Süregelen cumhurbaşkanlığı tartışması konusunda YÖK'te yapılan toplantıda çıkan bildiridir. Tarafsızlık vurgusu lafına azıcık tebessüm etmişimdir. Zira pek iyi bilinmektedir ki kural olarak cumhurbaşkanı meclis içinden seçilmektedir. Özal da Demirel de bir parti genel başkanıydı. Meclisteki çoğunluk partisi cumhurbaskanını tayin ediyor işte napacaksın? Yani halkın iradesi mecliste bu seçim sistemi ile bu şekilde tezahür etmişse napacaksın? 1 milyon oyum olsa birini akp'ye vermem ama şu ana kadar yeri göğü yıkan CHP adaletsiz seçim sistemi konusunda iktidarda iken (koalisyon ortağı olarak) neden bir şey yapmamıştır? Senin adamın olunca iyi de Tayyip olunca mı kötü? Uzlaşma şart lafına da ayrıca hasta olmaktayım. Bugune kadar hangi cumhurbaşkanı uzlaşma ile seçildi Atatürk dışında. Pek övülen sözde-demokratik darbe anayasası olan 61 Anayasası döneminde cumhurbaşkanı cuntanın başı değil miydi? Tayyibi zerre sevmem ama karşı çıkılacaksa çıkanlar geçmişlerine bir bakarsa iyi olur.Bu arada neden sürekli laik cumhurbaşkanı vurgusu yapılıyor? cumhuriyet temel nitelikleri sadece laiklikten mi oluşuyor? temel değerler deniyorsa bu degerler arasında bir sınıflandırmanın mümkün olması nereden çıkıyor?
Bildiri metni için bkz.http://www.hurriyet.com.t...sayfa/6275913.asp?gid=171
ellerindeki gücü kaybetmekten korkan satılmış birkaç adamın hazırladığı bildiri. üniversitelerde her şey güllük gülistanlık, eğitim süper, dünya çapında derece alıyoruz ya, el atmadık bir siyaset kalmıştı sizin için. tarafsızlık mış. peh... üniversitelere başörtülüleri almayanlar mı tarafsız? güldürmeyin adamı.
bizim üniversitelerimizin durumunu en güzel açıklayan olaydır. ya üniversite nedir? ilim ve tahsil yeri. peki rektörlerimizin yaptığı nedir? gereksiz çemkirmek birşeylere. e biz bu durumda tabiki değil dünyada avrupa da bile üniversitelerimizi dereceye sokamayız. bilim adamlarımız siyasetle uğraşacaklarına gereksiz bildiriler yayınlayacaklarına, oturup kendi ihtisas yaptıkları alanda iki makale yazsalar daha yararlı olabileceklerinin farkında değiller galiba.
kuruldugundan beri burokrasinin usagi olan kurum bir de utanmadan devlet kurtarmaya bakiyor. yahu arkadas bu devletin anasini önce siz aglatmadiniz mi? üniversitlerin içine sıcıpta sonra dolayli olarak bu hale düsmemize sebebiyet vermediniz mi? ne oldu götünüz tutstu da demekrosicilik mi oynuyorsunuz? gecin efendim bunlari komik duruma dusuyorsunuz. benim bunlarla saf birliği eden aklı evellere söylecek iki kelimem var. yhau senelerdir bunlari boklamadiniz mi? karsi cikmadiniz mi protesto etmediniz mi? şimdi ne halt yemeye bu anti demokratik kurumla ortaklik edersiniz? ve bunlardan medet umdugunuz için kafaniza aziz nesin'in musalla taşı dank diye düsecektir.

(bkz: bildirini al ve git)
elde ettiği (bkz: bilkent) avantalarla özel üniversite kurmayacak ve aldiği ödülle yavsak yavsak kameralara siritmayacaklarin sececeği bir cumhurbaskani lazim bize.
Bu arada Baskın Oran hocaya ders verdirmeyen, üniversiteler fraksiyonlara bölünüyor napayım o yüzden dekan seçimlerini yaptırmıyorum kendim atıyorum diyen bir rektör de aralarındadır ve demokrasi istemektedir.
Nokta dergisinde geçen hafta yayınlanan darbe günlüklerdeki bir ifadeyi akla getirmiş bildiri. "rektörleri, üniversiteyi sokağa dökmek"
allah'tan bu imamların cemaati ya da bu dingillerin uşağı değiliz dediğim bildiridir. hakeza rektörlerin siyaseti yönlendirme gibi bir hakları yoktur. ha çok isterse girer kasım'daki seçimlere milletvekili olur, mecliste konuşur, o zaman görevidir normal deriz. erdoğan teziç konuşmasında 2002 seçimlerinin cumhurbaşkanı seçmek için yeterli bir seçim olmadığını söylüyor. ahmet necdet sezer'i de ben istemiyordum ama seçtiler, seçtirdiniz erdoğan teziç efendi.
senin istediğin olunca demokratik benim istediğim olunca anti-demoratik öyle mi? aslında hiç olmaması taraftarıyım ama recep tayyip erdoğan sırf bunlara (deniz baykal, yök, v.s.) inat cumhurbaşkanı olsun istemeye başladım.
(bkz: allah ım sen çıkarımı bileni cumhurbaşkanı yapma)
(bkz: özel isimler bkz la yönlendirilmiştir)
koltuklarının tehlikeye girmesiyle ne yapacağını şaşırmış rektörler tarafından hazırlanan bir bildiridir!!! rektörlerin başka işleri yok mudur ki her şeye burnunu sokarlar. sanki kendi işlerini çok güzel yapıyorlar; üniversiteler güllük gülistanlık da siyasete atılıyorlar bir de. demokrasi karşıtlarına (askeri darbe isteyenler) inat recep tayyip erdoğan cumhurbaşkanı olursa onlardaki yüz ifadesini görmek isterim.
Rektörlerden muhtıra gibi açıklama başlığıyla ilgili gazeteye haber olmuş bildiridir.
bu manşeti atan insan evladına sormak lazım rektör kimdir muhtıra nedir meclise muhtıra vermek kimin haddinedir.
siyaset yapmak isteyenleri halk olarak meydanlarda görmek isteriz koltukta oturup martaval okumakla olmaz bu işler. bir bilim adamı siyaset bilimi hakkında konuşmalı güncel siyasi konularda çıkıp ahkam kesmemeli. daha geçen akşam rte'nin konuşmasına sinirlenmiştim mitingler için konuşuyordu oysa hiç konuşmamalıydı çünkü demokratik ülkede belli kurallar çerçevesinde miting yapılabilmeli sınavlar mı ertelenmiş ertelensin isteyen katılsın mitinge ne zararı var. fakat sayın teziçin açıklamalarının uslübü affedilir gibi değil sert bir cevap verilmelidir kanımca.
son olarak bu ne laubali, ne seviyesiz bir cevaptır;
"Cumhurbaşkanı olması durumunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın sizi görevden alma yetkisi var ; diyen bir gazeteciye de Erdoğan Teziç;Ne yetkisi anlamadım. Öyle mi yazıyor? Ben okumadım dedi.