bugün

mantıklı insandır. direkt vergi vermeyen insanların olduğu bir ülkede dolaylı verginin ne demek olduğunu ve petrol üreticisi bir ülke olmadığımızı bilen insandır. hasılı makuldür.
büyük ihtimal bu seçimlerde de akp oy verecek zihniyettir. ne söylesek boş.
açık ve net maldır. evet. fikirleri yozlaşmıştır. mühendis olsa bile malın ve yavşağın önde gidenidir.
Bir kaç ağaç için toplanıp sömürüye karşı toplanamamak kadar acizce bi durumdur.
10 lirada olsa yine ak partiye oy vermektir. zoruna gidenin borusuna gitsin. tersini düşünen embesillerin pornocu zihniyetinden daha temizdir.
ne desek boştur.
1 liraya benzin alamayıp alınamıyordu çünkü akaryakıt kıtlığı nedeniyle benzinliklerde uzun araç kuyukları oluşuyordu, kuyrutaki sıra kavgaları nedeniyle kavgalar yaralanmalar ve ölümler yaşanıyordu.
yukardaki tablo köklü partimiz herderde deva olan chp mizin iktidar önder sav ın komplosuna kurban giden deniz baykalın enerji bakanı olduğu yılların özetidir.
chp demek kıtlık demektir darboğaz demektir haccada gitme arapları zengin etme zihniyetidir.
bu millet 5 tl ye benzin alıp oyunu ak partiye verir ama kıtlık demek olan chpes e oy vermez.
benzin kitligini yasamaktan bikmis insanin yaptigi eylem.
mazoşisttir.
100 liraya aldığı benzinin 61 lirasinin vergi olduğundan habersizdir.
bana şu fıkrayı hatırlatır;

padişah bir gün vezirini çağırır ve der ki; "yeni bir kural çıkaralım, adı vergi olsun. herkesten alınacak, bakalım halk ayaklanacak mı?" halk toplanır vezir vergiyi sunar, halk dağılır. bir hafta sonra padişah vezire sorar; "halk ayaklandı mı?" diye. vezir; "kimseden ses çıkmıyor" der. padişah'ın aklına başka bir fikir gelir ve der ki; "vezir, köprüden her geçeni becerin". bir hafta sonra padişah sorar, "nasıl halk ayaklandı mı?" vezir de "kimseden ses çıkmıyor padişahım" der. padişah "o zaman gideni de geleni de becerin" der ve iki hafta sonra sorar vezire; "halk ayaklandı mı?" - "hayır..." padişah sinirlenir bütün halkı meydana toplar ve der ki "ben vergi çıkardım kimse neden ayakl...?" o sırada halktan biri bağırır: - "efendim sabahları köprünün başında adamlarınız bizi becerirken sıra oluyor, işimize geç kalıyoruz; acaba bir kaç adam daha koyabilir misiniz?"