bugün

dandik karşılaştırma. bir hastanenin resepsiyonu, cami eder zaten. tefrişatı ve personeli ile.
(bkz: sen onu geç hacı kaç kişiye bir kerhane)
camilerin değil hastanelerin tıklım tıklım dolu olduğunu düşünülürse maksat dostlar alışverişte görsün gibi bir durumudur.
Cami altıüstü bir binadır. 350 kişiye bir camiden daha çok 350 kişiye ne nitelikli din adamları düştüğüne bakılması gerekir.

Ülkenin şu hali göz önüne alındığında bizim din adamlarımızın birçoğunun akıl yoksunu, cahil zavallılar olduğunu görebiliyoruz.

Keza üniversite kontenjanları hayvan gibi arttırıldı, artık düzcede bile tıp fakültesi var düşünebiliyor musunuz düzcede bile belki daha dandik şehirlerin bile tıp fakülteleri vardır benim bildiğim. Şimdi 300 kişilik sınıflarda yeni kurulmuş dandik üniversitelerden doktor çıkacak da ne olacak? insanlar bu doktorlara emanet edilecek de nasıl bir verim alınacak?
Haliyle bu düzende 1000 kişiye bir hastane düşse ne olacak?
saçma bir kıyastır. eğer şikayet edilen zihniyet kadar gerizekalılık göstermekse niyet, bu kıyasın örnekleri türevlenebilir.

okul-cami
hastane-cami
park-cami
tesis-cami gibi saçma kıyaslamalar hunharca çoğaltılır bu şekilde. ancak teknik olarak bile kolay çürütülür bu tezler.

misalen şöyle söylenebilir hemen ;

hastanenin maliyeti ne caminin maliyeti ne vıdı vıdı..

sevgili sözlük, yapılan okul sayısını ya da hastane sayısını etkileyen unsur cami sayısı değildir elbet. sanki devletin elinde 100 lira varmış ve elinde cami , okul, hastane yapmak için tek seçenek varmış gibi düşünmemek lazımdır.

herkes farkediyordur bazen, gereksiz camiler yapıldığını.

zaman zaman siyasete bile alet ediliyordur bu kutsal yapılar.

ama başlıktaki gibi bir kıyas yapmak malum zihniyetin düşünceleri kadar sığlaştırır düşünceleri.

sosyal devlet anlayışının gereği olan eğitim, sağlık gibi hizmetler başka bir devlet ödevi olan ibadet yerleri sağlamaktan vazgeçerek olmayacaktır elbet.

temel sorun sosyal devlet anlayışını benimseyebilmek ve vatandaştan gelen vergileri tekrar vatandaşa gerek cami, gerek okul, gerek hastane, gerek sosyal alan olarak döndürebilmektir.
(bkz: büyüyen türkiye)
(bkz: beyler adam müteahhit)
sağlık ocağı ve sevk zinciri gibi kavramlardan haberi olmayanlar için anormal gelecek bir durumdur 60000 kişiye bir hastane düşmesi.
allaha yakınlaşmak için hayır yapan insanların yanlış yönlendirlimesindendir. sanki cami deilde hastane yada okul yapanın hayrı kabul olmuyormuş gibi lanse ediliyor.

(bkz: yapmayın gözünüzü seveyim)
60 kişinin 15inin her cuma 30unun neredeyse her gün gittiği cami ile, 350 kişiden 340 kişinin yılda bir kaç kez gittiği(doktorlar vs hariç yani) hastanenin kıyaslamasını yapmak saçmadır.
öncelikle yetersiz cami sebebiyle ankara metrosunda cuma namazını kılan insanları eleştirmeyecek kadar laik olalım.ondan sonra cami hastane kıyaslamasına gidelim.
bide bu arada bi düşünelim kaldırıma seccadesini serip namazını kılan bir insana hangi gözle bakacağız.

camiler sadece cemaatle namaz kılmayan insanların uğradığı bir ibadet yeri değil aynı zamanda evinde veya işyerinden uzak olduğu için namazını vaktinde kılmak isteyen insanların uğrak yeridir.
anlamsız bir karşılaştırmadır. ülkedeki birşeyin varlığı ya da yokluğu herkesi etkiler. sanki camiye giden insanlar hastaneye muhtaç değiller de onların isteği üzerine hastane yerine cami yapılıyor. evet eğer hastane sayısı yetersizse bu çözülmelidir. ve emin olun bunu camiye giden insanlar da istemektedirler. çünkü bu iki yeri de aynı kitle kullanmaktadır.
türkiyede camiler devlet eliyle yapılan müesseseler değildir. vakıf faliyetine benzer, sosyal bir dayanışma sonucu bu eserler inşa edilmiştir. halkından kopuk, istanbul da boğaz manzaralı dairesinden, ya da üniversite sırasından yorum yapan insanlar, halkın neye değer verdiğini de, neyi önemsediğini de anlamazlar. cuma günü o camilerin bahçelerinde namaz kılan insanları görebilirsen, o camilerin ne için yapıldığını da anlarsın.
(bkz: welcome to the jungle)
bazi insanlar hayatlarinda hic hastaneye girmemisler anlasilan ya da hasta olmamislar. sanirim akrabalari falan da hasta olmamis. hastanelerin ne halde oldugunu bilmiyor ve ya gormemis gibi...

kor ya da asiri zengin insanlarin sarf edecegi cumlelerle savunmaya calisiyorlar bu olguyu.
bu garip istatisligi savunan insanlar varsa; bu durumun gerceklesmesinde de bir gariplik yok. bu istatistigin yayinlanmasi camileri yikmayacak ama bu zihniyet; cami yapmaya ve kaynaklari israf etmeye devam edecek.

ek yazi: bir de bakin boyle israflarda yapiliyor, ne olmus yani diyenler de var. yani yanlisi yanlislarla savunmaya calisanlar. kani kanla yumazlar. kani su ile yurlar.
teröre harcanan para *, barlarda harcanan paralar, köpük havuzları, havaya atılan peçeteler, *, parti afişleri, bayrakları vs.. gibi yerlere harcanan paralar, üniversite şenliklerinde bir gecede milyarlar alan sanatçılara verilen paralar ve daha niceleri, yapılan o kadar boş şey varken gelip camileri örnek vermek tebrik edilesi bir ayırt edicilik örneğidir.
(bkz: eceli gelen köpek cami duvarına işer)
Cuma namazında camilerin tıkabasa dolduğunu, ve acil olmak kaydıyla her hastanın hastane bulmakta güçlük çekmediğini dikkate alırsak, din karşıtı kişilerin gereksiz polemik yaratmasıdır.
http://www.medimagazin.co...-1191i-buldu-h-47732.html
Ayrıca türkiye nüfusunun çok büyük bir kısmının namaz kılmadığını düşünürsek çok daha içler acısı bir hal alır.
turkiye'in icinde bulundugu icler acisi durum. her hastamiz oldugunda eger paramiz yoksa isimiz allaha kaliyor. kaderin ve kaderciligin bir cilvesi...