırı bulunan 2. ve 3. maddeleri açısından yürütmenin durdurulması isteminin kabulü, hukuka uygun bulunan 6. maddesi açısından yürütmenin durdurulması isteminin reddi hakkındaki danıştay sekizinci dairesinin 27.1.2010 gün ve e:2010/2 sayılı kararı ile durdurulmuştur.

http://www.danistay.gov.tr/

ne bağımsız bir yargı bea ! istemiyorsanız imam hatipleri kapatırsınız.meslek liselileri ve diğerlerini de yakmaya hakkı olmamasına rağmen konuşan YARGI
(bkz: yök ün katsayı kararını danıştay ın durdurması)(#7245044)
doğru bir karardır.
olması gereken bu idi.
zira bende meslek lisesi mezunuyum ve ben bu mezuniyet ile zaten düz liselere göre fersah fersah ilerideyim.
mesela bir iş ararken asla düz lise demezler, meslek lisesi mezunu ararlar.
kaldı ki meslek lisesine girenler zaten katsayı olayını bilerek girerler.
bir meslek lisesi mezunu mezun olduğu zaman iş ortalama olarak hazır olmasa bile ortalamanın üstünde mesleğe sahiptir.
peki düz lise. ?

bu durumda iki lisenin denk duruma getirilmesi düz liseye yanlıştır.
yani bardağın boş değil dolu tarafından bakmak lazım.

karara gelirsek.
zaten mazluma yatmak isteyen, yargıyı abd emri ile siyasallaştırmak isteyen akp yine etrafa kin kusmaya veya saldırmaya devam eder.

aha buraya yazıyorum.
yarından itibaren akp ve paçavra dinci basın danıştay ve bu kararı yerden yere vurmaz ise, hukuk ve yargıyı ayaklar altına almazlarsa benim adımda da topkek olsun.
zira bu zihniyet yargı kendi lehlerine karar verince yargıya sayılı olun derler ama işlerine gelmeyen bir karar çıkınca ulumaya sorun, yargı terörü diye faşist ağızla kin kusarlar.
Bence yerinde bir karardır. Ben şu anda fen lisesine gidiyorum ve bu liseye gelmekteki amacım tıp fakültesine gitmek istememdi. lise seçerken puanımın tuttuğu en yüksek okulaa gitmem gerektiği gibi bir mantığı da hatırlamıyorum ki olmamalıdır da. imam-hatip liseleri ve meslek liselerinin bir mesleki eğitim vermek için kurulmuş olma gibi amaçları vardır. ve buraya giden öğrenciler tamamen okulun açılış amacındaki meslekler için yönlendirilmiş eğitimden geçirilirler. zaten bu öğrencilerin ilahiyat fakültelerine devam etmemeleri için hiçbir sakınca yok ki zaten onun eğtimini alırlar yıllar yılı. ben de sözel bir bölüme gitmek isteseydim eğer fen lisesine gelmezdim ve sözel eğitim yapan bir okula veya düz lisenin sözel bölümüne giderdim. bu bilinçte olmayan aileler var derseniz bu bilinçte olmak çok da zor bir şey değildir. fen lisesinde 4'er saat sayısal dersler bulunurken, 3 saat edebiyat, 2 saat dil anlatım zorunlu olduğu için bulunmaktadır. ve sadece felsefe görülmektedir ek olarak. düz liselerin sayısal bölümlerinde bu kadar ağırlık verilmez sayısal derslere niye? çünkü fen lisesi de aynen imam-hatipler gibi belli bir branş için özelleşmiş okullardır. ha diyeceksiniz ki var mı sizden ea ve sözel tercih edip de giden. vardır. son sene bölümünü değiştirip de işletmeye gidenler vardır. onlara da düşük katsayı uygulanıyor. onların sesi çıkıyormu? ha demek ki çalışınca o da oluyor. işin aslı sevgili müslümanlar, katsayı gayet de yerinde bir karardır. danıştay'ı buradan yeniden tebrik ederim. saygılar sana da sözlük.
vakit gazetesinin tepkisi merakla bekleniyor.
(bkz: işte o üyeler)
kanunu uygulatan danıştay'ın değil; kendilerine oy atacak, kadrolaşacak taban yetiştirmek için ihtiyacın çok üzerinde imam-hatip lisesi açan zihniyetin suçudur. Mesela piyasada kaynakçı kıtlığı yaşanırken her köşeden bir imam-hatip lisesi mezunu çıkmaktadır. sonra bu kişiler torpille türk telekom, türk hava yolları, trt gibi alakasız yerlere monte edilmektedirler.

imam-hatipliler kendilerini bir şekilde kurtarıyorlar, olan diğer meslek liselilere oluyor.
fen lisesinden de ea ve sözel kazananların olduğunu söylediğim bazı kişilere duyuramadığım meseledir bu arada.
(bkz: danıştay ın kaldırılması)*
örümcek zihniyetin eseri bir karardır.

sıkıysa, ya da daha gerçekçi kavram olan 'götünüz yiyosa' durdurmayın lan!

bu mu lan adalet? bu mu eşitlik?

niye ben senden daha çok soru bildiğim halde, senden daha zeki olduğum halde giremiyorum üniversiteye?

üniversite senin babanın malı mı lan?

abuzer kömürcü nün o müthiş sözlerini havale ediyorum size sadece...

ulan bazen diyorum ki şu şeriat gelse de topunu sallandırsan şu meydanlarda...
zeki olmanın üniversite kazandırmaya yetmeyeceği bilincinde olmayan arkadaşları elemek için uygulanmış eylemdir.
meslek liselerinin yanında, bölüm değiştirme vakti geçen ve farklı bölümden tercih yapmayı düşünen tüm liselileri de etkilemiştir.
işlerine geldiğinde hukuku üstün tutan, aksi kararlar alındığında ise yargı bağımsız değildir diyen zihniyetin düşüncesi "yanlış "olarak niteleyeceği karardır..

o kadar hukuk ve benzeri söylemlerle çığırtkanlık yapanlar, recep tayyip erdoğan'ın nasıl miletvekili seçildiğine ve başbakan olduğuna dönüp bir baksın. kime göre neye göre hukuk? kararlar size uyunca sesiniz çıkmaz, uymayınca "vay anam hukusuzluktur, siyasi karardır hede hödö" dersiniz.

kimse kimsenin eğitim hakkını elinden alamaz ama gidip önce yasaları bir okuyun , adam gibi kararlar alın ki kimsede alınan kararı durdurmasın.
bu kararın yerinde olduğunu düşünüyorum. hukuku dolanamamışlardır.kimse kimseyi zorla meslek lisesine yazdırmıyor bu ülkede.eğer tabelasına bakmadan okula girdiysen * *, feryat ediyorsan senin hatanın bedelini bir başkası ödemek zorunda değil. ben adam gibi risk almayayım, hem mesleğimi alayım demek bencillikten öte bir şey değildir.çünkü meslek lisesinden çıkan adam elektrikçi, tornacı v.s olur. para kazanabilir.olmadı mesleği ile ilgili 2 yıllık üniversite bitirir. olmadı mı? çalışır sınava girer 4 yıllığa yükseltir. yolu açıktır yani. ama temizlikçi, marangoz, inşaat işçisi annesi babası*olup da risk alıp,üç kuruş maaşla dünya dersane borcu ödeyip, üniversite hedefiyle düz liseye giden gencin böyle bir şansı yoktur. o ya üniversiteyi kazanacaktır ya da işsiz kalacaktır. şimdi öfkeyle saçılan salyaları toplayıp, kendini kurnaz tilki sanmadan, arkadan dolanmadan, sahte mağdur edebiyatı parçalamadan, korkmadan doğruyu konuşmak lazım. adalet birine her hakkı verirken ötekini es geçmek değildir. eğer siz birini es geçerseniz terazi kefeleri şaşar. ki kimsenin buna hakkı yoktur.
konu hakkında tartışma adabından yoksun olarak söylenen kötü sözler sahibine aittir * ve sahibinde pek şık durur.takılmamak gerekir zaten eğitsen de, söylesen de beyhude çabadır. yüce allah bazen adaletini kulları aracılığıyla, olaylar vasıtasıyla gösterir. işte bu karar da onlardan biridir. o kime bela kime hayır göstereceğini bilir ki, bu şekilde hepimize de görmek nasip olmuştur. kaldı ki meslek lisesinden düz liseye geçmiş olan vatandaşa kimse engel koymamıştır. aklı olan hiçkimse harcanmaz onu birazcık çalıştırırsa eğer. adalet, terazisinde eşitliği gözetmek zorundadır. zaten türkiye bir hukuk devletidir. herkes yargı kararlarına uymak zorundadır. ağlamanın , zırlamanın bir faydası yoktur.**
yanlış olmuştur. çünkü meslek liselilerin liseyi bitirdiğinde bir mesleği olacak. ama aynı durum fen ve düz liseliler için için geçerli değil. bu nedenle meslek liseliler diğer liselilere göre haksız bir avantaja sahip olacak.

not: bu entry'i yazan ve şu anda işletme doktorası yapan kişi, düz lise mezunudur. bir meslek sahibi olmak için 4 yıl adapazarı'na git gel yaptım. ne oldu ? bir meslek liseli kadar değerim olmadı. hem işsizim, hem de gür gibi saçlarım seyrekleşti.
verilen her karara ve iyileştirmeye karşı muhalif olan bir kurumun klasikleşmiş tablosu. yök danıştay yargıtay bermuda şeytan üçgeni.
katsayı muhabbetinin farklı olmasından yanaydım. yani sayısal öğrencinin ea bölüme girmesinin çok zor olmasını istiyordum.ya da meslek liseleri yalnızca mesleki eğitim alacakları okula, fen liseleri teorik okullara gidebilmeli diye düşünüyorum. ancak bu yapılan ayıptır. aynı sene içinde 3 kere karar değiştirmek, tüm herkesin mağdur edilmesi demektir.

bu karar ne olrusa olsun haziran ayının sonunda alınmalıydı. sınav geçip bittiğinde ve yeni öğrenciler çalışmaya yeni yeni başladığında alınmalıydı. büyük bir hukuk ayıbıdır bu.
işte bir nesil böyle psikopat olur.işte gencecik insanlar böyle ruh hastası olur.ilk sınava kalan zaman 2 ay dananın kuyruğu koptu kopacak.emekler,uykusuz günler kafeinle boca olmuş vücut..çıkıp adamın biri ikinci kez nasıl gelecekle oynanır tüm hünerleriyle gösteriyor.o kadar hayallerin,umutların hesabını kim nasıl verecek?
insanların önü açık olmalıdır. Herkes yetenekleri ve zekası oranında istediği bölümü seçmelidir. Yetenek ve zeka dünyanın heryerinde kısıtlı olan şeyler ve ülkemiz bu kısıtlı kaynağı bir de bu saçma katsayı tartışmasıyla heba edemez.
"çok zekiysen fen lisesini kazansaydın" diyenlerin olduğunu gördüm ya yuh amına koyım. çocuk fen lisesine giremedi. tamam aptal bu siktir olup gitsin öyle mi? almanyayla türkiyeyi bir tutup da almanyada sadece şuradaki yerden mezunlar üniversiteye giriyor hebele hübele diyorlar. mal mısın birader? dersane diye bir şey var türkiyede. lise sınavını, üniversite sınavını kazanmak için illaki gideceksin oraya. gidemezsen büyük ihtimal hiç bir halttan çakmıyorsun kazanamıyorsun sınavı. okulda öğretilenlerle bir bok yapamazsın çünkü o sınavlarda. sanki bunları bilmiyor gibi konuşuyorsunuz. çocuğun ailesinin belki durumu yoktu gidemedi ilkokulda dersaneye, kazanamadı sınavı. ee aptal mı şimdi bu çocuk? fen lisesini kazanamadı üniversiteyi de okumasın zaten di mi? çünkü aptal. okuyoruz her yıl binlerce okul birincisi üniversite sınavını kazanamadı diye haberleri. okul birincilerine bak ulan! sınavı kazanamamıslar! hepsi aptal! nasıl birinci oldunuz lan o aptallıkla oralarda!
köyde büyüdüm ben. çocukluğum çobanlıkla, tarlada ırgatlıkla geçti. köyde ilkokulu bitirdik. ortaokul için de kasabada bi okula yazıldık. neyse ortaokul bitti iyi kötü ama ailem fakir insanlar neticede. babam zaten hasatın bi kısmı karşılığında milletin tarlasını eken bi adam. dedemin üç ineği var, sütçülük yapıyo. köy yerinde karnın doyuyo allah a şükür ama nereye çocuk okutacan. ortaokulda sosyal derslerim vasattı ama matematikte zehir gibiydim. hocam bizimkilerle konuşmuş bu çocuk okusun, köy yerinde heba etmeyin diye. iyi diyon da hocam nası okusun. rahmetli dedem de babama baskı yapmış biraz, babam da madem okumak istiyosun bari bi mesleğin de olsun diye yazdırdı beni ilçedeki meslek lisesinin elektrik bölümüne.

bilmeyen arkadaşlara meslek lisesinde ki eğitimden biraz bahsedersek ne matematik, ne fen, ne edebiyat. gördüğümüz hiç bi ders yoktu doğru dürüst. sınıf zaten 60 kişi, sabah atölyeye bi girerdik, akşama kadar tesisat döşe, motor sar, eye yap... son sınıfta adettendir diye öss ye girdik, ortaokul bilgimizle iyi kötü yaptık sayılır bişeyler. sonra öys ye bi girdik, hiç bilmediğimiz şeyler, garip garip semboller. bırak türev, integral, logaritmayı, faktöryeli bile bilmiyoz.

liseyi bitirdim, ilçede bi bobinajcıda işe girdim. ama aklımda da hep daha fazlasını öğreneyim, mühendis olayım var. bizim ustanın iki yaş büyük oğlu vardı, ondan kalan üniversite hazırlık kitaplarını (tümay seti), dergilerini falan verdi bana sağolsun. ben bi sene hem motor sardım hem lisede hiç görmemiş olduğumuz öys konularına çalıştım. yıldız teknik elektrik mühendisliğini kazandım o sene. okul bitince yüksek lisans yaptım, şimdi de doktora tez aşamasındayım allah a şükür. bu anlattıklarım tabi ki katsayı farkı gelmeden önce olan olaylar. eğer ben dünyaya 5 sene geç gelseydim, şu an büyük ihtimalle güzel ilçemde elektrik tesisatçısı, bobinajcıydım.

peki ben üniversiteyi bitirdiğim sene gelmiş olan bu katsayı kararındaki amaç nedir. amaç, ülkemdeki sınıf farkının devamlılığının sağlanmasıdır. önceleri bunun imam hatipliler için çıkan bir uygulama olduğunu düşünürdüm. fakat şimdi görüyorum ki öyle değil. asıl amaç doktor çocuğu doktor olsun, yüksek yargıya o sınıftan olmayanlar gelemesin, çobanlık işini de babası çoban olanlar yapsın. senin ne haddine çobanlıktan gel, rektör ol, yargıtay üyesi ol, kuvvet komutanı ol vs. eşitlik eşit insanlar arasında olur sözü açık açık ifade etmiyor mu bunu

geçti artık, isteseniz de istemeseniz de sınıf farkı kalkacak. anca çırpınıp salya saçarsınız. olan ise ülkemin 10 senelik bir nesline olmuş olur.

ayrıca meslek lisesine gitme seçimini 14 yaşında öğrencinin kendi hür iradesiyle "abi mesleğim de olur ne güzel, çıkınca direk iş var hayatım garanti" diyerek yaptığını sanan yılmaz özdil beyinli, salyalı kuduzlara da takılmamak lazım. lise öğrenimi süresince hiçbir fen ve sosyal ders görmemiş meslek lisesi mezununun üniversite sınavında kendisinden fazla puan almasından korkacak kadar embesil ve yetersiz insanlardır çünkü.

resmen harcadınız lan bir nesli. Allah sizin belanızı versin, bana da bunu görmeyi nasip etsin inşallah.
insanların geleceğiyle oynuyorlar haberleri yok. insan ilköğretim bittikten sonra geleceğini nasıl iyi düşünebilir. yanlış bir kararla tüm hayatı değişiyor bu meslek lisesi öğrencilerinin. anne babasıda iyi yönlendiremiyorsa lise tercihinde, tüm hayatı heba oluyor.
kapatın imam hatipleri olsun bitsin.
eğitim cehaleti alıyor eşeklik baki kalıyor. "sende fen lisesini kazansaydın" diyen embesiller, fen liselerinin kontenjanının yüzde kaç olduğunu biliyorlarmı. ideolojik düşünceler insanların gözlerini böylemi kör eder.
bütün planlarımı çökerten karardır.. bela okuyorum haberiniz olsun..
bu kararı duyduktan sonra 'yeter amınıza koyayım, bunca zamandır ne diye umutlanıp sonrasında bunalıma sürükleniyoruz? ne diye bize hayal kudurup sonrasında olmaz cıks diyorsunuz be yavsaklar, be vicdansızlar? bunca genci hayatlarının en güzel zamanlarında mutsuzluğa sürüklediğiniz için milyonlar tarafından lanetlenmeyi gani gani hakediyorsunuz' diye hayıflanabilir bir anadolu ticaret mezunu
öz abisi 1999'da imam-hatip mezunu olan şahsımın abisinin uğradığı haksızlığı düşününce ne denli densiz bir karar olduğunu gördüğüm kara lekedir. öyle ki, şahsımın öz abisi imam hatip lisesinde son derece başarılı bir öğrenci olarak öss' ye hazırlanmaktadır. tüm hayali istanbul üniversitesi hukuk fakültesidir. gecesini gündüzüne katıp çalışmaktadır. bir gün ne olduysa olur ve bu katsayı olayı çıkar, normal şartlarda istanbulda hukuk okuyabilecek puana sahip olan tek kardeşim olan abim, son tercihi olan dicle üniversitesi ilköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği bölümüne yerleşir.

evet sevgili sözlükçüler, o gün yaşanılanları inanın bizim evde olmayan anlayamaz, bir tarafta üniversiteyi kazandığı için hüngür hüngür ağlayan, ama üzüntüden hüngür ağlayan bir abi, bir tarafta çığlıklar atarak "ben seni oralara göndermem" diyen bir anne ve ne yapacağını şaşıran bir baba ve henüz 11 yaşında olan mal sahibi. işte sözlükçüler, evet abim gitti, ağlayarak da olsa, dört yıl boyunca öz diyarbakır'a ağlayarak binse de okulunu bitiren ve mezun olur olmaz atanıp öğretmenliğe başlayan bir adamdı benim abim. evet, şimdi evi,arabası, her şeyi var, gayet memnun bir öğretmen ama hala içerlenir, benim hakim olmamı istemediler diye....

sorarım size, manisa *nere diyarbakır nere? hangimiz tercih listesine dicle üniversitesini yazar? işte bu yüzden bu haksızlığı kimse savunamaz, savunmamalı...